Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1292 E. 2023/507 K. 10.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2021
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI … (T.C Kimlik No: … ) MİRASÇILARI
DAVACILAR : 1-… – (T.C Kimlik No: …)
2-… – (T.C Kimlik No: …)
3-… – (T.C Kimlik No: …)
4-… – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/03/2023
YAZIM TARİHİ : 13/03/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasında 16/03/2021 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Kooperatifi Yönetim Kurulu’nun 13/02/2018 tarih ve … sayılı ortaklıktan çıkarılma kararı ile müvekkilinin aidat borcunu ödemediği gerekçesiyle kooperatif üyeliğinden ihracına karar verildiğini, kararın 06/03/2018 tarihinde mahalle muhtarına tebliğ edildiğini, müvekkilinin kararın tebliğini bu tarihten çok sonra öğrendiğini, ödenmediği iddia edilen aidattan müvekkilinin borcu bulunmadığını, müvekkilinin davalı kooperatife mühendislik ve mimarlık hizmetinde bulunduğunu ve bu hizmetin halen devam etmekte olduğunu, ihtarname tarihinde de davalıdan alacağı bulunduğunu, yargılama sonunda takas/mahsup haklarını saklı tuttuklarını, müvekkilinin 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. maddesine ve Kooperatif ana sözleşmesine aykırı olarak üyelikten ihraç edildiğini, müvekkilinin davalıdan olan alacağından dolayı aidat yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürerek davalı kooperatif yönetim kurulunun 13/02/2018 tarih ve … sayılı müvekkilinin ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının üyelik aidatını yasal süresi içerisinde yerine getirmediğinden üyeliğinin kendiliğinden düştüğünü, davacının müvekkili kooperatiften herhangi bir alacağı bulunmadığını, iddia edildiği gibi mühendislik hizmetinden kaynaklanan bir alacağının da söz konusu olmadığını, davacı kendisine çekilen ihtarnamelere rağmen edimini yerine getirmemiş olması nedeniyle kooperatif üyeliğinin kendiliğinden düştüğünü savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yapılan yargılama sonucunda; “Konya … Noterliğinin 11.02.2019 tarih ve … yevmiye numaralı Mirasçılık belgesi fotokopisinden anlaşılacağı üzere davacı …’ın … tarihinde vefat ettiği, mirasçılarının ise …, … Pala, …, … olduğu, 20.10.2017 tarihli Konya … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 01.09.2015-31.10.2017 dönemine ait ödenmeyen 11.250,00TL aidat borcu olduğu, 1163 sayılı kooperatifler kanunun 27. Maddesi uyarınca davalı kooperatifçe 10 gün içinde borcun ödenmesinin talep edildiği, davalı … Yapı Kooperatifi’nin ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresi içinde yapıldığı, ancak kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı, envanter defterinin boş olduğu, bu durumun TTK ve VUK hükümlerine uygun olmadığı, kendi lehine delil olma özelliği taşımadığı, bu bakımdan davacının davalı kooperatife ihtarnamelerde belirtilen borcunun bulunup bulunmadığı belirlenemediğinden davacı müteveffanın ihracına gerekçe oluşturan 13/02/2018 tarih ve … sayılı kararın iptali gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı … Yapı Kooperatif yönetim kurulunun davacının ihracına ilişkin 13/02/2018 gün ve … sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. Maddesi gereğince aidat borcunun ödenmesi hususunda ilk isteğe uymayan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmeyenlerin ortaklığının kendiliğinden düşeceğini, davacının, davalı müvekkil kooperatife olan aidat borcunu ödemediğinin dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporunda da açıkça belirtildiğini, bilirkişi raporunda özetle davacının dava tarihi itibariyle 31.068,00 TL borçlu olduğunun belirtildiğini, bilirkişi raporunda müteveffa davacının, davalı kooperatifte fenni mesul olarak görev yaptığı belirtilmiş olsa da müteveffa davacının böyle bir hizmeti olmadığı gibi davacının mesleği dolayısıyla davalı kooperatife yapmış olduğu hizmetler peşin olarak ödendiğini, ayrıca 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 28. Maddesi gereğince müteveffa davacının davalı kooperatifte fenni mesul olarak görev yapmasının kanunen mümkün olmadığını, davacılar murisinin fenni mesullük sözleşmesi imzalamaktan başkaca bir iş yapmadığını, 1163 sayılı Kooperatifler kanunun Ek Madde 3 hükmü gereğince kooperatifler ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin bu kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının hissedarı oldukları şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyesi veya denetçi olamayacaklarını, personel olarak yahut başka bir şekilde ücretli görev alamayacaklarını, dolayısı ile … ile Müvekkil kooperatif arasında yapılan Fenni Mesullük sözleşmesi geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye istinaden hükme esas alınan bilirkişi raporunda alacak hesabı yapılmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, Kooperatifler Kanunu’nun 56. Ve 65. Maddeleri gereğince denetçilere genel kurulca belirlenenin dışında herhangi bir ücret ödenemeyeceğini, davacılar murisi …’ın müvekkili kooperatifte 2015 yılında yapılan genel kurula kadar denetçi olarak görev yaptığını, …’ın k0operatifin 2015 yılına kadar yapılan genel kurullarda getirilen bilanço ve muhasebe kayıtlarında alacağı görünmemekte olup bu yönde bir itiraz veya ihtirazı kayıt da koymadığını, dolayısı ile de yapılan ödemelerin TUS karşılığı olduğunun …’ın kabulünde olduğunu, yerel mahkeme her ne kadar gerekçeli kararında davalı müvekkil kooperatifin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığını belirtmiş olsa da söz konusu ticari defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde müteveffa davacının davalı kooperatife borcu olduğu açıkça belirtildiğini, yerel mahkeme tarafından yalnızca davalı kooperatifin ticari defterleri incelenmiş olup, davacı dava dilekçesinde belirtmiş olmasına rağmen davacının ticari defterleri incelenmediğini, davacı taraf dava dilekçesinde tarafların ticari defter ve belgelerine dayandığından dolayı her iki tarafın ticari defter ve belgeleri incelenmeksizin verilen karar bu yönüyle de usul ve yasaya aykırı olduğunu, “…’a bu güne kadar avans olarak yapılan karot, tuğla alımı ve ablikasyon için yapılan avans ödemelerinin sözleşme bedeline kadar olan kısmının TUS bedeli olduğu, fazla ödeme karşılığı olan hizmet ve malları bu güne kadar kooperatife teslim etmediği, Davacının ihtar tarihin kadar 17.762,50 TL Borçlu oldukları yine karot ve tuğla bedeli olarak 11.806,00 TL fazla ödeme olduğu ve toplamda 29.568,00 TL Davacıların Kooperatife borcu olduğu” hususları açıkça belli olmasına rağmen yerel mahkemece davacının davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemenin müvekkilinin ticari defterlerinin kapanış tasdikinin yapılmadığını bu nedenle davacının borcunun bulunup bulunmadığının tespit edilemediği şeklindeki değerlendirmesinin de açıkça hukuka aykırı olduğunu, üyelik aidatını ödediğini ve kooperatife borcunun bulunmadığını ispat külfetinin davacıda olduğunu, bu nedenle yerel mahkemenin davacının kendi defterleri üzerinde bir inceleme yapmadan ve davacının ödemeye ilişkin belgelerin kendisine sunmasını istemeden doğrudan davanın kabulüne karar vermiş olmasının doğru olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı taraf, davacılar murisi …’ın davalı kooperatiften fenni mesul ücreti alacağı olması nedeniyle aidat borcunu ödemediğini, bu nedenle ihraç kararının kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek ihraç kararının iptalini talep etmekte, davalı taraf ise davacılar murisi …’ın herhangi bir alacağı olmadığını, ihraç kararının kanuna uygun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmektedir.
Kooperatif ortağının, parasal yükümlülüklere uymadığı gerekçesi ile ihracı 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, borcu olan ortağa ihraç ihtarını da içerir iki ihtar gönderilmesi verilen sürelerde borcun ödenmemesi ve ihtarlarda istenilen borcun muaccel olması gereklidir.
Yapı kooperatifleri tip ana sözleşmesinin 14/2 maddesinde, parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktiren ortaklara ihtarname gönderilmesi gerektiği öngörülmüştür. Davalı kooperatifçe davacıya hitaben çıkarılan 20/10/2017 tarihli ilk ihtarnamede “01.09.2015-31.10.2017 dönemine ait ödenmeyen 11.250,001 aidat borcu” istenilmiş olup 2017Ekim ayı borcu da dahil edilmiş olduğundan, anılan hükme aykırı olarak, muaccel olmayan aidat borcunun yer aldığı bu ihtarnameye dayanılarak ihraç kararı verilemez. Bu nedenle ilk ihtar usul ve yasaya uygun olmadığından buna dayanılarak alınan ihraç kararı da hukuka aykırıdır. İlk derece mahkemesince davanın bu gerekçe ile kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kabulüne karar verilmesi gerektiği, ancak mahkemece yapılan yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince davanın esası hakkında yeniden hüküm kurularak davanın yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda kabulüne karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2021 tarih, … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın KABULÜ ile; davalı … Kooperatif yönetim kurulunun davacının ihracına ilişkin 13/02/2018 gün ve 296 SAYILI KARARININ İPTALİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 144,00 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince taktir edilen 4.080,00 ücret-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafça yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 35,90 TL peşin harç, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 253,60 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 925,40 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) İlk derece mahkemesince 30/05/2021 tarihinde yazılan harç tahsil müzekkeresinin bila infaz iadesinin ilk derece mahkemesince istenmesine,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince kararın dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
E) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 10/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

O.B