Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1619 E. 2023/436 K. 24.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2021
NUMARASI : …

İSTİNAF EDEN DAVACI : … A.Ş.
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Tazminat (Ticari Ünvanın Kullanılmasından Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/02/2023
YAZIM TARİHİ : 06/03/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında … tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin 1983 yılında “Şikayetsiz Un” sloganı ile ticarete başladığını, müvekkili şirketin her yıl … Sanayi Odası tarafından açıklanan ilk 500 ve ilk 1000 sanayi kuruluşu arasında yer aldığını, davalının internet ortamında paylaştığı videoda müvekkili firmalarına ait olan 50 kg.’lık un çuvallarını tartarak kilogramların oynandığını iddia ettiğini, açıklama kısmında ise “böyle hırsızların böyle fırsatçıların Allah Belasını versin” ” … Un bu millet sizin şerefsizliğinizi unutmaz” tarzında açıkça hakaret ederek davacı şirketi hedef gösterdiğini, mesleği fırıncılık olan davalının kötüniyetle hareket ettiğini, … çapında tanınmış bir firma olan ve bu tanınmışlık için maddi ve manevi pek çok çaba harcamış olan müvekkiline karşı yapılan bu eylemin öncelikle haksız olduğunun tespitini, haksız olan bu eylem karşısında müvekkilinin yaşadığı itibar kaybı nedeniyle uğranılan zararın dava tarihi itibariyle kesin olarak bilinmesi mümkün olmadığından şimdilik 5.000 TL maddi tazminatın faiz ve masrafları ile birlikte davalıdan alınmasını ve müvekkilin tüzel kişiliğinin haklarından olan adı, şerefi, onuru ve itibarına yapılan saldırının manevi değerlerinde yarattığı eksilme nedeniyle sembolik olarak 1 TL manevi tazminatın davalıdan alınmasını, mahkemece davanın kabulü halinde Türk Ticaret kanununu 59. Maddesi uyarınca kararın yurt genelinde yayınlanan tirajı en yüksek 3 gazetede masrafı davalıya ait olmak üzere yayınlanmasına ve tüm masrafların davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini ve ikamet adresinin … olması nedeniyle dosyanın yetkili ve görevli olan Ilgın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiğini, un çuvallarının üzerinde net 50 kg olduğunun yazdığını ancak net ağırlığının 50 kg olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…bilirkişi raporunun da yapmış olduğu hesaplamalarda davacının maddi anlamda kaybı ispatlanamamıştır. Söz konusu incelemeden sonra dosya incelendiğinde davacının bir un fabrikası niteliğinde bir büyük firma olduğu, davalı tarafın ise ilçe bazlı bir fırıncı olduğu, tarafların ticari olarak rekabette bulunmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının iddia ettiği haksız haber yapma konusunun ise çok teferruhatlı teknik bir müdahaleden ziyade amatörce yapılmış bir eylem olduğu, bu yapılan fiilin süreklilik arz etmediği gibi davacı tarafın söz konusu eylemden çok büyük bir zarar görmediği, görmüş ise bunu mahkememizde somut olarak ispatlayamadığı mahkememiz dosyasından anlaşılmıştır.
Yasamızın belirttiği üzere maddi bir zararın tespit edilmesi için bunun somut delillerle faturalarla ispatlanması gerekmektedir. Davacı bu yönüyle maddi zararlarını ispatlayamamıştır.
Her ne kadar davalının yapmış olduğu eylem kişilik haklarına bir tecavüz gibi görülse de; medeni kanunumuzda davalının söz konusu eyleminden dolayı davacının uğramış olduğu zararın tespitinde tarafların sosyal ekonomik durumları da bulundukları konum, işgal ettikleri meslekler ve birbirlerine verdikleri zarar dikkate alınacağından ve bu hareketin toplumdan infial uyandıracak nitelikte olmadığı gözönüne alınarak mahkememizce davacının taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerektiğinden…” gerekçesiyle davacının davasının reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi gerekçeli kararında davalının internet üzerinden yapmış olduğu bu hareketi “amatörce yapılmış bir eylem” olarak nitelemiş ve müvekkilin bundan zarar görmesini mümkün görmeyerek haksız rekabet yok şeklinde hüküm kurduğunu, ancak bu paylaşımın kısa sürede ” …’da Trafik”, “Büyük Devlet …”, ” … Filozof”, ” … Ustaları”, ” … Dosya”, ” … Müslüman”, ” … Şahin”, ” … Teşkilatı” isimli Facebook sayfalarında ve “… Pekdemir” isimli Twitter hesabında paylaşıldığını, ayrıca …HABER, KANAL … ve … gibi TV kanallarında da yayınlandığını, mahkemece müvekkilin zarara uğramadığı, bu sebeple tazminat hakkının bulunmadığı şeklinde hüküm kurulduğunu, ancak bu hükmün hatalı olduğunu, bilirkişice müvekkilin ticari defterlerinin incelenmesinde müvekkilin brüt satış karı ve zararı yönünde bir inceleme gerçekleştirildiğini, her ne kadar çıkarılan tablolarda müvekkilin cirosunda artış varmış gibi görünse de aksine satılan un bazında bakıldığında bir azalma gerçekleştiğinin görüleceğini, bu sebeple ek rapor alınması gerekirken maddi gerçeği tam olarak yansıtmayan rapora göre karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalının eyleminin haksızlığının tespiti ile haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 54. maddesinde belirtildiği üzere, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. Kanunun “dürüstük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar” başlığı altında haksız rekabet hallerinin örnek mahiyetinde sayıldığı bu bağlamda, TTK 55/1-a maddesinde “Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar”; aynı madde ve fıkranın b bendinde ise “Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek” hali haksız rekabet teşkil eden eylemlerden sayılmıştır.
Somut olayda davalının sosyal medya üzerinden paylaştığı videoda, davacı şirket hakkında “size hilekarların, düzenbazların hilesini göstereceğiz….” şeklinde ifadelerde bulunduğu, üzerinde davacının markalarını taşıyan un çuvallarını tartarak yazılan gramajlarından eksik olduğunun belirtildiği, “5 kg’a kadar torbalardan un çalındığı” şeklinde ifadelere yer verildiği, yine davalının facebook üzerinden yaptığı paylaşımlarda “un çuvalları üzerinde 50 kg yazıyor ama 49 kg çıkıyor 45 kg çıkıyor, ALLAH böyle fırsatçıların belasını versin inşallah” şeklinde, başka bir paylaşımda “…unlardan da torba başına 1 kg ve 5 kg arası eksik geliyor hem pahalıya satıyorlar hem de kilolardan çalıyorlar Allah böyle fırsatçıların ve hilekarların belasını versin” şeklinde yorum ve ifadelerde bulunduğu, davalının sosyal medya üzerinden herkesin göreceği şekilde davacı şirketi hilekarlık ve hırsızlık ile itham ettiği, TTK 55/1-a maddesi kapsamında davalının fiillerinin yanlış, yanıltıcı ve gereksiz yere incitici olduğu anlaşılmaktadır. Davacının un üreticisi şirket, davalının ise müşteri olduğu dikkate alındığında, davalının bu paylaşımları yapmak yerine resmi mercilere başvurarak varsa un torbalarının gramajlarının eksik olup olmadığını tespit ettirmesi, satın aldığı unun gramajı eksik veya ayıplı ise yasal yollardan hakkını araması mümkündür. Ayrıca davacı hakkında tüketicinin aldatıldığı iddiasıyla yasal yollardan şikayet hakkını kullanması da mümkündür. Davalının bu yollara başvurmadan ve un torbalarının gramajlarının eksik olduğu şeklinde yanlış, yanıltıcı ve incitici şekilde, davacı hakkında sosyal medyada bir takım isnat ve suçlamalarda bulunması, davalının fiilinin haksızlık içerdiğini ortaya koymaktadır.
Haksız rekabetten kaynaklanan davaları, haksız rekabet nedeniyle ekonomik menfaatleri zarar gören veya zarar görme tehlikesinde bulunan kişiler açabilir. Davacının haksız rekabet nedeniyle zarar görmesine gerek olmayıp, zarar görme tehlikesinin bulunması yeterlidir. Davalının davacıya rakip olması da zorunlu değildir. TTK’nın 58 nci maddesinde haksız rekabet nedeniyle zarar gören kimsenin maddi tazminat isteyebileceği belirtilmiştir. Kural olarak böyle bir istemin kabul edilebilmesi için davacının uğradığı zararı kanıtlaması gereklidir. Bu şekildeki tazminat davasında asıl olan, haksız rekabet nedeniyle davacının aktifinde azalma olduğunun iddia ve ispat edilmesidir. Ancak, bu tür zararın ispat edilmesindeki güçlüğü dikkate alan kanun koyucu, TTK’nın 58/e maddesinde eylemin mali bakımından karşılıksız kalmaması bakımından haksız rekabette bulunanın davranışı sonucu elde etmesi mümkün bulunan menfaatin karşılığını da maddi tazminat olarak hükmetme yetkisini yargıca vermiştir. Davacı taraf da işbu davada tazminat talebini TTK’nın 58/e bendine dayandırmıştır. Bu kapsamda maddi tazminat hesaplanırken “salt haksız rekabet yarattığı iddia olunan eylem” nedeniyle davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatlerinin olacağı değerlendirilmeden, bilirkişinin, davacının geçmiş yıl bilançolarına göre satış ve karlılıklarında bir düşme meydana gelmediği ve davacının maddi zararının bulunmadığına ilişkin raporu esas alınarak maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur (Benzer Yargıtay 11. HD’nin 2016/7139 E- 2016/9125 K sayılı kararı)
Manevi tazminat talebi yönünden; Davalının haksız rekabete aykırı fiillerinin haksızlık içerdiği ve bu fiilleri nedeniyle davacının adının ve ticari itibarının zedelendiği ortada iken, Mahkemece manevi tazminat talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır.
6100 sayılı HMK 297/2 maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmü yer almakta olup, davacının, davalının fiilinin haksızlığının tespiti talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Bu nedenlerle davacının istinaf talebinin kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, eksikliklerin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince davanın esasıyla ilgili dairemizce karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/07/2021 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 85,39 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücret-i vekalet taktirine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
-Davanın KABULÜ İLE;
1-Davalının davacıya karşı gerçekleştirdiği eylemin haksızlığının tespitine,
2-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile 1,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 341,61 TL harçtan peşin alınan 85,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 256,20 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalının davacıya karşı gerçekleştirdiği eylemin haksızlığının tespiti kararı yönünden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 5.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 1,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 85,41 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 198,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.319,31‬ TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Hukuk Muhakemeleri Kanununu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince kararın dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
D) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 24/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

…Ç