Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1763 E. 2023/692 K. 27.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2020 (Ek Karar Tarihi : 27/11/2020)
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
YAZIM TARİHİ : 24/02/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 29/09/2020 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının, 27/11/2020 tarihinde tesis edilen davacının bononun iptali talebinin reddine ilişkin ek karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından 04.08.2015 tanzim, … vade tarihli 90.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak Konya … İcra Dairesi Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, ancak müvekkilinin davalı/alacaklısına hiçbir borcunun bulunmadığını, söz konusu bonoyu müvekkilinin düzenlenmediğini, bono altındaki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, davalının kötü niyetli olarak takip başlattığını, sürelerin kaçırılması nedeniyle İcra Hukuk Mahkemesine imzaya ve borca itiraz davası açmadığını, ancak müvekkilinin takibi öğrendiği anda şikayette bulunması üzerine Seydişehir Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosya ile soruşturmanın başlatıldığını, savcılık dosyasından aldırılan raporda, senet üzerindeki yazı ve imzanın müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin davalıyı hiç tanımadığını, aralarında ticari ya da şahsi hiçbir ilişkinin ve herhangi bir alışverişlerinin bulunmadığını, davalıdan iş bu senede konu olabilecek borç para alımında bulunulmadığını, icra takibi nedeniyle müvekkilinin evine ve diğer taşınmazlarına haciz konularak taşınmazların satışının istenildiğini, taşınmazlar Seydişehir İcra Dairesi Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası aracılığı ile satışının yapıldığını, ihalenin feshi amacıyla Seydişehir İcra Hukuk Mahkemesine ihalenin feshi için dava açıldığını ancak henüz sonuçlanmadığını, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi olarak mağdur edildiğini belirterek; öncelikle söz konusu icra takibinin iş bu dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına, Konya … İcra Dairesi Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine konu bono nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin ve bononun iptaline, davalı aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağından dolayı davalı borçlu … ve dava dışı borçlu … aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 90.000,00-TL bedelli bonodan dolayı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, takibin herhangi bir itiraza uğramadan kesinleştiğini, takipte borçluların Seydişehir’de bulunan taşınmazlarına haciz konulduğunu, taşınmazların kıymet takdirlerinin yapıldığı ve borçlulara tebliğ edildiği, herhangi bir itiraz davasının açılmadığını, birtakım taşınmazların satış işlemlerine başlandığını, bu sırada icra dairesine gelen borçlu …’in icra dosyasını ödemek için taahhütte bulunduğunu, ancak herhangi bir ödemede bulunulmadığını, bu nedenle hakkında taahhüdü ihlalden şikayette bulunulduğunu, mahkemece verilen cezaya rağmen borcun ödenmediğini, bunun üzerine satışı istenilen taşınmazı müvekkilinin alacağına mahsuben aldığını, borçlu … tarafından ihalenin feshine ilişkin davanın ikame edildiğini, tüm icra işlemleri bu aşamaya geldikten ve borçlu … ‘e tüm tebligatlar yapıldıktan ve itiraza uğramadan kesinleştikten sonra, davacı tarafından gerçek dışı iddialar ile açılmış iş bu davanın reddi gerektiğini, kötü niyetli olan davacının takibi en başından beri yapılan tüm icrai işlemlerden haberdar olduğunu, davacının takiben konu bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiğini, savcılık dosyasından aldırılan kriminal raporda söz konusu bonoda teknik incelemeye dayalı herhangi bir kanaat beyanında bulunulamayacağını, davacının iddialarını yazılı delille ispatının gerektiğini, icra dosyasından davacıya yapılan tebligatların usulünce yapıldığını, davacının davası ile ilgili olarak tanık dinlenmesine muvafakatlerinin bulunmadığını, söz konusu takibe konu senet üzerinde kendi adına atılan imzaların …’e ait olduğunu, bu hususun yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını belirterek; davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, alacağın % 20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince “… Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafça davacı aleyhine 04.08.2015 tanzim, 05.10.2015 vade tarihli 90.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak Konya … İcra Dairesi Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, ancak davacı tarafça söz konusu bonoyu kendisinin düzenlenmediği, bonodaki imzanın kendisine ait olmadığı, davalı alacaklı ile hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığı, davalının kötü niyetli olarak hakkında icra takibi başlattığı, kendisinin haksız icra takibini öğrendiği anda ilgililer hakkında şikayette bulunduğu, savcılık soruşturma dosyasından aldırılan kriminal raporunda da bonodaki imzanın kendisine ait olmadığının tespit edildiğinden dava ve takibe konu bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin işbu davanın ikame edildiği, davalı taraf ise söz konusu bonoya dayalı olarak Konya … İcra Dairesi Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibinin yapıldığı, takipte borçluların bir kısım taşınmaz mallarına haciz konulduğu, akabinde de kıymet takdirinin ve satış işlemlerinin yapıldığı, davacı tarafın kötü niyetli olarak davayı ikame ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davaya ve takibe konu bono üzerindeki imzanın davacı eli ürünü olup olmadığı hususları bakımından rapor aldırıldığı, inceleme konusu bonoda mevcut imzanın davacının mukayese imzaları ile kıyasla davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, davalı tarafça davacının borçlu olduğuna dair başkaca herhangi bir belge veya delil de sunulamadığı, davacının davalıya borçlu olmadığı değerlendirilmekle, davacının davasının kabulü ile ; 04/08/2015 tanzim tarihli … ödeme tarihli 90.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak Konya …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra takibi nedeniyle Davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 90.000,00 TL’nin % 20’ı oranında hesaplanan 18.000,00-TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının tazminat talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesice 27/11/2020 tarihli ek kararı ile “Davacı vekili her ne kadar söz konusu bononun iptalini de talep etmiş ise de ; hüküm kısmında sehven yer verilmeyen talebinin değerlendirilmesinde;
Davaya konu bonoda dava dışı …in keşideci, davacı taraf …’in ise kefil sıfatı ile imzalarının bulunduğundan kıymetli evraktaki imzaların istiklali ilkesi gereği davacının asıl talebinin ferii niteliğindeki söz konusu bononun da iptaline yönelik talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili asıl karara yönelik istinaf dilekçesinde özetle; icra işlemlerinin usulüne uygun olarak tamamlanıp, borçlular tarafından herhangi bir itiraza uğramadan kesinleşmiş iken …’in müvekkiline herhangi bir borcunun olmadığı, davaya konu senet üzerindeki imzanın da kendisine ait olmadığı sebepleriyle haksız ve kötü niyetli olarak menfi tespit davası ikame ettiğini, davacı beyanlarının TMK md 2 ve devamı maddelerinde açıklanan iyi niyet kaidelerine aykırı olduğunu, …’in senedi yatar pozisyonda imzaladığının beyan edildiğini, alınan imza örneklerinin ise çömelerek sağ ve sol el ile, oturarak ve ayakta sağ sol el ile alınmış olduğunu, borçlunun imza attığı pozisyon dışındaki imzaları ile yapılan mukayese incelemesinin hatalı olduğunu, imza incelemesinin senedin tanzim tarihinden önceki tarihli belge ve imzalar ile yapılması gerekirken bu taleplerinin dikkate alınmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istinaf etmiştir.
Davacı vekilinin ek karara yönelik istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu bononun ve icra takibinin iptal edilmemesinin müvekkilinin mağduriyetini artıracağını, davalarının sadece imzanın müvekkiline ait olmadığının tespitini istemek için değil aynı zamanda dava konusu bononun ve müvekkili aleyhine yapılan icra takibinin müvekkili açısından iptalini de talep ettiklerini, mahkemece taleplerinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkemenin … tarihli ek kararının kaldırılmasını istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; Menfi Tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı tarafça, kefil (avalist) olarak yer aldığı 04.08.2015 tanzim, … vade tarihli 90.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak Konya … İcra Dairesi Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası hakkında takip başlatıldığı, ancak bono altındaki imzanın kendisine ait olmadı nedeniyle eldeki menfi tespit davasının açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilince, ek karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu görülmüşür.
Takibe konu bonoda nedeniyle davacının şikayeti üzerine Seydişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasından Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünden alınan … tarihli raporda söz konusu kefil imzaları ile …’in mukayese imzaları arasında grafolojik yakınlık görülmemiş ise de ; gerek tetkike konu kefil imzalarının gerekse …’in mukayese imzalarının kişilere atfedilebilecek karakteristik hususiyetleri yeterince ihtiva etmeyen tarzda atılmış basit tersimli imzalara olması sebebiyle netice hakkında teknik incelemeye dayalı herhangi bir kanaat beyanında bulunabilmek mümkün olmamıştır yönünde kanaat bildirilmiştir.
Mahkemece, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinden alınan … tarihli raporda ; inceleme konusu senette alttaki kefil imzaları teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, basit tersimli taklidi kolay imzalar olması nedeniyle söz konusu imzanın aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’in eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinin bildirildiği,
ATK Fizik İhtisas Dairesinden alınan raporun kesin kanaat bilmemesi nedeniyle mahkemece … fakültesi öğretim üyelerinden grafoloji alanında uzmanlardan oluşacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınması ara karar üzerine, Adli Belge İnceleme Uzmanları Dr. …, Dr. …, … tarafından düzenlenen … havale tarihli raporda ; dava konusu bonodaki imzanın davacının mukayese imzalarına kıyasla davacı eli ürünü olmadığı, kanaatini bildirir rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davalının istinaf talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
İmzada sahtecilik iddiası kambiyo senetlerinde mutlak defi olup lehdar ve ciro yolu ile hamil olan cirantalara ve son hamile karşı ileri sürülebilir.
Senetteki imzanın inkarı halinde imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükü belgeyi elinde bulunduran senet alacaklısına aittir. Adli belge uzmanlarınca hazırlanan … tarihli bilirkişi raporunda bonoda kefil (avalist) olarak atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığının bildirildiği, davalının takip konusu bonoda lehtar olarak yer aldığı hususu da gözetildiğinde ilk derece mahkemesince davanın kabulüne ve davalının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına dair kararında yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davacının istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının Ek karara yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
6100 sayılı HMK’nın 305/A maddesi: “Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.” hükmü düzenlenmiş olup, davacı vekilince bir aylık süresi içerisinde hükmün tamamlanması talebinde bulunulduğu, ilk derece mahkemesinin ek kararına karşı süresinde ve istinaf harçlarının yatırılarak istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 778. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendi uyarınca bonolarda da uygulanan aynı yasanın 677. maddesi “ Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez” hükmünü içermektedir. Kısaca anılan yasa hükmü dokdirinde ve uygulamada “imzaların istiklali” prensibi olarak nitelendirmektedir.
Takip konusu bonoda keşideci imzasına her hangi bir itirazda bulunulmadığı, keşidecinin imzaların istiklali prensibi gereği sorumluluğunun devam edeceği , bu nedenlerle davacının bonoda imzası bulunan 3. Kişilerin haklarını etkileyecek mahiyetindeki bononun iptalini talep edemeyeceği ancak yüksek mahkememiz yargıtayın yerleşik içtihatlarıyle benimsenen çoğun içerisinde az da vardır prensibi gereğince bonoda kefil imzasının davacı eli ürünü olmadığı sahte olduğu anlaşıldığından bononun kendisi yönünden iptalini talep etmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının bu sebebe dayalı istinaf talebinin kabulünün gerektiği anlaşılmıştır.
Anlatılan nedenlerle davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddine; davalının ek karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen sebeple kaldırılması, 04/08/2015 tanzim tarihli … ödeme tarihli 90.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibe konu 04/08/2015 tanzim tarihli … ödeme tarihli 90.000,00 TL bedelli bononun davacı yönünden iptaline, şeklinde yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
1-Alınması gereken 6.147,90 TL harçtan peşin alınan 1.537,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.610,90 TL karar ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B) Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/11/2020 tarih … Esas … K. sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcı ve 6,20 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 154,8 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN EK KARAR KURULMASINA,
1-Davacının talebinin KABULÜ ile;
-Takibe konu 04/08/2015 tanzim, 05/10/2015 ödeme tarihli 90.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibe konu 04/08/2015 tanzim, … ödeme tarihli 90.000,00 TL bedelli bononun davacı yönünden İPTALİNE,
E) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince ek kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
F) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/02/2023 tarihinde oy çokluğu ile HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
(Muhalif)
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

M.Y.

MUHALEFET ŞERHİ: Davacının dava dilekçesinde bononun iptali talebinde bulunduğu, bononun kendisi yönünden iptali talebinin bulunmadığı, dava dilekçesinde talep edilmeyen bir hususta karar verilemeyeceği, bonoda davacı-borçlu dışında başka borçluda olduğu, bono tümüyle iptal edildiğinde davada taraf olmayanlar yönünden imzaların istiklali prensibi gereğince geçerliliğini koruyan bononun tümüyle iptali sonucunu doğuracağı, bu nedenle ilk derece mahkemesinin ek kararının usul ve yasaya uygun olduğundan davacının ek karara yönelik istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Üye …
e-imzalıdır