Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1199 E. 2021/1441 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :
TARİHİ :
NUMARASI :

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLLERİ :

İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :
YAZIM TARİHİ :
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 26/03/2021 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili şirkete karşı Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden 12.000.000,00 TL bedelli ilamsız icra takibi başlattığını, başlatılan icra takibine müvekkili şirketin itiraz etmesi için vekiline talimat vermesine rağmen vekilin kasıtlı olarak itiraz etmemesi üzerine icra dosyasının kesinleştiğini, görevini kötüye kullanan vekil ile ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını, icra dosyasının kesinleşmesinden dolayı müvekkili şirket üzerine kayıtlı olan … İli … İlçesi … Mahallesi … ada … parseldeki 4 adet taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, davalı şirketin alacak iddiasının belgelendirilmemiş soyut ve gerçek dışı olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında hiç bir ticari ilişkinin bulunmadığını, her iki şirketin ticari defterleri incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, haksız ve mesnetsiz başlatılan icra takibindeki alacak iddiasının davalı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, işbu davaya konu olmayan İstanbul … İcra Dairesinde de müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, sözü geçen takibin de aynı yöntemle kesinleştirmek suretiyle müvekkilinin …İli … İlçesi … Mahallesi … ada … parsellerdeki taşınmazları üzerine haciz konulduğunu, sözü geçen dosya ile ilgili İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davasının görülmekte olduğunu, tüm bu nedenlerle davalarının kabulü ile Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında haksız ve mesnetsiz başlatılan ilamsız icra takibi için ihtiyati tedbir kararı verilerek dava sonuna kadar teminat karşılığında icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesine, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığının tespitine, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemece İİK 72/3. maddesi gereğince kabulüne karar verilen tedbir kararının yasal koşulların bulunmadığını, davacının ihtiyati tedbir talep ederken dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebeplerini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu, mahkemece ihtiyati tedbir kararında gerekçe gösterilmediğini bu nedenle ihtiyati tedbir kararından dönülmesine karar verilmesini, müvekkili ile dava dışı … arasında 14/03/2013 tarihli Hisse Alım ve Hisse Ödünç Sözleşmesi düzenlendiğini, …’ın bu sözleşme kapsamı ile ele geçirdiği müvekkilinin hisselerini satarak 40 milyon TL gelir elde ettiğini, …’ın hisse satış bedellerini müvekkiline ödemediği gibi; müvekkiline ait bedelleri ödenmeyen hisse senetlerinin dava dışı … ile davalı şirket yetkilisi … tarafından davacı şirkete aktarıldığının öğrenildiğini, müvekkiline ait hisse senetlerinin bedelleri ile davaya konu icra takibindeki hacizli taşınmazların alındığını, davacı tarafın müvekkiline karşı kanunen borçlu olduğunu tüm bu nedenlerle davanın reddine, takip tutarının %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”Taraflar arasındaki işbu dosyamızdaki menfi tespit davası ile davacısı davacımız, davalısı davalımız, dava tarihi 14/10/2020, davası menfi tespit davası olan İSTANBUL … Asliye Ticaret Mahkemesinin derdest olan … Esas sayılı dava dosyası arasında hukuki, fiili ve şahsi bağlantı bulunduğundan (davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması nedeniyle) usul ekonomisi gereğince işbu dava dosyamızın HMK’nın 166. maddesi gereğince sözü geçen dava dosyası ile birleştirilmesine ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.” gerekçesiyle dosyanın İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme nezdinde görülmekte olan …Esas sayılı dosyada 26.03.2021 tarihli kararla tarafların birleştirmeye yönelik bir talebi olmamasına rağmen haksız ve hukuka aykırı olarak ayrı yargı çevrelerinde bulunan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ve huzurdaki davanın birleştirilmesine karar verildiğini, HMK Madde 166/2’de belirtildiği gibi aralarında bağlantı bulunan davaların ayrı yargı çevresinde olması durumunda mahkemenin kendiliğinden birleştirme kararı veremeyeceğini, bu hususun taraflarca talep edilmesi gerekeceğini, dosya içeriğinde ne taraflarınca ne de karşı tarafça birleştirme talebinde bulunulmamışken haksız ve hukuka aykırı olarak birleştirme kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki söz konusu iki dava arasında bağlantı dahi olmadığını, iki farklı icra takibine dayanarak ikmal edilmiş bulunan iki farklı menfi tespit davasının birleştirilmesinde hukuki yarar olmadığının açık olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen birleştirme kararının kaldırılmasını, istinaf taleplerinin kabulü ile, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli başlattığı icra takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece ihtiyati tedbirin kabulüne yönelik ara kararın geçersiz olduğunu, davacının yaklaşık ispat koşulunu sağlayamadığını, tüm iddialarının soyut ve mesnetsiz olduğunu, sırf başlatılan takibi sürüncemede bırakmak ve takip ile tahsil ettikleri alacaklarına kavuşmalarını engellemek için dava açma hakkını kötüye kullandığını, somut olayda ihtiyati tedbirin yasal şartları oluşmadığını, bu nedenle müvekkili açısından telafisi imkansız zararların önüne geçmek için ihtiyati tedbir ara kararından dönülmesinin hukuken gerekli olduğunu, yerleşik istinaf uygulamasının da bu yönde olduğunu, bu nedenlerden dolayı; ilk derece mahkemesince 15.01.2021 tarihli ara kararının kaldırılmasına, yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166. maddesi; “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.
(2) Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.
(3) Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.
(5) İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.” düzenlemesini içermektedir.
Davaların birleştirilmesi usul ekonomisi bakımından önemli olup, anılan madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere davaların birleştirilmesi, davalar arasında bağlantı bulunması durumunda söz konusu olabilecektir.
Davalar arasında bazı ortak hususların bulunması veya salt görünüşteki benzerlikler bağlantının varlığı için yeterli değildir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda aralarında bağlantı var sayılacaktır.
Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar (6100 sayılı HMK. m. 166/1).
Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise, bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır (6100 sayılı HMK. m.l66/2).
Bu itibarla, aynı yargı çevresinde yer alan, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış olan davalarda birleştirme kararı, talep üzerine veya kendiliğinden davanın her aşamasında verilebilecektir. Fakat ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılan davalarda re’sen birleştirme kararı verilemez.
Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna; bölge adliye mahkemesi kararları hakkında ise temyiz yoluna, ancak hükümle birlikte gidilebilir. Şu kadar ki, bu husus tek başına, bölge adliye mahkemesinde hükmün kaldırılarak esastan incelenme; Yargıtayda ise bozma sebebi teşkil etmez.(HMK.m.168)
Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme kararlarına karşı hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabilirken, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalarla ilgili verilen birleştirme kararları ile ilgili HMK’nın 166/2.maddesinde kesinleşmeden bahsedildiği için istinaf yolunun açık olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; ilk derece mahkemesinin dava dosyasını ayrı yargı çevresinde bulunan İstanbul Asliye … Ticaret Mahkemesi dosyasıyla birleştirdiği, bu karara karşı istinaf yolunun açık olduğu, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılan davalarda talep üzerine birleştirme kararı verilebileceği, re’sen birleştirme kararı verilemeyeceği, taraflarca dava dosyasının İstanbul Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesi yönünde bir talepte bulunulmadığı bu sebeple mahkemece re’sen birleştirme kararı verilemeyeceği, ilk derece mahkemesinin birleştirme kararının hatalı olduğu anlaşıldığından davacının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.5 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının taraflar arasındaki ihtilaf ile ilgili esasa ilişkin delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin 26/03/2021 tarih … Esas … Karar
sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6- İstinaf başvurusunda bulunan davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/06/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır