Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1538 E. 2021/1938 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ….
KARAR NO : ….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 17/05/2021
NUMARASI : …. Esas

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
YAZIM TARİHİ : 29/09/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye …. Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 17/05/2021 tarihinde tesis edilen ara karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davalı tarafından, müvekkili site yönetimi aleyhine Konya …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, icra takibinin , muhtelif vade tarihli, 33.000,00 TL bedelli 4 adet bonoya dayalı olup davacı site yönetimi keşideci, diğer borçlu … Yapı Ltd. Şti. Firması lehdar ciranta, davalının ise hamil olduğunu, takibe konu bonoların tanzim tarihi olan 26/08/2019 tarihinde site yöneticilerinin …, …, … olduğunu, 15/11/2020 tarihli site olağanüstü genel kuruluda ise; …, … ve …’ın yeni yönetici olarak seçildiklerini, bir önceki site yöneticileri …, … ve …’ın yönetim kurul asil üyeliklerine seçildikleri 20/01/2019 tarihli site olağan genel kurulu tutanağı incelendiğinde görüleceği üzere, kat maliklerince, yönetim kuruluna, site adına kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediğini, bu nedenle takibe konu bonolardan dolayı site yöneticiliği ve kat maliklerinin sorumlu tutulamayacağını beyan ederek davacı müvekkili site yöneticiliğinin Konya ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, icra takibinin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 22/02/2021
ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirme sonucunda; Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, İİK.72/3.maddesi gereğince dava konusu edilen miktarın takdiren % 15’i (yüzde onbeşi) oranındaki 20.513,7TL nakdi teminat tutarını mahkememiz veznesine yatırdığında veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz, kayıtsız ve şartsız nitelikteki teminat mektubunu mahkememize ibraz ettiğinde Konya… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki icra takibi nedeniyle icra veznesine hangi yolla olursa olsun girmiş veya girecek her türlü paranın tedbiren davalı … A.Ş.’ye ödenmemesine/ verilmemesine karar verildiği, daha sonra 08/03/2021 tarihli tutanakla davalı … A.Ş. ibaresinin davalı … olarak düzeltildiği görülmüştür.
İTİRAZ: Davacı vekili itiraz dilekçesinde özetle; taraflarına tebliğ edilen 22/02/2021 tarihli ara karar ile dava dilekçelerinde yer alan tedbir talebinin kabulüne karar verildiğini, ancak taraflarınca istenilen tedbir talebinin teminatsız olarak verilmesi gerektiğini, davalı tarafından, müvekkilinin site yönetimi aleyhine Konya …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, takibin , muhtelif vade tarihli, 33.000,00 TL bedelli 4 adet bonoya dayalı olduğunu, davacı site yönetimi keşideci, diğer borçlu … Yapı Ltd. Şti. Firması lehdar ciranta, davalının ise hamil olduğunu, takibe konu bonoların tanzim tarihi olan 26/08/2019 tarihinde site yöneticilerinin …, …, … olduğunu, 15/11/2020 tarihli site olağanüstü genel kurulunda ise; …, … ve …’ın yeni yönetici olarak seçildiklerini, bir önceki site yöneticileri …, … ve …’ın yönetim kurul asil üyeliklerine seçildikleri 20/01/2019 tarihli site olağan genel kurulu tutanağı incelendiğinde ise açıkça görüleceği üzere; kat maliklerince, yönetim kuruluna, site adına kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediğini, bu nedenle takibe konu bonolardan dolayı site yöneticiliği ve kat maliklerinin sorumlu tutulamayacağını bu nedenlerle tedbirin teminatsız olarak verilmesini, aksi kanaatte ise uygun görülecek daha makul bir teminat karşılığında uygulanmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAF EDİLEN 17/05/2021 TARİHLİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince davacının teminata itirazı üzerine duruşma açılarak yapılan değerlendirme sonucunda; ” Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; İİK 72/3 maddesinde ” İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” şeklinde açık düzenleme bulunduğu görülmektedir. İcra takibinden sonra menfi tespit davası açıldığı ve mahkememizce de vezneye yatırılan paranın ödenmemesine dair tedbir kararı verildiği anlaşılmakla usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin mahkememizin 22/02/2021 tarihli ihtiyat-i haciz kararına yaptığı itirazının reddine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesiyle davacı vekilinin 22/02/2021 tarihli ihtiyati haciz kararına yaptığı itirazın reddine şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibe konu bonolardan dolayı site yöneticiliğinin ve kat maliklerinin yetki verilmediğinden sorumlu tutulamayacağını, bu durumun Yüksek Yargıtay’ın içtihatlarında da görüleceği üzere, Kat Mülkiyeti Kanunu 35. Maddesi uyarınca yöneticinin kambiyo taahhüdünde bulunabilmesi için kat malikleri kurulunca özel yetki verilmiş olması gerektiğini, bu sebeplerle taraflarınca işbu davanın ikame edildiğini, müvekkilinin takibe konu senetten dolayı borcunun olmadığının açık olduğunu bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak tedbirin teminatsız olarak verilmesini, aksi kanaatte ise uygun görülecek daha makul bir teminat karşılığında uygulanmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında İİK’nın 72/3.maddesine göre teminat karşılığında verilen icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönündeki ihtiyati tedbir kararına ilişkin olarak davacının teminata itirazı üzerine verilen kararının kaldırılması istemine ilişkindir.

İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince itiraz üzerine verilen istinafa konu gerekçeli ara kararın hüküm kısmında ”davacı vekilinin 22/02/2021 tarihli ihtiyati haciz kararına yaptığı itirazın reddine” şeklinde karar verildiği, gerekçe kısmında ise vezneye yatırılan paranın ödenmemesine dair tedbir kararı verildiği belirtilmesine rağmen devamında ise yine ”davacı vekilinin 22/02/2021 tarihli ihtiyati haciz kararına yaptığı itirazının reddine..” şeklinde gerekçe oluşturulduğu, duruşmada tefhim edilen kısa kararın da ”davacı vekilinin 22/02/2021 tarihli ihtiyati haciz kararına yaptığı itirazın reddine” şeklinde olduğu görülmüştür.
6100 sayılı HMK.’nın 294. – 297. maddeleri, hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HMK.’nun 297/2. maddesinde; hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur
Somut olayda; borçlu … aleyhine, keşidecisi …, lehtarı … Yapı Ltd. Şti. olan, her biri 33.000,00 TL meblağlı, değişik vade tarihli 4 adet senede dayanılarak Konya … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, bu nedenle senetlerde keşideci olarak görülen site yönetimi tarafından borçlu olmadığının tespiti ve takibin tedbiren durdurulmasına yönelik iş bu davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince 22.02.2021 tarihli ara kararı ile dava değerinin %15’i oranında teminat alınması kaydıyla Konya …. İcra Müdürlüğünün…. esas sayılı dosyasında icra veznesine girmiş veya girecek paranın tedbiren alacaklı …’a ödenmemesine karar verildiği, verilen karara tedbir talebinde bulunan davacı site yönetimi tarafından takibe dayanak senetlerin geçersiz olduğunu, bu nedenle tedbir taleplerinin teminatsız olarak kabulüne karar verilmesini, olmadığı taktirde makul bir teminatın belirlenmesi talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda değerlendirme yapıldığında; ilk derece mahkemesinin HMK 26. maddesindeki düzenlemeye aykırı olarak talep edilmeyen şekilde tedbire hükmetmesi doğru değilse de; verilen kararın mahiyeti ve istinaf talebinde bulunanın sıfatı ile istinaf sebepleri nazara alındığında; bu hususun tek başına kararın kaldırılmasını gerektirmediği, ancak; ihtiyati tedbir talebi kabul edilen borçlunun karara itiraz hakkının bulunup bulunmadığı değerlendirildikten sonra; itiraz edebileceğinin kabulü halinde itiraz dilekçesindeki sebeplerin yerinde olup olmadığı, aksinin kabulü halinde ise; borçlu beyanlarının yeni bir talep mahiyetinde olup olmadığı değerlendirilmeden; beyanların itiraz olarak kabul edilmesinin isabetli olmadığı,
Ayrıca; kabule göre de hükümle uygun olmayan ve infazda tereddüte sebep verecek şekilde gerekçe yazılmasının da HMK 297/2. Maddesine uygun olmadığı kanaatiyle davacının istinaf talebinin kabulüne, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen şekilde değerlendirme yapıldıktan sonra; bir karar verilmek üzere; dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye …. Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2021 tarih…. Esas sayılı ARA KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/09/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip … e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

A.Ç