Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1308 E. 2023/594 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2021
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … Şirketi
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/03/2023
YAZIM TARİHİ : 20/03/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 11/03/2021 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket adına usulüne uygun düzenlenmiş ve araç satın alma yetkisini de içeren vekaletname uyarınca vekaleten hareket eden …’nın 19/08/2019 tarihinde Konya … ilçesinde …’den … plakalı, … model, … marka aracı 414.000,00-TL bedelle satın aldığını, …’nin araç sözleşmesi öncesinde ve esnasında …’ya satışa konu araçta herhangi bir problem olmadığını, aracın temiz ve ayıpsız olduğunu belirttiğini, bunun üzerine …’nın aracı alarak Konya’dan …’a döndüğünü, ancak aracın bir süre sonra araç arıza lambasının yandığını, bunun üzerine müvekkili şirket yetkililerinin aracı oto servise götürdüklerini, araç üzerinde yapılan inceleme sonucunda aracın motor yağına su karıştırıldığını, bu nedenle aracın motorunun sökülmesi gerektiğinin ifade edildiğini, müvekkili şirketin araçtaki mevcut ayıpların ve bu ayıpların giderilmesi amacıyla ödenmesi gereken bedelin tespiti amacıyla Trabzon … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasından tespit davası açtıklarını, yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda dava konusu aracın motor soğutma suyuna yağ karışmış olduğunu, motor bloğunda çatlağın tespit edildiğini ve bu durumda motorun kullanılmaz halde olduğunun tespit edildiğini, aracın eski haline getirilmesi için oluşan bedelin 86.439,72-TL olduğu kanaatine varıldığını, bunun üzerine müvekkili şirketin Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, davalı tarafın borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, haksız itiraz sonucu takibin durmasına sebebiyet veren borçlunun asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; davanın haksız ve yersiz olduğunu, davalı ile davacı arasında … tarihli araç satım sözleşmesi imzalandığını, … plakalı, … model, … marka aracın 414.000,00-TL bedelle davacı yana satıldığını, satım esnasında ekspertiz raporuna göre herhangi bir problemin olmadığını, bu nedenle Trabzon … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş dosyasından yapılan tespitin kabulünün mümkün olmadığını, araç satışı ile tespit raporu arasında 17 günlük süre geçtiğini, bu tarihler arasında aracın 1243 km yaptığını, aracın bu süre içerisinde de hasar görmesinin muhtemel olduğunu, gizli ayıp iddiasının da kabulünün mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “….Bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında “davaya konu aracın motorundaki blok çatlağının gizli ayıptan kaynaklandığı, ayıbın niteliği dikkate alındığında bu durumun aracın satışı esnasında basit ve ekspertiz firması tarafından anlaşılmasının mümkün olmayacağı, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, emsal Yargıtay İlamlarına göre de bu tür durumlarda davacının aracı akidinden alırken ayıplı olduğunu bilmeden daha fazla bedel ödediğinden aradaki farkı akidinden isteyebileceğinin kabul edildiği, davalı tarafın davacıyı aracın ağır hasarlı olduğu hususunda bilgilendirmesinin gerektiğini ve bu hususu davacının bildiğini ispatlaması gerektiği, yine 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 10. maddesine göre; “Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir.” hükmünün cari olduğu, dolayısı ile malın ayıplı olmadığı ve ayıpsız teslim hususunun ispatının satıcıda olduğu, dava konusu aracın bakım ve tamiri için toplam 86.439,72-TL bedelin kadri marufunda olduğu, dosya kapsamında bulunan aracın tamiri ile işçilik ücretlerinin dosyaya sunulan bilgi ve belgelerle uyumlu olduğu, piyasa rayiçlerine de uygun olduğu” yönünde görüş belirtildiği, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, araçta gizli ayıbın olduğu, aracın ayıplı olmadığı ve ayıpsız teslim hususunun ispatının davalı satıcıda olduğu, ancak bu hususun ispat edilemediği, takip tarihi olan 10/10/2019 tarihi itibarı ile davacının davalıdan 86.439,72-TL alacaklı olduğu, bu bedelin kabulü gerektiği, davacı vekili tespit masraflarını da talep etmişse de itirazın iptali davası icra takibine sıkı surette bağlı davalardan olduğundan dolayı takipte istenmeyen tespit masrafının bilahare rapor sonrasında talep edilmesi mümkün olmadığı İİK 67/2. Maddesinde belirtilen icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığı, davalının takip tarihi itibarı ile temerrüde düşmesi nedeniyle takip öncesi için istenen faiz talebinin reddi gerektiği….” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın 86.439,72-TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, 86.439,72-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucu tesis edilen kararda icra inkar tazminatına hükmedilmemesi kısmı ile Trabzon … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş esas sayılı tespit dosyasında yapılan tutarın hesaplanmadan kısmen reddolan kısmın hukuka uygun olmadığını, söz konusu icra dosyasına konu alacağın tespit dosyasında bilirkişi incelemesi ile de sabit olduğundan dolayı hukuka aykırı bir şekilde ayıbı bilerek ödemekten kaçınmasının icra inkar tazminatını doğurduğunu, ayrıca bu hususun yapılan bilirkişi incelemeleri ile de sabit hale geldiğini, tespit dosyası yargılama gideri olup, bu hususta ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının tespit gideri ve icra inkar tazminatı taleplerinin reddi kararı yönünden kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme sürecinde alınan bilirkişi raporlarının gerçeğe aykırı değerlendirmeler içererek hukuka aykırılık oluşturacak derecede yüzeysel olarak hazırlandığını, bilirkişinin … tarihli raporunda eksik inceleme sonucu hatalı değerlendirmelerde bulunduğunu, şöyle ki; davacı tarafın aracı 19.08.2019 tarihinde yukarıda bahsedilen ekspertiz merkezine götürdüğünü ve ekspertiz raporu aldığını, ekspertiz raporuna göre yağ kaçağı kontrollerinin yapıldığını ve hiçbir yağ kaçağının tespit edilemediğini, motor gücü oranınn %100 olarak belirlendiğini, daha sonrasında davacı tarafın bu aracı satın aldıktan sonra 05.09.2019 tarihinde Trabzon … Sulh Hukuk Mahkemesi’nde delil tespiti için dava açtığını, yani aradan geçen 17 gün boyunca bahse konu aracı satın alan davacının araç ile 1243 km kullanımda bulunduğunu, bu 17 gün içerisinde yapılan kullanım göz ardı edilemeyecek derecede fazla olup bu kilometre içerisinde aracın hangi şartlar altında nasıl kullanıldığı hususunda hiçbir uygunluk bulunmadığını bilirkişi raporunun eksik, üstünkörü bir şekilde ve Bilirkişi Yönetmeliği’nin 5. Maddesine aykırı olarak hazırlandığını, raporda belirtildiğinin aksine motor bloğundaki çatlağın hiçbir zaman süre gelmeyeceğini, bir aracın motor bloğu çatlarsa motor yağının boşalacağını ve aracın hareket edemeyeceğini, müvekkili aracı teslim ederken araçta yağ akıntısı ve çatlak olmadığının davacının kendi isteği ile aldığı ekspertiz raporunda belirtildiğini, bu rapora itirazları üzerine … tarihli ek rapor alındığını, ancak itirazları dikkate alınmadan hatalı bir rapor daha oluşturulduğunu, ayıplı olduğu öne sürülen aracın ikinci el araç olduğunu, araçta iddia edilen ayıpların onarım bedellerinin aracı sıfır araç konumuna getirdiğini, bu durumda müvekkilinin hakkaniyet gereği zarara uğrayacağını, raporda motor bedeli olarak 69.543,00 TL belirlendiğini, bu durumun hakkaniyete tamamen aykırı olduğunu, çünkü davacı tarafından alınan aracı ikinci el olduğunu, belirleme ikinci el motor fiyatlarına göre yapılmayıp sıfır araç fiyatına göre yapıldığını, buna ek olarak araçtan çıkarılan motorun hurda fiyatı söz konusu bilirkişi raporlarında hesaplanan miktardan çıkarılmadığını, ayrıca bilirkişi raporuna klima gazının da dahil edildiğini, klima gazının söz konusu olayda nasıl gizli ayıp olarak nitelendirildiğinin taraflarını hayrete düşürdüğünü, hurda motor bedelinin düşülmemesinin ve klima gazının bu bedele dahil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle onarım bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı taraf, davalıdan satın aldığı araçta gizli ayıp olduğunu ileri sürerek onarım bedeli talep etmekte, davalı taraf ise aracın gizli ayıplı olmadığını, iddia edilen ayıbın davalının kulllanımı sırasında oluşmuş olabileceğini savunarak davanın reddini talep etmektedir.
Dava konusu somut olayda her iki taraf ta tacir olduğundan ve Türk Ticaret Kanunu’nun 4. Maddesi gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlık nispi ticari dava niteliğinde olduğundan uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Mahkemece hükme esas alınan rapor 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri dikkate alınarak hazırlanmış olup bilirkişi heyetince satışa konu araçtaki arızanın satıştan önce mi sonra mı oluştuğu hususunda hiçbir teknik değerlendirme yapılmadan Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 10. Maddesinde yer alan “Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğu kabul edilir” hükmüne atıf yapılarak aracın satıştan önce arızalı olduğu yönünde görüş belirtilmiş, mahkemece de aynı kanun hükmü gerekçe gösterilerek ispat yükünün davalıda olduğu, davalının aracın ayıplı olmadığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa yukarıda da belirtildiği üzere taraflar tacir olup Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin somut olayda uygulama yeri yoktur. Mahkemece, üç kişilik makine mühendisinden oluşan bilirkişi kurulundan, satışa konu araçtaki arızanın hangi sebepten kaynaklanmış olabileceği, motor bloğu çatlak bir aracın 1000 kilometreden fazla yol katedip edemeyeceği, arızanın satıştan sonra oluşmasının mümkün olup olmadığı, motor satış sırasında alınan ekspertiz raporunda davacı tarafça iddia edilen gizli ayıba ilişkin herhangi bir tespit yapılıp yapılmadığı, aracın onarım bedelinin ne olduğu hususlarında teknik incelemelere dayalı bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken uyuşmazlık konusu olaya uygulanması gereken kanun hükmünün tespitinde yanılgıya düşülerek yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği, kaldırma nedenine göre davacının istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığı sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2021 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 1.477,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/03/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B