Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1355 E. 2023/663 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/04/2021
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/03/2023
YAZIM TARİHİ : 28/03/2023
Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan istirdat davasında 01/04/2021 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın … Şubesinden 04/08/2006 tarihinde 4 yıl vadeli 46.000,00 TL tarımsal kredi kullandığını, bu kredi ile traktör satın aldığını, borcunu ödemeye devam ettiğini ancak 2007-2008 yıllarında meydana gelen kuraklık nedeniyle kalan 23.260,00 TL’yi ödeyemediğini, bunun üzerine davalı tarafından Konya … İcra Müdürlüğü’nün … , … , … ve … Esas sayılı dosyaları ve Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaları ile yüksek oranlı faizler talep edilerek takipler başlattığını, müvekkilinin bilgisi ve izni dışında toplamda 23.258,39 TL alacağın … ‘ye devredildiğini, müvekkili tarafından alınan traktörün teslim edildiğini, icra dosyası kapsamında traktörün 34.000,00 TL’ye satıldığını, buna rağmen borcun bitmediğini, dosyaların kapanmadığını, davalı … tarafından faizlerle birlikte yaklaşık 128.408,95 TL borç olduğunun bildirildiğini, müvekkilinin davalı bankaya ve icra dosyalarına ödemeler yaptığını, ancak davalılar tarafından hukuka aykırı olarak takibe konulan tüm alacak miktarı için tekrardan 50.000,00 TL daha ödeme yapılarak icra dosyalarının kapatıldığını, müvekkilinin icra tehdidi ve haciz baskısı altında borçlu olduğu paradan çok daha fazlasını ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek banka tarafından uygulanması gereken yasal faizin bilirkişi marifetiyle belirlenerek müvekkiline ödemesi gereken toplam borcunun hesaplanmasını, fazla ödenen kısmın şimdilik 10.000,00 TL’sinin mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacı borçlu ve müşterek müteselsil kefilleri ile alacağı temlik eden banka arasında imzalanan 04/08/2016 tarihli 100.000,00 YTL bedelli genel kredi sözleşmesine istinaden borçluya ticari kredi kullandırıldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesabının kat edildiğini ve davalıya ihtarname gönderildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, rehinli aracın yakalanamaması nedeniyle takibin düştüğünü, bunun üzerine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe devam edildiğini, 41.447,55 TL ana para olmak üzere işleyen faizlerle birlikte 73.272,01 TL üzerinden yeni rehinli takip başlatıldığını, 06.04.20211 tarihinde müvekkilinin alacağı temlik aldığını, takip kapsamında rehinli aracın 06.04.2011 tarihinde 29.282,40 TL bedelle satıldığını, takip devam ederken davalının teklifi üzerine kalan borcun 50.000,00 TL karşılığında kapatıldığını, davanın zamanaşımından reddi gerektiğini,davacının borçlu olmadığı bir parayı ödemesinin sözkonusu olmadığını, temlikin tamamlanması ile alacağı devralan üçüncü şahsın borçlunun rızası olmadan alacağın sahibi olacağını, ortada istirdadı gerektirecek bir durumun olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yapılan yargılama sonucunda; İcra ve İflas Kanunu’nun 72/7. maddesine göre istirdat davasının 1 yıllık süre içinde açılması gerektiği, 1 yıllık sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olması nedeniyle resen irdelenmesi gerektiği, somut olayda davacının en son 09/03/2017 tarihinde yaptığı ödeme sonucunda borcun sona erdiği, davanın da hak düşürücü sürenin dolmasından önce 02/03/2018 tarihinde açıldığı anlaşıldığından davada hak düşürücü sürenin dolmadığının anlaşıldığı, davalının zamanaşımı definin de yerinde olmadığı sonucuna ulaşıldığı, 16/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; davacı ile davalı banka arasında 04/08/2006 tarihinde 100.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme uyarınca davacıya 04/08/2006 tarihinde 46.000,00 TL tutarında kredi tahsis edildiği, kredinin geri ödemesinin yapılmaması nedeniyle davalı bankanın davacıya ait kredi hesabını 09/01/2008 tarihinde kat ederek davacıya kat ihtarnamesi gönderdiği, kat ihtarnamesinin 05/02/2008 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, ihtarname ile verilen 7 günlük sürenin sonunda 13/02/2008 tarihinde davacının temerrüde düştüğü ve ihtarnameden sonra davacının 20.000,00 TL tutarında ödeme yaptığı, alacağın temlik edildiği tarihe kadarki süreçte yapılan ödemelerden sonra bakiye borç tutarı olan 20.430,33 TL ana para alacağının davalı banka tarafından 07/01/2010 tarihli temlikname ile davalı …’ye temlik edildiği, temlikten sonra borcun kapandığı (davacıya borcu yoktur yazısı verilen tarih) tarih olan 09/03/2017 tarihi itibariyle davacının borcunun 59.080,06 TL olduğu ancak davacının 50.000,00 TL tutarında ödeme yaptığı, bu bakımdan kredinin geri ödemesi esnasında davacının 9.080,06 TL tutarında noksan ödeme yaptığı, davacının davalı bankadan kullandığı kredi ile satın aldığı aracın kasko sigortasının davalı banka tarafından yaptırıldığı, prim borcunun ödenmemesi üzerinde davacı hakkında icra takibi başlatıldığı, devamında davacının borcunu ödeyerek primden kaynaklı davalı banka alacağının kalmadığı, sigorta poliçeleri nedeniyle davacının 417,67 TL tutarında fazla ödeme yaptığı, kredi sözleşmesi kapsamında davacıya aynı zamanda kredi kartı tahsis edildiği, davacının kredi kartından kaynaklanan borçlar nedeniyle 1.299,32 TL tutarında fazla ödeme yaptığı, noksan ödeme ve fazla ödeme tutarları karşılaştırıldığında da davacının fazla ödemesinin bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili tacir veya esnaf olmadığından tacirlere uygulanan yüksek faiz oranlarının uygulanması ve ticari kredi kullandırılmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı bankanın müvekkilinin bilgisizliğinden yararlanarak yüksek faizler içeren sözleşme imzalatıldığını, bilirkişi heyeti tarafından bu durumun göz önünde bulundurulmadığını, bu nedenle eksik ve hatalı inceleme yapıldığını, dosyanın hem hukukçu hem hesap hem de bankacı bilirkişiler tarafından incelenmesi gerekirken üçü de banka bilirkişisi olan heyet tarafından düzenlenen raporun hükme esas alındığını, ancak raporun yanlı olarak düzenlendiğini, müvekkili hakkında birçok sayıda icra takibi başlatıldığını, aynı takiple istenebilecek alacak kalemlerinin ayrı ayrı icra takibine konulması nedeniyle müvekkilinin fazladan vekalet ücreti, faiz ve masraf ödemek zorunda kaldığını, bu hususların bilirkişi raporlarında dikkate alınmadığını, davalı bankanın müvekkiline hitaben gönderdiği evrakta … Tarafından icra takibi yapılması istenen borç miktarının açıkça belirtilmesine rağmen davalıların bu belirtilen meblağ üzerinden takip başlatmadığını, ödenen miktarlar da dahil edilerek tüm alacak üzerinden takibe devam ettiklerini, bu hususun fazla ödeme yapıldığını kanıtlar nitelikte olmasına rağmen heyet raporunda dikkate alınmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik, hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, davalılar lehine hükmedilen vekalet ücreti ile müvekkili üzerinde bırakılan yargılama giderlerinin de davalıların sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; istirdat talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre ve özellikle Dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen 16.02.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının davalıya fazladan yaptığı herhangi bir ödemenin bulunmadığı, buna göre davacı tarafça ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/03/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

O.B