Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1052 E. 2023/14 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/01/2021
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
YAZIM TARİHİ : 17/01/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 26/01/2021 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankaya olan kredi borcunun icra takibine düşmeden ödendiğini, davalı bankanın müvekkilinin kredi kullanırken taşınmazı üzerine konan ipoteği fek etmediği gibi davalı bankaya teminat amaçlı vermiş olduğu 15.000,00 TL’lık 04.05.2012 tanzim ve 10.02.2017 vade tarihli bonoyu Konya ….İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından takibe koyduğunu belirterek; müvekkilinin Konya … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında borcu olmadığının tespiti ile davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin fekkine, haksız olarak icra takibi yapması nedeniyle davalı banka aleyhine %20 oranında tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil banka tarafından davacıya kullandırılmış olan kredinin zamanında ödenmemesi sebebiyle taraflarınca davacıya kat ihtarnamesi keşide edildiğini, davacının kat ihtarına itirazının olmadığını, ancak müvekkiline ödeme de yapmadığını, borcun ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından davacı hakkında 22/02/2017 tarihinde Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasından takip başlatıldığını, davacının iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının takip tarihinden sonra bankaya ödeme yapmış ise de borcun tamamen kapanmadığını belirterek davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yapılan yargılama sonucunda; “…dava dışı asıl borçlu … … Ltd. Şti. ile davalı/alacaklı banka arasında 04.05.2012 tarihinde imzalan Genel Kredi Sözleşmesinde davacı/borçlu …’ın kefil olduğu, sözleşmeye istinaden 24 ay vadeli, aylık %1.40, yıllık %16.80 akdi faiz üzerinden 22.750 TL eşit taksitli ticari kredi kullandırdığı, dava konusu 22.750 TL tutarındaki kredinin en son 03.01.2017 tarihli 10. taksidinin ödendiği, ancak diğer taksitlerinin ödenmediği, davalı banka tarafından herhangi bir kat ihtarnamesinin düzenlenmediği, ancak 13.02.2017 tarihinde kredi risk bakiyesi 14.273 TL üzerinden takip hesaplarına aktarıldığı, davalı bankaca kredinin teminatı olarak alınan 15.500 TL tutarındaki bonoya dayalı olarak davalı kefil … ile dava dışı asıl borçlu aleyhinde 22/02/2017 tarihinde Konya … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yoluyla yapılacak takiplerde ödeme emri ile takibe başlandığından davacı tarafça söz konusu kredi borcunun ödendiğinden bahisle işbu davayı ikame ettiği, davalı banka ise söz konusu kredi borcunun tamamen ödenmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davaya konu uyuşmazlık hususlarında Bankacı Bilirkişi tarafından rapor düzenlendiği, dava konusu icra takibinin tarihi itibarıyla davacı kefil …’ın temerrüde düştüğü, davalı bankaca takip tarihi itibariyle davacı borçlu kefil …’dan … no.lu eşit taksitli ticari kredi ile ilgili olarak 13.416.10 TL anapara, 56.34 TL işlemiş akdi faiz ve 2.81 TL BSMV olmak üzere toplam 13.475.25 TL banka alacağının talep edildiği, dava tarihi olan 08/07/2018 itibarıyla davalı bankanın davacı borçlu kefil …’dan … no.lu eşit taksitli ticari kredi ile ilgili olarak 6.143 TL anapara, 1.830.10 TL işlemiş temerrüt faizi ve 91.50 TL BSMV olmak üzere toplam 8.064.60 TL banka alacağının hesap edildiği, dava tarihinden sonra uygulanması gereken temerrüt faiz oranının sözleşme gereği %75 olduğu, davacı tarafından yapılan tahsilatların faiz ve fer’ilerden tenzil edildiği, kredilerin teminatı olarak alınan ipoteğin fekkinin bu aşamada mümkün olmadığı…” gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile davacının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayı başlatılan İCRA takibine ilişkin olarak asıl alacak 13.416,10 TL, takip öncesi işlemiş faiz 56,34 TL ve faizin BSMV’si 2,81 TL olmak üzere toplam 13.475,25 TL’lik alacağın, icra takip tarihi olan 22/02/2017 tarihi itibariyle 2.120,93TL.’lik kısmından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının feri nitelikteki tazminat ve ipoteğin kaldırılması taleplerinin reddine, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibinin davacı yönünden alacağın 2.120,93 TL’lik kısmına ilişkin olarak durdurulmasına, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin, bilirkişinin dekont ve hesap eksterelerini incelemeden ipoteğin fekkinin mümkün olmadığını bildirir hatalı raporlarını baz alarak karar verdiğini, müvekkilin, davalı bankaya olan kredi borcunu icra takibinden önce ödediğini, fakat davalı bankanın kredi kullandırılırken taşınmaz üzerine konan ipoteği fek etmediğini, müvekkilinin davalıya teminat amaçlı verdiği 15.500 TL bedelli bonoyu da Konya … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında icra takibine konu ettiğini belirterek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılarak, dosyaya sundukları hesap ekstreleri ve dekontların incelenmek sureti ile müvekkilin Konya … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında borcu olmadığının tespitine, yargılama giderlerinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti ile ipoteğin fekki talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davalı banka ile dava dışı … Şti. arasında 17/06/2008 ve 04/05/2012 tarihlerinde iki adet genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, davacı müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeleri imzalandığı, 04/05/2012 tarihli 500.000 TL limitli kredi sözleşmesine dayanılarak dava dışı şirkete 29/02/2016 tarihinde 22.750,00 TL ticari kredi kullandırıldığı, kredi borcunun 24 taksitte ödeneceğinin kararlaştırıldığı, en son 03/01/2017 tarihinde 10. taksit ödendikten sonra kalan taksitlerin ödenmemesi üzerine alacaklı banka tarafından kredi risk bakiyesi olarak 14.273 TL’nin takip hesabına atıldığı, ancak davalı bankaca, davacı ile dava dışı asıl borçluya hesap kat ihtarnamesi gönderilmediği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından takipten sonra 14 taksit şeklinde toplam 15.850,00 TL ödeme yapıldığı, ayrıca kredi alacağını teminen davacıya ait … ili, … İlçesi, … Mah, … ada, … parsel, …kat, .. nolu bağımsız bölüm üzerine fortis bank lehine, 200.000 TL limitli ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı banka, kredinin munzam teminatı olarak verilen ve davacı ile dava dışı şirketin borçlu olduğu 15.500 TL’lik bonoya dayanarak Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından, 15.500 TL asıl alacak, 49,68 TL işlemiş faiz ve 46,50 TL BSMV olmak üzere toplam 15.596,18 TL üzerinden kambiyo senetlerine mahsus icra takibine geçmiştir. Davacı, bu senet nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti ile adına kayıtlı taşınmaz üzerine alacağın teminatı olarak tesis edilen ipoteğin fekkini talep etmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 120/1 maddesinde, davacının, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu hüküm altına almıştır.
Harç devletin mahkemeler aracılığı ile yaptığı adli hizmete ondan yararlananların katkısıdır. Ancak yasada belirlenen durumlarda harç alınabilir. Diğer bir deyimle kanunsuz harç alınamaz ve eksik olan harç tamamlanmadan işlem yapılamaz. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. maddesinde de “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda belirtilen yasa hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktar ödenmedikçe, davaya devam edilme olanağı bulunmamaktadır. YHGK’nın 04/07/2012 tarih 2012/19-260 Esas 2012/432 Karar sayılı ilamında da bu husus “…Şu hale göre; karar ve ilam harcı maktu ise tamamı, nispi ise dörtte biri dava açılırken davacı tarafından peşin olarak ödenmelidir. Peşin olarak dörtte biri ödenecek olan nispi karar harcı, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden hesaplanacaktır. Ancak; mahkeme davacının dava dilekçesinde belirlediği hakkın niteliği ve değeri ile bağlı olmadığı gibi hakkın niteliğini ve değerini resen araştırması gereklidir. Bir başka deyişle maktu harca tabi bir iş olduğunu söyleyen davacının bu nitelendirmesi ile mahkeme bağlı değildir. Mahkemenin dava konusu hakkın mal varlığı hakkı (dava konusunun belirli bir değerle ilgili) olduğu kanısına varması halinde bu hakkın değerini takdir etmesi ve karar ve ilam harcını bu değer üzerinden hesaplayarak, davacıya tamamlattırması gerekir. Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamayacağına göre, davanın başında alınmış olan karar ve ilam harcının noksan olduğu, sonradan anlaşılırsa noksan karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunup müteakip işlemler yapılamaz. Yargılama sırasında, dava konusunun değerinin dava dilekçesinde bildirilenden daha fazla olduğu anlaşılır veya mahkemece tespit edilirse, yalnız o oturum için davaya devam edilerek ondan sonraki oturuma kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadan davaya devam olunamaz. Peşin harcın tamamlanmamasının müeyyidesi ise dosyanın işlemden kaldırılmasıdır…” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde ise; davacının borçlu olmadığının tespitini istediği icra dosyasında takip miktarı 15.596,18 TL olup davacı dava değerini 3.000,00 TL göstermiş, dava açılırken mahkemece bu değer üzerinden harç alınmıştır. Mahkemece takip miktarı üzerinden harç alınması gerekirken eksik harç alınarak yargılamaya devam edilmesi yerinde olmamıştır.
Davacı, menfi tespit talebi dışında ipoteğin fekki talebinde de bulunmuştur. İpoteğin fekki davasında ipotek bedeli üzerinden harç alınması gerektiği halde mahkemece 35,90 TL maktu harç alınması da yerinde olmamıştır.
Kabule göre de; Bilirkişi raporunda takip tarihi ve dava tarihi itibariyle bankanın alacağını hesaplamıştır. Davacı, yaptığı ödemeler mahsup edilmeden hesaplama yapıldığını belirterek rapora itiraz etmiş ve ödeme dekontlarını sunmuştur. Mahkemece davalı bankadan yeniden ödeme belgeleri istenmiş, gelen belgelerde değerlendirilerek bankanın alacağına ilişkin ek rapor aldırılmıştır. Mahkemece takip tarihi itibariyle yapılan hesaplamaya göre karar verilmiş ise de davacı takip tarihinden sonra da ödemeler yapmıştır. Davacının takip tarihinden sonra yaptığı ödemeler mahsup edildiğinde bankanın alacağı (dava tarihi itibariyle) bilirkişi tarafından 8.064,60 TL olarak hesaplanmıştır. Bu durumda davacının davalı bankaya borçlu olmadığı kısım 7.531,58 TL olacaktır. Mahkemece takip tarihi esas alınarak davacının davalıya 2.120,93 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Bu nedenle davacının istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/01/2021 tarih, … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/01/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

D.A.Ç