Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/916 E. 2021/433 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ../… – …/…
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
.
DOSYA NO : …/…
KARAR NO : …/…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2020
NUMARASI : …/… Esas …/… Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. ..

İSTİNAF EDEN MÜDAHİL : 1-..
VEKİLİ : Av…
DİĞER MÜDAHİLLER : 2- …
3- …
4-…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Konkordato

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/03/2021
YAZIM TARİHİ : 31/03/2021
Davacı tarafından Konya Asliye …. Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası ile açılan konkordato davasında 13/01/2020 tarihinde tesis edilen karara karşı müdahil… Bankası’nın istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Mah. … Cad. …. Meram Konya adresinde restoran işlettiğini, sermayesinin %100 oranında …’ye ait olduğunu, şirketinin 01/02/2018 tarihinde kurulmuş olup, hali hazırda ticaretine devam ettiğini, işletme temelinin 1891 yılına dayandığını, müvekkilinin Türkiye genelinde furun kebabının mucidi olarak anıldığını, furun kebapçılığı mesleğinin kuşaktan kuşağa aktarılmak suretiyle, günümüze ulaştırıldığını ve dünyaya tanıttığını, Konya’nın marka değeri öncü restoranlardan olduğunu, müvekkilinin mali durumunun iyi durumda olduğunu, 2018 yılının Şubat ayından 30/11/20218 tarihine kadar geçen zaman zarfında reel cirosunun 3.290.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin çalışabildiği sürece borçlarını ödeyebilecek durumda olduğunu, müvekkilinin daha önce bulunduğu işletmesinin tente kullanımının yasaklanması nedeniyle küçük gelmesi sonucunda değiştirerek, 2.000.000,00 TL’ye yakın masraf etmiş ve bu masraf ile birlikte devamlılığını sağlayabilmiş olduğunu, müvekkilinin kısa vadeli yükümlülüklerini yerine getirmiş, ancak borçlanmaları sebebi ile ödeme dengesinin bozulduğunu, müvekkilinin borçlarını ödeyebilmek ve devamlılığını sürdürebilmek için mücadele ettiğini ancak icra ve muhafaza tehdidi altında kaldığını, temel sermayenin ticaretini gerçekleştirdiği restoranı ve bu restoranda bulunan demirbaşları olup, iş bu malzemelerin şirketin olmazsa olmazı olduğunu, müvekkilinin işletmesinin faaliyetini sürdürdüğü restoranın Konya’nın en butik merkezinde olduğunu, iş yerinin bulunduğu konum sebebi ile hava parası değerinin 1.5000.000 TL olup, işletmenin çalışamaz hale gelmesinin müvekkili aktifindeki bu değerinde yok olmasına neden olacağını, şirketin iflasına karar verilmesi durumunda alacaklıların alacaklarına tam anlamıyla kavuşmasının mümkün olmadığını, hem alacaklıların ekli projede belirttikleri vadelerde alacağına kavuşmasının hem de müvekkilinin ticari varlığını ayakta tutmasının konkordato taleplerinin kabulüne bağlı olduğunu, konkordato projelerinin konseptinin vade konkordatosu olduğunu, müvekkilin konkordatoya tabi olmayan rehinle temin edilmiş herhangi bir borcunun bulunmadığını, işçi alacaklarının mühlet içinde ödeneceğini, şirketin kamu borçlarının yapılandırdığını, bu yapılandırmaların mühlet sonuna erteleneceğini ve projeye dahil edilmeyeceğini, şirketin iflası halinde konkordato alacaklılarının eline geçecek miktarın tasdiki durumundan çok daha az olduğunu belirterek, ihtiyati tedbirve konkordato talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; “…Davacının davasının KABULÜ ile Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı …. Gıda Restaurant Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin (revize edilmiş haliyle) konkordato projesinin tasdikine,
2-Tasdik edilen Konkordato Projesi gereğince ;
a) Kayıt altına alınmış adi alacak niteliğindeki anapara borçları için, konkordato komiserinin 31/12/2019 tarihli son raporuna ekli ödeme listesinde yazıldığı gibi ve 31/01/2020 tarihinden itibaren ödenmeye başlanmak üzere, taksitler en geç her ayın son işgünü ödenecek şekilde, ana para borçlarının tamamının garameten ve 24 eşit taksit halinde ödenmesine,
b) Konkordatodan etkilenen (adi) alacaklıların, adi alacaklarının anapara kısımları hariç, faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş sayılmalarına,
c) Konkordato komiserinin 31/12/2019 tarihli son raporuna ekli bu ödeme planının, bütün alacaklılar tarafından Uyap’tan temin edilebileceği gibi, istenildiğinde Mahkememizden de harçsız olarak bir suret alınabileceğine,
3-Konkordatonun tasdiki kararının, gerekçeli kararın kesinleşmesi beklenmeksizin, 2004 s. İİK’nin 308/c maddesi gereğince DERHAL bağlayıcı hale gelmesine,
4-Geçici ve kesin mühletin etkilerinin, Kanun’daki istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hale geldiği 13/01/2020 tarihine kadar devam etmesine,
5-Bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olmasına ancak, 2004 s. İİK’nin 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 s. Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna olmasına,
6-Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere, mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların, (bu adi konkordatoda) konkordato şartlarına tabi olmamasına; aynı kuralın karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerli olmasına,
7-Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hale gelmesiyle, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizlerin hükümden düşürülmesine ancak, 2004 s. İİK’nin 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 s. Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna olmasına,
8-Borçlu tarafından, alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılacak vaadlerin hükümsüz olmasına,
9-Konkordatoya muvafakat etmeyen (adi) alacaklıların, borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhfaza etmesine,
10-Tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için alacaklılar kurulu veya kayyım tayinine yer olmadığına,
11-2004 s. İİK’nin 305/d maddesine istinaden, 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesi ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifası için, (davacı borçlunun malvarlığının yeterli olduğu anlaşıldığından) teminat alınmasına veya aranmasına yer olmadığına,
12-Tasdik kararının 2004 s. İİK’nin 288. maddesi gereğince Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu Resmi İlan Portalında ilanı ile ayrıca geçici ve kesin mühletin bildirildiği ilgili yerlere müzekkere yazılmasına,
13-Konkordato komiseri ….’ın görevinin (kararın kesinleşmesi beklenmeksizin) karar tarihi itibariyle (13/01/2020) son bulmasına, kendisinin karar tarihine kadar olan ücretinin davacı avansından ödenmesine,
14-Davacı tarafın, İİK’nın 307. maddesi gereğince, rehinli malın muhafaza ve satışının 1 yıl süreyle ertelenmesi talebinin reddine,…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF TALEP EDENLER VE SEBEPLERİ:
…. A.Ş. vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın rehinli alacaklı olduğunu, firma yetkelisi … ve eşi … adına 1/2 hisse ile kayıtlı olan taşınmaz meskenin üzerine ipotek kaydının bulunduğunu, rehinli alacaklı olan müvekkili banka ile herhangi bir anlaşma sağlanmadığı ve ödeme yapılmadığını, gerçekçi ve somut olmayan konkordato projesinin onaylanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın reddi yerine revize edilmiş hali ile konkordato projesinin tasdikine karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek belirterek istinaf talebinde bulunduğu,
DELİLLERİN İSTİNAF SEBEPLERİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ;
Dava; adi konkordato talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Konkordato bir borçlunun alacaklılarının kanunda öngörülen çoğunluğunun kabulüyle borçlarını belirli bir oranda ve/veya vadelerle ödemesini öngören, borçların yapılandırılmasını sağlayan bir cebri icra türüdür. Borçlu ile alacaklılar arasındaki bir çeşit sulh sözleşmesi niteliğinde olan konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan, dürüst borçluları korumak amacıyla getirilmiş bir müessesedir. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya indirim yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkanı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkanları da korunmuş olur (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 21/01/2020 tarih 2019/3021 Esas 2020/292 Karar sayılı ilamı).
Dava dosyası HMK’nın 26, 355 ve İİK’nın 285 ila 308. Maddelerindeki düzenlemeler nazara alınarak dava dosyası incelendiğinde; davacının dava dilekçesine İİK 286. maddesinde belirtilen belgeleri ve usulüne uygun vekaletnamenin eklendiği,
aynı yasanın 287 ve 289. maddelerinde belirtilen geçici mühlet ve kesin mühlet verilmesi şartlarının mevcut olduğu, verilen kararların usulüne uygun olarak ilan edildiği, gerek geçici mühlet ve gerekse kesin mühlet içerisinde konkordato komiseri tarafından düzenlenen raporların dosya içerisine alındığı, alınan raporların dosya kapsamına uygun denetime açık mahiyette olduğu, şirketin borca batık olduğu, davacı borçlu şirketin adi alacaklıların toplam alacak tutarının 1.196.319,25 TL, adi alacaklıların toplam sayısının 21, projeye kabul oyu verenlerin adi alacak tutarının 794.759,71 TL, kabul oyu veren alacaklı sayısının 14 olduğu, kabul oyu kullanan adi alacağın toplam alacak tutarına oranının % 66,43, kabul oyu kullanan adi alacaklıların toplam alacaklı sayısına oranının % 66,66 olduğu, bu şekilde konkordato projesinin adi alacaklar yönünden onaylandığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar sonucunda;
Alacaklı … Gıda San. Ve Tic. A.Ş. i.nin İlk derece mahkemesindeki yargılama sırasında İİK’nın 288. maddesi gereğince yapılan ilandan itibaren 7 günlük kesin süre içerisinde konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hal bulunmadığını delilleri ile birlikte ileri sürerek itirazda bulunmadığı ve ilk derece mahkemesince deliller esastan değerlendirilip nihai karar verilene kadar müdahale talebinde bulunmadığı anlaşılmış olup; HMK’nın 357/1 maddesi gereğince istinaf aşamasında müdahale talebinde bulunulması yasal olarak mümkün olmadığından; … Gıda San. Ve Tic. A.Ş.in müdahale talebine ilişkin dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği,
İstinaf talebinde bulunan müdahil…. A.Ş. vekilinin; müvekkili bankanın rehinli alacaklı olduğu, müvekkili banka ile herhangi bir anlaşma sağlanmadığı ve ödeme yapılmadığı nedeniyle konkordato projesinin onaylanmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna yönelik soyut beyanlara dayalı istinaf sebeplerinin dava dosyasındaki mevcut delillere göre yerinde olmadığı,
Tartışılması gereken diğer bir husus davacı tarafından teklif edilen konkordato projesinin kamu düzenine aykırılık teşkil eden hükümler içerip içermediği ve eşitlik kuralına uygun olup olmadığıdır.
Yargı kararlarında ve doktrinde ortak görüş olarak alacaklılarca kabul edilen konkordato projesinin borçlu ile alacaklılar arasında varılan bir mutabakat metni olduğu, İİK’nın 285 ve devamı maddelerinde tenzilat konkordatosunda özellikle asıl alacaklardan belirli bir oranda fedakarlık yapılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, konkordato projesi ile ilgili eşitlik kuralının mutlak eşitlik olarak anlaşılmaması gerektiği, asıl alacakla ilgili belirli bir oranda feragat durumunda da çok olan alacaktan daha fazla, az olan alacaktan daha az fedakarlık yapılmış olacağından; somut olayda davacı borçlu tarafından teklif edilen ve alacaklılar toplantısı sonucunda İİK’nın 302. maddesinde belirtilen nisaplara uygun olarak kabul gören konkordato projesine göre, “Konkordatodan etkilenen (adi) alacaklıların, adi alacaklarının anapara kısmı hariç, faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş sayılmalarına.” ilişkin kararın kamu düzenine ve eşitlik prensibine aykırılık teşkil etmediği HMK.nın 26. maddesi gereğince teklif edilen ve alacaklılar tarafından kabul gören konkordato projesi doğrultusunda kurulan hükmün hukuka uygun olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından ilk derece mahkemesinin konkordato projesinin tasdikine ilişkin delilleri taktir ve değerlendirmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı nedeniyle müdahilin istinafa başvuru taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Müdahil… A.Ş’nin istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf başvurusunda bulunan müdahil … A.Ş’den karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar harcının istinaf eden müdahilden tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan mühadil tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

5- … Gıda San. ve Tic. A.Ş.in müdahale talebine ilişkin dilekçesinin REDDİNE,
6- Karar tebliğ işleminin HMK’nın 359/son cümlesi gereğince dairemizce yapılmasına,
7- Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın İİK’nın 308/a maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 31/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Ç