Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/162 E. 2023/119 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI :
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/01/2023
YAZIM TARİHİ : 24/01/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 29/09/2020 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari bir ilişkinin olduğunu, bu ticarete istinaden davalı tarafa satılan ürünlerin irsaliyeli faturalar ile birlikte davalı tarafa teslim edilmiş olmasına rağmen ürünlerin karşılığı meblağın ödenmemiş olduğunu, bunun üzerine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı tarafın itirazlarında böyle bir borçlarının olmadığını belirterek her iki tarafın ticari defterlerinde davalı firma ile müvekkili firma arasındaki icra takibine konu alacağa dair kayıtların mevcut olduğunu, müvekkilinin sattığı malların davalıya teslim edildiğini, davalının daha sonra işyerini … isimli kişiye devrettiğini, davalının müvekkilinden satın aldığı malları …’a devretmiş olmasına rağmen sözkonusu mallara ilişkin olarak müvekkiline iade faturası düzenlediğini, ancak müvekkilinin iade faturasını kabul etmediği gibi iade faturası kaydı da yapmadığını, ticari defterlerin incelenmesi ile bu hususun ortaya çıkacağını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davalının devrettiği işyerinin borçlarından sorumluluğunun da devam ettiğini, davalının iki yıl süre ile devralan ile birlikte sorumlu olduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptaline ve icra takibinin kaldığı yerden devamına, borçlunun borcunu takip dosyasında belirtilen faizleriyle birlikte ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yeni bir iş yeri açarak davacıya dava konusu malların siparişini vermiş olduğunu, ancak müvekkilinin açtığı iş yerinde daha önce oturan şahsın borçlarından dolayı gelenlerin huzur vermediğini, müvekkilinin de bu nedenle iş yerini kapatmak zorunda kaldığını ve dava konusu malların daha teslim alınmadan müvekkilinin söz konusu malları davacıya iade ettiğini, müvekkilinin düzenlenmiş olduğu iade faturalarını dilekçe ekinde sunduklarını, bu nedenle müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, müvekkilinin hiç kimseden işyeri devralmadığını ve hiç kimseye işyeri devretmediğini, nitekim davacının buna herhangi bir itirazı olamamış iken 1 yıl geçtikten sonra haksız ve kötü niyetli olarak bu davayı açmış olduğunu ve amacının haksız ve sebepsiz zenginleşme olduğunu, müvekkilinin duyumuna göre davacının söz konusu malları … isimli üçüncü bir kişiye satmış olduğunu, bu nedenle davanın … isimli şahsa ihbarı gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “….davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazların iptali, takibin devamı ve % 20 tazminat talep edilmiş olup, alınan rapor ve dosya kül halinde değerlendirildiğinde, davalı defterlerine göre taraflar arasında 2017 yılında gerçekleşen bir ticari ilişki olduğu, davacı şirket tarafından takibe konulan 12 adet ve toplam 103.129,32-TL olan faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, buna karşılık 15/08/2017 tarihinde düzenlenmiş olan 4 adet iade faturasının davacı şirketin hesabına borç kaydedilmek suretiyle sıfırlanmış olduğu, davalı şirketin 2018 yılına ait ticari defterlerinde davacı şirket ile ilgili herhangi bir kaydın bulunmadığı, takip tarihi itibarı ile davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığının ticari defterlerde görüldüğü, davalı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış ve usulüne uygun tutulduğu, buna karşın davacı defterlerinin sunulmadığı, davacının dava dilekçesinde yemin delilini bulunmasına rağmen bu delile dayanmadığı ve alacağın varlığı ve miktarını başkaca yasal delillerle de ıspatlayamadığı….” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 17.09.2019 tarihli celsede olarak “öncelikle ticari defterlerin karşılıklı olarak sunulması ve sonrasında bilirkişiye tevdi edilmesi” şeklinde talepte bulunduklarını, mahkemece talepleri uyarınca ara karar kurulup taraflara HMK 220-222 maddeleri uyarınca işlem yapılacağının ihtar edildiğini, ancak ticari defterlerin incelenmesi taraflarınca talep edilmiş olmasına rağmen ticari defterlerin ibrazının sehven unutulduğunu, bu nedenle ek süre talep edildiğini, ancak bu talebin kabul edilmediğini ve davayı uzatma kasıtları olmamasına rağmen aleyhlerine karar verildiğini, 02.07.2020 tarihli celsede yetki belgesiyle duruşmayı takip eden avukatın “Davalı tarafça 103.000 TL lik iade faturalar bize iade edilmiştir ancak mallar iade edilmemiştir.” demiş ise de 29.11.2018 tarihli cevap dilekçesi ekinde 14 Temmuz 2017 tarihli Posta alındı belgesinde davalıdan 4 adet iade faturası gönderildiğini ancak iade faturasında belirtilen ürünlerin gönderilmemiş olması nedeniyle aynı gün davalıya gönderinin işlemsiz olarak(iade faturalarını) gönderildiğini, müvekkilin defter ve kayıtlarındaki davalının müvekkiline göndermiş olduğu iade faturaları olmadığı gibi faturalarda belirtilen ürünlerin de iade edilmediğini, çünkü Ptt gönderisiyle müvekkile gönderilen iade faturasında belirtilen 103.000,00 TL tutarındaki halıların en az bir kamyon hacminde yer kaplayan ürünler olduğunu, bu ürünlerin kargo fişiyle iadesinin de mümkün olmadığını, yerel mahkemenin bu hususu da nazara almadığını, davalının ticari defterlerinde 12.08.2017 tarihli … ile … nolu faturalarla toplam 103.129,32 TL lik iade faturası kesildiği tespit edilerek cari hesabın sıfırlandığını, müvekkile PTT posta ile gönderilen iade faturaları gönderi tarihi 14 Temmuz 2017 olduğu için müvekkile gönderilen faturaların 14 Temmuz 2017 ve bu tarihten önce olması gerektiğini, davalının müvekkiline 14 Temmuz tarihinde gönderdiği ve yine aynı şekilde iade edilen faturalarını ya iptal ettiğini ya da … ile … nolu faturaların tarihini oynadığını, bu nedenle davalının davacıdan en son satın aldığı halı faturası olan 04.07.2017 tarihinden iade faturasının kesildiği 12.08.2017 tarihleri arasında davacıya kestiği / iptal ettiği faturaların olup olmadığının da araştırılmalı yönündeki beyanlarının da nazara alınmadığını, 09.11.2019 tarihli dilekçelerinin sonuç ve istem bölümünün 3. Maddesinde müvekkil firmanın defterlerinin incelenmesi yönündeki talebin kabul edilmez ise davalığın defterlerinde tespit edilen 12.08.2017 tarihli … ile … nolu faturalarla toplam |103.129,32 TL lik iade faturalarının altında davacının veya sigortalı elemanının imzalarının olup olmadığının incelenmesinin talep edildiğini, gerek takibe dayanak faturalar ve gerekse davalının defter ve kayıtlarında davacının davalıya 103.129,32 TL lik ürün teslimatı yaptığının sabit olduğunu, faturaya konu ürünlerin davalı tarafça teslim alındığı ispatlandığına göre ve davalının; ürünlerin hiç veya gereği gibi teslim edilmediği yönünde bir itirazı da olmadığına göre davalının 12.08 2017 tarihli … ile … nolu toplam 103.129,32 TL lik iade faturasında belirtilen ürünlerin davacıya teslim edildiğini de ispat etmesi gerektiğini, davacının süresinde defterlerini ibraz etmeyi unutmuş olmasının ve davalının defterlerinde seri halde kesilmiş iade faturalarının varlığının tek başına davacı aleyhine delil olmayacağını, 14 Temmuz 2017 tarihli ptt gönderisiyle davalının kesmiş olduğu iade faturaları, aynı gün işlemsiz iade edildiğinden ve 12.08.2017 tarihli … ila … nolu toplam 103.129,32 TL lik iade faturalarında belirtilen Ürünlerin ptt gönderisiyle davacıya iadesinin de fiziken mümkün olmaması nedeniyle davalının 103.129,32 TL lik halıların davacı yanca iade alındığını da ispat etmesi gerektiğini, bu açıdan davalıya süre verilip iade faturasındaki halıların teslim edildiğine ilişkin davacıya veya sigortalı çalışanına ait isim ve imzanın olup olmadığının da araştırılması gerektiğini, cari hesap dökümü ve davacının davalıya satmış olduğu ürünlere ilişkin faturaların mevcut olduğunu, davalının ptt yoluyla gönderdiği iade faturalarının aynı gün geri gönderildiğine ilişkin PTT makbuzunun bulunduğunu, sadece makbuzun bile davalının fiili olarak ürün iadesi yapmadığının / yapamayacağının kanıtı olduğunu, ayrıca dava dilekçesi ve dosyaya sunulan faturalarda davacı müvekkilin adresinin bulunmadığını, bu nedenle de bilirkişi, defterleri davacının adresinde bizzat inceleme imkanına sahip iken dava dilekçesinde davacının adresini bildirmiş olmalarına rağmen bilirkişi bu adrese gidip inceleme yapmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı taraf, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip dayanağı olan faturalardan kaynaklanan borcun ödenmediğini iddia ederek itirazın iptalini talep etmekte, davalı taraf ise sözkonusu faturalarda belirtilen malların fiilen hiç teslim edilmediğini bu nedenle faturalarda belirtilen mallara ilişkin olarak iade faturası düzenlendiğini savunmaktadır. Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre davacı tarafça takip dayanağı yapılan faturaların davalı tarafça kabul edildiği ve ticari defterlere kaydedildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça takip dayanağı faturaların kabul edilip ticari defterlere kaydedilmiş olması faturalarda belirtilen hizmetin gerçekleştirildiğine karine teşkil etmekte olup, davalının icra takibi tarihinden sonra tek taraflı olarak iade faturası düzenlemesi söz konusu karineyi ortadan kaldırmaz. Buna göre davalının faturalarda belirtilen malları teslim almadığını ispatlaması gerekir. Mahkemece, takip dayanağı faturalarda belirtilen malların davalı taraf ticari defterlerine kaydedilmiş olmasının davalının mal teslim ettiğine karine teşkil ettiği, davalının malları teslim almadığı yönündeki savunmasını ispatlamakla yükümlü olduğu, davalının delilleri arasında yemin deliline de yer verdiği gözetilerek davalıya yemin hakkı da hatırlatılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken ispat yükü hususunda yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davacının istinaf başvuru talebinin kabulüne, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde değerlendirme yapılmak ve sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2020 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/01/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B