Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1118 E. 2023/16 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : .
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
YAZIM TARİHİ : 17/01/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 23/02/2021 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin Fon Kurulu’nun 21.09.2016 tarih ve … sayılı kararı ile kayyımlık yetkilerinin fono devredildiğini, … A.Ş. şirketinin yönetim/müdürler kurullarının fon tarafından oluşturulmasına karar verildiğini ve Yönetim/Müdürler kurulu başkanlıklarını TSMF tarafından atamalar yapıldığını, müvekkili tarafından davalı tarafa satılan mallar ile ilgili faturalar düzenlendiğini, düzenlenen faturaların Vergi Usul Kanununun ve İçtihatı Birleştirme kararında yer alan şekil ve içerik şartlarını taşıdığını, bu faturaların açık fatura mahiyetinde olduğunu, müvekkili firmanın satmış olduğu ürünler ile ilgili düzenlediği faturaları yasal defterine kaydettiğini ve ilgili dönemlerin de Maliye Bakanlığı’na her ay düzenli olarak bildirilen BS(satış bildirimi)formu ile bildirildiğini, ayrıca davalının firmada bu fatura tutar ve içeriklerini yasal defterine kaydettiğini ve onların da her ay Maliye Bakanlığı’na mal alımları ile ilgili olarak bildirilen BA(alış bildirimi)formu ile bildirildiğini, davalıya alacaklarının ödenmesi hususunda ihtarname gönderdiklerini, müvekkili firmanın toplamda 2015/ Kasım ve Aralık aylarında 20 adet fatura ile yaptığı satış nedeniyle alacaklı olduğu toplam 12.986.629,45 TL alacağından ödenmeyen 11.647.099,92 TL tutarındaki alacağının tahsili için davalı hakkında Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip yaptıklarını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu, davalı firmanın faturadaki malların alınmadığına ve borçları olmadığı yada bunların bedellerinin ödendiğine dair herhangi bir itirazının olmadığını, davalı şirketin itiraz sebebi olarak savunmasında 21.10.2016 tarih ve 29872 sayılı resmi Gazetede yayımlanan 675 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 16.maddesi hükmü nedeniyle tüm borç ve belgelere itiraz ettiğini belirterek davalının icra takibine yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli olarak likit alacağa itiraz etmesi nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 23.11.2015 tarih ve … seri numaralı 644.438,51 TL, 25.11.2015 tarih ve … seri numaralı 698.840,08 TL tutarlı fatura, 27.11.2015 tarih ve … seri numaralı 809.282,52 TL tutarlı fatura alacaklarının davalıdan tahsili ile müvekkili firmaya ödenmesine, yargılama giderlerinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Resmi Gazete’nin 01/09/2016 tarihli 29818 sayılı 2. Mükerrer nüshasında yayımlanan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 19 uncu maddesinde kayyımlık yetkisinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devrinin düzenlendiğini, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine, Konya … Sulh Ceza Hakimliği’nin 23/09/2016 tarih ve … D. İş sayılı kararlarıyla … A.Ş.’ye Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, söz konusu bu kayyımlığın 26/09/2016 tarihinde Ticaret Sicil’e tescil edildiğini ve 30/09/2016 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan olunduğunu, ilgili şirketin tüm dava ve icra işlerini takip etmek üzere kayyım olarak atanan TMSF‘nin görevlendirdiği, davacının müvekkili şirketten 11.647.099,22 TL alacaklı oldukları yönünde gönderdiği ihtarname üzerine yapmış oldukları incelemelerde; şirket muhasebe personelinin böyle bir malın alınmadığı yönünde bilgilendirilmesinin olduğunu, faturanın naylon fatura tabir edilen şekilde kesildiğinin anlaşıldığını, bu yönde de Konya … Noterliği’nin 13/04/2017 tarih ve … yevmiyeli ihtarı ile cevap verildiğini, karşı taraf bu kez Şanlıurfa … Noterliği’nin 04/05/2017 tarihli …. yevmiyeli ihtarı ile irsaliyeleri de içeren ikinci ihtarnameyi gönderdiğini, bu irsaliyelerin incelendiğinde teslim alan imzalarının olmadığının açıkça görüldüğünü, bu kadar yüklü bir ticarette teslim alan imzasının bulunmamasının, yüzlerce kamyonla taşınacak malın tesliminden müvekkil şirket personelinin hiç haberinin olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, komisyon faturaları ve nakliye faturalarının da naylon fatura şeklinde hazırlandığı ve müvekkil şirketin içinin boşaltılmaya çalışıldığından şüphelendiklerini, ilk kesilen faturanın “naylon fatura” olarak tabir edilen bir işlem olup, daha sonra kesilen iki faturanın gerçek satış olup, bedelinin de ödendiğini, ilk kesilen faturayı resmileştirme için iki kez çekli girdi çıktı yapılmaya çalışılmış ancak gerisi yapılamadığını, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, haksız takip nedeniyle alacaklının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu … aleyhine 2.152.561,11 TL asıl alacak ve fer’ileri ile birlikte toplam 2.698.715,51 TL alacaktan kaynaklı ilamsız takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının 809.282,52 TL 27.11.2015 tarihli, 644.438,51 TL 23.11.2015 tarihli ve 698.840,08 TL 25.11.2015 tarihli faturalar olduğu, borçlu vekili tarafından süresinde takibe, alacağa, takibe konu tüm belgelere ve takibin tüm fer’ilerine itiraz edildiği ve 06.06.2018 tarihinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiği,…
……………….,
… bu kapsamda uyuşmazlık konusu olan 23.11.2015 tarihli Seri … no’lu 644.438,51 TL tutarlı faturanın davalı şirketin 2015 yılı yevmiye defterinde 30.11.2015 tarih ve … yevmiye numarası ile kayıtlı, 25.11.2015 tarihli Seri … no’lu 698.840,08 TL tutarlı faturanın davalı şirketin 2015 yılı yevmiye defterinde 30.11.2015 tarih ve … yevmiye numarası ile kayıtlı, 27.11.2015 tarihli Seri … no’lu 809.287,52 TL tutarlı faturanın davalı şirketin 2015 yılı yevmiye defterinde 30.11.2015 tarih ve … yevmiye numarası ile kayıtlı olduğu, uyuşmazlık konusu faturaların davalı şirketin muhasebe kayıtlarında bulunup bulunmadığının tespit edilememekle birlikte davalı ve davacı şirketlerin uyuşmazlık dönemine ait BA/BS form bildirimlerinin birbirini doğrulaması nedeniyle, davalı tarafın uyuşmazlığa konu faturalar hakkında bilgisi olduğunun bildirildiği, mahkememizce bilirkişi raporunun ayrıntılı ve denetime elverişli olması nedeniyle hükme esas alındığı, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davacı tarafından davalı aleyhine yapılan icra takibine karşı davalı tarafın itirazında haksız olduğu…” gerekçesiyle; davanın kabulü ile;
1-Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 2.152.561,11 TL’lik asıl alacağa yönelik davalının itirazının İPTALİ ile bu miktar asıl alacağa takip tarihi olan 01/06/2018 tarihinden itibaren işletilecek değişen oranlarda AVANS faizi ile birlikte takibin DEVAMINA,
2-İİK’nun 67/2. Maddesi gereğince kabul edilen 2.152.561,11 TL’lik alacağın takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, davalı tarafın tazminat talebinin reddine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece hazırlanan gerekçeli kararda çelişki dolu ve anlaşılır olmaktan uzak bir bilirkişi raporu nazara alındığını, davacının sunduğu koçanlarda müvekkil şirket adına düzenlenen bir fatura tespit edilemediğini, Dosya kapsamında aldırılan bir diğer 20.08.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda ise dava konusu faturalar hakkında müvekkil şirketin bilgisi olduğu söylenmiş, ancak bu tespitin neye dayanılarak yapıldığının belirsiz bırakıldığını, 03.11.2020 tarihli ek raporda da yine çelişkili ifadelere yer verildiğini, mahkeme yeterli araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, taraflarınca bildirilen savcılık dosyalarının bekletici mesele yapılmadığını, 12.500.000,00 TL tutarında yüzlerce kamyonlarca taşınacak malın şirketin bilgisi olmadan satışının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yapılan bu satışın fetöcü şirketlerin içinin boşaltılmasında kullanılan bir yöntem olduğunu, 03.11.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda, uyuşmazlık konusu faturaların davalı şirketin muhasebe kayıtlarında bulunup bulunmadığı tespit edilemedi denildiğini, söz konusu faturalara ilişkin olarak müvekkil şirketin muhasebe kayıtlarında hiçbir kayıt bulunamadığını, şirketin ticari defterlerinin müvekkil şirketin yurtdışına kaçan şirket sahipleri tarafından uzaktan bağlanılarak silindiğini, mahkemece sadece defterler üzerinde üstelik eksik bir şekilde inceleme yapıldığını, başkaca hiçbir araştırma yapılmaksızın, defterlerimizin silindiğine dair gerekli deliller toplanmaksızın karar verildiğini, belirterek Öncelikle tehir-i icra talebinin kabulü ile ; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden inceleme yapılarak öncelikle Konya ve Şanlıurfa savcılık dosyalarının bekletici mesele yapılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; faturaya dayalı ilamsız takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı, davalı şirketten aralarında yaptıkları ticari satış nedeniyle alacaklı olduğunu, bu hususta fatura düzenlendiğini, alacağın ödenmemesi üzerine faturalara dayalı olarak ilamsız takip yaptığını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, davalının takibe itirazının iptali ile inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Davalı, Fetö soruşturması kapsamında şirket yönetimine TMSF’nin kayyım olarak atandığını, düzenlenen faturaların naylon fatura olup gerçeği yansıtmadığını, davacı ile kayyım atanan davalı şirket arasında gerçek dışı alacak-borç ilişkisi oluşturulduğunu savunmuştur.
Mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmak üzere kesin süre verilmiş, davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapan bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerinin usule uygun tutulduğu, faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı şirket tarafından BA formlarının Vergi Dairesine bildirildiği, Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığınca yapılan incelemede 2015 yılı içerisinde davalı için düzenlenen faturaların sahte olmadığı, alım-satıma konu edilerek fiziki satımının yapıldığı tespitinin yapıldığını, 2016 yılı defterleri bulunmadığından inceleme yapılamadığını, uyuşmazlık konusu fatura bedellerinin 2015 yılı içerisinde davalı tarafça ödenmediğini tespit ettiğini bildirmiştir. Davalı şirket tarafından davacı şirkete 2016 yılı içerisinde çekle yapıldığı bildirilen ödemelere ilişkin 2016 yılı defterleri incelenememişse de, Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu başkanlığının düzenlediği raporun 80.ci sayfasında, şubat/2016 döneminde 1.339.752,20 TL tutarında iki adet çek verildiği ve çeklerin tahsil edildiği tespitinin yapıldığını bildirmiştir.
Davacı, 2016 yılı defterlerinin bir soruşturma kapsamında Şanlıurfa CBS’de bulunduğunu bildirmiş, defterler CBS’den istenmiş, bilirkişiden, defterler üzerinde inceleme yaptırılarak ek rapor sunması istenmiş, bilirkişi gönderilen torba içerisinde defter ve kayıtların bulunmadığını bildirmiştir.
Her ne kadar davalı vekili istinaf dilekçesinde, takibe konu çeklerin muvazaalı olarak düzenlenerek hakkında Fetö soruşturması açılan davalı şirket ile davacı arasında gerçeğe aykırı alacak-borç oluşturulduğunu, takibe konu faturaların naylon fatura olduğunu iddia etmişse de; takip konusu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, her iki tarafın da Vergi Dairesine bu faturaya ilişkin mal alımına dair BA-BS formunu verdikleri, Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Konya Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığınca yapılan denetim ve düzenlenen müfettiş raporunda faturaların naylon fatura olmadığı tespitinin yapıldığı, davalının fatura bedelini ödediğine dair bir savunmasının bulunmadığı, 2016 yılı defterlerinin Ş.Urfa CBS’ce gönderildiği ancak gönderilen bez torba içerisinde kayıtların bulunmadığının bildirilmesi ve Vergi Dairesi müfettiş raporunda da davalı tarafından davacıya 2 adet çek ile toplam1.339.752,20 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere ve özellikle Dairemizce usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporuna göre davacının davalıdan takibe konu faturalardan kaynaklı alacağının olduğu, davalının, alacağın muvazaalı olduğuna ilişkin iddiasını ispatlayamadığı, davalının ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir hususun da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından tarafların istinaf başvuru taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 147.041,44 TL harçtan peşin alınan 36.760,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 110.281,08 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince kararın dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
6-Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 12/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

…Ç