Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1066 E. 2023/101 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2021
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/01/2023
YAZIM TARİHİ : 24/01/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan Tazminat davasında 09/02/2021 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava ve işgal tarihlerinde müvekkil kooperatifin ortağı olan davalının, kooperatifin (Arsası tahsis suretiyle sağlandığından, tapuda müvekkili adına kayıtlı olmayan, …. Bölge, … Mh … Pafta; … Ada, …- Parsel numaralı Arsanın üzerindeki 48 adet meskenden biri olan), … Mahallesi, … Sk. adresindeki şantiyedeki … Sk … (Dış kapı:.., Daire No: …) fiili muhdesat niteliğindeki yapı kullanma izin belgesi almadan işgal edildiğini, davalının 01.8.2008 ‘de, otuz yedi arkadaşıyla birlikte, zor kullanarak işgal ettiğini, davalı aleyhinde Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar Sayılı Kararıyla hakkındaki davanın kabulüne karar verildiğini belirterek; müvekkili kooperatifin adresi yazılı şantiyesindeki fiili muhdesat niteliğindeki normal meskenini haksız işgalinde tutan davalının 07.10.2010 ‘dan tahliye tarihine kadar olan dönem için 40.000,00 TL haksız işgal tazminatının, dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, fazlaya ilişkin talep haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yasal cevap süresi içerisine davaya cevap vermemiş, beyan dilekçesinde; Dava tarihinden itibaren geriye yönelik 5 yıl için ecrimisil talep edilebileceğinden 25.10.2014 tarihinden önceki ecrimisil bedelinin zamanaşımına uğradığını, taşınmazın arsa vasfıyla dava dışı … Yapı Kooperatifi adına kayıtlı olduğunu, davacı kooperatif ile dava dışı … Kooperatifi arasında yapılan sözleşmeye göre de davacının edimlerini yerine getiremediğinden henüz hak sahibi olmadığını,e crimisil davası yönünden dava dışı arsa sahibi … Kooperatifinin muvafakati bulunmadığından aktif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin söz konusu meskeni işgal etmediğini, aksine davacı kooperatifin peşin ödemeli üyesi olduğunu, söz konusu daireyi … Ltd. Şti’den aldığını, almış olduğu dairenin 2008 yılında kendisine teslim edildiğini ve kendisine tahsis edilen daireye oturduğunu, … Asliye Hukuk Mahkemesindeki dosyanın karar düzeltmeden dönüp kesinleşmesi üzerine müvekkilinin söz konusu daireyi boşalttığını 1996 yılında …, … Kooperatifleri, … ve … Ltd.Şti. arasında imzalanan Kat Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesinin geçersizliğinin Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 2010/6987 E. 2012/506 K. sayılı ilamıyla sabitlendiğini, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında alınmış olan bilirkişi raporunda; müvekkilinin kooperatifteki daireyi işgal etmediği, herhangi bir işgalin de olmadığının açıkça vurgulanmış olup, kooperatif tarafından tazminat talep edilemeyeceğinin karara bağlandığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yapılan yargılama neticesinde; “…davacı kooperatifin … İli … İlçesi … Mahallesi … Sk. No:… adresindeki meskeninin davalının haksız işgalinde bulunduğu, işgal tarihinden tahliye tarihine kadar haksız işgal tazminatının davalıdan tazmininin talep edildiği, Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı kararı ile davalı …’in söz konusu meskenden tahliyesine karar verildiği, davalının geçerli bir hukuki ilişkiye dayanmaksızın davacıya ait taşınmazı 07.10.2010 tarihi ile tahliye tarihi olan 10.10.2019 tarihleri arasında kullandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile davacının talep edebileceği ecrimisil bedelinin 38.952,00 TL olduğu…” gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile, 38.952,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu dönemin tamamı için ecrimisil talebinin kabulüne karar verildiğini, dava tarihinden itibaren geriye yönelik 5 yıl için ecrimisil talep edilebileceğinden 25.10.2014 tarihinden önceki ecrimisil bedelinin zaman aşımına uğradığını, zaman aşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkilin kullandığı bildirilen taşınmazda tapuda ferdileşmeye gidilmemiş olup, taşınmazın dava dışı … Kooperatif adına kayıtlı olduğunu, davacının daireler üzerinde hak sahibi olmadığını, davacının, müvekkile ecrimisil davası açabilmesi için, dava dışı arsa sahibi … Kooperatifinden muvafakat belgesi alması gerektiğini, bu sebeple davanın aktif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilin söz konusu meskeni işgal etmediğini, davacı kooperatifin peşin ödemeli üyesi olduğunu, söz konusu daireyi … Ltd. Şti. den sözleşme ile satın aldığını, dairenin 2008 yılında kooperatif yetkilileri tarafından müvekkiline teslim edildiğini belirterek; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı kararının kaldırılmasına ve davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Haksız işgal tazminatı (Ecrimisil) talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı … Kooperatifi tarafından davalı aleyhine açılan tahliye ve ecrimisil davasında Konya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas- … Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile, … ili, … ilçesi, … mahallesi, … sokak, … ada, …parsel üzerinde bulunan … kapı numaralı meskenden davalının tahliyesine, toplam 4.480,00 TL ecrimisil alacağının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay … Hukuk Dairesince Onandığı ve 12/09/2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Dairemizce incelemeye konu davada davacı, bahsi geçen mahkemede açılan dava tarihinden sonraki dönem için ecrimisil talebinde bulunmuş, mahkemece bilirkişi raporu aldırılmış ve rapor hükme esas alınarak karar verilmiştir.
Davalı istinaf dilekçesinde, ecrimisil alacağının zamanaşımına uğradığını ileri sürmüştür. 25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup, bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Bilindiği üzere; zamanaşımı, Kanunda (HUMK mad. 187, HMK mad. 116) sınırlı olarak sayılan ilk itirazlardan olmadığından cevap dilekçesi ile ileri sürülme zorunluluğu bulunmamaktadır. Ne var ki bir savunma aracı olan zamanaşımı def’inin, savunmanın genişletilmesi ya da değiştirilmesi yasağının başladığı ana kadar ileri sürülmesi gerekmektedir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı 141. maddede hüküm altına alınmış olup, anılan maddede; ” (1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez  (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu yeni düzenlemede, yargılamanın ilk kesiti olan dilekçelerin teatisi aşamasında iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı söz konusu değildir. Tarafların cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi ile iddia ve savunmalarını serbestçe genişletmesi yahut değiştirmesi mümkündür. Savunmayı genişletme veya değiştirme yasağı ikinci cevap dilekçesinin verilmesi ile başlar. Dilekçeler teatisinin tamamlanmasından sonra ise iddia ve savunmanın genişletilmesi yahut değiştirilmesi yasaktır. Bu yasağın istisnaları yine maddenin son fıkrasında açıklanmış ve karşı tarafın açık muvafakati ya da ıslah suretiyle iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilebileceği kabul edilmiştir.
Tüm bu açıklamalar kapsamında uyuşmazlığa dönülecek olursa, davalı tarafa dava dilekçesi 11.06.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı yasal cevap süresi içerisinde davaya cevap vermemiş, 23.10.2020 tarihinde ibraz ettiği beyan dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuştur. Davaya yasal süresi içerisinde cevap vermemiş olan davalının süresinden sonra vereceği cevap dilekçesi ile zamanaşımı def’inde bulunabilmesi ancak davacının muvafakat etmesi ile mümkündür. Aksi halde savunmanın genişletilmesi itirazı ile karşılaşan zamanaşımı def’ine değer verilemez. HUMK’un 202. maddesi uyarınca davacının açık ya da zımni muvafakati yeterli iken, 6100 sayılı HMK’nin yürürlüğünden sonra tarafların açık muvafakati olmadığı sürece iddia ve savunma genişletilemeyeceğinden ve eldeki davada ise davacının da açık muvafakati olmadığından, davalının zamanaşımı savunmasına itibar edilmemesi yerindedir (Yargıtay 8. H.D 2018/11235 Esas- 2018/18759 Karar). Davalının bu hususa ilişkin istinaf talebi yerinde değildir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun usule uygun ve denetime elverişli olduğu, açıklanan nedenlerle davalının ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı anlaşıldığından davalının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 2.660,81 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 665,21 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.995,6‬0 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/01/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

…Ç