Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2021
NUMARASI : … Esas … Karar
İSTİNAF EDEN
DAVACILAR : 1- … (T.C. Kimlik No: …)
2- … (T.C. Kimlik No: …)
3- … (T.C. Kimlik No: …)
4- … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1- … (T.C. Kimlik No: …) – …
: 2- … (T.C. Kimlik No: …) – …
: 3- … (T.C. Kimlik No: …) – …
: 4- … (T.C. Kimlik No: …) – …
: 5-(T.C. Kimlik No:…) – …
: 6- … -…
DAVA : Şirketin İhyası
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
YAZIM TARİHİ : 06/05/2022
Davacılar tarafından davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan şirketin ihyası davasında 16/03/2021 tarihinde tesis edilen davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin karara karşı davacıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin kat maliki olduğu … Sitesi (6 bloklu) ve … (14 bloklu), …. (4 bloklu), … (11 bloklu) ve … (9 bloklu) sitelerin yapılarının ….tarafından yapıldığını, zikredilen site kat maliklerinin tamamının bu kooperatif üyesi olmasıyla kat maliki olduklarını, kooperatifin bitişik … parselde 536 daire yapmak üzere yüklenici firmaya, inşaatlardan belirttiği bütçe ve zamanda bitiremediği için üyeler tarafından el çektirildiğini, üyelerden oluşturulan yönetim kurulu ile inşaat işlerine devam edildiğini ve 2006 yılında dairelere oturulmaya başlanıldığını, her parselde ayrı yapı yapılmasına rağmen, her blok için (toplu yapı yönetimi kurulacağı öngörüldüğünden) kapıcı daireleri ortak alan bırakılmasına ve bu yönde karar alınmasına rağmen, projeye sadık kalınarak, …. Sitesine ait bir kapıcı dairesi yapılmadığını, diğer bloklara yapılan kapıcı dairelerinin de … Sitesi maliklerinin ortak alanı olmasına rağmen, tapu tescillerinin 634 sayılı K.M.K.’ya göre projesine bağlı olarak, bağımsız bölüm numaraları ve nitelikleri belirlenerek kat irtifakı tesisi için onaylandığını, ancak …. İli … İlçesi …. ada .. parsel üzerindeki …. evlerine ait projede ortak yer olarak kapıcı dairesi bulunmadığından kat irtifakının da … evlerine kurulmadığının görüldüğünü, … Sitesi kat maliklerinin de payı bulunduğu kapıcı dairelerinde, tapu tescilinde tüm ortaklara tescil yapılmadığından ve özgüleme kararı da alınmadığından, ortak alanda hak kaybına uğranıldığını, tüm kapıcı dairelerinin tüm kooperatif ortakları adına tescil edilmek üzere tapu iptal ve tescil davası açılacağından; öncelikle kooperatifin ihyası davasını açma mecburiyetinin doğduğunu, kooperatifin Ticaret Sicil Gazetesinde 07.10.2010 tarihinde ilan olunduğu üzere 29.09.2010 tarihinde Ticaret Sicilinden silinerek terkin edildiğini, Kooperatif Tasfiye Kurulu ve Genel Kurul tarafından, kooperatife ait 9 ortak kapıcı dairesi, ortaklar arasında pay edilmeyip tapuya tescil işlemi yapılmadan, kooperatif tasfiye edilerek Ticaret Sicilinden terkin edildiğinden, ek tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için ….’nın eski tasfiye memurlarının (davalıların) görevlendirilerek kooperatifin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … sicil müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; dava konusu Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … Kooperatifi’nin 6102 sayılı TTK.’nun 636. ve devamı maddelerine istinaden ve tasfiye sonucu ortaklar kurulu kararıyla 29.09.2010 tarihli tescile terkin edildiğini, davacı tarafın dava dilekçesi ile şirket tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiş olsa da Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu …. Siteleri Konut Yapı Kooperatifinin TTK. Geçici 7. maddesi hükümlerine göre değil, 6102 sayılı TTK’nun 636. ve devamı maddelerine istinaden ve tasfiye sonucu ortaklar kurulu kararıyla kaydı silinmiş olduğundan 6102 sayılı TTK.’nun 547.maddesi hükümlerine göre açılması gereken bir dava olduğunu, bu nedenle şirketin ihyasını değil, TTK.m.547/2 uyarınca ek tasfiyesini talep ve dava etmesinin gerektiğini, davanın, TTK 547. maddesinde şartları taşıyor ise şirketin ek tasfiyesine karar verme konusunda takdirin mahkemede olduğunu, müdürlüklerinin usulen ve davanın niteliği gereği yasal hasım ve davalı durumunda olduğunu, bu nedenle dava ile ilgili yargılama gideri ve ücretlerinden sorumlu olmadığını, zira davacının da bu yönde bir talebinin bulunmadığından bahisle şirketin ek tasfiyesine karar verilmesi halinde şirkete TTK.547/2. maddesi uyarınca tasfiye memuru tayin edilmesine karar verilmesini ve müdürlükleri aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesini talep ve beyan etmiştir.
Davalılar …, …, … ve …’nun sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Açılan davayı kabul etmediklerini, …’nın ihyası ile tasfiye kurulu üyeleri olarak adlarına açılan davayı kabul etmediklerini, tasfiye kurulunda yer aldıkları kooperatifin 2010 yılında tasfiye sürecini tamamladığını, TTK.Geçici 7. maddesi uyarınca ihya talebinin zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu, kooperatifin tasfiyesinden 10 yıl sonra açılan bu davanın kötü niyetli olduğunu, öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, davacıların tüm kapıcı dairelerinin tüm ortaklar adına tesciline ilişkin davasının esastan da reddinin gerektiğini, kooperatif tasfiye edilmeden üç yıl önce kat maliklerinin toplantılarının yapıldığını ve site yönetimlerinin oluşturulduğunu, bu site yönetimlerinin 546 dairenin bir arada yönetilmesinin zor olacağı kanaatine vararak, ada bazında yönetimleri birbirinden ayırdığını, buradaki işlemlerin kat malikleri kanununa göre yapıldığını, kooperatifler yönetimi ve kooperatifler hukukuyla bir ilgisinin olmadığını, kooperatifin yeniden ihyasının bu sonucu değiştirmeyeceğini, aslında davacıların da dilekçelerinde kat malikleri kararı ile bu işlemlerin yapıldığını kabul ettiklerini, bu nedenle kooperatifin ihya edilmesi halinde bile, davacıların bu dava ile kazanmaya çalıştıkları haklarını alamayacaklarından davanın esastan reddinin gerektiğini, çünkü uyuşmazlığın kooperatif hukukundan değil kat malikleri kanunundan kaynaklandığını, davacıların hukuki yararlarının bulunmadığını, davacıların davasının zamanaşımı ve hukuki yarar yokluğundan ve davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama gider ve avukatlık ücretinin karşı tarafta bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacının; dava dışı Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … Siteleri Konut Yapı Kooperatifi’nin, Ticaret Sicil Gazetesinde 07.10.2010 tarihinde ilan olunduğu üzere 29.09.2010 tarihinde Ticaret Sicilinden silinerek terkin edildiğini, Kooperatif Tasfiye Kurulu ve Genel Kurul tarafından, kooperatife ait 9 ortak kapıcı dairesi, ortaklar arasında pay edilmeyip tapuya tescil işlemi yapılmadan, kooperatif tasfiye edilerek Ticaret Sicilinden terkin edildiğinden, ek tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için ….’nın eski tasfiye memurlarının(davalıların)görevlendirilerek kooperatifin ihyasına karar verilmesini talep ve dava ettiği,
1163 sayılı Kooperatifler Kanun’ un 98.maddesinde; “Bu kanunda aksine açıklama olmıyan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanır.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 547. maddesinde; “(1)Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2)Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı,
Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 05/12/2014 tarih ve 2014/4971 Es. 2014/7884 Kar. Sayılı ilamında; “…Kooperatifin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Bunun için de öncelikle tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, kooperatifin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. İşte bu gibi durumlarda, menfaati olanlar tarafından, kooperatif tüzel kişiliğinin ihyası için dava açılabilir. İhya davası açmakta hukuki yarar bulunmalı, bunun için tam olmasa da, kanaat uyandırıcı bazı delillerin varlığı aranmalıdır. Hiçbir neden ve açıklama gösterilmeden, bir kanıt sunulmadan, soyut, içi boş nedenlere dayalı ya da terkinden uzunca bir süre geçtikten sonra, kötüniyetle, salt kooperatifi zarara uğratmak amacıyla ihya isteminde bulunulması halinde hukuki yararın bulunmadığının kabulü de gerekir. Bir kooperatifin ihyası, emek, mesai, masraf ve zaman gerektirdiğinden, ihya davasının, gerçek amacına uygun, inandırıcı nedenlere ve delillere dayalı olarak açılması gerekir. Bu noktada sınır, TMK’nın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralları ile çizilmelidir. Somut olayda, aynı zamanda eldeki davanın davacısı olan …….tarafından açılan ihraç kararının iptali istemli dava reddolunmuştur. Davacı tarafça, terkin olunan kooperatife yapılan ödemelerin iadesinin isteneceği belirtilmişse de, bu yönde bir dava açılmadığı gibi hiçbir somut delil de sunulmamıştır. Hâl böyle olunca, az yukarıda açıklanan ilkeler de gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır…” şeklinde kabul edildiği,
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünün 02.12.2020 tarihli yazı cevabı ile; Dava dışı Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu …. Siteleri Konut Yapı Kooperatifi’nin 01.12.2005 tarihli tescil işlemi ile tasfiyeye girdiğini, 29.09.2010 tarihli tescil işlemi ile terkin olup kaydının silindiğinin bildirildiği, dosyamız arasına celbedilen Konya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Es….Kar. Sayılı dosyasından alınan 16/10/2012 tarihli bilirkişi heyeti raporunda … Belediyesinden inşaat ruhsatları, yapı kullanım izin belgeleri ve tüm blokların çatı katı projelerinin incelendiği, tüm bu belgelere göre …. evlerinde 1 adet, … evlerinde 2 adet, … 1 evlerinde 3 adet, …1 evlerinde 3 adet olmak üzere toplamda 9 adet kapıcı dairesi bulunduğu, davacıların bahsettiği akasya evlerinde(… ada .. parsel üzerinde) kapıcı dairesinin bulunmadığı, ihyası istenen kooperatif tarafında kapıcı daireleri ile ilgili bir kararın alınmadığının tespit edildiği, esasında davacılarında projeye uygun olarak akasya sitesinde kapıcı dairesinin yapılmadığını kabul ettikleri, Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … Siteleri Konut Yapı Kooperatifi’nin 26/09/2010 tarihli genel kurul toplantısında kooperatifin ana sözleşmesi gereğince amacına ulaştığı ve kat mülkiyeti tapularının kişilerin adına çıkartıldığı, gerekli ilanların yapıldığı, kooperatifin feshine oy birliği ile karar verildiği, ticaret sicil müdürlüğünün 29/09/2010 tarihli tescil işlemi ile terkin edildiği, tasfiyesi gereken bir hususun olması halinde tüzel kişilik ticaret sicilden silinse bile kooperatif tüzel kişiliğinin sona ermeyeceği, menfaati olanlar tarafından kooperatifin ihyası için dava açılabileceği,bir kooperatifin ihyası, emek, mesai, masraf ve zaman gerektirdiğinden, ihya davasının, gerçek amacına uygun, inandırıcı nedenlere ve delillere dayalı olarak açılması gerektiği, aksi takdirde terkinden uzunca bir süre geçtikten sonra ihya isteminde bulunulmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı ve hukuki yararında bulunmayacağı, ihyası istenen Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu …. Siteleri Konut Yapı Kooperatifi’nin projesine uygun yapılar yapılmak ve kat mülkiyeti kurulmak suretiyle genel kurul kararıyla feshedilerek ticaret sicilinden terkin edildiği, terkin tarihinden itibaren yaklaşık 10 yıl sonra davacılar tarafından ihya davasının açıldığı, bu konuda açılmış bir dava olmadığı gibi somut hiç bir delil de sunulmadığı, davacılar tarafından aradan geçen bunca zamandan sonra dava açılmasının TMK’nun dürüslük kuralı ile bağdaşmadığı, bu nedenle dava açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 15/12/2011 tarih ve 2011/2760 Es. 2011/2634 Kar.sayılı ilamında da benzer şekilde kabul edildiği, dava şartlarına ilişkin düzenlemenin 6100 sayılı HMK.nun 114.ve 115.maddelerinde düzenlendiği, HMK.nun 114/1-h maddesinde; Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması’nın dava şartı olduğunun, aynı kanunun 115.maddesinde mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağının ve taraflarında her zaman ileri sürebileceğinin, dava şartlarının noksan olması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin, HMK’nun 138/1.maddesinde mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğinin düzenlendiği, davacı tarafın Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu … Siteleri Konut Yapı Kooperatifi’nin ihyasını talep etmekle hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla davanın hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, …”
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kooperatif tarafından kendi bloklarına kapıcı dairesi yapılmadığını, kapıcı dairesi yapılmadığı gibi diğer bloklarda fazlaca yapılan ve müvekkillerinin bulunduğu blok tarafından kullanılmak üzere tahsis edilen kapıcı dairesinin, bulunduğu site yönetimince kira talep edilerek müvekkillerinin sürekli olarak kira ödemesine sebebiyet verildiğini, kooperatifin bazı bloklarda kapıcı dairesi yapılmadan tasfiye işlemini tamamlayarak terkin edildiğini, diğer bloklar tarafından kira talep edilen kapıcı dairelerinin yapımında müvekkillerinin ödediği aidatların da olduğunun sabit olduğunu, yerel mahkemece bahsi geçen hususun dikkate alınmadan ve gerekçelerini yokmuş gibi değerlendirerek hukuki yarar nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ticaret sicilinden terkin edilen … Konut Yapı Kooperatifinin ek tasfiye işlemleri için ihyasına, eski tasfiye memurlarının görevlendirilmesine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince ihyası istenen kooperatifin oy birliği ile feshine karar verilerek 01/12/2005 tarihinde tasfiyeye girdiği 29/09/2010 tarihinde ise terkin işlemi gerçekleştirilerek sicile işlendiği, terkin tarihinden itibaren yaklaşık 10 yıl sonra iş bu ihya davasının açıldığı, 10 yıl sonra açılan davanın dürüstlük kuralıyla bağdaşmayacağı, HMK 114/1-h maddesinde davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmasının dava şartı olarak belirttiği, 115. maddesinde ise bu şartın yargılamanın her aşamasında resen araştırılması gerektiğinin emredici olarak hüküm altına alındığı, konu inşaatın ihyası istenen kooperatifçe projesine uygun olarak yaptığı, tüzel kişilik sona erse bile menfaati olanlar tarafından ihya davası açılabileceği gerekçeleriyle davada hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verdiği, verilen karar her ne kadar yukarıda belirtildiği şeklide davacılar vekilince istinaf edilmiş ise de davacıların iş bu kooperatifin ihyasında hukuki yararlarının bulunup bulunmadığının yargılamayı gerektirdiği, bu lüzuma binaen ise herhangi bir davanın henüz açılmadığı, bu hususun dosya içeriğiyle sabit olduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacılar vekilinin istinafının ise hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşıldığından, davacıların istinaf taleplerinin HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacıların istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL karar ve ilam harcının davacılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6- Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 28/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır
M.Ç.