Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1203 E. 2023/370 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … . HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2021
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
YAZIM TARİHİ : 22/02/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasında 12/02/2021 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin, müvekkiline 13.06.2018 tarihinde gönderdiği ihtarname ile 10 gün içerisinde ödenmesi gerektiği iddia edilen 110.600,00 TL birikmiş üyelik aidatının ödenmesi istendiğini, müvekkilinin bu ihtarnameye itiraz ederek cevap verdiğini, 17.08.2018 tarihinde ise birikmiş aidat borcunun yine 10 gün içerisinde ödenmesi aksi takdirde müvekkilinin kooperatif üyeliğinden çıkarılacağını bildirdiğini, müvekkili bu ihtarnameye de itiraz ederek noter aracılığı ile cevap verdiğini, akabinde 02.11.2018 tarihinde yönetim kurulunun aldığı karar neticesinde müvekkilinin üyelikten çıkarıldığını 28.11.2018 tarihinde gönderilen ihtarname ile öğrendiğini, … Kooperatifi ile müvekkili … arasında 08.03.2005 tarihinde tercihli üyelik daire sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme gereğince 1 adet zemin kat dairenin 60.000,00 Euro karşılığında müvekkiline verileceği konusunda anlaşıldığını, bu nedenlerle müvekkilinin belirtilen tarihlerde söz konusu ödemeleri ilgili kooperatife yaptığını, yönetim kurulunun 02.11.2018 tarihli kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın kooperatifle imzaladığı sözleşme uyarınca tercihli üye olduğunu, mesnetsiz davanın reddi gerektiğini, şöyle ki; her ne kadar davacı tarafından kooperatifle tercihli üyelik sözleşmesi imzalandığı bu sebeple genel kurulda belirlenen ödemelerden mesul olmayacağı iddia edilmişse de; bu durumun Kooperatif Kanununa açıkça aykırı olduğunu, kooperatife üye olanların eşitlik kuralı gereğince diğer üyeler gibi ödeme yapmaları gerektiğini, Kooperatifler Kanununa aykırı alınan karara dayanılarak davacının ödemeden muaf tutulmasının hakkaniyete uymadığının açık olduğunu, bu itibarla ihraç kararının hukuka uygun olduğunu, davacı dilekçesinde gönderilen ihtarların Kooperatifler Kanununa uygun olmadığını içeriklerinin belirli olmadığını beyan etmişse de bu durumun gerçeği yansıtmadığını, özellikle davacı tarafın da yakınen bildiği üzere 2009 yılından itibaren kooperatifte bir yönetim zaafiyeti oluşmuş bu sebeple bir kısım üyeler tarafından Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı dosyasıyla kayyım atanmasının talep edildiğini ve üyelerden … yönetici kayyım olarak atandığını, Yönetim zaafiyetinden kaynaklı olarak 2012 yılı öncesine ait defterler bulunmamakta olup 2012 yılından sonra tekrar defter tutulmaya başlandığını, bu nedenlerle tensip zaptının 8. maddesinde davacı ile yapılan sözleşmenin sunulması için süre verilmişse de izah edildiği üzere kooperatifte bahsi geçen yıllarda yaşanan yönetim zaafiyetinden kaynaklı olarak bu sözleşmeyi sunmalarının mümkün olmadığını beyanla mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Açıklanan nedenle tercihli üyeliğin hukuken geçerli olduğu, tercihli üye olan davacının aidat ödeme yükümlülüğünün olmadığı ve ihtarnamelerde belirtilen borç gerçeği yansıtmadığından ihraç kararı bu nedenle uygun değildir. Davalı yapı kooperatifi ana sözleşmesi gereğince üyelik yükümlülüklerini yerine getirmeyen üyeler hakkında üyelik yükümlülüklerinin neler olduğu, aidat asıl borçları ve varsa gecikme borcu belirlenerek borçların ana sözleşmenin 14. maddesi gereğince 30 gün geciktirilmesi üzerine yönetim kurulunca yapılacak ihtarı takip eden on gün içinde yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi üzerine aynı kurulca ikinci ihtarın yapılacağı, ikinci ihtarla da 30 gün içinde yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde ihraç kararı verilebileceği hükmü olduğu görülmüştür.
Ancak Kooperatifler Kanununun 27. maddesinde ihraç öncesi ikinci ihtarnamede yükümlülüklerin yerine getirilmesi bakımından verilecek süre bir ay olduğundan üstün norm olan yasa hükümlerinin uygulanacağı, yükümlülüklerin yerine getirilmesi için en az bir aylık sürenin verilmesi gerekmektedir. Açıklanan sürelere uyulmadığı, davalı koopartifçe davacıya 10 günlük süre verildiği anlaşıldığından anılan ihraç kararı bu yönüyle de yasal mevzuata aykırı olup, davalı kooperatifin yönetim kurulunun … tarih ve … sayılı ihraç kararının davacı yönünden iptaline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile; davalı kooperatifin yönetim kurulunun … tarih ve … sayılı ihraç kararının davacı yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ticari şirketlere göre sermaye payı çok düşük olan kooperatiflerde bu düşük sermaye payı ile hedeflenen amacın gerçekleştirilmesinin neredeyse imkansız olduğunu, bu nedenle, ortaklar taahhüt ettikleri ve ödedikleri ortaklık payı bedelleri dışında, bu hususta eşitlik ilkesi de gözetilerek aidat ödemekle yükümlü olduklarını, kooperatiflerde eşitlik ilkesi ise ortaklara aynı hakkın tanınması ve aynı borçların yüklenmesi anlamına geldiğini, başka bir deyişle ortaklara tanınan haklarda ve verilen sorumluluklarda hiçbir ayrımın yapılmadığını, Kooperatif Kanunu’nda eşitlik ilkesine aykırı olarak aidat borcundan muaf olacağına ilişkin tespit, karar ya da herhangi bir durumun hükme esas olarak kabul edilemeyeceğini, kooperatif tarafından davacının yükümlülüğünü yerine getirmesi için yasaya uygun olarak çekilen ihtarlar sonucu tanınan süreler içerisinde davacının parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bilirkişi raporlarına karşı yapılan itirazların mahkemece değerlendirilmediğini, yerel mahkemenin yanılgılı değerlendirmede bulunup hatalı karar verdiğini, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 18/03/2021 tarih 2021/653 esas 2021/1007 karar sayılı ilamında “…1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. ve davalı kooperatif anasözleşmesinin 14. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği, her iki ihtarnamede de bildirilen borç miktarının aynı olup olmadığı, tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir….” hususunun belirtildiği, davalı kooperatif tarafından davacıya gönderilen ikinci ihtarnamede 10 gün süre verildiği bu haliyle ikinci ihtarnamenin usulüne uygun olmadığı, ihraca dayanak yapılamayacağı, her ne kadar ilk derece mahkemesi kararında ihraç kararının tarihi yanlış yazılmış ise de bunun maddi hataya dayalı olduğundan her zaman düzeltilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,6‬‬0 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince kararın dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
6-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 21/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G