Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1313 E. 2023/596 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/03/2023
YAZIM TARİHİ : 22/03/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 16/06/2020 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça müvekkilinin sözleşmeye aykırı davrandığından bahisle iskonto bedeli adı altında 13/06/2014 tarihli … nolu ve 03/07/2014 tarihli … nolu faturalar düzenlenerek müvekkilinin cari hesap alacağından tahsil edilmiş olduğunu, iş bu faturalardaki iskonto bedeli olarak belirtilen bedellerin hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, zira taraflar arasında böyle bir bedelin tahsiline dair herhangi bir sözleşme bulunmadığı gibi müvekkilinin hukuka aykırı herhangi bir davranışının da olmadığını, davalı tarafından müvekkilinden haksız yere tahsil edilen toplam 9.042,07 TL iskonto bedelinin müvekkili şirkete iadesi istenmiş ise de iade işleminin gerçekleşmediğini, yapılan icra takibine davalının itiraz etmesi sonucu takibin durması üzerine açtıkları itirazın iptali davasının takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle usulden reddedilmiş olduğunu, davalının müvekkiline ayrıca 1.219,29-TL daha cari hesap bakiye borcunun olduğunu ve bu borcun da ödenmemiş olduğunu, yani müvekkilinin davalıdan toplamda 10.261,36-TL alacaklı olduğunu ileri sürerek 10.261,36 TL alacağın 6.669,19 TL’lik kısmının 13.06.2014 tarihinden, 2.372,88 TL’lik kısmının 03.07.2014 tarihinden, 1.219,29 TL’lik kısmının 25.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2009 yılından bu yana davacı şirketin Konya, …, … illerini kapsayan bölgede bayisi (tek satıcı) olduğunu, davacı tarafından müvekkilinin tek satıcılık bölgesi dahilinde müvekkilinin bilgisi olmadan satışlar yaptığının tespit edilmiş olduğunu, o dönemde yapılan görüşmeler çerçevesinde müvekkilinin tespit edebildiği bu tür satışlar nedeniyle bayilik kârı için 13.06.2014 tarih ve … nolu faturayı düzenlemiş olduğunu, davacının bilgisi dahilinde aynı faturaya fuar bedeli de eklenerek gönderilmiş ve faturaya davacı tarafından kısmen yada tamamen itirazda bulunulmamış olduğunu, davacı iskonto faturasını kabul etmiş olduğundan aradaki ticari ilişkinin devam etmiş olduğunu, davacının kendisi veya başka bir bayisi aracılığıyla müvekkilinin bayilik bölgesi dışında satmış olduğu bir ürünün servisini müvekkiline yaptırmış olduğundan müvekkili tarafından düzenlemiş olan 03.07.2014 tarih ve … nolu faturadaki servis bedeli ve … nolu faturadaki fuar katılım bedeli hususunda bir talepte bulunmamakta, sadece iskonto bedeli hususunda talepte bulunmakta olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin bayilik sözleşmesine dayanmakta olduğunu, davacının taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğine aykırı davranmak suretiyle müvekkilinin kaybettiği bayi karından sorumlu olduğundan ve müvekkili tarafından keşide edilen faturalara itiraz etmediğinden işbu davayı açmakta haksız ve tamamen kötüniyetli olduğunu, davacı taraf müvekkili şirketin 1.219,29-TL cari hesap bakiye borcu olduğunu iddia etmiş ise de aslında müvekkilinin buna dair 1.170,30-TL borcunun olduğunu, müvekkilinin de bu hususu dava açılınca öğrenmiş olduğunu, buna ilişkin 1.170,30-TL borcunu da dava açıldıktan sonra ödemiş olduğunu, yani davacı tarafın bu iddialarını da kabul etmediklerini, müvekkilinin şu anda böyle bir borcunun da olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; yapılan yargılama ve değerlendirme, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre; davacı şirketin 13/03/2018 tarihi itibariyle 1.219,30-TL, 31/12/2018 tarihi itibariyle de 49,00-TL davalıdan alacağının bulunduğu, davaya konu edilen 10.369,64-TL bedelli ve 3.600,00-TL bedelli faturaların davacı şirketin ticari defter kayıtlarında yer aldığı, davalı şirkete ait ticari defter kayıtlarına göre ise dava tarihi olan 13.03.2018 tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 1.170,30-TL alacaklı olduğu, bu bedelin davalı tarafından 03/05/2018 tarihinde ödendiği ve cari hesap bakiyesinin sıfırlandığı, her iki şirkete ait kayıtlar arasındaki farkın sadece 49,00-TL olarak gözüktüğü, bilirkişi raporlarında tespit edilen hususlara göre dava tarihi itibari ile davacının davalıdan 1.170,30-TL alacağının bulunduğunun belirlendiği, yapılan bu inceleme ve belirlemenin kadri marufunda olduğunun anlaşıldığı, artan bölüm yönünden ise davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; 1.170,30-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bahsi geçen 1.170,30-TL’lik bedel dava açıldıktan sonra davalı tarafça 03/05/2018 tarihinde ödendiğinden bu hususun infazda nazara alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının reddedilen kısmının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece taraflar arasındaki cari hesapların incelendiğini, oysa ki davanın asıl konusunu oluşturan taraflar arasında bayilik sözleşmesi ya da tek satıcılık sözleşmesi olup olmadığı hususlarında herhangi bir inceleme yapılmadığını, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere müvekkili ile davalı arasında herhangi bir bayilik sözleşmesi ya da tek satıcılık sözleşmesi bulunmadığını, buna rağmen davalı tarafça müvekkile kesilen dava konusu fatura ile iskonto bedeli talep edilmesinin mümkün olmadığını, bu husus hiç irdelenmeksizin sadece tarafların cari hesap ve defterleri incelenerek eksik inceleme ile düzenlenmiş bilirkişi raporunun esas alınarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafça davacının sözleşmeye aykırı davrandığından bahisle iskonto bedeli adı altında cari hesap alacağından tahsil etmiş olduğu bedelin tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı taraf, davalı tarafça 03.07.2014 tarihinde 2.372,88 TL, 13.06.2014 tarihinde 6.669,19 TL olmak üzere toplam 9.042,07 TL iskonto bedeli adı altında fatura düzenlendiğini ve bedelinin tahsil edildiğini, taraflar arasında böyle bir bedelin ödenmesine ilişkin herhangi bir anlaşma olmadığını, ayrıca müvekkilinin davalıdan 1.219,29 TL cari hesap alacağı olduğunu ileri sürerek 10.261,36 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek alacak talebinde bulunmakta, davalı taraf ise taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi olduğunu, iskonto bedellerinin davacı tarafça bayilik sözleşmesi ihlal edilerek satış yapılmış olması nedeniyle düzenlendiğini, cari hesap borcunun 1.170,30 TL olduğunu savunarak davanın reddini talep etmektedir.
Fatura tek başına alacağın varlığını ispatlamaya yeterli olmamakla birlikte faturanın itiraz edilmeden kabul edilerek ticari deftere kaydedilmiş olması fatura içeriğinin alıcı tarafından kabul edildiğine karine teşkil etmektedir. Dava konusu somut olayda davalı taraf, taraflar arasında bayilik sözleşmesi bulunduğu, iskonto bedellerinin davacı tarafça bayilik sözleşmesi ihlal edilerek satış yapılmış olması nedeniyle düzenlendiği yönündeki savunmalarını ispata elverişli herhangi bir delil sunmamışsa da davacı tarafın iskonto bedellerine ilişkin faturalara itiraz etmeden ticari defterlerine kayıt etmesi davalıya karşı icra takibi yaptığı 11.11.2014 tarihine kadar faturalara karşı herhangi bir itiraz ileri sürmemesi dikkate alındığında faturada belirtilen hususun davacı iskonto bedeli alacağının davacı tarafça kabul edildiği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece iskonto bedelleri yönünden davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ancak, davacının talebi alacak talebine ilişkin olmasına rağmen 1.710,30 TL alacak yönünden “1.170,30-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bahsi geçen 1.170,30-TL’lik bedel dava açıldıktan sonra davalı tarafça 03/05/2018 tarihinde ödendiğinden bu hususun infazda nazara alınmasına” şeklinde hüküm kurulduğu görülmektedir. Davadan sonra yapılan ödemelerin infazda nazara alınması itirazın iptali davalarına özgü olup alacak davasında davadan sonra ödeme yapılması halinde ödenen kısım yönünden davanın konusuz kalması sözkonusu olur. Dava tarihi itibariyle geçerli bir takip bulunmadığından ve davacı tarafça itirazın iptali talep edilmediğinden dava tarihinden sonra yapılan ödemenin infazda nazara alınması şeklindeki hüküm infaza elverişli değildir.Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerektiği, ancak mahkemece yapılan yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK 353/1/b.2 maddesi gereğince davanın esası hakkında yeniden hüküm kurularak 1.170,30 TL cari hesap alacağı yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 9.042,07 TL iskonto bedelinin iadesi talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/06/2020 tarih … Esas … Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 16,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 178,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davacının 9.042,07 TL iskonto bedelinin iadesi talebi yönünden davanın REDDİNE,
2-Davacının 1.219,29 TL cari hesap alacağının tahsili talebinin 1.170,30 TL’lik kısmı yönünden dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 48,99 TL’lik kısmı yönünden talebin REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 175,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,66 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının peşin yatırdığı 175,24 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T göre belirlenen 1.170,30-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T göre belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 41,10-TL ilk masraf, 154,00-TL yazışma ve tebligat gideri, 440,00-TL talimat bilirkişi ücreti ve 440,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.075,10-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan 122,61-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nın 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
D) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/03/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B