Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1301 E. 2021/2518 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN
DAVALI : … Holding Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

DİĞER DAVALILAR … MİRASÇILARI
: 1- … (T.C. Kimlik No: …) –
: 2- … (T.C. Kimlik No: …) –
: 3- … (T.C. Kimlik No: …) –
: 4- … (T.C. Kimlik No: …) –
DAVA : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti ve Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/12/2021
YAZIM TARİHİ : 07/01/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olmadığının tespiti ve alacak davasında … tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalı şirketin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, dairemizce yapılan inceleme sonucunda verilen … tarih, … Esas – … sayılı kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih, … Esas – … Karar sayılı İlamıyla BOZULARAK dairemize iade edildiği anlaşılmakla dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların yatırılan paraların istendiği her an çekilebileceği ve yüksek oranda faiz verileceği beyanları ile piyasadan izinsiz mevduat toplamış olduğunu, müvekkilininde davalı şirkete yüksek kar payı vaadiyle ve parasını istediği zaman geri çekebileceği garantisiyle parayatırdığını, davalıların kanunlara aykırı faaliyet yürüterek para toplamış olduğunu, bankalar kanunu, TTK ve SPK’nın ihlal edilmiş olduğunu, yapılan usulsüzlüklerin resmi kurum raporlarında yer almış olduğunu, … Grubu Yöneticileri hakkında ceza davalarının açıldığını, davalı …’ın şirket yöneticisi olarak yürütülen faaliyetten sorumlu olduğunu, açıklanan nedenlerle şimdilik 5.000,00 TL’nin müşterek ve müteselsilen sorumlu davalılardan alınarak yabancı para alacağı olarak aynen davacılara ödenmesine toplam miktara tahsil tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesinde belirtilen faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıdan teminat alınması gerektiğini, davacının iddia ettiği ödeme tarihinin çelişkili bir şekilde açıklandığını, davacının dayanak gösterdiği belgenin davalıyı ilzam etmediğini, davacının iş bu davada bankacılık mevzuatı hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki beyanlarının yasaya aykırı olduğunu, davacının müvekkili şirkete davacının müvekkilinin bankacılık, SPK, TTK ve BK hükümlerini ihlal ettiğine dair iddialarının doğru olmadığını, davacıdan hile haksız fiiline dayalı para alındığına ilişkin iddianın doğru olmadığını, bir an doğru olduğu kabul edilse bile; davacı tarafça BK’nın 28 ve devamı maddelerinde belirtilen yasal bir yıllık hakdüşürücü dava açma süresi içerisinde dava açmadığını, bu nedenle haksız fiiller için BK’nın 60., sebepsiz zenginleşme için aynı yasanın 66., sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan talepler için aynı yasanın 125. maddesinde belirtilen sürelerin geçmesi sebebiyle alacağın zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesi içeriğinde davacının yedinde hisse senetlerinin bulunduğunun belirtildiği nazara alındığında; davacının şirket ortağı olduğunu, TTK 329 ve 405. maddeleri gereğince davacının dava açma hakkının bulunmadığını, bu nedenle davacının dürüst davranmadığını, açılan davanın esastan da reddi gerektiğini belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafın, davalı şirketin ortağı olunmadığının tespiti ile ilgili talep kısmının kabulü ile davacı tarafın davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, davacı tarafın alacak davasının kabulü ile; 5.000,00 tl nın dava tarihi olan … tarihinden itibaren değişen oranlarda hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılar … holding a.ş. ve … ‘dan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki savunmalarının kabul edilmemesinin, ayrıca yargılama sırasındaki isticvap ve yemin taleplerinin reddedilmesinin, davacının yedinde bulunduğu iddia edilen senetlerin davalı şirkete iade edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkemece celbi gereken belgelerin toplanmadan eksik inceleme yapıldığını, bu nedenle; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak cevap dilekçesindeki savunmaları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizin … T. … E. … K. Sayılı Kararının Özeti: Dairemizce “… taraflar arasında görülmekte olan davanın … tarihinde 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle; tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili bildirdiği deliller esastan değerlendirilmeden, 743 sayılı MK. 48 (4721 sayılı TMK 50. maddesi), 6762 sayılı TK 7 ve 321 (6102 Sayılı Yasanın 7/1 ve 371/5. maddeleri) ile 818 sayılı BK 145 (6098 sayılı TBK’nın 166/2. maddesi) maddelerindeki düzenlemeler ve davalı gerçek kişiler hakkında sadece davalı şirket yöneticileri olmaları sıfatıyla şirket ile birlikte müştereken / müteselsilen sorumlu olduklarına ilişkin iddia gözönünde bulundurulmak suretiyle 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına, davacı lehine davalı şirket aleyhine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesi gereğince maktu ücret-i vekalet taktirine…” şeklinde karar verilmiştir.
Dairemizce verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY … HUKUK DAİRESİNİN … TARİH … ESAS … KARAR SAYILI BOZMA İLAMI: Yargıtay dairesince “…Dava, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve 5.000,00 TL’nin davalılar … Holding A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı taraflara tebliğ edilmiş olup davalılardan … vasisi tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmamıştır. Davada davalı şirket ile davalı gerçek kişi arasında mecburi dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır. Bu itibarla İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı … tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmaması nedeniyle … hakkında verilen İlk Derece Mahkemesi kararı kesinleşmiş bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi, kamu düzenine aykırılık halleri dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Somut olayda kamu düzenine aykırılık da söz konusu olmadığından bölge adliye mahkemesince istinaf kanun yoluna başvuran davalı şirket hakkında inceleme yapılması ve bir karar verilmesi gerekirken, davalı … hakkında verilen hükmün kesinleşmiş olduğu gözetilmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının tamamen kaldırılarak dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle re’sen bozulmasına…” gerekçesiyle dairemizin kararın bozulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay … Hukuk Dairesi tarafından dairemiz kararının bozulmasından sonra dosya yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiş olup, dairemizce yapılan yargılama esnasında davacı asilin gönderdiği … tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirdiği görülmüştür.
Davaya son veren taraf işlemleri olan feragat, kabul ve sulh, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 ilâ 315. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tasarruf ilkesinin bir sonucu olarak davaya son veren taraf işlemleri hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilir. Bir başka ifade ile taraflar davayı kabul ederek ya da davadan feragat ederek veya sulh sözleşmesi yaparak yargılamanın her aşamasında ve hatta kanun yollarında herhangi bir hükme gerek kalmaksızın davayı sona erdirebilirler. Ancak bu işlemler vekil tarafından yapılacaksa vekilin vekâletnamesinde özel yetkinin bulunması gerekir (HMK m. 74).
Davadan feragat, davayı kabul ve sulh, içerikleri itibariyle birer maddi hukuk işlemi olmakla birlikte, yapılış şekli itibariyle birer usulü işlemdir. Bu nedenle söz konusu işlemler bir taraftan maddi hukuk anlamında uygulama imkânı bulan iradeyi bozan hâllere dayanılarak iptal edilebilirken, diğer taraftan kesin hüküm gibi sonuç doğurmaktadır.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir (HMK m. 307). Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan kısmen veya tamamen vazgeçer. Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olup, yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur.
HMK’nın 310. maddesi gereğince karar kesinleşinceye kadar davadan feragat mümkün olduğundan ve dairemizce henüz davalı … Holding A.Ş’in istinafı esastan incelenip karara bağlanmadığından; davacının feragat beyanı nazara alınarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurularak feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının davadan feragat beyanı nazara alınarak davalı tarafın davanın reddine yönelik istinaf talebinin kabulüne, dairemizin … tarih … esas … karar sayılı kararının kaldırılmasına,
1- İstinaf talebinde bulunan davalı şirket tarafından yatırılan 85,39 TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleşince ve talep halinde davalı şirkete iadesine,
2- İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davalı şirket tarafından yatırılan 121,30 TL başvurma harcı, 116,20 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 237,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak istinaf eden davalı şirkete verilmesine,
B) Davacının davadan feragat beyanı nazara alınarak HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 85,40 TL harçtan karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 26,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı … Holding A.Ş davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T’nin 13/2 maddesi gereğince belirlenen 5.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak bu davalı şirkete verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gider avansını yatıran tarafa iadesine
C) Davacının temyiz aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
D) İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden tehiri icra talebi ile ilgili İİK’nın 36/5 maddesi gereğince yatırılan teminatın yatırana iadesine,
E) İlk derece mahkemesince davalıdan tahsiline karar verilen tamamlama harcı ile ilgili harç tahsil müzekkeresi düzenlenmiş ise; müzekkerenin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin İlk derece mahkemesince yapılmasına,
F) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
G) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 29/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır