Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1134 E. 2022/950 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

MÜTEVEFFA : …
MİRASÇILAR : – T.C Kimlik No:…
2- – T.C Kimlik No:…
3-… – T.C Kimlik No:…
4-… – T.C Kimlik No:…
TASFİYE MEMURU : … – (T.C Kimlik No: … )
DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
YAZIM TARİHİ : 06/06/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak davasında 12/07/2019 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dairemizce yapılan inceleme sonucunda verilen 16/07/2020 tarih … Esas … sayılı kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29/03/2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamıyla BOZULARAK dairemize iade edildiği anlaşılmakla dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava ve ıslah dilekçesinde özetle; davalılar temsilcilerinin yüksek kâr payı verileceği ve kendilerine verilen paraların istendiği zaman geri alınabileceği vaadiyle müvekkillinden para tahsil ederek karşılığında makbuz verdiklerini, belirli bir süre sonra müvekkilinin parasını talep etmesine rağmen geri alamadığını, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığını, davalıların eski TTK ve BK kanunu hükümlerini ihlal ettiklerini, özen ve karşı tarafı aydınlatma yükümlülüğünün kasten ihlal etmiş olup hileye uğrayan müvekkilinin iradesinin sakatlanmış olduğunu, haksız fiilin gerçekleştiği tarih itibariyle temerrüde düşüldüğü, temerrüt faizinin haksız eylemin gerçekleştirildiği tarihten itibaren başlatılması gerektiğini, davalı grubun dava konusu olayıp başlangıç aşamasında ödenmiş sermayesinin olmadığını, mali açıdan zararda olup mali durumunu düzeltmek için hileli yollara başvurmuş olduğunu, davalı şirket yönetim kurulunun zarardan müteselsil sorumlu olduğunu, bankacılık mevzuatı hükümlerine göre karar verilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle şimdilik 100,00 Euro’nun, davalılara ödediği tarihten itibaren 3095 Sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiziyle birlikte tahsil edilmesini dava etmiştir. 06/02/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 10.124,00 Euro artırarak toplamda 10.224,00 Euro’ya artırmıştır.
CEVAP:Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davaya dayanak yaptığı belge ve davacının beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının davalı şirkete karşı dava açma ehliyetinin bulunmadığını, dava dışı .. ile davalı şirketin farklı tüzel kişiliklere haiz şirketler olduğunu, varsayıma dayalı olan davacının iddiasının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, bu nedenlerle davanın öncelikle husumetten reddini talep ettiklerini, dava dilekçesine ekli olarak sunulan belgeleri kabul etmediklerini, davalı yönünden belgelerin bağlayıcı olmadığını, TTK’nın 329 ve 405. maddeleri gereğince şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri istemesinin ve şirketin kendi paylarını geri almasının mümkün olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her an geri alabileceği garantisi ile para verdiğine ilişkin iddianın gerçek olmadığını, müvekkili şirket veya şirketlerin davacı taraftan para almadığını, müvekkili şirketin bankacılık mevzuatına dayanarak herhangi bir mevduat toplamadığı gibi bunun da mümkün olmadığını, aynı şekilde müvekkilinin SPK, TTK ve BK hükümlerini de ihlal etmediğini, husumet yöneltilemeyeceğini, hakdüşürücü süre ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, davacının Türkiye’de mutad meskeni olmadığını, teminat yatırılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davanın kabulü ile; davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitine, 10.224,00 Euro’nun dava tarihi olan 15/03/2018 tarihinden itibaren işletilecek 3095 Sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince T.C. Devlet Bankalarının bir yıl vadeli Euro cinsindeki dövize uyguladıkları en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece dava tarihindeki yabancı paranın değeri üzerinden zarar hesabı yapılmasının hatalı olduğunu, davacının hile ve veya kesin hükümsüzlük (haksız fiil) iddiasını ispat ettiğine yönelik kabulü dosya münderecaatına ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığına yönelik talebin kabulünün TTK 329 ve 405 maddelerine aykırı olduğunu, geçersiz, hükümsüz bir ilişkide zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin uygulanmayacağı ve zamanaşımı definin dürüstlük kurallarına aykırı bulunduğu gerekçesiyle reddedilmesinin usul ve yasa aykırı olduğunu, mahkemece hile haksız fiil iddiasına hukuki üstünlük tanındığı belirtilmesine rağmen davacının taleplerinin hak düşürücü süre yönünden reddedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemenin yemin delilini kullanma haklarını engellediğini ve isticvap isteminin de usul ve yasaya aykırı bir şekilde reddedildiğini, ıslah ile artırılan miktar bakımından ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizin 16/07/2020 T. … E. … K. Sayılı kararının özeti: “…taraflar arasında görülmekte olan davanın 05/12/2019 tarihinde 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle; tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili bildirdiği deliller esastan değerlendirilmeden, 743 sayılı MK. 48 (4721 sayılı TMK 50. maddesi), 6762 sayılı TK 7 ve 321 (6102 Sayılı Yasanın 7/1 ve 371/5. maddeleri) ile 818 sayılı BK 145 (6098 sayılı TBK’nın 166/2. maddesi) maddelerindeki düzenlemeler ve davalı gerçek kişiler hakkında sadece davalı şirket yöneticileri olmaları sıfatıyla şirket ile birlikte müştereken / müteselsilen sorumlu olduklarına ilişkin iddia gözönünde bulundurulmak suretiyle 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına, davacı lehine davalı şirket aleyhine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesi gereğince maktu ücret-i vekalet taktirine… ” karar verilmiştir.
Dairemizce verilen kararı davacı temyiz etmiştir.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNİN 29/03/2021 TARİH 2021/726 ESAS 2021/2990 KARAR SAYILI BOZMA İLAMI: “…Dava, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı taraflara tebliğ edilmiş olup davalılardan … vasisi tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmamıştır. Davada davalı şirket ile davalı gerçek kişiler arasında mecburi dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır. Bu itibarla İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı … tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmaması nedeniyle … hakkında verilen İlk Derece Mahkemesi kararı kesinleşmiş bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi, kamu düzenine aykırılık halleri dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Somut olayda kamu düzenine aykırılık da söz konusu olmadığından bölge adliye mahkemesince istinaf kanun yoluna başvuran davalı şirket hakkında inceleme yapılması ve bir karar verilmesi gerekirken, davalı … hakkında verilen hükmün kesinleşmiş olduğu gözetilmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının tamamen kaldırılarak dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle re’sen bozulmasına..” karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi tarafından dairemiz kararının bozulmasından sonra dosya yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiş olup, dairemizce yapılan yargılama esnasında davacı vekilinin Uyap üzerinden e-imzalı olarak gönderdiği 01/04/2022 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiklerini bildirdiği görülmüştür.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragat etme yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı şirket vekilinin de Uyap üzerinden e-imzalı olarak gönderdiği 31/03/2022 tarihli dilekçesinde davacının davasından feragat etmesi halinde lehlerine hükmedilecek vekalet ücretinden feragat ettiklerini bildirdiği, 01/06/2022 tarihli duruşmada da bu beyanlarını aynen tekrar ettiği ve yargılama gideri taleplerinin de olmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Davaya son veren taraf işlemleri olan feragat, kabul ve sulh, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 ilâ 315. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tasarruf ilkesinin bir sonucu olarak davaya son veren taraf işlemleri hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilir. Bir başka ifade ile taraflar davayı kabul ederek ya da davadan feragat ederek veya sulh sözleşmesi yaparak yargılamanın her aşamasında ve hatta kanun yollarında herhangi bir hükme gerek kalmaksızın davayı sona erdirebilirler. Ancak bu işlemler vekil tarafından yapılacaksa vekilin vekâletnamesinde özel yetkinin bulunması gerekir (HMK m. 74).
Davadan feragat, davayı kabul ve sulh, içerikleri itibariyle birer maddi hukuk işlemi olmakla birlikte, yapılış şekli itibariyle birer usulü işlemdir. Bu nedenle söz konusu işlemler bir taraftan maddi hukuk anlamında uygulama imkânı bulan iradeyi bozan hâllere dayanılarak iptal edilebilirken, diğer taraftan kesin hüküm gibi sonuç doğurmaktadır.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir (HMK m. 307). Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan kısmen veya tamamen vazgeçer. Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olup, yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur.
HMK’nın 310. maddesi gereğince karar kesinleşinceye kadar davadan feragat mümkün olduğundan ve dairemizce henüz davalı …Ş.’nin istinafı esastan incelenip karara bağlanmadığından; davacının feragat beyanı nazara alınarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurularak feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davacının davadan feragat beyanı nazara alınarak, davalı …Ş.’nin istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin 12/07/2019 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1-Davalı şirket tarafından yatırılan 841,86 TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı şirkete iadesine,
2-Davalı …Ş. yargılama gideri talep etmediğinden istinaf kanun yoluna başvuru sırasında davalı …Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında davalı …Ş. vekalet ücreti talep etmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın, davadan feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90 TL peşin harç ve 1.077,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.112,9‬0 TL harçtan alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 1.032,2‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı …Ş. yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinden davalı …Ş.’nin yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ve lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana tarafa iadesine,
C) İlk derece mahkemesince davalıdan tahsiline karar verilen bakiye karar harcı ile ilgili harç tahsil müzekkeresi düzenlenmiş ise; müzekkerenin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
D)İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden tehiri icra talebi ile ilgili İİK’nın 36/5 maddesi gereğince yatırılan teminatın yatırana iadesine,
E)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince kararın dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
F)Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; davalı vekilinin yüzünde, davacı vekilinin yokluğunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 01/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç