Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1209 E. 2023/373 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2021
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …

VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
YAZIM TARİHİ : 22/02/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında 02/03/2021 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile davalı arasında imzalanan 21/05/2018 tarihli satış ve sipariş sözleşmesinden alım satım konusu yapılan 5 adet akülü makaslı platformların teslimine karşılık 378.750,00.-TL ödenmesinin kararlaştırıldığını, platformların teslim edildiğini, ancak alım satım konusu akülü makaslı platformlarda gizli ayıplar ortaya çıktığını, Makine Mühendisleri Odası … Şubesinden rapor aldırdıklarını ve hasar durumunun tespitini yaptırdıklarını, her bir platformda meydana gelen zarar için 25.000,00.-TL masrafın olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin uğramış olduğu zararların tazmini için davalı firmaya Antalya… Noterliği aracılığıyla ihtarname gönderilmesine rağmen davalı firmanın taleplerini reddettiğini, dava konusu 5 adet … marka/model akülü makaslı platformların ayıpsız kullanılmamış bir benzeri ile değiştirilmesine, mümkün olmaması halinde ise her biri için şimdilik 2.000,00.-TL olmak üzere toplam 10.000,00.-TL bedelin satış sözleşmesinin tanzim edildiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davacı vekili 23/12/2020 (harç yatırma tarihli) tarihli dilekçesiyle talep miktarını 43.446,87 TL TL artırarak 53.446,87 TL’ye çıkarmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından imal edilip devredilen dava konusu 6 adet makinenin leasing sözleşmesi ile karşı tarafın yedinde olduğunu, 6 adet makinenin mülkiyetinin leasing sözleşmesinin tarafı olan … olduğunu, aktif husumet yokluğu itirazında bulunduklarını, müvekkili firmanın 2006 yılından beri faal olan bir şirket olduğunu, faaliyeti sırasında hiçbir dava ve ihtara maruz kalmadığını, müvekkili firmanın, imalatında kullandığı çelik ve demir malzemelerin yüksek ısıda şekillendirilen ve kaynatılan kalın ve zorlu metaller olduğunu, bu anlamda bu materyallerin yüksek ısıya maruz kaldığında, özellikle kaynak yerlerinden “şişme” yapar veya çeşitli malzeme zemininde “gölleme” olarak tabir edilen oyuklar oluşabileceğini, bu durumun üretimde olağan olan durumlar olduğunu, böyle bir durumda göllenen veya oyuk kalan yerlerin veya şişme yapılan yerlerin zımparalama ve macun çekilmek suretiyle düzeltilebileceğini, dava konusu edilen 5 makaslı platformun bu işlemelere maruz kalmasının olağan olduğunu, davacının ispat edilemeyen davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Tüm dosya kapsamı ile hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir alınan bilirkişi raporuna göre davacının davasının kabulü ile; davacının Türk Borçlar Kanunu 227. Madde uyarınca “Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme” seçimlik hakkını kullandığından, 53.446,87 TL güncellenmiş ayıp oranı bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur…..
Öte yandan, görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ederek davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edeceği de maddede belirtilen diğer bir husustur.
Somut olayda da; Aile Mahkemesi Sıfatıyla … Asliye Hukuk Mahkemesince 14.10.2014 tarihinde yetkisizlik kararı verilmiş, HMK’nın 331/2. maddesine uygun olarak “yargılama giderleri ve sair hususların yetkili mahkemece ele alınmasına” karar verilmiştir. Davacının süresinde başvurusu üzerine yetkili mahkemede davaya devam edilmiş ve dava esastan kabul edilmiştir. Davanın kabulü ile davacı lehine vekâlet ücretine ve haksız çıkan taraf olan davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmolunmuştur. Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında yetkili mahkemede devam eden davada, “kabul görmüş bir yetki itirazının varlığı” dikkate alınarak davalı lehine ayrıca bir yargılama giderlerine hükmedilmeyeceğine ilişkin direnme gerekçesi yerindedir.” şeklinde hüküm kurulduğundan ve mahkememizce bu yönde değerlendirme yapıldığından davalı lehine ayrıca bir yargılama giderine (vekalet ücreti) hükmedilmemiştir….” gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile; davacının Türk Borçlar Kanunu 227. madde uyarınca “Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme” seçimlik hakkını kullandığından, 53.446,87 TL ayıp oranı bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın Antalya’da açıldığını, yetkisizlik neticesinde Konya Mahkemelerine geldiğini, 02.07.2019 tarihinde Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde ön inceleme duruşmasının açıldığını, uyuşmazlık konuları tam olarak belirlenip, taraflar sulhe davet edilip, ön inceleme tutanağı taraflara imzalatılmadan yetkisizlik kararı verilerek, dosyanın Konya … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiğini, hükmü veren Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi ön inceleme duruşmasının 19.11.2019 tarihinde yapılması için taraflara tebligat çıkarıldığını, 19.11.2019 tarihli celsede ise; Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından ön inceleme duruşması yapıldığını, dolayısıyla ön inceleme aşaması tamamlandığı gerekçesiyle ön inceleme yapılmadan tahkikata geçildiğini, yetkili mahkeme nezdinde yasaya uygun bir ön inceleme yapılmadığını, ön inceleme duruşması usulüne uygun olarak yapılıp, tutanak tutulup imzalanmadan tahkikata geçilemeyeceğini, yerel mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak hüküm tesis edildiğini, hukuka uygun bir yargılama ve karardan bahsedebilmek için taraflar ve mahkemece denetimine uygun bilirkişi raporu alınması gerektiğini, yerel mahkemece hükmünde her ne kadar bilirkişi raporunun denetime uygun olduğu yazılmış ise de; bu gerçeği yansıtmadığını, bilirkişi raporunun hemen başında, makinelerin davacı tarafından şantiyede kullanıldığı ve mevcut hasarın fabrika çıkışından mı, kullanımdan mı kaynaklandığının tespitinin zor olduğunun rapor edildiğini, makineler 2 yıl, 1 ay inşaatta aktif olarak kullanıldıktan sonra ayıbın tespiti için keşif yapılabildiğini, böyle bir durumda ayıbın kullanımdan mı, fabrika çıkışından mı kaynaklandığının tespitinin mümkün olmadığını, ayıplı olduğu iddia edilen kısımların makinenin çalışmasına etkisi ve bütünü içindeki önemi dikkate alınmadığını, tamamen üretimden kaynaklı bir husus ayıp olarak değerlendirilmiş, ayıplı olduğu iddia edilen kısımların makinenin bütün içindeki etkisi ve maliyeti dikkate alınmadan yuvarlama bir miktarın tespit edildiğini, ayıp olarak ileri sürülen hususların davacının kullanımı ve makinelere hiçbir olumsuz etkisi bulunmadığını, kullanıma olumsuz etkisi olmayan bir ayıbın % 15 gibi bir bedel farkı doğurmasının mümkün olmadığını, dava konusu ürünlerin davacıya 28/05/2018 tarihinde teslim edildiğini, açık ayıplar bakımından 30/05/2018 , gizli ayıplar bakımından ise 05/06/2018 tarihine kadar davacının kontrol ve muayenelerini yapıp ihbar etmesi gerektiğini, ancak davacının 02/02/2019 tarihinde ihtarda bulunduğunu, davacının süresi içeresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, davacının kısmi dava açtığını, dava dilekçesinde 10.000,00-TL alacak talebinde bulunduğunu, tacirlerin ayıba karşı sorumluluğunun teslimden itibaren 2 yıl ile sınırlı olduğunu, davacı 22.12.2020 tarihinde yaptığı ıslah ile talebini 43.446.87TL arttırarak 53.446.87TL’ye çıkardığını, kısmi ıslah ile arttırılan 43.446.87 TL bakımından 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, zamanaşımı süresi dolduğundan bu kısmın reddi gerektiğini, davacı ayıplı olduğunu iddia ettiği makinelerin satış tarihindeki ayıp bedelini ve bu bedele sözleşme tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep ettiğini ancak bilirkişi yetkisi olmasına ve mahkeme tarafından kendisine böyle bir görev verilmemesine rağmen, sözleşme tarihindeki bedelinin dava tarihine uyarladığını, bu yanıltıcı rapor esas alınarak hüküm kurulduğunu, yetkisizlik kararından sonra dosyanın yetkili mahkemeye gönderildiğini, bu durumda esasa dair hükümle birlikte yetkisizliğe ilişkin vekalet ücretine de hükmedilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle; yasada düzenlenen yargılama süreçlerine uyulmadan etkili ve adil bir yargılama yapılmadan, denetime uygun olmayan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğunu beyanla ilamının istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalıdan satın aldığı akülü makaslı platformların ayıplı olduğunu belirterek bu platformların ayıpsız ve kullanılmamış bir benzeri ile değiştirilmesini bu mümkün olmadığı takdirde satış bedelinden indirim istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesine göre; “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nın 223.maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”
6098 sayılı TBK’nın 223/2. maddesine göre de:” Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.”
TBK’nın 223/2. maddesi hükmü uyarınca ayıp, kullanma sonucu sonradan ortaya çıkarsa derhal satıcıya ihbar edilmesi gerekir.
Somut olayda, davacının davalıdan satın aldığı akülü makaslı platformların ayıplı olduğunu belirterek bu platformların ayıpsız ve kullanılmamış bir benzeri ile değiştirilmesini, bu mümkün olmadığı takdirde satış bedelinden indirim talebinde bulunduğu, davacının platformlardaki ayıbı … Makine Mühendisleri Odasının 08/01/2019 tarihinde yaptığı tespit üzerine 09/01/2019 tarihinde öğrendiği, ayıp ihbarının ise 31/01/2019 tarihinde çektiği ihtarname ile yaptığı, ayıp ihbarının süresi içerisinde yapılmadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından davalının istinaf başvuru talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 913,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 5,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 167,6‬0 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 170,78 TL peşin ve ıslah talebi sırasında yatırılan 741,97 TL olmak üzere toplam 912,75 TL harçtan alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 732,85 TL’nin karar kesinleşince ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Hükmün kesinleşmesinden sonra HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının avansı yatıran tarafa iadesine,
C) İlk derece mahkemesince davalıdan tahsiline karar verilen bakiye harcı ile ilgili yazılan 24/05/2021 tarihli harç tahsil müzekkeresinin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin İlk derece mahkemesince yapılmasına,
D) … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden tehiri icra talebi ile ilgili İİK’nın 36/5 maddesi gereğince yatırılan teminatın yatırana iadesine,
E) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
F) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/02/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G