Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1062 E. 2021/1398 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :
ARA KARAR TARİHİ :
NUMARASI :

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 18/06/2021
YAZIM TARİHİ : 22/06/2021
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan ipotek davasında 06/04/2021 tarihinde tesis edilen ara karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekilinin ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirketin 20 yıla yakın … ana bayiliğini yaptığını, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin, uzun yıllardır devam etmesine rağmen yakın tarihlerde sona erdiğini, ihtarnameyle ipoteğin kaldırılmasını talep ettiklerini, ticari ilişki nedeniyle davalı lehine 2 adet ipotek verildiğini, ipoteklerin borç ipoteği olduğu ve davalı tarafa herhangi bir borçları olmadığından ipoteklerin dayanaksız kaldığı ve kaldırılması gerektiğini, arabuluculuk görüşmesi yapılmasına rağmen konusuz kaldığını, ipoteklerin her an icraya koyulma ve taşınmazların satılma riskinin bulunduğunu belirterek taraflar arasında yazılı sözleşmenin bulunması, bu sözleşmenin noter feshi ile sonlanması, ticari defter ve belgelerle davalı tarafa bir borçlarının olmadığının yaklaşık ispatın konusu olması, ipoteğin işleme konulması halinde ileride telafisi imkansız sonuçlar doğuracak olması nedenleriyle dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteklerin icrai işlemlere konu olmaması adına HMK 389 maddesi gereği ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettikleri görülmüştür
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARLARININ ÖZETİ: ilk derece mahkemesince 08/10/2020 tarihinde dava dilekçesi, HMK’nın 392, İİK’nın 150 ve 72. maddelerinden bahisle, davacı tarafın ileride telafisi güç zarara uğramasının önlenmesi için HMK’nın 392, İİK’nın 150 ve 72. maddeleri uyarınca mevcut delil durumuna göre davacının borçları nedeniyle sadece davalı tarafından olmak üzere bahsi geçen 2 adet gayrimenkule ilişkin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatılmasının önlenmesine ilişkin 100.000,00 TL nakdi teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verildiği, bu karara karşı davalı alacaklı tarafından 20/10/2020 tarihinde sair nedenlerle itiraz edilmiştir.
İtiraz üzerine ilk derece mahkemesince itiraz yargılaması yapılarak mahkemelerince verilen tedbir ara kararından sonra tedbir konusunda değişiklik yapılmasını gerektirir bir durum veya delilin söz konusu olmaması nedeniyle 17/11/2020 tarihinde itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince; ihtiyati tedbire konu ipotek belgelerinin dosyaya gelmesi üzerine ihtiyati tedbire itiraz talebini değerlendirmek için dosyayı tekrar ele aldığı ve itiraz eden davalı alacaklının 20/10/2020 tarihli dilekçesinin değişen durum ve koşullar gereğince tekrar değerlendirerek; davalı alacaklının itirazı üzerine ipoteğe konu tapu kayıtlarının incelenmesinde, tedbire konu taşınmaz malikinin … Şti. diğer taşınmazın malikinin ise …A.Ş. olduğu, taşınmaz maliklerinin davacı olmayıp, dava dışı şirketler olduğu, mevcut haliyle tedbirin kaldırılmasının gerektiği değerlendirilerek, mahkemelerinin 08/10/2020 tarih, … Esas sayılı ihtiyati tedbir ara kararının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının ipotek borçlusu oluğu, ilk derece mahkemesi tedbir kararını kaldırırken, ipotek borçlusunun ipoteğin fekkini talep edemeyeceği, sadece tapu malikinin talep edebileceği gereklerine dayanmasına rağmen bu gerekçesinin yasal dayanağını belirtmediği, ipotek borçlusunun, ipoteğin fekkini talep edememesi halinde hem üçüncü şahıslara, hemde ipotek alacaklısına mahkum kalacağını, bu durumda, ipotek alacaklısının ya da lehine ipotek verilen kişinin korunmasını beklemesi, hukuki ve fiili duruma aykırı olduğunu, açtıkları menfi tespit davası içerisinde, bahsi geçen ipoteklerin kaldırılması talep edildiği, davalının alacağının bulunduğu gerekçesiyle bu ipotekleri her an takibe koymasının mümkün olduğunu, cevap dilekçelerinde de bu durumdan bahsettiklerini, ipoteğin takibe konulması halinde davacı müvekkilinin hem davalıya, hemde malike karşı rücuen sorumlu bulunacağını, iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu ve ihtiyati tedbir kararı ile de dava sonuçlanıncaya kadar ipoteğin paraya çevrilmesi yolunun önüne geçmek istedikleri yönünde ilk derece mahkemesi kararını istinaf ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Niza; menfi tespit davası içerisinde, yargılama sonuçlanana kadar 2 adet ipoteğin cebri icraya konu edilmemesi hususunda ihtiyati tedbir verilmesi isteminden ibarettir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 396/1. maddesinde durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebileceği, aynı yasanın 396/2. maddesinde itiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanacağı belirtilmiştir. Dikkat edilirse kanun yoluna başvuru imkanını düzenleyen 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmamıştır. Gerekçede de belirtildiği gibi ihtiyati tedbir kararı verildikten sonra, mevcut olan durum ve koşulların dava sırasında birden fazla değişmesi mümkün olabilir ve her seferinde itiraz edilebilir, her itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yoluna başvurulması, ihtiyati tedbir kararlarına karşı başvurulması öngörülen yasa yolundan beklenen amacın tam tersine bir sonuç doğuracaktır. Durum ve koşulların değişmesi sebebiyle yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı, (Yargıtay 11. HD’nin 04/06/2012 tarih 2012/6529 Esas, 9660 Karar sayılı kararı aynı mahiyettedir.) istinaf talebine konu kararın durum ve koşulların değiştiği talebinin değerlendirilmesine ilişkin karar mahiyetinde olduğu, bu tür kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmasının yasal dayanağı bulunmadığından HMK’nın 341 ve 346. maddeleri gereğince istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin reddi gerektiği, her ne kadar istinafa konu ilk derece mahkemesi kararında istinaf kanun yolunun açık olduğu belirtilmiş ise de; ilk derece mahkemesinin yasal olarak verilmeyen bir hakkı davanın taraflarına bahşetmesi mümkün olmadığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru dilekçesinin REDDİNE,
2- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 istinaf karar harcının talep halinde davacı’ya iadesine,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/06/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 352 ve 362/1.a maddeleri gereğince kesin olarak karar verildi.

e-imzalıdır

e-imzalıdır

e-imzalıdır

e-imzalıdır