Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1156 E. 2023/948 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
YAZIM TARİHİ : 05/05/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında … tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin emlak komisyonculuğu işi ile uğraştığını, 31/10/2018 tarihli sözleşme ile müvekkili ile davalı arasında sözleşme imzaladıklarını, ancak davalının müvekkilinin yer göstermesinden sonra sözleşmeye aykırı olarak mal sahibi ile aralarında anlaşarak müvekkilini devre dışı bıraktığını, davalının halen işbu sözleşmeye konu adreste oturduğunu, davalının müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı komisyon alacağını ödemediğini, davalının sözleşme gereği bir aylık kira bedelini KDV’si ile birlikte müvekkiline ödemesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davalı borçluya karşı Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kiralık iş yeri aradığı dönemde davacının, müvekkiline 3 farklı iş yeri gösterdiğini, ancak bunlardan hiç birinin müvekkili tarafından kiralanmadığını, davacının müvekkiline yer gösterme sözleşmesi imzalattığını, ancak adres kısmının boş bırakıldığını, müvekkilinin de birden fazla yer gösterileceği için bu kısmın doldurulmadığını düşünerek işbu sözleşmeyi imzaladığını, daha sonra davacı bu sözleşmeye kötü niyetli olarak müvekkilinin şu anda oturduğu iş yerinin adresini yazdığını, bu hususta tanıkları Mehmet Günlar’ın yeminli ifadesinin bulunduğunu, davacının icra takibi ve işbu davasının haksız ve kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddine, davalının %20’den az olmamak tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; taraflar arasında imzalanan 31/10/2018 düzenleme tarihli sözleşmede davalı ile davacı tarafın isim ve imzaları mevcut olduğu, aynı zamanda kiralanan gayrımenkulün adresinin … Mah. … Sokak no : … KONYA olduğu ve adresin hemen karşısında davalının adresteki gayrımenkulün görüldüğüne yönelik imzasının da mevcut olduğu, davalının imzaya yönelik herhangi bir itirazı da söz konusu olmadığı, sözleşmede davacının devre dışı bırakılması halinde davacının ücrete hak kazanacağı ifade edildiği, yine sözleşmenin 1. maddesinde kiralama halinde 1 aylık kira bedeli + KDV’sinin defaten ödeneceği hüküm altına alındığı, davalının sözleşmenin aksine yazılı bir belge ve delil ibraz edemediği, her ne kadar tanıklar davalı lehine beyanda bulunmuş iseler de mal sahibi ile davalının aralarında kira kontratı yapmaları ve bunu ibraz etmeleri her halükarda mümkün olduğu, bu nedenle tanık anlatımlarına yazılı belge karşısında itibar edilmediği, kaldı ki davacı vekili de tanık dinlenmesine muvafakat etmediği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmış olması üzerine bu defa yemin deliline başvurup başvurmayacağı hususunun hatırlatıldığı, davalı vekilinin 02/02/2021 tarihli karar celsesinde imzalı beyanı ile yemin deliline başvurmayacaklarını beyan ettiği, davacı tarafın sunmuş olduğu tellallık sözleşmesinin aksinin aynı kuvvette delil ile davalı tarafça ispatlanamadığı, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davalı icra takibinden önce temerrüde düşürülmediğinden takip öncesi faiz talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının Konya … icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 10.185,88-TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, 10.185,88-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, kabul edilen miktarın %20’si olan 2.037,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin eksik inceleme ve araştırma sonucunda, delillerin tespitinde hataya düşerek hukuka ve yasaya aykırı olarak davacının haksız ve mesnetsiz davasını kısmen kabul ettiğini, ancak yargılama kapsamında dosyaya kazandırılan bilgi, belge ve yüksek mahkeme içtihatları karşısında, ilk derece mahkemesini kararının hukuka ve yasaya açıkça aykırı olduğunun ortada olduğunu, davacının emlak komisyonculuğu işi ile iştigal ettiğini, müvekkilinin ise imalat sanayi üzerine çalışan esnaf olduğunu, müvekkilin bir işyeri ihtiyacı bulunduğundan davacıya başvurması sonucunda, davacı tarafından müvekkile 3 ayrı yerde işyeri gösterildiğini, ancak kiminin kira bedeli, kiminin fiziki koşulları sebebiyle müvekkil bu işyerlerinin hiç birini kiralamadığını, davacı tarafından müvekkile işyerleri gösterilmeden önce, yer gösterme sözleşmesinin boş olarak imzalatıldığını, bu hususa tanıklardan …birebir şahit olup, bu hususu yargılama esnasında yeminli beyanında ilk derece mahkemesine de belirttiğini, daha sonrasında müvekkilinin, kendi imkanları ile bulduğu başka bir işyerini kiraladığını, kötü niyetli olan davacının boş olarak imzalattığı yer gösterme sözleşmesine sonradan iyi niyet kurallarına aykırı olarak müvekkilin kiraladığı yerin adresini yazarak icra işlemi başlattığını, davacının müvekkile farklı yerlerde işyerleri gösterdiğini, ancak müvekkilin kiraladığı işyerini göstermediğini, yer gösterme sözleşmesine yazılan adresin sonradan doldurulduğunu, davacı tarafın müvekkile adres kısmı boş olan bir sözleşme imzalattığını, daha sonra kötü niyetli olarak bu sözleşmeye dava konusu taşınmazın adresini ilave ederek, haksız yere yasal yollara başvurduğunu, görüleceği üzere davacı tarafın kesinlikle müvekkile dava konusu adresi göstermediğini, dolayısıyla komisyon ücretine de hak kazanmadığını, İlk derece mahkemesinin hukuka aykırı kararı sonucunda davacının sebepsiz zenginleştiğini, müvekkilinin tanınan bilinen, kendi camiasında saygı duyulan, büyük şirketlere ve devlet kurumlarına iş yapan donanımlı, dürüst bir esnaf olduğunu, dava konusu bedelin müvekkil için önemli bir tutar olmamasına rağmen, her vatandaş gibi haksız yere bu parayı ödemek istemediğini, davacı tarafın dosyaya sunduğu yüksek mahkeme kararlarının simsarlık sözleşmesini değil, genel alacak davalarını konu aldığını, simsarlık sözleşmelerinden kaynaklı davalarda yazılı belgenin aksinin sadece yazılı belge ile değil tüm delillerle ispat edileceğini ve davalının tanık dinletme deliline, davacının muvafakatinin gerekmediğinin belirtildiğini, zira simsarlık sözleşmesinden kaynaklı davada istisnai durum bulunmakta ve bu durum sebebiyle sayın mahkemenin müvekkilin “sözleşmenin sonradan davacı tarafından kötü niyetle doldurulduğu” iddiasını tüm delilleriyle birlikte değerlendirerek karar vermesi gerektiğini, ilk derece mahkemesi tarafından davacının haksız ve mesnetsiz davasının tümüyle reddi gerekirken, kısmen kabul şeklinde karar verilmesinin açıkça hukuka, yasaya ve hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu, tüm bu anlatılanlar, tanık beyanları, yüksek mahkeme içtihatları ve hukukun doğruyu ve haklıyı koruması ilkesi gereğince istinaf incelemesi sonucunda davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddinin elzem olduğunu, zira davacının müvekkilin dürüstlüğünü ve iyi niyetini suistimal ettiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre davacı tarafça davalıya 31/10/2018 tarihli sözleşmede belirtilen taşınmazın gösterildiği belirtilen taşınmazın davalı tarafça mal sahibinden kiralandığının sabit olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede davacı emlakçı tarafından gösterilen taşınmazın davalı müşteri tarafından doğrudan mal sahibinden kiralanması halinde emlakçının ücrete hak kazanacağının ve cezai şart talep edebileceğinin kararlaştırıldığı, her ne kadar davalı sözleşmenin sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu savunmuş ise de bu iddiasını yazılı delillerle ispatlayamadığı, buna göre mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davalı tarafça ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 695,80 TL harçtan peşin alınan 173,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 521,85‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B.