Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1625 E. 2023/1037 K. 12.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …

DAVALILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …
3- …
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/05/2023
YAZIM TARİHİ : 16/05/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan Menfi Tespit davasında … tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … tarafından müvekkilleri aleyhine Konya… İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile … keşide tarihli ve 250.000,00 TL bedelli çeke dayanılarak icra takibi başlatıldığını, takip konusu çekin keşidecesinin davacı …, lehtarının diğer davacı …, cirantaların da …, … ve … olduğunu, müvekkillerinin takibe konu edilen çekten dolayı davalılara karşı sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığını, davacılardan …’nin işyerinde 16/02/2016 tarihinde bir silahlı soygun olayı yaşandığını, şirketin işyerinden toplam 44 milyon TL değerinde 430 adet kıymetli evrak çalındığını, takibe konu çekin de bu hırsızlık olayında çalınan çeklerden biri olduğunu, bu sebeple son hamil sıfatıyla icra takibine girişen davalı …’nin müvekkillerinden çek bedelini talep etme hak ve yetkisi olmadığını, soygun olayıyla ilgili … C. Başsavcılığı tarafından başlatılan tahkikatın halen devam ettiğini, silahlı soygunda çalınan evrakların iptali için davacı … tarafından kıymetli evrak iptali davası açıldığını, açılan dava nedeni ile takibe konu çek bankaya davalı tarafından 29/02/2016 tarihinde ibraz edildiğinde bankaca çekin arkasına ” … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih … E. sayılı kararına istinaden çek üzerinde herhangi bir işlem yapılmamıştır” şerhi düşüldüğünü, davalı takip konusu çekin çalıntı olduğunu bu şerh ile öğrenmesine ve mahkeme kararı ile iptal edildiğini bilmesine rağmen çalıntı çeki 02/08/2016 tarihinde icra takibine konu ettiğini, itiraz edilmesi üzerine çekle ilgili iptal kararının ortadan kaldırıldığını, bunun üzerine davacı …nin yetkili hamil olarak diğer davalı …’ne çek bedelini ödemek zorunda kaldığını, bu ödeme ile davacı …’nin çeke konu borçtan yasal olarak kurtulduğunu ve bu nedenle de çek bedelinden sorumluluğunun ortadan kalktığını, takip dayanağı çekin arkasında bulunan tüm ciroların sahte olduğunu, davalı …’nun yetkili hamil olmadığını, davacı …tarafından çekteki imzaların sahte olduğuna dair imza itirazında bulunulduğunu, çekte görünürde ciro imzaları yer alan şirket ve kişiler arasında çekin devrine neden olacak hiçbir ticari ilişki bulunmadığını beyan ederek; icra takibine konu çekten dolayı davacıların davalılara borçlu bulunmadığının tespitine ve dava konusu çekin iptaline, yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılardan …’nin bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, zira davacı keşidecinin imzaya ve borca itirazının olmadığını, HMK 114/1.h maddesinde düzenlenen hukuki yarar dava şartı olup, dosyanın tefrik edilerek davacı … yönünden davanın usulden reddini talep ettiklerini, davacı …yönünden arabuluculuğa başvurulmamış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin çeki bankaya ibraz ettiğinde ilgili Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen ödeme yasağı kararı şerh düşüldüğünü öğrendiğini, müvekkili takip konusu çek ile ilgili … Asliye Hukuk Mahkemesine zayi nedeni ile iptal kararı verildiğinden iş bu dava ile haberdar olduğunu, müvekkili tarafından açılan davada … Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. … K. sayılı kararı ile çekin iptali kararının kaldırıldığını ve kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğini, takip konusu çekin müvekkiline ciro yolu ile intikal ettiğini, müvekkilinin çekin zayi olduğunu bilmediğini, dolayısıyla davacılardan …’ne ait ciro imzasının yetkililer eli ürünü olup olmadığını bilmesinin beklenemeyeceğini, imzanın sahte olup olmadığının mahkemece yapılacak bilirkişi incelmesi ile ortaya çıkacağını, davacı …’nin çek bedelini diğer davacıya ödediğini ve sorumluluğunun kalmadığını iddia etmiş ise de; yapılan ödemenin kötüniyetli bir ödeme olduğunu belirterek davanın reddine, davacılar aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ile … davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davacılardan …’ın kıymetli evrakın oluşumuna şekline, üzerindeki imzaya veya çekin ödenme sebebi bir itirazı bulunmadığı görülmüştür. Bu gerekçeler dikkate alındığında davacılardan …nin söz konusu davayı açmakta hukuki bir yararı olmadığı tespit edilmiş, zira davacının diğer davacı ile arasında bir hukuki bir ilişki bulunduğu, bu hukuki ilişkiye istinaden borçlandığı, borcuna karşılık bu kıymetli evrakı düzenlediği, netice itibariyle kıymetli evrak kimde olursa olsun, söz konusu borcun ilk etapta imza ve imzası sıhhat yerinde olduğundan …Tarafından sorumlu olduğu düşünüldüğünde çekin kimin tarafından tahsil edileceği davacılardan …’ı bağlamamaktadır.
…………………………….
Davacılardan … yönünden arabuluculuk dava şartına dava açılmadan önce başvurulmadığı anlaşıldığından, davacılardan …yönünden davanın HMK’nun 115. ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiğinden…” gerekçesiyle davacının davasının davacılardan …yönünden hukuki yarar olmadığından usulden reddine, davacının davasının davacılardan … açısında arabuluculuk şartının yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine, davalının (…nin) talep etmiş olduğu icra inkar tazminatının kötü niyet ispatlanamadığından reddine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı …’nin iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu, bu sebeple mahkemenin, davacı … için hukuki yarar yokluğundan davanın reddine dair kararının kanuna ve dosyanın münderecatına aykırı olduğunu, mahkemenin, “çekin kimin tarafından tahsil edileceği davacılardan …’ı bağlamamaktadır” şeklindeki gerekçesinin TTK 687 ve 710.maddesine aykırı düştüğünü, yine mahkemenin, “davacının savunmaları 3. iyi niyetli şahısların haklarını zedelememelidir. Dolayısıyla, çeklerin cirolanması yoluyla 3. Şahısların eline geçmesi cirolanan çeklerin son hamillerinin iyi niyetli ve meşru hamil olma karinelerinin aksini ispatlanması gerekmektedir” şeklindeki gerekçesinin de dosyadaki delillere aykırı düştüğünü, davaya konu çekte 3.ciranta olarak yer alan davalılardan… Yetkilisi …’ün Konya Cumhuriyet Savcılığının … sayılı dosyasına vermiş olduğu ifadesiyle, çekte lehdara ait cironun, ikinci ve üçüncü ciranta konumunda ki davalılara ait ciro imzalarının sahte olduğunu ortaya koyduğunu, hamil görünen davalıların iş bu çeki iyi niyetle iktisap etmediklerini, Yargıtay 19. HD 20.12.1994 tarih, 1994/2811 E. 1994/12844 K. sayılı kararının da bu doğrultuda olduğunu, yerel mahkemenin bu kararının, HGK’nun 25.03.2015 tarihli 2013/19/2238 E.-K. sayılı emsal içtihadına da aykırı düştüğünü, mahkemenin, çek arkasında yer alan tüm ciro imzalarının sahteliğini gözardı ettiğini, sunulan deliller celp edilmeksizin ve dosyaya celp edilen BA, BS ve KDV formaları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmaksızın eksik tahkikat ile hüküm kurulduğunu, davacı … yönünden arabuluculuğa başvurulmamış olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinin de hatalı olduğunu belirterek; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli ve … E. … K. sayılı kararının kaldırılarak, davanın kabulüne, vekâlet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacılar, davalı … Tarafından icra takibine konu edilen 28/02/2016 keşide tarihli ve 250.000,00 TL bedelli çekin, davacı …’nde gerçekleşen silahlı soygunda çalınan 430 adet kıymetli evraktan biri olduğunu ve davalıların yetkili hamil olmadıklarını iddia etmekte; davalı ise davacı …’nin dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, diğer davacının arabuluculuk başvurusu yapmadığını, kendisinin çeki elinde bulunduran yetkili hamili olduğunu savunmaktadır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27.05.2021 tarih, 2020/6050 E- 2021/4519 K, 13.04.2021 tarih, 2020/ 6032 E-2021/3614 K, 20.04.2021 tarih, 2020/6031 E-2021/3835 K. saylı ilamlarında da belirtildiği üzere, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; “(1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir. Madde metni herhangi bir tereddüde ve yanlış anlamaya yer vermeyecek şekilde açık yazılmıştır. TTK’ya bu maddenin eklenmesini sağlayan 7155 sayılı Kanun’un genel gerekçesinin bu konuyla ilgili kısmı ve madde için özel olarak yazılan gerekçe de bu açık anlamı desteklemektedir. Hal böyle iken, menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK’nın 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan da yasa koyucunun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı hususu dikkate alınarak işin esasının incelenmesi gerekirken mahkemece anılan husus nazara alınmaksızın yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde davacı… tarafından açılan davanın arabuluculuk şartının yerine getirilmemesi nedeniyle usulden reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Davacılardan … Dava konusu çekin keşidecesi olup çekteki imzasını inkar etmemekte ise de çek bedelini davacı/lehtar …ne ödediğini savunmaktadır. Ayrıca çekin çalındığı iddia edildiğine göre ciro zincirinde kopukluk bulunup bulunmadığı, davalının meşru hamil olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Şu halde davacı …’nin dava açmakta hukuki yararı bulunmakta olup, mahkemece davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığına ilişkin hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Bu nedenlerle davacıların istinaf taleplerinin kabulü ile HMK 353/1.a.4 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların istinaf başvuru taleplerinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yatırılan 59,30’ar TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

…Ç