Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1643 E. 2021/2098 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO :…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :….
NUMARASI : … Esas

İSTİNAF EDEN DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVA : İhtiyati tedbir -Alacak Davası

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ :….
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye …. Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin üyeleri için yaptığı sitede bulunan … nolu bloğun ikinci katındaki dairelerden birisini peşin para ile satın aldığını, bu hususta kooperatifin genel kurul toplantısında karar alındığını, … tarihli Anahtar Teslimi Daire Satış Sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme ile kararlaştırılmış olan 130.000 DM dışında hiçbir ödeme yapılmayacağı, bahçe tanzimi için ayrıca ödeme yapılmayacağı, dairenin kuraya dahil edilmeyeceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin kooperatife daire karşılığı kararlaştırılan borcunu ödediğini, dairenin … tarihinde birçok eksiği ile teslim edildiğini, eksiklerin müvekkilince giderildiğini, ancak bedelinin müvekkiline ödenmediğini, … tarihli genel kuru kararıyla müvekkilinden bahçe tanzimi için para talep edilmeyeceği kararlaştırılmış olmasına rağmen 6.300 TL alındığını, kooperatif tarafından ihtar çekilerek , , yıllarında alınan genel kurul kararları gereği tarihi itibariyle aidat borcu olan 108.100 TL’nin ödenmesinin talep edildiğini, daha sonrasında kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğinin bildirildiğini, ancak müvekkilinin 2018 yılının Mayıs aylarında cezaevine girdiği ve halen cezaevinde olduğu için bu ihtarlardan ve alınan kararlardan haberi olmadığını, müvekkilinin haksız yere üyelikten çıkartıldığını belirterek sözleşmede yazılı dairenin, müvekkiline tahsisi ve tapusunun müvekkil adına tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde bu dairenin rayiç değerinin müvekkile ödenmesini, ayrıcı kira kayıplarından doğan zararın tazminini talep ettikleri, davanın sonuçsuz kalmaması için davalı adına kayıtlı ve dava konusu olan taşınmazın tapu kaydına dava sonuna kadar geçerli ihtiyati tedbir şerhi konulmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; 6100 sayılı HMK’nın 390/3. Maddesi uyarınca tedbir isteyenin davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat yükü altında olduğu, davacı tarafça sunulan delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı sonucuna varıldığından davacı vekilinin tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatif ile yaptığı sözleşmeler, kooperatife yaptığı ödemelerin belgeleri, kooperatifin aldığı hem müvekkil heline hem de sonradan aldığı müvekkil lehine kararların dosyaya sunulduğunu, sunulan belgelere göre müvekkilinin davalı kooperatife yıllar önce peşin 130.000 DM ödediğinin ve peşin para ile dairenin birinin kendisine satılarak tahsis edildiği, şimdi ise kendisine verilen dairenin elinden alındığı, üyelikten çıkarıldığının açık olduğunu, açılacak davaların uzun sürdüğü de nazara alındığında dava devam ederken kooperatifin tasfiye edilmesi, tapuların el değiştirmesinin mümkün olduğunu, haklılığın yaklaşık olarak ispat edildiğini, ihtiyati tedbirin şartlarının oluştuğunu, ihtiyati tedbir talebi reddedilse dahi ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ihtiyati tedbir isteminden ibarettir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389. maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü, Aynı yasanın 390/3. Maddesi ise “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” düzenlemelerini içermektedir.
Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde davasına ilişkin bir takım olayları özetleyip, delil olarak da bir kısım belgeleri ekleyerek, dilekçesinin neticei talep kısmında “…. Koopetatifi adına kayıtlı olan … kayıtlı taşınmaz üzerine açılacak davanın kesinleşmesine kadar geçerli olmak üzere ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini” talep ettiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 24. maddesinde “Hakimin, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz…” hükmünü getirdiği, aynı yasanın 26. maddesinde ise “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez…” hükmünün getirildiği, belirtilen hükümler gereğince, hakimin ihtiyati tedbire karar verebilmesi için taraflardan birinin talebi olması gerektiği, talep edilmeyen bir şeye karar verilemeyeceğini hüküm altına almıştır.
Yukarıda açıklanan kanun maddeleri ve maddelerde belirtilen ilkeler gereğince dava dilekçesi değerlendirildiğinde; davacı vekili, müvekkilinin sahip olduğu bağımsız bölümden bahisle tüm parsel üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmektedir. Dava dilekçesinde bağımsız bölümün üzerinden olduğu parselde bulunan binada, kat mülkiyetine veya kat irtifakına geçildiğine dair bilgi verilmediği gibi bu konuya ilişkin belgede sunulmamıştır. Dava dilekçesinden binada, başkalarının da bağımsız bölümünün bulunduğu, bu parsel hakkında verilecek herhangi bir tedbir kararından, diğer bağımsız bölüm sahiplerin de etkileneceği anlaşılmaktadır. Davada taraf olayan kişileri ve tüm parseli kapsar şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesinde hukuken imkan bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde tedbir istenen bağımsız bölümün ferdileştirilmediği gibi nasıl bir ihtiyati tedbir kararı talep edildiği de belli değildir. 6100 sayılı HMK’nın 119/1-ğ fıkrasında belirtildiği üzere, talep sonucunun açık bir şekilde kaleme alınması, verilecek kararda ve kararın infazında tereddüt yaratacak sonuçlara yol açılmaması gerektiği aşikardır. Dava dilekçesinde ise belirtilen hususların yerine getirilmediği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Tüm dosya kapsamı gereğince ihtiyati tedbir talep eden davacının istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır