Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1405 E. 2023/1001 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
…HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas …Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/05/2023
YAZIM TARİHİ : 12/05/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;taraflar arasında karpuz tohumu satışı hususunda anlaşma sağlanarak icra takibine konu fatura düzenlendiğini, davalı şirkete kesilen fatura bedelinin toplamının 280.648,50TL olduğunu, davalı firmadan iade gelen fatura bedelinin de 214.255,00TL olduğunu, iade fatura bedeli düşüldükten sonra kalan bakiye alacağın 66.393,50TL olduğunu, bu kalan borç karşısında davalı şirketten alınan toplam 33.197,00TL’lik çeklerin tahsil edildiğini, bu tahsilat sonrasında bakiye kalan fatura alacaklarının 33,196,50TL olduğunu, kalan borcun davalı şirket tarafından ödenmemesi üzerine tahsili amacıyla Konya… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, borcun tahsilini zorlaştırmak amacıyla yapıldığını beyanla davanın kabulü ile, icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davaya konu alacak tarihi itibariyle davanın zamanaşımına uğradığını öncelikle zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmesini ayracı husumet itirazlarının da olduğu husumet yönünden de davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, esasa ilişkin beyanlarında, davacının faturaya itiraz edilmediği yönündeki beyanları kabul etmediklerini, iade faturası düzenlenerek faturanın iade edildiğini, iade faturasının red beyanı olduğunu, kabul edilmemesi ve anlaşmaya uyulmaması nedeniyle iade faturası düzenlendiğini, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, taraflar arasında yazılı olmayan ve e-mail yazışmaları ile anlaşma sağlanarak kilogramı KDV dahil olmak üzere 36,00TL’den tohum alımı hususunda anlaşılmasına rağmen kesilen fatura bedelinin yüksek olduğunu ve bu nedenle iade faturası düzenlendiğini, fatura edilerek gönderilen ve daha önce anlaşma sağlanarak bayilere satışı yapılan tohumlardan 909,5kg’lık kısmının bedeli olan 33.196,48TL davacı şirkete çek verilmek suretiyle ödendiğini, aradaki kalan fark içinde “Fiyat Farkı” faturası kesilerek davacı şirkete gönderildiğini, davacı şirketin bu faturayı iade ettiğini, anlaşmazlığın tamamen davacı şirketin anlaşma dışında faturalandırmadan kaynaklı olduğunu beyanla davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesinie yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Davalı vekilinin de tüm aşamalarda ifade ettiği üzere taraflar arasındaki mail yazışmalarında dava konusu karpuz tohumunun kg fiyatı 36,00 TL’den anlaşma sağlandığına dair ifadeler bulunmakta ise de, dosyaya bir örneği sunulan bizzat davalının kestiği … tarihli … seri numaralı 214.255,02 TL bedelli iade faturasında tıpkı davacının düzenlediği faturadaki gibi 500 gram birim fiyat değeri KDV siz 33,80 TL olarak belirlenmiştir. Davalı, fatura kendisine geldikten sonra birim fiyatın yanlış olduğuna, yani fatura içeriğinin yanlış olduğuna dair davacıya bir bildirimde bulunmadığından fatura içeriği kabul edilmiştir. Ayrıca davalının düzenlediği 28/05/2014 tarihli 33.196,74 TL bedelli fiyat farkı faturası davacının defterlerine hiçbir suretle işli değildir. Kaldı ki davalının usulüne uygun tuttuğu kendi defterlerine göre davacı şirket davalıdan takip tarihinde 33.196,48 TL alacaklıdır. Hal böyle olmakla faturadaki ürünlerin birim fiyatının faturada yazılı haldekinden daha farklı/düşük olduğu ve bakiye borcun ödendiği davalı tarafından ispatlanamadığından takibin 33.196,48 TL asıl alacak üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar takip talebinde fatura tarihinden itibaren işletilen faizin de tahsili talep edilmiş ise de, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. İş bu davaya konu edilen alacağın temerrüdü için takipten önce davalıya ihtarat yapıldığı iddia ve ispat edilmediğinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmiştir. Faiz talebinde bulunmak davacıyı kötü niyetli yapmayacağından davacı aleyhine tazminata hükmedilmemiştir. İtirazın iptali davası, alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması hâlinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına da hükmedilebilir (Kuru, B: İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223). Eldeki dava yönünden takip konusu alacağın faturaya dayanması karşısında alacak belirlenebilir (likit) olup davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin; 33.196,48 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi işletilerek devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmolunan meblağın %20’sine tekabül eden 6.639,29 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının kötü niyetli olduğu sübut bulmadığından davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında her ne kadar davaya konu edilen alacağın temerrüdü için takipten önce davalıya ihtarat yapıldığı iddia ispat edilemediğinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğine dair karar verilmiş ise de; davalı tarafın temerrüde düşmesi için ayrı bir belgeye ihtiyaç olmadığını, bakiye borç olan faturanın (… tarihli … nolu fatura) üzerinde çok açıkça ödeme vadesi 28.06.2014 yazdığını, buna göre ödeme vadesi tarihi olan 28.06.2014 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesinde herhangi bir engel olmadığını, dava konusu borç faturadan kaynaklı bir borç olup faturada açık açık ödeme tarihi yazdığını beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında gerçekleştirilen alım satım işlemleri ve ödemelere ilişkin kayıtlar müvekkili şirket muhasebesince tutulduğunu, bu kayıtlara göre müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, mail yazışmalarına istinaden taraflar arasında tohum için belirlenen fiyatın 36,00 TL olduğunu, bu icap- kabulle taraflar 1 kg karpuz tohumu için KDV dahil 36,00 TL’den anlaşma sağladığını, davaya konu olayda sorunun davacının KDV dahil kg 36,TL’den fatura kesip ürün yollaması gerekirken, 500 grama KDV dahil 36,50 TL ‘den fatura kesmesinden kaynaklandığını, satıcı davacı faturayı 1 Kg tohum için KDV dahil 72,99 TL’den kesmiş bulunduğunu, oysa kg fiyatının 36,00 TL olarak faturalandırılması gerektiğini, 23.03.2021 tarihli bilirkişi raporuna katılmalarının mümkün olmadığını, faturaya ilişkin tüm belgeler cevap dilekçelerinin eki ile dosya bulunduğunu, eksik inceleme yapıldığını, yine mahkemece faturaya süresi içinde itiraz edildiği kabul edilmeyecekse dahi gerekçeli karardaki belirlemeler haksız ve hukuka aykırı olduğunu, fatura alan kişinin sekiz gün içinde itiraz etmemesi halinde, fatura içeriğini kabul etmiş sayılması kanuni bir karine olduğunu, ancak fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması adi kanuni karine olduğu için, fatura içeriğini kabul etmiş sayılan taraf bunun aksini iddia ve ispat edebileceğini, bilirkişi tarafından taraflar arasında yapılan yazışmaların incelenmediğini, eksik ve hatalı rapor tanzim edildiğini, ayrıca taraflarına icra inkar tazminatı hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Devam etmekte olan bir icra takibine rağmen yeniden aynı alacak için aynı borçluya karşı icra takibi gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceğine ilişkin açık bir düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda (İİK) yer almamaktadır. HMK’daki derdestliğe ilişkin düzenlemenin icra takiplerine kıyasen uygulanması gerekir (Pekcanıtez, Hakan/Simil, Cemil İcra-İflâs Hukukunda Şikâyet, İstanbul 2017, s. 38). Derdestlik kurumunun amaçları davada ve icra takibinde ortaktır. Dava bakımından bir dava engeli olan derdestlik, icra takibi bakımından da bir takip engelidir. Dolayısıyla olumsuz bir dava şartı olarak nitelendirilen derdestlik aynı zamanda olumsuz bir takip şartı olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle, tıpkı davada derdestlik gibi icra takibinde de derdestlik takip hukukunun doğasına uygun ölçüde icra memurunca/mahkemece kendiliğinden gözetilen ve taraflarca takibin/davanın her aşamasında ileri sürülebilen bir takip şartı olarak değerlendirilmelidir. İcra takibinde derdestlikten söz edebilmek için; icra takibinin daha önce aynı veya başka bir icra dairesinde başlatılmış olması, tarafları, konusu ve sebebinin aynı olması gerekir ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 23.12.2021 Tarih, 2018/(19)11-360 Esas-2021/1751 Karar sayılı İlamı).
Somut olayda, davacının aynı alacağa ilişkin Konya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile davalı hakkında 02/03/2015 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalının borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, davacının duran bu takibe karşı herhangi bir itirazın iptali davası açmadığı, aynı alacakla ilgili Konya… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile bir ilamsız icra takibi daha başlattığı, bu icra takibinde davalının borca itirazı üzerine eldeki işbu itirazın iptali davasını açtığı, ikinci takibin mükerrer olarak başlatıldığı, mükerrer takip yapılamayacağından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacı mükerrer icra takibi başlatmakta haksız ise de kötüniyetli olarak takip başlattığı ispat edilemediğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin ise şartları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmadığından kamu düzenine aykırılık nedeniyle davalının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmasına ve davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine ilişkin yeniden karar verilmesine, kararın kaldırma sebebine göre davacının istinaf talebinin incelenmesine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 567,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 649,68 TL peşin harçtan karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 469,78 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’nin 7/2. maddesi gereğince 8.606,75 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320,00 TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C)İlk derece mahkemesince yazılan 29/06/2021 tarihli harç tahsil müzekkerelerinin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
D)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
E)Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç