Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1460 E. 2023/939 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : …Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/05/2023
YAZIM TARİHİ : 05/05/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin daha önceden mobilya halı satışı işi ile iştigal ederken, piyasa krizi alacaklarının tahsil edilememesi sebebi ile maddi sıkıntıya girdiğini ve ardından işletmesini kapattığını, müvekkilinin davalı şirket ile mal alımı hususunda çalıştığı dönemde, uzun süreli ve yüklü miktarda mal alımı için harici anlaşma yaptığını netice olarak müvekkilinin davalıya henüz alınmamış mallara ilişkin olarak önceden çekleri keşide ederek verdiğini, işletmesinin batma aşamasına gelmesi üzerine mal alımı yapamayacağından davalı şirket ile yapılan görüşmeler neticesinde taraflar arasında 11/04/2019 tarihli protokol imzalandığını, bu protokole göre, müvekkiline 31/05/2019 tarihinden başlamak üzere verilmiş bulunan müvekkili çeklerinin iadesinin taraflar arasında kararlaştırıldığını, davalı buna rağmen bir kısım çekleri müvekkiline iade etmediğini, harici görüşmelerde de çeklerin tahsili yoluna gideceğini belirtiğini, davalıya Konya … Noterliği’nin …yevmiye numaralı ve …tarihli ihtarnamesi keşide edildiğini, … seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli, …seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli, … seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli, … seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli ve … seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli çeklerin iadesi hususu ihtar edildiğini, ihtarın davalı şirkete tebliğ edilmiş bulunmasına rağmen çeklerin iade edilmediğini ve … seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli ve …seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli çeklere ilişkin olarak davalı tarafından karşılıksız çek şikayetinde bulunulduğunu, Konya … İcra Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasından yapılan şikayet sebebiyle müvekkilinin bedelsiz bu çeklere yönelik olarak hakkında mahkumiyet kararı verilmesini talep ettiğini, davalı şirket ile konuyu arabuluculuk sürecinde çözme girişimlerinin ise olumsuz sonuçlandığını ve uzlaşıya varılamadığını beyan ederek, davanın kabulünü, … seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli ve … seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli çeklerden ötürü müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığına hükmedilmesini, davalı kötü niyetli olmakla davalının çek tutarları toplamı olan 50.000,00 TL. üzerinden % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkili şirketin halı toptan satışı işiyle uğraştığını ve …’nın Konya Toptan Bayiiliğini yaptığını, dava dışı …, müvekkili şirkete Konya … Noterliğinin … yevmiye nolu ve … tarihinde ihtar çekerek müvekkili şirkete daha önce tanzim ederek verdiği toplam 200.000,00 TL.lik 8 adet (25.000,00*8) senetlerin iadesine ve günü gelmeyen senetlerin teslimine ilişkin ihtarname çektiğini, davacı ise aynı tarihte Konya … Noterliğinin … yevmiye nolu … tarihli ihtarıyla da müvekkiline evveliyatta teslim ettiği ve henüz ödenmeyen 125.000,00 TL.lik çeklerin (25.000,00*5) iadesini talep ettiğini, aksi halde menfi tespit davası açılacağını ihtar ettiğini, ihtara olumlu cevap verilmeyince eldeki davanın açıldığını, müvekkili şirket, …’ın işlettiği … ye 2019 yılı içerisinde 19.392,89 TL. + 46.921,90 TL. + 34.391,20 TL. olmak üzere toplam 100.705,99 TL.lik ayrıca fatura kestiğini, toplamda müvekkili şirketin …’dan alacağı olan 44.382,83 TL. + …’dan fatura mukabili alacağı olan 95.265,79 TL. + ve …’dan fatura kabili olacağı 100.705,99 TL. olmak üzere toplamda 240.354,61 TL. alacağı olduğunu, davacının dava dilekçesinde belirttiği ve müvekkilinin de delil olarak dayandığı 11/04/2019 tarihli belgenin tanzim edilme nedeninin, dava dışı …’nın Konya … Noterliğinin … yevmiye nolu ve … tarihli ihtarnamesinde belirttiği senetler ödendiğinde …’ın evveliyatta müvekkiline verdiği çeklerin …’a iade edileceğine dair taraflarca kararlaştırılan protokolden ibaret olduğunu, davacının iadesini istediği çeklerin müvekkili elinde olmadığını, söz konusu çeklerin cirolandığını ve 3 şahıs ve firmalara müvekkilinin borçlarına istinaden verildiğini, ayrıca … tarafından tanzim edilen senetler ödenmediği için müvekkilinin …’dan da alacağı olduğunu beyan ederek davacının açmış olduğu davanın reddini ve yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasını, davacının kötü niyetli davası nedeniyle %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….müvekkilinin daha önceden mobilya halı satışı işi ile iştigal ederken, piyasa krizi alacaklarının tahsil edilememesi sebebi ile maddi sıkıntıya girdiğini ve ardından işletmesini kapattığını, müvekkilinin davalı şirket ile mal alımı hususunda çalıştığı dönemde, uzun süreli ve yüklü miktarda mal alımı için harici anlaşma yaptığını netice olarak müvekkilinin davalıya henüz alınmamış mallara ilişkin olarak önceden çekleri keşide ederek verdiğini, işletmesinin batma aşamasına gelmesi üzerine mal alımı yapamayacağından davalı şirket ile yapılan görüşmeler neticesinde taraflar arasında 11/04/2019 tarihli protokol imzalandığını, bu protokole göre, müvekkiline 31/05/2019 tarihinden başlamak üzere verilmiş bulunan müvekkil çeklerinin iadesi taraflar arasında kararlaştırıldığını, davalı buna rağmen bir kısım çekleri müvekkiline iade etmediğini, harici görüşmelerde de çeklerin tahsili yoluna gideceğini belirtiğini, davalıya Konya … Noterliği’nin …yevmiye numaralı ve … tarihli ihtarnamesi keşide edildiğini, … seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli, … seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli, … seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli, … seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli ve … seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli çeklerin iadesi hususu ihtar edildiğini, ihtarın davalı şirkete tebliğ edilmiş bulunmasına rağmen çekler iade edilmemiş ve … seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli ve … seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli çeklere ilişkin olarak davalı tarafından karşılıksız çek şikayetinde bulunulduğunu, Konya … İcra Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasından yapılan şikayet sebebiyle müvekkilinin bedelsiz bu çeklere yönelik olarak hakkında mahkumiyet kararı verilmesini talep ettiğini, davalı şirket ile konuyu arabuluculuk sürecinde çözme girişimlerinin ise olumsuz sonuçlandığını ve uzlaşıya varılamadığını beyan ederek, davanın kabulünü, … seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli ve … seri numaralı 25.000,00 TL.lik … tarihli çeklerden ötürü müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığına hükmedilmesini, davalı kötü niyetli olmakla davalının çek tutarları toplamı olan 50.000,00 TL. üzerinden % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine hükmedilmesini talep ettiği, davanın İİK.72. maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, İİK.72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.778/1-d maddesi yollaması ile TTK. 677. Maddesinde; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.” şeklinde, TTK. 778/1-a maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde;”(1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı görülmektedir.
Dosya incelendiğinde; taraflar arasında dava öncesinde taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, taraflar arasında mal alım satımları olduğu ancak, davacının daha önceden davalıya bildirimde bulunarak sipariş vermiş olduğu malları iptal ettirdiğine ilişkin ve bu sözleşmeye istinaden imzalamış olduğu çeklerin iadesi konusunda tarafların protokol yapmış oldukları ve dava dosyasında protokolün fotokopisini sunulmuş olduğu, tarafların bu protokole itiraz etmediği anlaşıldığından davacının daha sonradan söz konusu çekleri de iadesi için ihtar etmiş olduğu mahkememiz dosyasındaki delillerden anlaşılmıştır.
Davalı taraf söz konusu protokole karşı herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi, dosyada yapılan bilirkişi incelemesinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin birbirlerini karşıladığı, tarafların bu çekler haricinde herhangi bir borç alacak ilişkisinin kalmadığı, taraflar arasındaki hesabın sıfırlanmış olduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf, alacaklı olduğunu iddia ettiği dava dışı üçüncü şirketin davacıya ait olduğu, bu nedenle çekleri elinde tuttuğunu iddia etse de; davalının iddia etmiş olduğu dava dışı üçüncü şirketin mahkememizce istenmiş, söz konusu dava dışı üçüncü şirket olan …’nın davacı … ile herhangi bir ilişkisinin olmadığı anlaşılmıştır.
Davalının alacaklı olduğu firma ile davacının vermiş olduğu çekler aynı alışverişe konu çekler olmadığından, söz konusu borçla taraflar arasında yapılan protokol dolayısıyla iadesi gereken çekler birbirleri ile ilişkilendirilememiştir.
Ayrıca yapılan bilirkişi incelemelerinde davalı tarafın defterlerinde HMK. 222.ye göre delil şartlarını taşımadığı, taraflar arasında ticaretin 11/04/2019 tarihli belge ile anlaşma ile sona erdiği, bu sözleşmede davacıya geri verilmesi kararlaştırılan çeklerin iadesine karar verilmesi kararlaştırıldığı, söz konusu çeklerin davalı tarafından kayıtlarında net olarak tespit edilemediği bilirkişilerce de tespit edildiğinden davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacının davasında haklı görülmüş ise de ; dava dosyası kapsamında davalının kötü niyetli davranışta bulundukları ispatlanamadığından kötü niyet tazminatın reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile ; …seri numaralı, … tarihli, 25.000,00 TL bedelli, … Bankası,… Şubesine ait, … seri numaralı, … tarihli 25.000,00 TL bedelli, … Bankası, … Şubesine ait çeklerinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının ispatlanamayan kötü niyet nedeniyle talep edilen kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;davanın kabulü yönünden verilen kararın uygun olup, kötü niyet tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, taraflar arasında yer alan 11.04.2019 tarihli protokol ile yargılama konusu çeklerin müvekkiline iade edileceği hususunda anlaşma sağlanmış olmasına karşın, davalının haksız surette bu çekleri karşılıksız çek şikayetine konu etmesinin mevcut kötü niyeti ispatladığını, ayrıca gerekçeli kararda belirtildiği üzere Konya … Noterliği … yevmiye numaralı … tarihli ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamede açıkça çeklerin iade edilmemesi durumunda haksız ve kötü niyetli işlemlerden ötürü yasal yollara başvurulacağı belirtildiğini, davalı yan yine çekleri idae etmediği gibi kötü niyetli işlemlerini ısrarla zarar verme kastı ile sürdürdüğünü, dava açılması öncesinde gerçekleştirilen arabuluculuk görüşmelerinden de olumlu sonuç alınamadığını, davalı yan bedelsiz çekleri karşılıksız çek suçlamasına konu etmeye devam ederek müvekkili üzerinde uygulanan mağduriyet sürdürme gayreti gösterdiğini beyanla tazminatın reddine ilişkin kararın kaldırılarak kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin, …’ın işlettiği …’ye 2019 yılı içerisinde 19.392,89 TL. + 46.921,90 TL. + 34.391,20 TL. olmak üzere toplam 100.705,99 TL.lik ayrıca fatura kestiğini, toplamda müvekkili şirketin …’dan alacağı olan 44.382,83 TL. + …’dan fatura mukabili alacağı olan 95.265,79 TL. + ve …’dan fatura kabili olacağı 100.705,99 TL. olmak üzere toplamda 240.354,61 TL. alacağı olduğunu, davacının müvekkiline göndermiş olduğu ihtarnamede bahsi geçen ve işbu davaya konu ettiği çekler; …’nin borçlarını üstlenmiş olmasından ve davacıya fatura mukabili yapılan satışlar karşılığı alınan çekler olduğunu, davacının dava dilekçesinde belirttiği ve müvekkilinin de delil olarak dayandığı 11/04/2019 tarihli belgenin tanzim edilme nedeni, dava dışı …’nın Konya … Noterliğinin … yevmiye nolu ve … tarihli ihtarnamesinde belirttiği senetler ödendiğinde …’ın evveliyatta müvekkiline verdiği çeklerin …’a iade edileceğine dair taraflarca kararlaştırılan protokolden ibaret olduğunu, davacının iadesini istediği çekler müvekkili elinde olmadığını, söz konusu çekler cirolanmış ve 3 şahıs ve firmalara müvekkilinin borçlarına istinaden verildiğini, ayrıca … tarafından tanzim edilen senetler ödenmediği için müvekkilinin …’dan da alacağı olduğunu, bilirkişi raporunun eksik olduğunu eksik inceleme yapıldığını, dosyaya alınan 11.01.2021 tarihli bilirkişi raporu ile davacının 2017 yılının ticari defterlerinin HMK 222 maddesinde belirtilenleri taşımadığı bu nedenle davacı lehine delil olamayacağının sabit hale geldiğini, müvekkilinin bir kısım ödemeleri davacı defterlerine girilmediğini, yine davacının ödeme olarak girdiği rakamlar müvekkili defterlerinde yer almadığını, ayrıca dava dışı…’nin kayıtları da incelenmediğini, taraflarınca gösterilen delillerin toplanmadığını, dava dışı… ve …’nın davacı tarafından işletildiği taraflarından iddia edilmiş ise de yerel mahkemece iddialarının akıbetinin araştırılmadığını, ilgili şirketlerin defterlerinin incelenmediğini, tanıklarının dinlenmediğini, davacının başkaca kişilerle muvazaa ilişkisi içerisinde olduğunu, ilgili senetlerden dolayı ve senetler dışında müvekkiline borcu bulunduğunun sabit olduğunu, usulsüz yollar ile borcunu ödemekten kaçınmaya çalıştığını beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın tümden reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, toplanan delillere göre, davacı tarafından sunulan 11/04/2019 tarihinde düzenlenen tarafların imzasının bulunduğu yazılı belgede dava konusu çeklerin de bulunduğu seri numaraları, keşide tarihleri ve miktarları ayrı ayrı belirtilen toplam 7 adet çekin tarafların arasındaki ticaretin iptaline karar verildiği için davalı tarafından davacıya iadesine karar verildiğinin yazılı olduğu, dava konusu çeklerin davacıya iade edilmediklerinin sabit olduğu, yazılı belgeye istinaden davalının dava konusu çekleri davacıya iade etmesi gerektiği, davalı çeklerden bağımsız olarak davacının kendisine borcu olduğu iddiasında ise aralarındaki temel alacak verecek ilişkisi kapsamında alacak talebinde bulunması gerektiği, bu durumun dava konusu çeklerin iade edilmemesi sebebi olamayacağı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, davacının kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği yönündeki istnaf sebebi incelendiğinde ise, İİK’nın 72/5.maddesi gereğince davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için öncelikle davalı tarafından davacı aleyhine başlatılmış bir icra takibinin bulunması gerektiği, davalı tarafından davacı aleyhine dava konusu çeklerle ilgili başlatılmış bir icra takibi bulunmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinde bulunamayacağı, tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, tarafların istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından tarafların istinaf başvuru taleplerinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-Alınması gereken 3.415,50 TL harçtan peşin alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,62‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

A.Ç