Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1022 E. 2022/2565 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti ve Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
YAZIM TARİHİ : 13/01/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olmadığının tespiti ve alacak davasında … tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete ve iştiraki olan şirketlere değişik zamanlarda yüksek oranlarda kar payı dağıtılacağı, istediği zaman parasını kısmen veya tamamen geri alabileceği yönünde güven telkin edildiği için 202.000,00 DM para verildiğini, müvekkilinin defalarca istemesine rağmen yatırdığı parayı geri alamadığını, davalı şirket yetkililerinin Türk Ticaret Kanunu, Bankacılık Kanunu, Sermaye Piyasası ve sair kanun hükümlerini ihlal ettiklerini, bu konuda şirket yetkilileri hakkında ceza davaları açıldığını, bu nedenlerle taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalı tarafa verilen 1.000,00 Euro’nun ihtarname tarihinden işleyecek bankacalarda mevduata ödenen en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosya kapsamındaki belgelere ve SPK listelerine göre davacının müvekkili şirketin ortağı olduğunu, ihtilafın 7194 Sayılı Yasanın 41. Maddesi kapsamına girdiğinden sözü geçen yasa kapsamında davanın reddine dair hüküm kurulması gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın zaman aşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddedilmesi gerektiğini, taraflar arasında haksız fiil ya da sebepsiz zenginleşme ilişkisinin mevcut olmadığını, tüm bu nedenlerle davanın öncelikle 7194 Sayılı Kanunun 41. Maddesi gereğince davanın reddine dair karar verilmesi aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesi, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince “..TTK hükümleri gereğince Anonim Şirketlerde ortaklar şirkete konulan sermayeyi tasfiyeden önce şirketten geri istenemez. Şirket de payı geri alamaz. 7194 SK nun 41. maddesindeki açıklık gereğince şirket ortağı olan/sayılan davacı tarafın … tarihinden sonra açtığı işbu davanın reddine..”
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 7194 sayılı yasanın 41. maddesiyle; 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddenin anayasaya aykırı olduğunu, anayasanın 152. maddesi uyarınca bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurma taleplerinin ilk derece mahkemesince kabul edilmediğini, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak öncelikle davanın kabulüne karar verilmesini, aksi takdirde Anayasa’nın 152. maddesi uyarınca bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı şirkete ortak olmadığının tespiti, kar payı alınması maksadıyla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25/04/2022 tarih 2021/8506 Esas 2022/3317 Karar sayılı ilamında; “…Dava, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Bölge adliye mahkemesince davanın 7194 sayılı yasa kapsamında kaldığı gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. 7194 Sayılı Yasa 07.12.2019 tarihinde yürürlüğe girmiş olup dava, anılan yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra 30.12.2019 tarihinde açılmıştır. 7194 sayılı yasanın 41. maddesiyle 3332 Sayılı Yasa’ya “31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” şeklinde geçici 4. madde eklenmiştir.
Anılan maddenin 1. fıkrası ile davacı, davalı şirkete ortak kabul edilmiş olup aynı fıkranın emredici hükmü gereğince davacının ortaklık ilişkisi kurulmadığını iddia edebilmesi hukuken mümkün değildir. Şu halde davanın 7194 Sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı dikkate alınarak 6100 Sayılı HMK’nın 114/2 maddesinde yer alan diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır hükmü uyarınca aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bölge adliye mahkemesince yazılı şekilde dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına denilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle bozulmasına….” hususunun belirtildiği, davanın 7194 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 07.12.2019 tarihinden sonra açıldığı, bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmesi ve davalı lehine A.A.Ü.T 7/1 maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığından davacının istinaf taleplerinin kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının istinaf talebinin KABULÜNE; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2021 tarih … E. … K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının karar kesinleşince ve talep halinde davacıya iadesine,
2- İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davacı tarafından yatırılan 162,10 TL başvurma harcının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 155,54 TL peşin harçtan alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 74,84‬ TL’nin karar kesinleşince ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı davada kendisini vekil sıfatı ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince 4.080,00 TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320,00 TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
7- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) İlk derece mahkemesince arabuluculuk ücreti ile ilgili harç tahsil müzekkeresi düzenlenmiş ise; müzekkerenin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin İlk derece mahkemesince yapılmasına,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
E) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 30/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B