Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1352 E. 2023/662 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

KATILMA YOLUYLA
İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/03/2023
YAZIM TARİHİ : 29/03/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında … tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan birkaç yıldır çeşitli araç modellerine ilişkin parçalar aldığını, ancak son dönemde almış olduğu mallarda ciddi sıkıntılar çıkmaya başladığını ve müvekkilinin müşterilerine karşı zor durumda kaldığını, ürünlerde gizli ayıbın bulunduğunu, müvekkilini şifahi ikazlarına rağmen söz konusu ayıplı ürünlerin davalı yanca değiştirilmediğini ve iade alınmadığını, Bunun üzerine Denizli …Noterliği’nin) … Tarih ve …Yey iyeANolu ihtarıyla (EK:3) bu husus karşı tarafa açıkça bildirilmesine rağmen ihtarnamede belirtilen sürede ne ayıplı ürünlerin eslim alındığını, ne de söz konusu çekler taraflarına iade edildiğini, müvekkilinin 35.000’er TL olmak üzere birer ay vadeli 3 ayrı çek vermek suretiyle borcunu ödediğini, bu ödemenin haricinde nakit ödemede bulunduğunu, müvekkilinin bahse konu çekler nedeniyle ciddi bir baskı altında olduğunu ileri sürerek dava konusu tüm malların ayıplı olduğunun ve davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, çeklerin iptaline, çek miktarını geçen ödeme olan 16.175,05 TL’nin ödeme gününden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, %20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça belirtilen tüm ürünlerin müvekkili şirkete ait olduğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirket tarafından davacı şirkete satılan ürünlerin ayıplı olmadığını, malların ayıplı olmadığı hususunda … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, ürünlerin ayıplı olduğunu kabul etmemekle birlikte davacı tarafından taraflarına süresi içerisinde ihbarda bulunulmadığını, davacının basiretli bir tacir olarak davranmadığını, yasal süreler geçtikten sonra ihtarname gönderildiğini, buna rağmen müvekkili şirket tarafından davacının arızalı olduğunu iddia ettiği tüm ürünlerin gerekli bakım ve onarımını yapmak üzere teknik servis göndermeyi teklif ettiğini, gerekiyorsa tüm ürünlerin garanti kapsamında değiştireceğini beyan ettiğini, ancak davacı tarafça bu teklife dönüş yapılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini ve davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yapılan yargılama sonucunda; 18/01/2021 tarihli ek rapor ile davacı tarafa satılan ürünlerden … kodlu … adet … Mitsubishi ürün dışındaki tüm malların gizli ayıplı olduğu ve onarımının mümkün olmadığı, tüm mallarının değerinin ise 117.605,05 TL olduğu tespit edildiği, her ne kadar bilirkişi raporu ile malların değeri 117.605,05 TL olarak belirlenmiş ise de bilirkişiler tarafından hesaplama hatası yapıldığı, ürünlerin toplam değerinin 121.175,05 TL olduğu anlaşılmış ve bu durum maddi hata kabul edilerek yeni bir rapor tanzimine gerek görülmediği, davaya konu … seri numaralı çekin … tarihinde, … seri numaralı çekin … tarihinde ve … seri numaralı çekin ise … tarihinde tahsil edildiğinin anlaşıldığı, tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davaya konu 75 kalem 413 adet ürünün davacıya satıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile toplam 74 kalem 412 adet ürünün tamamının gizli ayıplı olduğunun ve onarımının mümkün olmadığının tespit edildiği, bu tespit dikkate alındığında davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceği, davaya konu 1 adet ürünün ise incelemeye hazır edilmemesi nedeniyle bilirkişilerce incelemesinin yapılamadığı, davacı tarafça incelmeye hazır edilmeyen bu üründen kaynaklı alacak talebinde bulunulmasının mümkün olmadığı, davacının ayıp nedeniyle talep edebileceği tutarın toplam 120.837,05 TL olduğu, her ne kadar davalı tarafça ayıp ihbarında bulunulmadığı iddia edilmiş ise de davacının davadan önce öncelikle şifahen sonrasında ise ihtarname göndermek suretiyle ayıp ihbarında bulunduğu hususu dikkate alındığında davalının bu savunmasının yerinde olmadığı, davacı tarafça usulünce ayıp ihbarında bulunulduğunun kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla 75 kalem 413 adet ürünün davalıya iadesi şartıyla davacının alacak davasının kısmen kabulü 15.837,05 TL’nin dava tarihi olan 18/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 338,00 TL tutarındaki istemin reddine, davacının menfi tespit davasının kabulü ile … tarihli, … seri numaralı, 35.000,00 TL bedelli çek, … tarihli, … seri numaralı, 35.000,00 TL bedelli çek ve … tarihli, … seri numaralı, 35.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, dava devam ederken çekler tahsil edildiğinden toplam 105.000,00 TL’nin 35.000,00 TL’lik kısmının 21/08/2017 tarihinden itibaren, 35.000,00 TL’lik kısmının 28/09/2017 tarihinden itibaren ve 35.000,00 TL’lik kısmının ise 20/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdat edilerek davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamında ürünlerin ayıplı olduğunu gösterir usulünce alınmış bir rapor olmadığını, davacının davasını ispatlayamadığını, her ne kadar mahkemece gerekçesinde 74 kalem 412 adet ürünün tamamının gizli ayıplı olduğunu belirtilmişse de dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında ürünlerin kapalı kutularda olduğu, çok fazla ürün olduğu gerekçesi ile ürünlerin incelenmediğini, ürünlerin ayıplı olup olmadığı hususunun yalnızca bilirkişinin varsayımı üzerine tespit edildiğini, dosya kapsamında hüküm kurulmasına elverişli bir rapor bulunmadığını, alınan bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, bilirkişinin, “ürünlerin sayısının fazla olduğu, iş yerinde farklı ürünlerin altında ve farklı yerlerde bulunduğu ve farklı yerlerden çıkarılabilen ürünlerin inceleniği, ilk bakışta açık ayıplı olduğu fark edilemediği, çıkarılamayan ürünlerin de incelenen ürünlerden hareket edilerek araçlara monte edilirken veya edildikten bir kaç gün veya birkaç ay içinde arıza verebileceğinden incelenen ürünlerde görülen ve ortaya çıkan gizli ayıplı durumun bu ürünlerde de çıkabileceği” şeklinde kanaat bildirdiğini, bildirilen kanaatte bile ürünlerin incelenmediğinin görüleceğini, mahkemece eksik inceleme sonucunda hazırlanan bilirkişi raporu ile hüküm kurulduğunu, bilirkişi tarafından incelenen ürünlerin birçoğunun müvekkili şirkete ait olmadığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda başka bir firmaya ait ürünlerin incelendiğinin görüldüğünü, yerel mahkemece eksik inceleme ile hazırlanan rapora dayalı olarak hüküm kurulduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Katılma yoluyla istinaf eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece 338,00 TL yönünden talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bu kısım yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davalı alacaklının kötüniyetli olduğunu, zira dava açılmadan önce tüm ürünlerin ayıplı olduğunun ihtar ile davalıya bildirildiğini, ayrıca gerek müvekkilinin gerekse de davalının dava öncesinde ayrı ayrı dosyalardan delil tespiti talebinde bulunduğunu ve bu dosyalarda alınan raporlarda da tüm ürünler gizli ayıplı olduğunun görüleceğini, bu duruma rağmen davalı tarafından dava konusu 3 adet çekin tahsil edildiğini, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerekirken bu talep açısından olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmayarak eksik karar verildiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının red kısmının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi, davalı aleyhine alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı taraf, davalıdan satın aldığı ürünlerin gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek ürünler karşılığında verilen çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, nakit ödenen bedelin iadesini talep etmekte, davalı taraf ise ürünlerin ayıplı olmadığını, davacı tarafça süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını savunmaktadır.
1-Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre davacı tarafça Denizli … Noterliği’nin …yevmiye numaralı … tarihli ihtarnamesi ile davalıya ürünlerin gizli ayıplı olduğu yönünde ihbar çekildiği, yerel mahkeme hükme esas alınan ve Dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporu kök ve ek raporları ile davalı tarafından davacıya satılan 413 adet ürünün 412 adetinin gizli ayıplı olduğu tespit edildiği görülmektedir. Buna göre davacı, Türk Borçlar Kanunu’nun 227. Maddesi uyarınca sözleşmeden dönme hakkına sahip olduğundan mahkemece gizli ayıplı olduğu tespit edilen ürünler yönünden davacının menfi tespit ve istirdat talebinin kabulüne, ayıplı olduğu tespit edilemeyen bir adet ürün yönünden reddine, ürünlerin davalıya iadesine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf talepleri ile davacı vekilinin davanın tamamen kabulü gerektiğine ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
2-Dava konusu somut olayda davacı taraf, davalının dava konusu alacağın %20’si oranında tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 72. Maddesi gereğince menfi tespit davalarında borçlu lehine tazminata hükmedilmesi için de borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin haksız ve kötüniyetli olması gerekmektedir. Dava konusu çekler icra takibine konu edilmediğinden davacı borçlu lehine tazminata hükmedilmesi mümkün değildir. Mahkemece bu husus gözetilerek davacı vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince reddinin gerektiği, yerel mahkemece davacı tarafın tazminat talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 353/1.b.2 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, ancak yerel mahkemece yapılan yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın esası hakkında yeniden hüküm kurularak davacının tazminat talebinin reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmış aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
1- Alınması gereken 8.254,37 TL harçtan peşin alınan 2.063,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.190,78 TL karar ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B) Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-1 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu … ürün
-3 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-2 adet …kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu… ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu … ürün
-5 adet … kodlu … ürün
-20 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu … ürün
-10 adet … kodlu … ürün
-10 adet … kodlu … ürün
-15 adet … kodlu … ürün
-15 adet … kodlu … ürün
-15 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu… ürün
-1 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu … ürün
– 1 adet …kodlu … ürün
-10 adet … kodlu … ürün
-5 adet … kodlu … ürün
-10 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-10 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-10 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
– 10 adet … kodlu … ürün
-3 adet … kodlu … ürün
-10 adet … kodlu … ürün
-2 adet … kodlu … ürün
-5 adet … kodlu … ürün
-5 adet … kodlu … ürün
-5 adet … kodlu … ürün
-15 adet … kodlu … ürün
-10 adet … kodlu … ürün
-3 adet … kodlu … ürün
-3 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu … ürün
-20 adet … kodlu … ürün
-20 adet … kodlu … ürün
-40 adet … kodlu … ürün
-20 adet … kodlu … ürün
-20 adet … kodlu … ürün
-1 adet … kodlu … ürün
-10 adet … kodlu … ürün
-5 adet … kodlu … ürün
-3 adet … kodlu … ürün
-3 adet … kodlu … ürünün DAVALIYA İADE EDİLMESİ ŞARTIYLA;
a) Davacının alacak davasının KISMEN KABULÜ ile; 15.837,05 TL’nin dava tarihi olan 18/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 338,00 TL tutarındaki istemin reddine,
b) Davacının menfi tespit davasının KABULÜ ile … tarihli, … seri numaralı, 35.000,00 TL bedelli çek, … tarihli, … seri numaralı, 35.000,00 TL bedelli çek ve … tarihli, … seri numaralı, 35.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, dava devam ederken çekler tahsil edildiğinden toplam 105.000,00 TL’nin 35.000,00 TL’lik kısmının 21/08/2017 tarihinden itibaren, 35.000,00 TL’lik kısmının 28/09/2017 tarihinden itibaren ve 35.000,00 TL’lik kısmının ise 20/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DAVALIDAN İSTİRDAT EDİLEREK DAVACIYA VERİLMESİNE,
c) Davacı tarafın tazminat talebinin reddine,
2- Alınması gereken 8.254,37 TL harçtan peşin alınan 2.069,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.185,00 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacının peşin yatırdığı 2.069,37 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı vekili için kabul edilen kısım üzerinden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 15.429,52 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davalı vekili için reddedilen kısım üzerinden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 338,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 4.800,00 TL bilirkişi ücreti, 420,00 TL taksi ücreti, 2.074,80 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 7.326,20 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma göre hesaplanan 7.305,76 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinden reddedilen kısma göre hesaplanan 0,28 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8- HMK’nın 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine
E) İlk derece mahkemesince 30/04/2021 tarihinde yazılan harç tahsil müzekkeresinin bila ikmal iadesinin ilk derece mahkemesince istenmesine,
F) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
G) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/03/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
O.B