Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1413 E. 2023/723 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Haksız İşgal Tazminatı

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/03/2023
YAZIM TARİHİ : 31/03/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan haksız işgal tazminatı davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili … Kooperatifinin şantiyesindeki fiili muhdesat niteliğindeki … Sokak … dış kapı no: … Daire No: … numaralı dubleks meskenini haksız işgalinde tutan davalıdan 07/10/2010 dan itibaren iş bu dava tarihine kadar olan dönem için toplam 40.000,00 TL haksız işgal tazminatının dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ettiklerini, haksız işgale konu meskenin emsallerinin iş bu davanın açıldığı tarihteki kira getirilerinin 800 TL/ay-900 TL/ay arasında bulunduğunu, daha önce aynı nitelikte bulunan ve kesinleşen dosyadaki yaklaşık 7 yıl önceki 300-350 TL/ay dan hesaplanan bilirkişi raporlarının güncellenmesinin sağlıklı olmayacağını, haksız işgal tazminatı miktarının yerinde keşif yapılarak, bilirkişiden rapor alınmasıyla belirlenmesini talep ettiklerini beyan ederek 07/10/2010 tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için 40.000,00 TL haksız işgal tazminatının dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zaman aşımına uğraması nedeniyle reddinin gerektiğini, ecrimisilde zaman aşımı süresinin 5 yıl olduğunu, dava tarihi olan 12/07/2019 tarihinden itibaren geriye doğru 5 yıl olmak üzere 12/07/2014 tarihinden önceki taleplerin zaman aşımına uğradığını, bu sebeple de davalının zaman aşımına uğrayan haksız ve hukuka aykırı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, müvekkilinin dava konusu gayrimenkulde haksız işgalci konumunda olmadığını beyan ederek açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Müvekkili … Kooperatifinin şantiyesindeki fiili muhdesat niteliğindeki … Sokak … dış kapı no: … Daire No: … numaralı dubleks meskenini haksız işgalinde tutan davalıdan 07/10/2010 dan itibaren iş bu dava tarihine kadar olan dönem için toplam 40.000,00 TL haksız işgal tazminatının dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, haksız işgale konu meskenin emsallerinin iş bu davanın açıldığı tarihteki kira getirilerinin 800 TL/ay-900 TL/ay arasında bulunduğunu, daha önce aynı nitelikte bulunan ve kesinleşen dosyalarındaki yaklaşık 7 yıl önceki 300-350 TL/ay dan hesaplanan bilirkişi raporlarının güncellenmesinin sağlıklı olmayacağını, haksız işgal tazminatı miktarının yerinde keşif yapılarak, bilirkişiden rapor alınmasıyla belirlenmesini talep ettikleri, açmış oldukları tazminat davasının kabulünü talep etmiş, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Mahkememiz 25/11/2020 tarihli ara kararına binaen mahallinde 23/12/2020 tarihinde keşif icrasına karar verildiği dosyaya keşif icrası nedeniyle bilirkişi görevlendirildiği fakat 23/12/2020 tarihli tutanak ile davacı vekilinin keşif tarihine kadar gerekli gider avansını ve keşif harcını ikmal etmediği anlaşıldığından keşfe gidilemediğine dair tutanak tutulduğu görülmüştür.
Ayrıca davacı vekilinin 24/02/2021 tarihli duruşmasında masraf yatırmayacağız dediği, beyanını imzası ile tasdik ettiği görülmüştür.
Davanın çözümünün ise keşif sonucuna mutlak suretle bağlı olması nedeniyle mahkememizce tarihinde keşif icrasına dair karar verildiği fakat davacı taraf vekilinin yeterli delil avansını mahkememiz veznesinde depo etmediği, keşif harcını da yatırmadığı anlaşıldığından keşfe gidilemediği anlaşılmakla HMK ( HMK 266 Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.) , HMK 90 (Süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. (2) Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.) , HMK 94 ( (1) Kanunun belirlediği süreler kesindir. (2) Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. (3) Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.) , HMK 324 ((1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. (2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. (3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.), TMK 6. Maddesi uyarınca (- Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. ) ile HMK 189. Maddesi uyarınca ( araflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir. (2) Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz. (3) Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz. (4) Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir.) ile HMK 190. Maddesi uyarınca ( İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.) hükmünün bulunduğu, davacı vekilinin dilekçesinde 07/10/2010 ile dava tarihi olan 12/07/2019 tarihleri arasındaki dönem için yerinde keşif yapılarak bilirkişiden rapor alınmak suretiyle (keşif-bilirkişi deliline dayanarak) haksız işgal tazminatı talep ettiği, davalı vekili cevap dilekçesinde davacı yanın taleplerinin bir kısmına zamanaşımına uğradığını ve haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddini talep ettiği ve keşif bilirkişi deliline dayandığı anlaşılmakla; eldeki dava ecri misil davasıdır.
TMK nın 995. Maddesi uyarınca (İyiniyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır.) hükmü bulunmuştur.
“08/03/1950 tarih, 22/4 sayılı Yargıtay İçtihadi Birleştirme Kararında kabul edildiği gibi başkasının taşınmazını haksız olarak kullanmış olan kötüniyetli kimsenin o taşınmazı haksız olarak elinde tutmasından doğan zararı ve elde ettiği veya etmeyi ihmal eylediği semereleri ödemekle yükümlü olduğu tazminattır. Bu tazminat miktarı gelir getirebilecek bir yerin haksız işgali nedeniyle malikin o yerden olağan biçimde yararlanamaması yüzünden mal varlığındaki artışa engel olunan miktardır. Bu engel olmanın sağladığı mal varlığına giremeyen çoğalma en azı kira en çoğu da tam gelir yoksunluğu olarak değişebilir… Tazminatın amacı el atma olmasaydı, malikin mal varlığı ne durumda olacak idiyse o durumun sağlanmasıdır… Ecri misil (haksız işgal tazminatı) malik olmayan kötü niyetli zilyedin, zilyet olmayan malike ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatıdır “
Yargıtay 3. HD’nin 12/02/2013 tarih, 2012/23186 Esas, 2013/2084 Karar sayılı ilamı ” … Şu halde mahkemece mahallinde keşif yapılarak, emsal araştırması yapılmalı, … Ecri misil hesabı yapılarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulması uygun görülmemiştir.”
Yargıtay 3. HD’nin 22/01/2014 tarih, 2013/20352 Esas, 2014/785 Karar sayılı ilamı ” Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılarak taraflardan emsal kira sözleşmeleri temin edilip gerekirse bilirkişilerden resen emsal istenip işgal edilen taşınmazın büyüklüğü, işgal alanı, … Ecri misil hesap edilmelidir ”
Yargıtay 3. HD’nin 19/04/2014 tarih, 2014/833 Esas, 2014/2458 Karar sayılı ilamı “… Ecri misil hesabı yapılırken konusunda uzman bilirkişi heyeti oluşturularak keşif yapılmalı, somut emsaller incelenerek gerektiğinde resen emsal araştırması yapmak… Ecri misil belirlenmelidir. ” şeklinde Yüksek Yargıtay kararları mevcuttur.
Huzurdaki davanın yargılaması sırasında, davacı vekili keşif delilinden vazgeçmiştir. Davalı vekili HMK nın 196. Maddesi kapsamındaki beyanında AÇIKÇA RIZA göstermediğini beyan etmiştir. ( Her türlü delilden vazgeçilmesi karşı tarafın açık onayına bağlıdır. Yüksek Yargıtay 9. HD’nin 28/11/2017 tarih, 2016/800 Esas, 2017/19293 Karar sayılı ilamı)
25/11/2020 tarihli duruşmada davalı vekilinin mezkur beyanında dikkate alınarak keşif kararı verildiği, davacı vekiline keşif harcı ve bilirkişi ücreti için HMK’nın 324. Maddesi kapsamında delil avansı yatırması için 2 haftalık kesin süre verildiği (ihtarlı) ihtarlı kesin süre içerisinde keşif delil avansı yatırmadığı ve bu nedenle keşif yapılamadığına ilişkin 23/12/2020 tarihli keşfe gidilemediğine dair tutanak tutulduğu, 2402/2021 tarihli duruşmada; her iki tarafta keşif deliline dayandığından, taraf vekillerine HMK 324 kapsamında 1/2 masraflı keşif masrafının yatırılıp yatırlayacağı sorulduğu, her iki taraf vekilleri keşif delil avansını yatırmayacaklarını imzalı beyanları ile tasdik ettikleri, ayrıca davacı vekili, davalı vekilinin keşif deliline dayanmaktan vazgeçmesine açıkça rıza göstermediğini imzası ile tasdik beyanından anlaşılmakla, tüm dosya kapsamı, iddia, savunma, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların dayandıkları deliller, aşamadaki yazılı duruşmadaki beyanlar, emsal Yargıtay Kararları, HMK hükümleri, kül halinde değerlendirildiğinde 6100 sayılı HMK nın 266 (1) Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.) hükmünün bulunduğunu, somut olayın özelliği itibariyle davacı vekilinin ecri misil tazminat talebine ilişkin ihtilafın çözümünün teknik ve özel bir bilgi gerektirdiği, davacı taraf bilirkişi delil avansını süresi içerisinde yatırmadığından HMK’nın 90. Maddesinde süreler, kanunlar belirtilir veyahut hakim tarafından tespit edilir, kanunda belirtilen istisnalar dışında hakim kanundaki süreleri artıramaz ve eksiltemez 6100 sayılı HMK nın 94. Maddesi kanunun belirlediği süreler kesindir, hakim tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir, kesin süre içerisinde yapılması gerekli işlemi süresinde yapmayan taraf o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar hükümleri gereği kesin süre içerisinde gider avansı yatırılmadığından keşif ve bilirkişi incelemesinden vazgeçilmiş ve mevcut durum itibariyle ispat edilemeyen davanın Yüksek Yargıtay’ın 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/2955 Esas, 2017/5572 Karar sayılı ilamı da dikkate alındığında ispat edilememesi nedeniyle reddine dair oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme açıklanan kesinliğe aykırı olarak, beş kişilik bilirkişi kurulu kurup yerinde keşif yaptırmaya dair tensip kararını verdiğini, önce gidip yüzyüze görüştüklerini, yasal durumu hatırlatıp kesin karara konu olguların yeniden tahkik edilmesine yasal dayanak bulunmadığını, esasen, buna gerek de bulunmadığını, tartışılabilmesine imkan bulunan hususun, sadece işbu davanın döneminde haksız işgalci davalıdan alınacak haksız işgal tazminatı miktarının belirlenmesinden ibaret olduğunu, yerinde keşfe de gerek bulunmadığını, sözlü anlattıklarında mahkeme hakimi bugüne kadar ilk defa rastladıkları uzlaşmaz bir tutumla mahkeme istediği kadar bilirkişi tayin edebilir dediklerinden; taleplerini aynı gün verdikleri bir dilekçeyle teyiden tekrarlarken, işlerin sürüncemeye girebileceğini sezerek adil yargılanma haklarının çiğnendiğine dair görüşlerini korumak kaydıyla ve karardan sonra, buna uygun olarak gereğini yapmak haklarını saklı tutarak razı olmuş iselerde mahkeme keyfi olarak belirlediğini, işlevsiz birçok bilirkişiye, yasaya dayanmaksızın, büyük miktardaki giderleri ödemelerine yol açacak ve yersiz keşif yapılarak başka bir yasaya aykırı gider ödemelerine yol açıkça tutumunu değiştirmediğinden, müvekkili yönetim kurulu mahkeme hakimini reddettiğini, haklı davalarının mahkemenin yasaları apaçık çiğneyerek oluşturduğu haksız, dayanaksız ara kararların gereklerini güya yerine getirmediklerine dayalı esasa girilmeksizin reddedilmiş olduğunu, özetle müvekkili kooperatifi kurulan komployu yapanların hak ettikleri cezayı almalarına rağmen, aynı iki komplocunun yönlendirmeleriyle biri de davalı olan 38 haksız işgalcinin sebep oldukları yüzlerce davaya gider avansı yetiştirmeye çalışan az sayıdaki ortağın da sayılarının her geçen gün, sonuçtan ümidini kesin azalmasından dolayı tam 13 yıldan bu yana yapı yapamayan müvekkili kooperatife 250-350 TL arasında gider avansı ödeyip kesin karara ulaşabilmelerinin mümkün olduğunu onlarca kesin kararlar da desteklendiği halde hem 5.000 TL haksız gider avansı ödetmek hem de kesin karara rağmen kesinleşmiş aynı hususların yasaya ve adalet duygusuna zarar verdiğini beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.

Dava dosyasındaki deliller değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı vekili tarafından daha önce yapılan keşif sırasında belirlenen ecrimisil miktarının bilirkişi marifetiyle güncellenmek suretiyle davaya konu tarihlerle ilgili ecrimisil miktarının belirlenmesi talep edilmiş ise de; güncellemeye esas alınmasını istediği bilirkişi raporunda en son 06/10/2010 tarihine kadar ecrimisil hesabı yapldığı, rapordaki ecrimisilin hesaplandığı en son tarih ile iş bu dava tarihi arasında geçen süre itibariyle güncelleme yapılmak suretiyle ecrimisil bedelinin belirlenmesinin gerçek bir değer olmayacağı, bu nedenle taşınmazın bulunduğu mahalde keşif yapılıp, varsa emsalleri de görülmek suretiyle ecrimisil bedelinin belirlenmesi gerektiği, bunun için asgari ölçülerde dava konusu edilen ecrimisilin belirlenmesi bakımından taşınmazın tespiti, gösterilmesi için fen elemanı ve ecrimisil bedelinin belirlenmesi konusunda uzman bir bilirkişi olmak üzere en az iki bilirkişinin görevlendirilmesi gerektiği, davacı tarafın dosyadaki mevcut delil avansı miktarının keşif ve bilirkişi incelemesi için yeterli olmadığı, davacı vekilinin bir hesap bilirkişisi tarafından güncellleme yapılarak ecrimisil hesabının yapılmasını talep ettiği ve bir bilirkişi için gerekli ücretin davacı tarafından tamamlandığı, davacı vekilinin 24/02/2021 tarihli duruşmada keşif için masraf yatırmayacaklarını beyan etmesi nedeniyle ilk derece mahkemesince ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/03/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç