Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1170 E. 2023/516 K. 10.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/03/2023
YAZIM TARİHİ : 13/03/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 11/03/2021 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın iflasına karar verilerek TMSF’ye devredildiğini, davalı ile müvekkili banka arasında bankacılık hizmetleri sözleşmesi ve kredi kartı sözleşmesi akdedildiğini, davalının kart kullanımından kaynaklanan borçlarını ödemeyerek müvekkili bankayı zarara uğrattığını, borçlunun tüm çağrılara rağmen ödemeleri yapmaması üzerine, müvekkili tarafından ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen orcun ödenmemesi üzerine davalıya karşı Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlunun takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra takibinin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımı süresi içinde açılmadığını, icra takibine yaptığı itiraz üzerinden bir yıl geçmiş olduğunu, bu nedenle öncelikle zamanaşımı bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkilinin tacir olmayıp özel hizmet alan tüketici olduğunu, davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, ana borç üzerinden dava açılması gerekirken ana borcu işletilen faizlerin toplam miktarı üzerinden dava açıldığını, bu nedenle ana borç dışındaki miktarların reddine karar verilmesi gerektiğini, yasaya aykırı olan fazla faiz miktarlarını kabul etmediklerini, yasal faiz işletilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesince; “Toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacı banka ile davalı arasında kredi kartı üyelik sözleşmesi düzenlendiği, düzenlenen sözleşme kapsamında davalının kullanımına … nolu kredi kartının sunulduğu, 09/07/2016 tarihinde hesap kesimi yapılan 08/08/2016 ödeme tarihli 5.413,56 TL tutarlı hesap ekstresi düzenlendiği, borcun ödenmemesi üzerine davalı adına kat ihtarı düzenlenerek ihtarnamenin davalıya 10/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, verilen ödeme süresinin 17/11/2016 tarihinde dolduğu ve davalının bu tarih itibariyle temerrüde düştüğü, buna karşılık söz konusu hesap ekstresine ilişkin olarak davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmakla takip talebinde yer alan talep miktarıyla da bağlı kalınarak takip tarihi itibari ile 5.413,56 TL asıl alacak, 3.917,57 TL takip öncesi işlemiş kar payı, 195,88 TL kar payının BSMV’si olmak üzere 9.527,01 TL kadar davacı bankanın davalıdan alacaklı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, takip konusu alacağı likit olduğu gerekçesiyle de %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalının istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili ile alacaklı banka arasında akdi bir ilişki olmadığını, gerek müvekkili hakkında yapılan icra takibi dosyasına ve gerekse itirazın kaldırılmasına dair işbu dava dosyasına bir kredi kartı sözleşmesinin delil olarak sunulmadığını, yerel mahkemenin bir akdi ilişki varmış gibi icra takibi öncesine ait banka lehine kar payına hükmetmesinin yasaya aykırı olduğunu, mahkemece müvekkilin aleyhine ancak temerrüt tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, dava konusu uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden yerel mahkemenin icra inkar tazminatına hükmetmesinin de yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin davacı taraf lehine nispi ücrete hükmetmesi gerekirken maktu ücrete hükmettiğini bu uygulamanın da yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin müvekkili lehine ise nispi vekalet ücretine hükmettiğini, mahkemenin maktu ücret takdiri haklı görülür ise müvekkili lehine de maktu ücrete hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre davalının taraflar arasında imzalanan kredi kartı sözleşmesi imzalandığı ve davalıya kredi kartı verildiği, davalının kredi kartından kaynaklanan borcunu ödemediği, davalının davacı tarafça gönderilen ihtarname ile temerrüde düşürüldüğü, bu nedenle davacının davalı aleyhine icra takibi yapmakta haklı olduğu, mahkemece hükme esas alınan ve Dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporunda belirtilen faiz oranının 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu 26. Maddesine uygun olduğu, dava konusu alacak likit olduğundan mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, mahkemece takdir olunan vekalet ücretlerinin AAÜT hükümlerine uygun olarak belirlendiği, buna göre davalı arafça ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın davanın kısmen kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 650,79 TL harçtan, peşin alınan 162,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 488,09 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/03/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B.