Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1408 E. 2023/720 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … …
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/03/2023
YAZIM TARİHİ : 31/03/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 2009 yılından önce gayri resmi bir ortaklık mevcut olduğunu, müvekkilinin o tarihlerde ticaret ile uğraşmakta olduğunu, … bankasına ait çekleri kullandığını, lakin 2009 yılında yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle iş hayatından uzaklaşmak zorunda kaldığını, uzun süre kanser tedavisi gördüğünü, davalının müvekkilinin bu durumundan yararlanmak suretiyle kendisine haksız kazanç elden etmek adına müvekkilinin tedavüle çıkarmadığı bir kısım sıralı çekleri rızası ile bilgisi dışında aldığını ve şikayet etmek suretiyle tedavüle koyduğunu, davalının ilk olarak 2009 yılında müvekkilinin … bankasına ait sıralı çeklerden … nolu çeki müvekkil imzasını taklit suretiyle kendi lehine keşide ederek Konya… Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasından şikayet yoluna götürüldüğünü, sağlık problemlerinden dolayı müvekkilinin infaz aşamasına geçildiğinde durumu öğrendiğini, yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunarak imza itirazında bulunduğunu ve imza örnekleri verdiğini, haksız olarak şikayete ilişkin olarak müvekkil tarafından imza örneklerinin verilmesi akabinde davanın aleyhine sonuçlanacağı düşüncesiyle davalının şikayetten vazgeçmesi ile dosyanın davalı tarafından kapatıldığını, müvekkilinin 2009 yılı öncesinde aktif bir ticaret hayatına sahip olduğunu, … Bankasına ait çekleri kullanırken 2009 yılında yaşadığı sağlık sorunları ile iş hayatından çekildiğini, sağlığı ile birlikte mal varlığını da kaybeden müvekkilinin tedavi süreci sonunda mütevazi bir hayat sürmeye başladığını, herhangi bir ticaret yapmayan ve alım satım ilişkisi içine girmeyen müvekkilinin Konya … İcra Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına konu 400.000 TL bedelli bir çeki hangi alacak nedenine ilişkin vermiş olabileceğinin muallak olduğunu, davalının müvekkilinin sağlık probleminden kaynaklı zor durumundan faydalanmak suretiyle müvekkilinin rızası ve bilgisi dışında müvekkiline ait çek koçanını ele geçirdiğini, söz konusu çek koçanını … Bankasına ait eski basım tarihli sıralı çeklerden oluştuğunu, davalının ilk olarak bu sıralı çeklerden … seri numaralı çeki 2009 yılında Konya … ACM’nin… esas … karar sayılı dosyası ile şikayete konu ettiğini, müvekkil tarafından yapılan imza itirazının hemen akabinde şikayetinden vazgeçtiğini, davalının bu kez aynı çek koçanına ait sıralı çeklerden … seri numaralı çeki halen derdest olan Konya … İcra Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından şikayete konu etmek suretiyle haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, bu nedenlerden dolayı Konya … İcra Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına konu çekin müvekkil elinden sadır olmadığı nedeniyle davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderinin ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davaya esasa girilmeksizin usulden reddedilmesi gerektiğini, davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, TTK’nda düzenleme alanı bulan kambiyo senetleri-somut olayda çek-mutlak ticari davanın konusunu oluşturacağını, bu sebeple işbu davanın usulden reddi gerektiğini, işbu davaya bakmakla görevli mercinin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun anlaşılmasıyla yine 6102 sayılı TTK’nın 5/a maddesine göre: TTK’nın 4. maddesinde belirtilen tüm ticari davalar ile diğer özel kanunlarda yer alan ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı olduğunu, davacı tarafından 2009 tarihinden sonra uzun süre kanser tedavisi gördüğü, müvekkilinin davacının imzasını taklit ettiği ve şikayet ettiği, imzaların davacıya ait olmadığı, müvekkilinin çek koçanlarını eline geçirip işbu çekleri keşide ettiğinin iddia edildiğini, davacının 2009 yılından sonra kanser tedavisi görmesi ne bu tarihten önce keşide edilen çeklerin ne de bundan sonra keşide edilecek her türlü senedin ödenmemesine haklı gerekçe olamayacağını, davacının bir iddiası ise müvekkilinin işbu davaya konu 400.000 TL bedelli çeki davacıdan “rızası ve bilgisi dışında almış” olduğu ve borçlunun imzasını taklit suretiyle kendi lehine keşide ettiği iddiası olduğunu, müvekkili hiçbir şekilde imza taklit edip senetleri tedavüle koymuş olmadığını, aksine davacının karşılıksız çek keşide ettiğini, taraflarınca ise İcra Ceza Mahkemesine şikayette bulunulduğunu, davacının çekin düzenlenme nedeninin araştırılması gerektiği yönündeki itirazının kabul edilemeyeceğini, zira kambiyo senetleri illetten mücerret senetler olduğunu beyan ederek davanın görevli mahkemede açılmadığından bahisle usulden reddini, davanın esastan reddini, davacı aleyhine imza inkarı nedeniyle %10, hazine adına para cezasına ve kötü niyetle açılan iş bu dava nedeniyle %20 tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı tarafça dava açarken arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemediği gibi Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının da anlaşılamaması nedeniyle, mahkememizce 03/05/2021 tarihinde ihtarname düzenlenerek, davacı vekiline arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağı aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini mahkememize sunmak üzere bir haftalık kesin süre verildiği, bu kesin süre içerisinde arabuluculuk son tutanağı aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkememize sunulmaması halinde davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verileceği hususunun ihtar edildiği, kesin süreleri içerir 03/05/2021 tarihli ihtarın davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacı tarafça süresi içerisinde arabuluculuğa başvurduklarını ve arabuluculuk başvuru formunu Mahkememize sunduğu ancak, dava tarihinden sonra arabuluculuğa başvurduğu anlaşılmakla, davanın HMK’nun 115. ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bir ticari davanın açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olabilmesi için, öncelikle konusu, bir miktar paranın ödenmesi olması gerektiğini, sonra dava konusu olan bir miktar paranın ödenmesi için yapılan talep, bir alacak veya tazminat talebi olarak ileri sürülmesi gerektiğini, buna göre bu koşulların gerçekleşmediği ticari davalarda davanın açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olarak kabul edilmeyeceğini, diğer yandan öncelikle Konya … Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi üzerine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesine tevdi edildiğini, kabul anlamına gelmemek birlikte işbu davalarının arabuluculuğa tabi olacağı kabul edilse bile uyuşmazlık konusu açısından arabuluculuk sonradan dava şartı haline geldiğinin açık olduğunu, görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine kanuni süre göz önünde bulundurulup dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için (iki haftalık yasal süre) talepte bulunulmuş ve derhal arabuluculuğa başvurulduğunu, görevsizlik kararı üzerine işleyecek arabuluculuk prosedürüne ilişkin bir düzenlemeye mevzuatta yer verilmediğini, bu sebeple hukuki boşluğun müessesenin amacına uygun düşecek şekilde yorumlanması gerektiğini, yine kabul anlamına gelmemekle birlikte mevzuatta, dava şartı olarak, arabuluculuk başvurusunun neticelenmesi değil arabuluculuğa başvuru yapılmasının kabul edildiğini, nitekim taraflarınca … Arabuluculuk Başvuru Merkezine … sayılı başvuru numarası ile başvuruda bulunulduğunu, mahkemece dava tarihinden sonra arabulucuya başvurulduğu gerekçesiyle usulden ret kararı verildiğini, şayet mahkemece dava tarihi olarak Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılma tarihi esas kabul ediliyor ise Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılan davalarında işbu hukuki uyuşmazlığın arabuluculuğa tabi olmadığının göz ardı edilmemesi gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 27.05.2021 tarih, 2020/6050 E- 2021/4519 K, 13.04.2021 tarih, 2020/6032 E-2021/3614 K, 20.04.2021 tarih, 2020/6031 E-2021/3835 K. saylı ilamlarında da belirtildiği üzere, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; “(1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir. Madde metni herhangi bir tereddüde ve yanlış anlamaya yer vermeyecek şekilde açık yazılmıştır. TTK’ya bu maddenin eklenmesini sağlayan 7155 sayılı Kanun’un genel gerekçesinin bu konuyla ilgili kısmı ve madde için özel olarak yazılan gerekçe de bu açık anlamı desteklemektedir. Hal böyle iken, menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK’nın 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan da yasa koyucunun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı hususu dikkate alınarak işin esasının incelenmesi gerekirken mahkemece anılan husus nazara alınmaksızın yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından davacının istinaf talebinin kabulü ile; HMK’nın 353/1.a.4 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının taraflar arasındaki ihtilaf ile ilgili esasa ilişkin delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/03/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç