Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/117 E. 2022/754 K. 09.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2020
NUMARASI :…. Esas – …. Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/05/2022
YAZIM TARİHİ : 10/05/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dosyası ile açılan fesih istemli davada 14/10/2020 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin ortak olmak için 122.043,75 Euro ödediğini, kendisine hisse senetleri verildiğini ancak davacının hiç bir toplantıya davet edilmediğini ve kendisine her hangi bir kâr payı ödenmediğini, davacının ortaklıktan doğan hak ve yetkilerini kullanamadığını, davalı şirket hakkında herhangi bir bilgi de alamadığını, davalı şirketin kanunen zorunlu olan organ ve kurumlarını oluşturamadığını, var gibi görünen organların çalışmadığını, sermayesinin tamamına yakınını kaybettiğini beyan ederek, öncelikle davalı şirketin TTK’nin 434 vd. maddeleri gereğince infisah ettiğinin tespitine, bu talebin kabul görmemesi halinde ise, 435/1. maddesi gereğince davalı şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Davacı terditli olarak açtığı davada, terditli ilk talep olarak davalı şirketin TTK’nın 434 maddesi gereğince infisah ettiğinin tespitine, terditli 2. talep olarak da davalı şirketin haklı sebeplerle ve 435. maddesi gereğince feshine karar verilmesini istemiştir. Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden getirtilen ve re’sen Ticaret Sicil Gazetesi’nin web sayfasından çıkartılan davalı şirkete ait kayıtların incelenmesi sonucu; davalı şirketin dava öncesi en son genel kurulunun 19/12/2009 tarihinde yapıldığı, davadan sonraki genel kurulların ise 23/06/2012 tarihinde, 27/06/2015 tarihinde ve 12/05/2018 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. Davacının ilk talebi olan 6762 s. TTK’nin 434. maddesi gereğince, davalı şirketin infisah ettiğinin tespiti şartların oluşmadığından bu talep kabul edilmeyerek terditli 2. talebin incelenmesine geçilmiştir. Davacı tarafın terditli 2. talebi olan 6762 s. TTK’nın 435. maddesi gereğince davalı şirketin feshi talebi yönünden yapılan incelemede de; yukarıda yazılı emsal içtihatta da açıklandığı şekliyle ve 6762 s. TTK’nın 435. maddesi gereğince, davalı şirketin feshi koşullarının oluşmadığı gibi, 6762 s. TTK’nın yürürlükte olduğu dönemde davalı şirketin haklı sebeplerle de feshinin istenilmesi mümkün olmadığından, davacının terditli 2. talebinin de ispat edilemediği sonucuna varılarak davanın reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin bilirkişi incelemesi bile yaptırmadan ve gerekçelerini destekleyen herhangi bir dayanakta göstermeden red kararı vermesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, yargılama sırasında Konya .. Asliye Hukuk Mahkemesindeki …. E. sayılı dosyada müvekkili elinde bulunan davalı şirket ait Hisse Senedi asıllarını sunulduğunu, bu bağlamda bu kez müvekkilin davalı şirkete ortak olduğu kararda tartışılmış ancak yine de müvekkilin ortak sıfatı kazanmadığından bahisle davanın reddine karar verildiğini, anılan kararın Yargıtay tarafından bozulduğunu, yerel mahkemenin haklı sebep ile fesih davasının açıldığı tarihte yürürlükte olan kanuna göre değerlendirileceği kabulünün de usul ve yasaya aykırı olduğunu, yaklaşık 10 yıldır süren yargılmada önce bekletici mesele yapılması yönünde karar verildiğini, sonrasında ise bekletici mesele yapılan davalar ve içerikleri yok sayılarak ve hiçbir araştırma yapılmadan karar verildiğini, hem iç hukuk ve hemde uluslararası müktesebata aykırı ve hak ihlali durumu doğduğunu, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fesih ve tasfiye istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yukarıda yazılı gerekçelerle davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de; davacı vekilinin Uyap üzerinden ilk derece mahkemesine e-imzalı olarak gönderdiği dilekçesi ile istinaf başvuru talebinden ve davadan feragat ettiğini bildirdiği, davacı vekilinin istinaftan ve davadan feragat dilekçesinin ilk derece mahkemesince 29/04/2022 tarihinde Uyap üzerinden dairemize gönderildiği, davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından; HMK’nın 349/2 maddesi gereğince davacının istinaf başvuru talebinin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davaya son veren taraf işlemleri olan feragat, kabul ve sulh, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 ilâ 315. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tasarruf ilkesinin bir sonucu olarak davaya son veren taraf işlemleri hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilir. Bir başka ifade ile taraflar davayı kabul ederek ya da davadan feragat ederek veya sulh sözleşmesi yaparak yargılamanın her aşamasında ve hatta kanun yollarında herhangi bir hükme gerek kalmaksızın davayı sona erdirebilirler. Ancak bu işlemler vekil tarafından yapılacaksa vekilin vekâletnamesinde özel yetkinin bulunması gerekir (HMK m. 74).
Davadan feragat, davayı kabul ve sulh, içerikleri itibariyle birer maddi hukuk işlemi olmakla birlikte, yapılış şekli itibariyle birer usulü işlemdir. Bu nedenle söz konusu işlemler bir taraftan maddi hukuk anlamında uygulama imkânı bulan iradeyi bozan hâllere dayanılarak iptal edilebilirken, diğer taraftan kesin hüküm gibi sonuç doğurmaktadır.

Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir (HMK m. 307). Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan kısmen veya tamamen vazgeçer. Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olup, yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde ise, davacı vekili tarafından ibraz edilen 28/04/2022 tarihli dilekçenin davadan feragat dilekçesi olduğu, HMK’nın 310. maddesi gereğince karar kesinleşinceye kadar davadan feragat mümkün olduğundan ve Dairemizce henüz davacının istinaf sebepleri esastan incelenip karara bağlanmadığından, davacının, davadan feragat beyanı nazara alınarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden karar verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının istinaf başvuru talebinin FERAGAT nedeniyle REDDİNE,
1- Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3
– İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B) Davacının davadan feragat beyanı nazara alınarak, Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/10/2020 tarih …. Esas …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Davanın FERAGAT nedeniyle REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 18,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 62,30 TL karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …Ş’ye verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- İlk derece mahkemesince yazılan 18/12/2020 tarihli harç tahsil müzekkeresinin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin İlk derece mahkemesince yapılmasına,
7- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep edildiğinde yatıran tarafa iadesine,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın Dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
E) Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince, taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 09/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

A.G