Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1672 E. 2023/1051 K. 15.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/05/2023
YAZIM TARİHİ : 17/05/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında … tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın … Şubesi nezinde dava dışı kredi borçlusu … Lehine 23/02/2017 tarihinde imzalamış olduğu genel kredi ve teminat sözleşmesine istinaden çeşitli kredi hesapları açıldığı ve kredi kullandırıldığı, borçluların taahhütname hükümlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine açılan hesapları kapatılarak ihtarname gönderildiği, ancak borçluların tebliğe rağmen borçlarını ödemediklerini, dava dışı kredi borçlusu şirketin borcuna karşılık temlik cirosu ile ekli çek tevdi bordrosu başlıklı belgeler mukabilinde keşidecisi davalı … olan çekleri verdiğini, kredi hesaplarının normal seyrini kaybetmesi üzerine dava dışı kredi borçlusu … hakkında Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, yine temlik cirosu ile müvekkili bankaya tesim edilen ve ödenmeyen çek keşidecesi davalı-borçlu … aleyhine alacağın tahsili amacıyla Konya …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 24/07/2020 tarihinde icra takibine başlanıldığını, borçlunun borcun aslına yönelik itirazlarını yerinde olmadığını, davalı-borçlunun icra dosyasında yer alan çeklerdeki imzalarına ayrıca ve açıkça itiraz etmediklerinden imzaların kendisine ait olduğunu kabul etmiş olduğunu, davalının haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile % 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminata mahkum edilmesine, yargılama ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı/alacaklı tarafından başlatılan icra takibinin dayanağı olarak … Bankası … Şubesi’nin 31.12.2016 tarih ve … çek numaralı 35.000,00 TL bedelli çeki ile … Bankası… Şubesi’nin 30.01.2017 tarih ve … çek numaralı 15.000,00 TL bedelli çek gösterildiğini, bu çeklerin müvekkili … tarafından keşide edilmiş ve lehtarının dava dışı …olduğunu, bahsi geçen çeklerin daha sonra dava dışı lehtar şirket tarafından davalı bankaya ciro edildiğini, yukarıda keşide tarihleri ve çek numaraları belirtilen çekler müvekkil ile dava dışı … ve dava dışı şirketin tek ortağı ve temsilcisi olan … arasındaki taşınmaz satış sözleşmesine karşılık olarak verildiğini, müvekkilinin dava dışı şirket ile dava dışı … adına kayıtlı taşınmazların bedeli karşılığında dava dışı şirket lehtar olmak üzere … Bankası … Şubesi’ne ait toplam bedeli 534.900,00 TL olan 11 adet çek verdiğini, müvekkilinin taşınmazları satın aldığı tarihte taşınmazlar üzerinde 340.000,00 TL ve 130.000,00 TL bedelli olmak üzere iki adet ipotek bulunduğunu, taşınmazların, müvekkili tarafından, toplamda 534.900,00 TL bedelli çek karşılığında ve üzerlerinde yaklaşık 470.000,00 TL ipotekle birlikte satın aldığını, taraflar arasında yapılan anlaşma gereği tüm ipoteğin borcu davalı … tarafından ödenmesi gerekirken müvekkilinin tüm çabalarına rağmen borcun ödenmediğini, bahsi geçen ipotek borçlarının müvekkilin üzerine kaldığını, bunun üzerine müvekkilinin çeklere ilişkin temeldeki taşınmaz satışından dolayı borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davası açıldığını ve işbu davada çeklerin tahsilinin önlemek üzere ihtiyati tedbir talep edildiğini, bahsi geçen dava neticesinde Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … E., … K. Sayılı ilamıyla müvekkilin, … Bankası … Şubesine ait; 31.12.2016 keşide tarihli … çek seri numaralı 35.000,00 TL bedelli, 30.01.2017 keşide tarihli … çek seri numaralı 15.000,00 TL bedelli çekler de dahil olmak üzere bahsi geçen çekler nedeniyle … Şti’ne borçlu olmadığının tespitine karar verilerek kesinleştiğini, işbu karar Konya … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile … Bankası … Şubesi’ne bildirilmiş olup bahsi geçen çekler dolayısıyla herhangi sorumluluğunun olmadığının bildirildiğini, dava dışı … tarafından davacı bankanın … Şubesi nezdinde bulunan kredi borçlarına karşılık olmak üzere müvekkil tarafından keşide edilen 31.12.2016 keşide tarihli … çek seri numaralı 35.000,00 TL bedelli, 30.01.2017 keşide tarihli … çek seri numaralı 15.000,00 TL bedelli çeklerin ciro edildiğini, davacı/alacaklı banka tarafından da işbu çekler dayanak gösterilerek müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, bankanın hamili olduğu çekler nedeniyle kambiyo hukukundan kaynaklı olarak müvekkilinden talepte bulunma imkanı olmadığını, davacı ….’nin hamili olduğu çekler bakımından üç yıllık zamanaşımı süresi geçmiş olduğundan davacı/alacaklının takibe konu çekler dolayısıyla müracaat hakkı bulunmadığını, müvekkilin çeklerin doğumuna sebep olan temel ilişkiden dolayı borcu olmadığı Konya… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … E., … K. Sayılı ilamıyla tespit edilmiş olup hal böyle iken davacı/alacaklının müvekkilden temel ilişkiye dayalı olarak herhangi bir talepte bulunma hakkı mevcut olmadığını, davanın reddi ile, davacının icra takibinde haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince “… Alınan bilirkişi raporu, dosyada mevcut tüm belgeler, icra dosyası ve taraf beyanları ile sabit olduğu üzere, davalı tarafından keşide edilen ve dava dışı … e verilen takip konusu çekler davacı bankadan kullanılan/kullanılacak krediye karşılık davacı bankaya verilmiştir ve çekler keşide tarihinden sonra ibrazı ile karşılıksızdır işlemi görmüştür.
Bu haliyle davacı banka nezdinde davalıya ait karşılıksız işlemi görmüş ama yasal süresi içerisinde kambiyo takibi başlatılmamış çekler yönünden yukarıda belirtilen TTK 732. Madde ” Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar. (2) Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem, muhataba, yerleşim yerli bir poliçeyi ödeyecek olan kimseye ve düzenleyen, poliçeyi başka bir kişi veya ticari işletme hesabına düzenlemiş olduğu takdirde o kişiye veya ticari işletmeye karşı da ileri sürülebilir. (3) Poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir istem ileri sürülemez.(4) Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir.” hükmü gereğince davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak ilamsız takip yapabileceği, davalının ise kendisinin davacı bankaya karşı sebepsiz zenginleşmediğini ispat edemediği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı vekilince icra takibi yapılırken işlemiş faiz de takibe eklenmiş ise de,Borçlar Kanunu Borçlunun temerrüdü I. Koşulları başlıklı 117. Maddesi “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.” hükmü gereğince yukarıda belirtilen madde uyarınca sebepsiz zenginleşen davalının iyiniyetli olduğu hallerde ( ki mahkememizce davalının iyi niyetli olduğu kanaatine varılmıştır) sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Dosya içerisinden takip haricinde davalının temerrüde düşürüldüğüne dair davacı tarafından sunulmuş belge bulunmadığından davalının takip ile temerrüde düştüğü ve bu tarihten itibaren faiz işlemesi gerektiği kanaatine varıldığından işlemiş faiz yönünden davacı talepleri kabul edilmeyip reddedilmiştir.
Yine her ne kadar davacı vekili icra inkar tazminatı talep etmiş ise de; itirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Yine …’ in “… Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:3 Sayı:1 Yıl 2012” de yayınlanan “İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA İCRA İNKÂR TAZMİNATININ ŞARTI OLARAK BORÇLUNUN İTİRAZININ HAKSIZLIĞINA KARAR VERİLMESİ” adlı makalesinde ” Öğretide özellikle haksız fiillerden ve sebepsiz zenginleşmeden doğan tazminat alacakları bakımından bu alacakların likit olmayacağı tabiri caizse peşin olarak kabul edilmektedir.( … / … / … / …, s. 183, dn. 136; … / …, s. 106) belirtildiği üzere sebepsiz zenginleşmeye dayalı takiplerde icra inkar tazminatı yönünden alacağın likit olmadığı yönünde görüşler mevcuttur.
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; takibin ilamsız takip oluşu, zamanaşımına uğramış çekler yönünden takip yapılması ve davalı tarafından … tarihinde Konya … Noterliği …yevmiye nolu ihtarnamesi ile davadışı şirkete borçlu olmadığının ve mahkeme kararının davacıya bildirilmiş olmasına rağmen yaklaşık 4.5 (dörtbuçuk) sene sonra takibe geçilmesi de dikkate alındığında; davalının sorumlu tutulacağı alacak miktarı likit (belirli, muaccel) olmayıp, alacak miktarının tesbiti yargılama yapılmasını gerektirdiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
Yine her ne kadar davacı icra takibinde %13.50 temerrüd faizi talep etmiş ise de, somut olayda taraflar arasındaki ilişkinin ticari iş niteliğinde olmamasına ve davalının da tacir sıfatı bulunmamasına göre yasal faiz üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Alınan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre davalı borçlunun Konya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın kısmen iptali ile, takibin 50.000,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile devamına, Fazlaya ilişkin taleplerin reddine, şartları oluşmayan icra inkar tazminatının reddine …” gerekçesiyle davacı …. vekilinin davalı … aleyhine açtığı itirazın iptali davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; davaya konu Konya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın kısmen iptali ile, takibin 50.000,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, şartları oluşmayan icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek; mahkemece sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olmadığının ispat edilemediğinin belirtildiğini, mahkemenin bu tespitinin hatalı olup cevap dilekçesinde ayrıntılı olarak açıkladığı üzere müvekkilinin çekler nedeniyle borcu olmadığı ve zenginleşmesinin söz konusu olmadığının Konya… ATM … tarih, ve … E. … K. Sayılı ilamıyla tespit edilmiş olup davacı alacaklının müvekkilinden sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak da herhangi bir talepte bulunma hakkının mevcut olmadığını, bu nedenle müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü yönünde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme gerekçesinde Konya … ATM … E numaralı dosyası kapsamında verilen menfi tespit kararının yalnızca müvekkil ile dava dışı … arasındaki ilişki yönünden geçerli olacağının belirtildiği ancak yerleşik yüksek mahkeme kararlarında belirtilmiş olduğu üzere uyuşmazlığa konu çekler nedeniyle açılan menfi tespit davası neticesinde keşidecinin borçlu olmadığının tespiti halinde herhangi bir sebepsiz zenginleşmeden bahsedilemeyeceğini, bu durumda yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtilmiş olduğu üzere ilgili kesinleşmiş … ATM … E. Numaları kararı nazara alınarak davacının müvekkilinden sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir talepte bulunamayacağının kabul edilmesi gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, Zamanaşımına uğramış çeklerden dolayı TTK’nın 732. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak nedeniyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı tarafça, takip konusu çeklerin davacı bankaya dava dışı kredi borçlusu … İle imzalanan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesine istinaden kullandırılan kredilere karşılık kredinin tahsili amacıyla devredildiği iddia edildiği, banka kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile çeklerin kredi borcunun teminatı olarak alındığının tespit edildiği anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 732. maddesinde ” Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar” hükmü düzenlenmiştir.
Sebepsiz zenginleşmeyi düzenleyen 6098 Sayılı BK.nin 77 vd. maddelerine göre; mal varlığında azalma meydana gelen kişinin, zenginleşen kişiden bunun giderilmesini isteme hakkı hüküm altına alınmış olup, Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılan davada ispat yükü, sebepsiz olarak zenginleşmediğini iddia eden davalı çek keşideci üzerinde bulunmaktadır.
Somut olayda, davacının alacaklısı olduğu Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takibine konu … Şubesince verilen … çek numaralı, 30.01.2017 keşide tarihli, 15.000,00 TL bedelli ve … çek numaralı, 31.12.2016 keşide tarihli 35.000,00 TL bedelli çekler hakkında, Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.-… K. Sayılı kararı ile dosya davacısı …’ın, dosya davalısı …’ye borçlu olmadığının tespitine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, bu durumda davalının, dava dışı kredi borçlusu şirket ile arasındaki temel ilişkide, dava dışı kredi borçlusu şirkete borçlu olmadığı, davada ispat yükü üzerinde olan davalının, ifade edilen mahkeme kararı ile davacı banka aleyhine sebepsiz zenginleşmediğini ispat ettiği, bu nedenlerle; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince; davanın reddine, davalının şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih,… Esas – … Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 853,88 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 901,87 TL harçtan, karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 721,97‬ TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı davada kendisini vekil sıfatı ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 11.947,78 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7- 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin hüküm kesinleştiğinde davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-HMK’nın 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) İlk derece mahkemesince 06/10/2021 tarihinde yazılan harç tahsil müzekkerelerinin bila ikmal iadesinin ilk derece mahkemesince istenmesine,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
E) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Y.