Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1307 E. 2023/604 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/03/2023
YAZIM TARİHİ : 21/03/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan Menfi Tespit davasında 24/12/2020 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında … tarihli bayilik sözleşmesi yapıldığını, ve müvekkilinin davalıdan yem katkısı satın aldığını, satın almış olduğu yemlere karşılık da Konya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına konu bonoları verdiğini, takibe konu bonolardan 30/06/2017 vade tarihli bono için “30/06/17 tarihli senet karşılığı” açıklaması ile 13/07/2017 tarihinde 21.000,00 TL, 26/05/2017 vade tarihli bono için “26/05/17 tarihli senet karşılığı” açıklaması ile 07/06/2017 tarihinde 10.000,00 TL, 28/07/2017 tarihinde 3.750,00 TL, 12/06/2017 tarihinde 1.250,00 TL, 15/07/2017 vade tarihli bono için “15/07/2017 tarihli senede istinaden” açıklaması ile 27/07/2017 tarihinde 2.350,00 TL, 28/07/2017 tarihinde ise 4.000,00 TL davalı şirketin banka hesabına ödeme yapıldığını, bu şekilde müvekkilinin takibe konu bonolar sebebiyle davalının hesabına toplamda 42.350,00 TL ödeme yaptığını, müvekkili tarafından takibe konu bonolar ve davalı şirketçe takip konsu yapılmayan başkaca bonolar sebebiyle doğan borçlar ödenemediği için davalı şirkete satın almış olduğu malları iade edildiğini, bu kapsamda 17/05/2017 tarihli 36.072,00 TL’lik, 17/08/2017 tarihli 13.767,60 TL’lik, 19/08/2017 tarihli 28.222,05 TL’lik, 19/08/2017 tarihli 21.122,20 TL’lik olmak üzere toplam 99.183,85 TL’lik mal iadesi yapıldığını, bu dönemde davalı şirket çalışanı tarafından müvekkilinin e-mail hesabına cari hesap ekstresi gönderildiğini, cari hesap ekstresine müvekkilinin yaptığı ödemeler ile iade faturaların girildiğini, bütün bunlardan sonra 28/09/2017 tarihinde müvekkilinin davalı şirkete 55.000,00 TL bakiye borcu kaldığını, bununla ilgili olarak da 28/09/2017 tanzim, 23/11/2017 vade tarihli 7.500,00 TL, aynı tanzim 25/12/2017 vade tarihli 8.500,00 TL, Ocak 2018 ödeme tarihli 9.750,00 TL, Şubat 2018 ödeme tarihli 9.750,00 TL, Mart 2018 ödeme tarihli 9.750,00 TL, Nisan 2018 ödeme tarihli 9.750,00 TL’lik bonolar verildiğini, bunlardan 23/11/2017 ödeme tarihli 7.500,00 TL’lik bononun Konya … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, bu açıklamalar gözönüne alındığında müvekkilinin takibe konu bonolar dolayısıyla davalıya herhangi bir borcunun kalmadığını, bu borçların ileri tarihli senetler verilerek davalı şirketçe yapılandırıldığını, davalı şirketin bonoları kötü niyetli ve hukuka aykırı olarak takibe koyduğunu ileri sürerek müvekkilinin Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu bonolar sebebiyle davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhinde %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında … tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamı dışında birçok mal alışverişi yapıldığını, bu kapsamda borçlunun müvekkiline borçlarını vadesinde ödemediğinden dolayı Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davacının belirttiği tarihlerde yapmış olduğu ve ödemesini gerçekleştirdiğini söylediği 26/05/2017, 30/06/2017, 15/07/2017 tarihli bonoların takip konusu bonolarla ilişkisi bulunmayan tamamen farklı bonolar olduğunu, alışverişler sonucunda müvekkiline birçok bonoların verildiğini, ancak teslim edilen bonolar arasında aynı vade tarihine sahip bonolar da bulunduğunu, davacı tarafça kendilerine herhangi bir mal iadesi gerçekleşmediğini, 25/08/2017 tarihinde gönderildiği iddia edilen elektronik postanın da taraflarına ulaşmadığını, sözü edilen 55.000,00 TL bedelli bonolarla alakalı herhangi bir yapılandırma sözleşmesi bulunmadığını, davacı tarafça yapılandırma sözleşmesi kapsamında verildiği iddia edilen bonoların ticari ilişki kapsamında alındığını savunarak davanın reddi ile davacı hakkında %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; Her iki taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, davalı şirketin defterlerini inceleyen mali müşavir bilirkişi …’ın dosyaya sunduğu … tarihli raporda özetle; ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, açılış kapanış tasdiklerinin yine usule uygun ve süresinde yaptırıldığı, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve bu sebeple taraflar arasında delil niteliğini haiz olduğu, dava konusu toplam bedeli 96.500 TL olan bonoların davalının defterlerinde kayıtlı olduğu ve bu senetlere karşılık gelmek üzere davacının toplamda 42.350 TL ödeme yaptığı, kalan kısma yönelik toplam bedeli 55.000 TL eden bonolar düzenlenerek senet yenilemesi yapıldığı ve böylelikle davalının defterlerine göre söz konusu bonolardan dolayı davacının davalıya bir borcunun kalmadığı görüşüne yer verildiği, raporun dosya kapsamına uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğu, bu itibarla, davacının borcu ödediğine ilişkin savının davalının usulüne uygun tutulan defterleri ile örtüştüğü davalı tarafından yemin deliline dayanılması üzerine, davacı, usulü dairesinde huzurda alınan yeminli ifadesinde özetle, dava konusu senetlerin bir kısmının para olarak, bir kısmının ise senet yenilemesi yapılarak davalıya ödendiğini beyan ettiği, davacının defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen raporda cari hesapta davacının 10.336,02 TL borçlu göründüğü tespitine yer verilmiş ise de; dava, altı adet bonodan dolayı davacının davalıya bir borcunun olup olmadığına yönelik olup, davalının kendi defterlerinde bu altı adet bono borcunun kapandığına ilişkin detaylı kayıtlar bulunduğundan, cari hesapta tespit edilen borç miktarı düşülmeksizin davanın tam kabulü gerektiği, borcun davacı tarafından takipten önce ödendiği anlaşıldığından İİK 72/5. Maddesinde belirtilen kötüniyet tazminatı şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, Davacının Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu edilen 11/04/2017 tanzim tarihli 26/05/2017 vade tarihli 15.000,00 TL bedelli, 28/02/2017 tanzim tarihli 30/06/2017 vade tarihli 21.000,00 TL bedelli, 28/02/2017 tanzim tarihli 15/07/2017 vade tarihli 15.000,00 TL bedelli, 11/04/2017 tanzim tarihli 26/07/2017 vade tarihli 15.000,00 TL bedelli, 09/06/2017 tanzim tarihli 15/08/2017 vade tarihli 15.000,00 TL bedelli, 11/04/2017 tanzim tarihli 04/09/2017 vade tarihli 15.500,00 TL bedelli, her birinin keşidecisi davacı, lehtarı davalı olan bonolardan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip bedelinin %20’sine tekabül eden 20.181,76 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bayilik sözleşmesi yapıldıktan sonra müvekkili ile davacı … arasında bayilik sözleşmesinden kaynaklanan ve bayilik sözleşmesi kapsamında olmayan birçok ticari ilişki söz konusu olduğunu, bu ticari ilişkiler kapsamında üretici olan müvekkiline, davacı … tarafından çok sayıda bono verildiğini, davacının belirttiği tarihlerde yapmış olduğu ve ödemesini gerçekleştirdiğini söylediği 26.05.2017, 30.06.2017,15.07.2017 tarihli bonoların takip konusu bonolarla ilişkisi bulunmayan tamamen farklı bonolar olduğunu, teslim edilen bonolar arasında aynı vade tarihine sahip bonolar da bulunduğunu, davacının ödediğini iddia ettiği bonoları teslim alması gerektiğini, müvekkilinin ticari defterlerine ilişkin yapılan inceleme ile davacının ticari defterlerine ilişkin yapılan incelemede farklılıklar ve çelişkiler bulunduğunu, dolayısı ile yeniden rapor aldırılması gerektiğini, tüm bu hususlara ilişkin itirazlarına rağmen yeniden rapor aldırılmadan karar verildiğini, ayrıca bilirkişice yapılan değerlendirmede davacıya ait ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı ve HMK kapsamında lehine delil olarak kullanılıp kullanılamayacağı gibi hususların irdelenmediğini, mahkemece kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunda da görüleceği üzere müvekkil şirketin davacıdan alacağı bulunduğunu, dolayısıyla müvekkilinin kötü niyetli olduğundan bahsedilemeyeceğini, müvekkili şirket yetkilisi hakkında iş bu davaya da konu olan senetlere ilişkin olarak bedelsiz senet kullanımı suçlamasıyla Konya …Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas numaralı dosyasında kamu davası açıldığını, ceza yargılamasının 20.04.2021 tarihli yapılan son celsesinde iddia makamı tarafından müvekkilinin beraatinin talep edildiğini, dolayısıyla müvekkilinin ilgili ceza dosyasında hakkında beraat kararı verilmesi kuvvetle muhtemel olduğunu, bu husus gözetildiğinde de alacağı var olan müvekkilinin herhangi bir kötüniyet taşımadığının açık bir biçimde görüldüğünü, dolayısıyla iş bu dava da kötü niyet tazminatının şartları oluşmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre davacı tarafın Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında, takip dayanağı olan senetlerin 42.350,00 TL’lik kısmının banka havalesi yoluyla ödendiği, geriye kalan borç karşılığında 31.10.2017 tarihinde toplam 55.000,00 TL bedelli altı adet senet verildiği yönündeki iddiasının davacı tarafça sunulan banka dekontları ve davalının ticari defter kayıtları ile ispatlandığı, davalı taraf takibe konu senetlerle aynı miktar ve vadeyi taşıyan başkaca senetler olduğunu savunmuş ise de davalının bu savunmasını ispat edecek herhangi bir delil bildirmediği, davalı tarafça takibe konu edilen senetlerin bir kısmının ödenmesi, bir kısmının da yenilenmesi nedeniyle takip konusu borcun takip tarihinden önce sona erdiği, takip dayanağı senetlerden kaynaklanan borç sona ermesine rağmen senetleri icra takibine koyan davalının kötüniyetli sayılması gerektiği, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, buna göre davalı tarafça ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 6.893,08 TL harçtan peşin alınan 1.723,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.169,81 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/03/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

O.B