Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1045 E. 2021/1438 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :
TARİHİ :
NUMARASI :

DAVACI :
VEKİLİ :

İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :21/06/2021
YAZIM TARİHİ :05/07/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 17/02/2021 tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil dava dışı … Şti.’nin internet üzerinden, sosyal medyadan ve gazeteler üzerinden yaptığı reklamları görerek dört adet bağımsız bölüm satın aldığını, müvekkilinin bir kısım ödeme yaptığını, kalan kısım içinde sıralı bonolar verdiğini, sözleşmenin yapıldığı müvekkilin kısmi ödemeler yaptığı senetler yapıldığını, dava dışı şirket hakkında edimini yerine getirmediği için Konya … Tüketici Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile müvekkili tarafından dava dışı şirkete ödenen bedellerin iadesi ve ayrıca sözleşme kapsamında teslim edilen bonoların iptali istemli dava açıldığını, davalı elinde bulunan boların geçersiz olup, ciro yolu ile de devredilemeyeceğinden davalının iş bu bonolara dayalı olarak alacaklı olduğunun kabulünün mümkün olmadığını beyan ederek Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu bonolardan ve takip dosyasından dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının senet lehtarına karşı ileri süreceği defileri ve hukuki ilişkide var olan edim sorumluluğunu iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olan davalıya karşı ileri sürmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından keşide edildiği davacı tarafından da ikrar olunan bonolar üzerinde, dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşme ile illiyet bağı oluşturacak ne bir ibare ne de bir kayıt bulunduğunu, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, davacı ile lehtar arasındaki hukuki ilişki ile hiç bir bağının olmadığını, kambiyonun mücerretliği kuralı kapsamında müvekkilinin sözleşmenin sonuçlarından etkilenmesinin mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Dava konusu bonoları tanzim eden davacı ile lehtar arasında taşınmaz satışına ilişkin bir hukuki ilişkin olduğu, bu ilişkiye dayalı tüketici senedi tanzim edilmesi gerekirken (nama yazılı bonolar) emre yazılı bonolar tanzim edildiği, emsal Yargıtay ilamlarını da dikkate aldığımızda davaya konu senetler emre yazılıda olsa dahi bu durumun hukuken geçersiz olduğu ve 3. Şahıslar lehine hukuki sonuçlar doğurmayacağı gerekçesiyle davada tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine ve Konya … Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bonolar için başlatılan icra takibinin iptali ve davacı/borçlunun ilgili bonolar hakkında borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, bu davanın, davacının düzenlediği ve bu hususu dilekçe ikrar etmiş olduğu bonolar hakkında takibe girişen davalı için, özellikle de TKHK kapsamında, dinlenilmesinin mümkün olmadığını, takip konusu bonoda keşideci ile lehtar arasında mevcut olan münasebetlere dayanan def’ilerin Ticaret Kanunu m.659′ belirtildiğini, dosya kapsamında takip alacaklısı müvekkilinin kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği açıkça görülecek olup senet metninde de tüketici sözleşmesi nedeni ile verildiğine ilişkin bir ibare bulunmadığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında; senedin üzerinde tüketici sözleşmesine istinaden verildiğine ilişkin bir ibare bulunmuyor ise senedin tüketici senedi olarak verilmesi nedeni ile TKHK 6/a maddesi gereğince nama yazılı düzenlenmesi gerektiği iddiasının takip alacaklısına karşı ileri sürülmeyeceğinin belirtildiğini, davalı/ alacaklı müvekkilinin dava dışı senet lehtarı şirketten, alacağını temin etme amaçlı olarak takibe konu bonoları ciro ile iyi niyetli olarak devraldığını, takip tarihine kadar, davalının alacaklı olduğu lehtar şirket ve keşideci tarafından bonolar için her hangi bir ödeme yapılmadığını, davalının bonoları takibe koymak sureti ile alacağını temin yoluna başvurmak zorunda kaldığını, her ne kadar mahkemece görevsizlik kararı verilmiş ise de, emsal karar ve Yargıtay HGK’nın benimsemiş olduğu son ilkeler gereğince, HMK m.114/1-c uyarınca HMK M.115’e göre bu aşamada görev yönünden Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmesi gerektiğini beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılmasına, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olunduğuna dair karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı tarafından davacı aleyhine 26/04/2016 tarihinde davacı tarafından keşide edilen 01/07/2014 keşide tarihli 2.500,00 TL bedelli, birer ay ara ile vade tarihli toplam 11 adet bonoya dayalı olarak 27.500,00 TL asıl alacak, 2.691,19 TL işlemiş faiz, 82,50 TL de komisyon olmak üzere toplam 30.273,69 TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığı, takibe konu bonolarda dava dışı ….Şti.’nin lehtar olduğu, bu şirket tarafından bonoların davacıya ciro edildikleri görülmüştür.
Dosya kapsamına göre davacının harici yapılan sözleşmelerle dava dışı ….Şti.’den 4 adet taşınmaz satın aldığı, icra takibine konu bonoları bu satış sözleşmeleri gereği dava dışı şirkete verdiği, bonoların dava dışı şirket tarafından da davacıya ciro edilerek verildiği, davacının davasını tüketici mahkemesine açtığı, Konya …Tüketici Mahkemesi tarafından taraflar arasındaki uyuşmazlığın kıymetli evraktan kaynaklandığı, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın görev yönünden usulden reddine, kararın kesinlemesi ve iki haftalık süre içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi ve davacı vekilinin talep etmesi üzerine dosyanın Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edildiği, Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nce de davada Konya …Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Her alıcının tüketici olarak kabulü mümkün değildir. Yasanın lafzından da anlaşıldığı üzere, tüketici olarak kabul edilmenin ilk koşulu, ticari veya mesleki olmayan bir amaçla hareket edilmiş olmasıdır. Böyle olunca, bir malı olduğu gibi ya da işleyerek bir başkasına satanlar, çıkar karşılığı devretmek üzere satın alanlar, yine bir mal veya hizmeti mesleki veya ticari amaçlarla satın alanlar tüketici sayılamayacaklardır. Burada mal herhangi bir şekilde ticari hayata geri dönmektedir.
Öyle ise; bir mal veya hizmeti, kişisel ihtiyaçları dışında, belirli bir meslek icrası, belirli bir üretimde kullanma, yeniden satış, ticari olarak kullanma vs. gibi mesleki veya ticari amaçlarla satın alanların tüketici kabul edilmeyecekleri kuşkusuzdur.
Somut uyuşmazlıkta, davacının 4 adet taşınmaz satın aldığı, taşınmaz sayısı dikkate alındığında davacının amacının konut edinmek olmadığı, mesleki veya ticari amaçlarla taşınmazları satın aldığı, davacının tüketici sıfatını taşımadığı bu sebeple dava ve takibe konu bonoların tüketici tarafından verilen bonolar olarak nitelendirilemeyeceği,taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamında kalmadığı, Bono, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda unsurları ile birlikte düzenlenmiş olup aynı Kanunun 4/1-a maddesi hükmü uyarınca bonoya dayalı uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu, ilk derece mahkemesince karşı görevsizlikle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine kararı verilmesinin hatalı olduğu anlaşıldığından davalının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.3 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının taraflar arasındaki ihtilaf ile ilgili esasa ilişkin delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin 17/02/2021 tarih … Esas … Karar
sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/06/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip … e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır