Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1161 E. 2023/427 K. 24.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/02/2023
YAZIM TARİHİ : 27/02/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 04/03/2021 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine Konya … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra dosyasından gönderilen ödeme emri Tebliğat Kanunu’nun 21/2. Maddesine göre yapıldığından müvekkilinin icra takibinden haberdar olmadığını, icra takibine konu edilen faturada bulunan malların müvekkili tarafından satın alınmadığını, müvekkilinin davalı şirketle öncesine dayalı herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, icra takibinin haksız, kötüniyetli ve haksız kazanç sağlamaya yönelik olduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 02/09/2020 tarihli dilekçesiyle davaya konu icra takibi nedeniyle davalıya 26.831,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, bakiye alacak yönünden ise davalının takipten feragat ettiğini, bu bakımdan davanın istirdat davasına dönüştüğünü, 26.831,00 TL’nin davalıdan istirdat edilerek davacıya verilmesini talep ettiği, bakiye alacak yönünden ise davanın konusuz kaldığını beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iyiniyetli olmadığını, davacının vekalette görünen adresinin MERNİS adresi ile aynı olduğunu, müvekkili şirketin davacıya asansör malzemesi sattığını ve malları teslim ettiğini, fatura içeriği malların kamyon ile gönderildiğini, taşıyıcı kişilerin sevk irsaliyelerinde imzalarının bulunduğunu, davacının icra takibinden haberdar olduğunu, taraflar arasında ödeme görüşmeleri yapıldığını, aracının trafikten men edilmesi üzerine menfi tespit davasını açtığını savunarak davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesince; Dava devam ederken davacı vekili 02/09/2020 tarihli dilekçesiyle davaya konu icra takibi nedeniyle davalıya 26.831,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, bakiye alacak yönünden ise davalının takipten feragat ettiğini, bu bakımdan davanın istirdat davasına dönüştüğünü, 26.831,00 TL’nin davalıdan istirdat edilerek davacıya verilmesini talep ettiği, bakiye alacak yönünden ise davanın konusuz kaldığını beyan ettiği, davalı vekilinin de davacı ile yapılan anlaşma uyarınca 26.831,00 TL tutarında davalıya ödeme yapıldığı, bakiye alacak yönünden ise takipten feragat edildiğini bildirdiği, taraf vekillerinin karşılıklı beyanları dikkate alındığında davanın 26.831,00 TL üzerinden istirdat davasına dönüştüğü, bakiye 9.458,81 TL üzerinden ise davanın konusuz kaldığının anlaşıldığı, bu kapsamda davacının 9.458,81 TL değerindeki menfi tespit davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, ayrıca davanın bu kısmı tarafların karşılıklı anlaşmaları neticesinde konusuz kaldığından, bu tutar ve davanın bu kısmı yönünden taraflar lehine yargılama giderine hükmedilmediği, taraflar arasındaki ihtilafın davaya ve takibe konu 2 adet faturadaki malların davacıya teslim edilip edilmediği, davalının bu faturalar nedeniyle davacıdan alacaklı olup olmadığı ve 26.831,00 TL’nin davalıdan istirdadının gerekip gerekmediği hususlarından ibaret olduğu, davacı vekili tarafından bildirilen yerde defterler üzerinde talimat yoluyla inceleme yaptırıldığı, 02/12/2020 tarihli bilirkişi raporu ile davacıya ait defterlerin e-defter şeklinde tutulmadığı, davacı vekili tarafından bildirilen yere gidildiğinde defter ve belgelerin kendisine fiziken teslim edilmediği, bilgisayar kayıtları üzerinde yapılan incelemede davaya ve takibe konu faturaların defterlerde kayıtlı olmadığı, defter ve belgelerin açılış ve kapanış tasdikinin yapılmadığı, sahibi lehine delil olma özelliği taşımadığının belirtildiği, 02/12/2020 tarihli bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişiye fiziki olarak tutulan defter ve belgelerin teslim edilmemesi karşısında davacının defterleri ibraz yükümlülüğünü yerine getirdiğinin kabulü mümkün olmadığı, davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede ise defter ve belgelerin usulüne uygun olarak tutulduğu, defterlerin sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı, davaya ve takibe konu faturaların defterlerde kayıtlı olduğu ve bu faturalar nedeniyle davalının 34.768,70 TL tutarında alacaklı olduğunun anlaşıldığı, menfi tespit davalarında ispat yükü alacaklı üzerinde olup, alacaklı alacağını ve tutarını ispat yükü altında olduğu, somut olayda davalı tarafından düzenlenen faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, faturalara istinaden BS formu düzenlenerek bildirimde bulunulduğu, davacının defter ve belgelerini fiziken incelemeye sunmadığı, ayrıca davacıya ait defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, bu bakımdan davacı defterlerinin ancak kendi aleyhine delil niteliğinde olduğu, davaya konu faturaların usulüne uygun tutulan ve sahibi lehine delil olma özelliği taşıyan davalı defterlerinde kayıtlı olması karşısında davaya ve takibe konu faturalardaki malların davacıya teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından davacının 26.831,00 TL’nin istidadına yönelik davasının reddine karar vermek gerektiği, icra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davacının 26.831,00 TL’nin davalıdan istirdadına yönelik davasının reddine, davacının 9.458,81 TL tutarında davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının ve davalının tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhinde Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu iki adet fatura olduğunu, müvekkilin bu faturalardan haberi olmadığı gibi icra takibinden de haberi olmadığını, haciz şerhlerinin yapılması ve aracına yapılan yakalama emri ile müvekkilinin bahse konu icra takibini öğrendiğini, faturalardan kaynaklı borcun olmadığının tespitine ilişkin Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, dava süreci devam ederken, müvekkilin tüm malvarlığına konulan hacizlerin kaldırılması için müvekkilin dosya borcunu ödemek zorunda kaldığını, bu sebeple, açılan davanın istirdat davasına dönüştüğünü, akabinde, ticari defterlerin incelenmesiyle, müvekkilin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulamadığı nedeni ile davanın reddine karar verildiğini, verilen bu karar tamamen hakkaniyete aykırılık taşıdığını, müvekkilin, takibe konu faturalara ilişkin hiç bir borcu bulunmadığını, faturadaki ürünlerin müvekkil tarafından satın alınmadığını, müvekkilinin bahse konu faturaları icra takibi aracılığıyla öğrendiğini, müvekkili ve davalı yan arasında hiç bir şekilde ticari bir ilişki bulunmadığını, bu hususun müvekkilin karşı yanla aralarında alacak-verecek ilişkisi olmadığını gösterdiğini, müvekkiline ait olan BA-BS formlarında da bahse konu faturaların olmadığının tespit edildiğini, ticari defterlerin elektronik ortamda yapılan incelemesinde de ilgili faturalara rastlanılmadığını, ayrıca, davalı yan, bahse konu malların müvekkile teslim edildiğine dair herhangi bir yazılı delil sunamadığını, buna rağmen müvekkilinin bir hayli zarara uğratıldığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre dava konusu faturaların davalıya ait ticari defterlerde kayıtlı olduğu, davalı tarafça ticari defterlerin ibraz edilmediği, davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden HMK 222/3. Maddesinde yer alan; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz” düzenlemesi gereğince davalıya ait ticari defterlerin davalı lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği, buna göre davacı tarafça ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/02/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

O.B.