Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1327 E. 2021/2031 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ….
KARAR NO : ….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : …. Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – ….

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :…
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında … tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dairemizce yapılan inceleme sonucunda verilen … tarih, … Esas – … sayılı kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih, … Esas – … Karar sayılı ilamıyla BOZULARAK dairemize iade edildiği anlaşılmakla dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yetkilileri …, …, .. ve … isimli şahıslar tarafından, … tarihinde dört ortaklı …. Tic. A.Ş. adında bir şirket kurduklarını, hemen ertesi gün … tarihinde aynı şahıslarla bu dosyanın davacısı olan …. Şti.’ni de kurdukları ve …. her iki şirketin müdürü olarak seçtiklerini, işlerin sorunsuz ilerlerken dava dışı şirket yetkilisi ….’nin şahsi harcamalar yapması, kendi hesabına para aktarması, bunları belgelendirememesi nedenleriyle huzursuzluklar çıktığını, diğer iki yetkili …. ve …’ın şirket merkezini … iline taşıma kararı aldığını, ancak bu kararı …’nin kabul etmediğini, genel kurul kararı ile şirket merkezinin …’ya taşındığını, sonrasında da ortakların fiili olarak sonlandırdıkları ortaklığı resmiyette de sonlandırdıklarını, daha sonra şirket yetkilisi …’ın, Konya … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında şirket aracına haciz konulduğunu öğrendiğini, adliyeden sorguladığında dava dışı üçüncü kişilerce müvekkili şirket adına geçmişe yönelik senet düzenlenerek, şirketin geçmişe yönelik borçlandırıldığını, bu işlemi …’nin kuzeni olan davalı …’a senet düzenleyerek, diğer şirket yetkililerini zor durumda bırakmayı amaçladığını, senet ve icra takibi sebebi ile haklarında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından yapılan şikayetin Konya …soruşturma sırasına kaydedildiğini, herhangi bir borç alacak ilişkisi de bulunmadığından şirket eski müdürü olan ….’nin eski ortaklarının dolandırmak kastı ile halasının oğlu olan davalıya bir senet düzenleyerek verdiğini, davalının bu senedi derhal işleme koyduğunu, müvekkil şirket merkezinin …. iline taşındıktan 2 gün sonra ise, ödeme emri tebligatının şirket eski müdürünün sekreteri tarafından tebliğ alınarak müvekkil şirket yetkililerinin bu işlerden haberdar olması engellenerek takip dosyasının kesinleştiğini, ancak tüm devir ve ibralaşma sürecinde hazır bulunan davalının hiç bir aşamada davacı şirkette alacağı olduğundan hatta icra takibi yaptığından bahsetmeyerek aksine bu olayı gizlediğini, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, dava konusu takibin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılamanın devamı sırasında davalı tarafından yapılacak olası tahsilatların davalı taraftan yasal faizi ile birlikte istirdatını, kötüniyetli davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirketten alacağına karşılık aldığı, …. tanzim … vade tarihli kıymetli evrakın ödenmemesi sebebi ile Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bono ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup bağımsız borç ikrarını içerdiğini, şirket hissedarları arasındaki hisse devri veya bunlarla ilgili ortaya çıkan çekişmeler ayrı bir dava konusu olup tarafların kendisini ilgilendirdiğini, senedin verilme sebebinin müvekkili …,…, …, … ile beraber şirket ortaklığı yapmayı düşünmelerinden kaynaklandığını, ancak şirketin ilk kurulma safhalarında müvekkil …’ye … kendisine … tarihinde havale edilen 100.000,00 TL yi teslim ettiğini, daha sonrasında ise … yetkilisi … ortaklarının şirket sermayelerini ödemedikleri için imalat ve eleman maaşlarını ödemede sıkıntılar yaşadığını söyleyerek müvekkilinden borç para istediğini, müvekkilinin banka hesabında bulunan ve …. isimli arkadaşından gelen paranın 40.000,00 TL sini elden …. ye 80.000 TL sini hesaba yatırdığını, vermiş olduğu bu bedeller karşılığında şirket yetkilisinden senet aldığını, icraya konu olan senedin iş bu evraklar karşılığında ödenmiş olan para olduğunu, haksız ve usulsüz davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda; “…davacının dava konusu senedin önceki şirket yetkilisi tarafından sonradan düzenlenerek borçlandırıldığını, davalının önceki şirket yetkilisi ile birlikte hareket ettiğini, davalının bu senede dayalı olarak Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip yaptığını belirterek, senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davacının senedin sonradan düzenlendiği ve davalıya borçlu olmadığını yazılı delille ispat edemediğini, … CBS yapılan soruşturmada takipsizlik kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği davacının davalıya yemin teklifinde bulunmadığı anlaşıldığından Yargıtay ılı ilamında da belirtildiği gibi davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş davalının tazminat talebi olmadığı anlaşıldığından…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, senedi düzenleyen kişi … borçlu olan şirketin eski müdürü olduğunu, şirketin diğer ortakları ve dava dışı eski şirket müdürü arasında çıkan anlaşmazlık sonucu …. tarihli ibra sözleşmesiyle şirketten ayrıldığını, dava konusu senetteki imzanın …’ye ait olduğunu, davalının ….’nin kuzeni olduğunu, şirket için harcandığı iddia edilen bu meblağın şirket kayıtlarında mevcut olmadığını, şirketin ticari defterlerinin incelenmesini talep ettiklerini, yerel mahkeme ilamının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DAİREMİZİN … TARİHLİ … ESAS … KARAR SAYILI KARARININ ÖZETİ: ”… … Cumhuriyet Başsavcılığının …. Soruşturma … karar numaralı kovuşturma sırasındaki … tarihli dava dışı şirket yöneticisi ….’nin ve tarihli davalı …’in beyanlarıyla; davalının henüz şirket kurulmadan (….tarihinden önce) ve şirket adına davaya konu senedi imzalayan eski yönetici ‘ye şirket müdürü olarak atanmadan önce 100.000,00 TL verdiği, şirket kurulduktan sonra 120.000,00 TL verildiğinin açıkça belirtilmesi karşısında davacı şirketin 100.000,00 TL’den sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığı, 120.000,00 TL ile ilgili iddianın davacı tarafça Yargıtay Yerleşik Kararları doğrultusunda …. yazılı belge ile ispatlanamadığı, bu nedenle davanın 100.000,00 TL yönünden kabulüne, 120.000,00 TL yönünden reddine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığı, menfi tespit davası sırasında yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca icra takibinin durması ya da icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise menfi tespit davasının redle sonuçlanması üzerine bu ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden ortadan kalkar. Öte yandan mahkeme menfi tespit davasının reddine karar vermesi halinde ihtiyati tedbirin hükmün kesinleşmesine kadar devamına biçiminde bir hüküm oluşturamaz. Zira İİK.’nun 72/4. maddesinde öngörülen hüküm mutlak bir hükümdür. İhtiyati tedbir kararının hükmün kesinleşmesine kadar devamına karar verilebilmesi için davanın davacının lehine sonuçlanmış olması gerekir. Yasal düzenlemeler nazara alındığında; davacının ihtiyati tedbirin kararın kesinleşmesine kadar devamına ilişkin ve davalının ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin talepleri ile ilgili ayrıca karar verilmesine gerek bulunmadığına, menfi tespit davasının kabulü halinde borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin haksız ve kötüniyetle yapılmış olduğu kanısına varırsa, borçlunun talebi üzerine, borçlunun menfi tespit davası nedeniyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verir; bu zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz (İİK. m.72/5 cümle 3 ve 4). Menfi tespit davasını kazanan borçlu lehine tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının borçlu aleyhine icra takibine girişmesi yeterli olmayıp ayrıca icra takibinin haksız ve kötüniyetle yapılmış olduğunun da kanıtlanması gerekir (İİK. m.72/5 c.3). Davalı alacaklının her ne kadar takipte kısmen haksız olduğu kabul edilmiş olsa da kötüniyetli olduğuna dair yeterli kanaat hasıl olmadığından davacı borçlunun kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek, reddedilen kısım yönüyle davalı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi ve bu hususun istinaf sebebi yapılmaması nazara alınarak; davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince esas hakkında yeniden karar verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davacının istinaf talebinin kabulü ile Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … esas …. karar sayılı kararının kaldırılmasına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili yeniden hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulü ile; Konya …İcra Müdürlüğü’nün … esas (…) sayılı icra takibine konu alacağa dayanak keşidecisi …. Ltd. Şti., lehtarı davalı … olan, ….tanzim, …vade tarihli, 220.000,00 TL meblağlı kambiyo senedinden dolayı davacının 120.000,00 TL borcu bulunduğu, 100.000,00 TL’lik kısmı yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının haksız icra takibine yönelik tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir.
YARGITAY … HUKUK DAİRESİ’NİN … TARİHLİ … ESAS ….KARAR SAYILI BOZMA İLAMI: Yargıtay … Hukuk Dairesi’nce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; ”…Davacı, davacı şirketin yetkilisi olan … … tarihli genel kurul kararıyla azledildiğini, akabinde şirket genel kurulunca … tarihinde alınan kararla, şirket merkezinin … ….taşınmasına karar verildiğini, bu kararın kendisine zarar vermek amacıyla alındığını düşünen … azlinden sonra sırf şirkete ve ortaklarına zarar vermek amacıyla davaya konu bonoyu geriye dönük olarak keşide edip akrabası olan davalıya verdiğini, şirketle davalı arasında bono verilmesini gerektirir bir ticari ilişki bulanmayıp, şirketin borçlu bulunmadığını iddia etmiş; davalı ise, davacı şirketin kurulmasından önce şirkete ortak olmak amacıyla …’ye 100.000.- TL verdiğini, ancak kendisinin değil başka bir şahsın şirkete ortak yapıldığını, şirket kurulduktan sonra …’nin şirket işlerinde kullanılmak üzere kendisinden borç istediğini, bunun üzerine ….’e 120.000.- TL daha borç verdiğini, davaya konu bonoyu verdiği bu borçlara karşılık olarak aldığını ve gerçek bir alacağı bulunduğunu savunmuş ve zikredilen tutardaki paraları …’e verdiğine dair bir takım banka dekontlarını dosyaya ibraz etmiştir. Davacı, işbu davada da ileri sürdüğü iddialara dayalı olarak davalı ve … hakkında suç duyurusunda bulunmuş olup,… Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adı geçenler hakkında soruşturma başlatılmış, soruşturma kapsamında adı geçenlerin ifadesi alınmıştır. Davacı senedin bedelsiz olduğunu ispata yarar başkaca bir delil ortaya koyamamışsa da, zikredilen soruşturma dosyasına delil olarak dayanmıştır. Şirketin eski müdürü olan …., soruşturma dosyasında yer alan …. tarihli ifadesinde; …, … ve yabancı ortaklarıyla beraber davacı şirketi kurduklarını ve şirketin yetkilisinin de kendisi olduğunu, şirket kurulmadan önce şirket işlerinde kullanmak üzere kuzeni olan davalıdan borç istediğini, davalının da ortak kuzenleri olan bir şahıstan 100.000.- TL borç aldığını ve bunu kendisinin banka hesabına yatırdığını, birkaç ay sonra davalıdan yine borç para istediğini ve davalının da kendisine 120.000.- TL daha borç verdiğini, kendisinin de bunlara karşılık 220.000.- TL’lik senet imzalayarak davalıya verdiğini, davalı tarafından verilen paraların kendisinin banka hesabına yatırıldığını ve şirket kayıtlarında da kendisinin koyduğu sermaye olarak gözüktüğünü beyan etmiş, davalı da savcılıktaki ifadesinde, huzurdaki davadaki savunmasıyla örtüşür şekilde 100.000.- TL’yi şirket kurulmadan önce şirkete ortak olmak amacıyla, 120.000.- TL’yi şirket kurulduktan sonra ….’e verdiğini ifade etmiştir. Yukarıda belirtilen hususlar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davaya konu bono her ne kadar şirket yetkilisi tarafından şirket adına keşide edilerek davalıya verilmişse de şirketin bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığı anlaşılmaktadır. Zira davalı tarafından …e verilen 100.000.- TL’nin şirketin kurulmasından önce verildiği sabit olup, bu husus hem davalının hem de …’nin kabulündedir. Bu nedenle şirketin kurulmasından önce …’e verilen bu paradan dolayı şirketin borçlu bulunmadığı sabittir. Şirketin kurulmasından sonra verilen 120.000.- TL’nin ise şirkete değil …e verildiği anlaşılmaktadır. Zira … savcılıktaki ifadesinde, davalı tarafından verilen bu paraların şirket kayıtlarında kendisinin şirkete koyduğu sermaye olarak gözüktüğünü beyan etmiş olup, parayı şirket için değil kendisi için aldığını ikrar etmiştir. Nitekim, davalı tarafından sunulan dekontlardan da 120.000.- TL’nin şirkete değil, ….’in şahsına ödendiğini anlaşılmaktadır. Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince, belirtilen hususlar gözetilerek, davanın tümüyle kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesiyle dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Yargıtay bozma ilamından sonra dairemizce yapılan yargılamada Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin … tarih … Esas …. Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına oybirliği ile karar verilmiştir.
Dava; kambiyo takibine konu edilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği gibi, şirketin eski müdürü olan ….’nin soruşturma dosyasında yer alan …. tarihli ifadesinde; …., …. ve yabancı ortaklarıyla beraber davacı şirketi kurduklarını ve şirketin yetkilisinin de kendisi olduğunu, şirket kurulmadan önce şirket işlerinde kullanmak üzere kuzeni olan davalıdan borç istediğini, davalının da ortak kuzenleri olan bir şahıstan 100.000.- TL borç aldığını ve bunu kendisinin banka hesabına yatırdığını, birkaç ay sonra davalıdan yine borç para istediğini ve davalının da kendisine 120.000.- TL daha borç verdiğini, kendisinin de bunlara karşılık 220.000.- TL’lik senet imzalayarak davalıya verdiğini, davalı tarafından verilen paraların kendisinin banka hesabına yatırıldığını ve şirket kayıtlarında da kendisinin koyduğu sermaye olarak gözüktüğünü beyan ettiği, davalının da savcılıktaki ifadesinde; huzurdaki davadaki savunmasıyla örtüşür şekilde 100.000.- TL’yi şirket kurulmadan önce şirkete ortak olmak amacıyla, 120.000.- TL’yi şirket kurulduktan sonra …’e verdiğini ifade ettiği, davaya konu bono her ne kadar şirket yetkilisi tarafından şirket adına keşide edilerek davalıya verilmişse de şirketin bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının anlaşıldığı, çünkü davalı tarafından … verilen 100.000.- TL’nin şirketin kurulmasından önce verildiği sabit olup, bu husus hem davalının hem de ….’nin kabulünde olduğu, bu nedenle şirketin kurulmasından önce …’e verilen bu paradan dolayı şirketin borçlu bulunmadığının sabit olduğu, şirketin kurulmasından sonra verilen 120.000.- TL’nin ise şirkete değil ….’e verildiğinin anlaşıldığı, çünkü ….’in savcılıktaki ifadesinde, davalı tarafından verilen bu paraların şirket kayıtlarında kendisinin şirkete koyduğu sermaye olarak gözüktüğünü beyan ettiği, parayı şirket için değil kendisi için aldığını ikrar ettiği, davalı tarafından sunulan dekontlardan da 120.000.- TL’nin şirkete değil, ….in şahsına ödendiğinin anlaşıldığı, tüm bu sebeplerle ilk derece mahkemesince davanın kabulüne, karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı, davalının kötüniyetli olarak takip yaptığına dair yeterli kanaat hasıl olmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin ise reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığından davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince esas hakkında yeniden karar verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin … tarih, … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf aşamasında duruşma açıldığından davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından istinaf ve temyiz aşamasında yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 267,80 TL temyiz başvuru harcı, 52,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 441,10 TL istinaf ve temyiz yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan temyiz yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın kabulü ile; Konya …İcra Müdürlüğü’nün … esas (….) sayılı icra takibine konu alacağa dayanak keşidecisi …. Ltd. Şti., lehtarı davalı … olan …. tanzim, …. vade tarihli 220.000,00 TL bedelli kambiyo senedinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının haksız icra takibine yönelik tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gereken 15.028,20 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.757,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.271,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 3.757,05 TL peşin harç ve 122,40 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 3.908,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 23.850,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) Karar tebliğ işleminin HMK’nın 359/son cümlesi gereğince dairemizce yapılmasına,
D) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzünde verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunabileceğine 12/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.