Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/914 E. 2021/2367 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR : 1- … – (T.C. Kimlik No: …)
2- … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALILAR : 1- … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
İSTİNAF EDEN 2- …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas- … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili ile davalı … Bankası A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacılar vekili, davalı … A.Ş.’nin, diğer davalı …’tan ciro yoluyla kendisine geçmiş olan, 1.000,00’er TL bedelli 12 adet kambiyo senedini Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine icra takibine koyduğunu, takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar verilen icra dosyasının alacaklı bankanın yenileme talebi üzerine … Esas sayısını aldığını, takibe konu senetlerin lehtarı olan davalı … babası … ile birlikte … Oyuncak Elektronik Kırt. San. Tic. Ltd. Şti. yetkilileri iken müvekkilleri ile ticari ilişkileri olduğunu, müvekkillerinin aldıkları mal karşılığında davaya konu olan senetleri ve bunun dışında bir kısım çekleri verdiklerini, müvekkillerinin ödeme güçlüğü içine düştüklerinde söz konusu şirket yetkilileri tarafından öncelikle çeklerle ilgili olarak müvekkillerinden … hakkında karşılıksız çek keşide etmek suçundan şikayette bulunulduğunu ve müvekkili hakkında kamu davası açıldığını, daha sonra müvekkillerinin borçlarını ödediklerini ve şirket yetkilisi olan davalı … tarafından müvekkili …’a “müşterimiz …’tan … tarihi itibariyle çek ve senetten alacağımız kalmamıştır” şeklinde yazılı ve imzalı belge verildiğini, bu nedenle çekle ilgili açılan kamu davasında da düşme kararı verildiğini, müvekkillerinin ödeme yapmasına ve buna dair yazılı ve imzalı belge almasına rağmen şirket yetkililerince kendilerine verilmeyen senetlerin cirolanarak diğer davalı bankaya verildiğini, bu nedenle davalıların haksız ve kötü niyetli olduklarını, davaya konu senetler üzerinde tanzim yeri yazılı olmadığı gibi vade tarihi itibariyle de zamanaşımına uğradıklarını ileri sürerek, icra takibinden ve bu takibe dayanak senetlerden dolayı müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine, takibe konu senetlerin kambiyo vasfı taşımadıklarının ve zamanaşımına uğradıklarının tespitine, davalıların % 20 oranında tazminata mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Bankası A.Ş. vekili, müvekkili bankanın iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, davacının iddialarını kabul etmediklerini, tarafların müvekkili bankaya borçlu olduklarını, yapılan itirazların haksız ve kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddi ile % 20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, takibe konu senetlerin iddia edildiği gibi aralarındaki ticari ilişki nedeniyle dava dışı şirket lehine değil, müvekkillerine olan şahsi borç ilişkisinden dolayı müvekkili lehtar gösterilerek düzenlenmiş olduğunu, davacı tarafından ibraz edilen faturalarla dava dışı şirketle olan ticari ilişkiler nedeniyle dava konusu senetlerin müvekkili lehine düzenlendiği iddiasının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, yazılı bir belgeye bağlı olan ve başka bir sebebe dayandığı ileri sürülse dahi borçlusunca kabul edilen bir borcun ödendiğine ilişkin savunmanın, senede karşı senetle ispat kuralı çerçevesinde ancak yazılı delille ispatlanabileceğini, senede bağlı borcunu sona erdirmeyi amaçlayan bir borçlunun yapacağı ödeme karşılığında o senedi alacaklıdan alması, aksi halde ödeme yapmaması gerektiğini, davacının dava dışı şirket ile aralarındaki ticari ilişkiye dair faturaları delil olarak sunduğunu, ancak bu faturaların dava dışı şirketle ilgili olmasına karşın dava konusu senetteki lehtarın gerçek kişi olan müvekkili olduğunu, bu nedenle bu faturaların senetteki hukuki ilişkiyi ortaya koymasının mümkün olmadığını, senetteki lehtarın dava dışı şirketin yetkilisi olmasının da senetteki ilişki yönünden bir etkisi ve önemi olmayacağını, lehtarın şirket yetkilisi olmasının bunun şirket alacağı olduğu anlamına gelmeyeceğini, dava dışı ve yetkisiz üçüncü kişi konumundaki … tarafından imzalı belgenin dava konusu senetlerin ödendiği yönünde delil teşkil etmeyeceğini, senetlerde tanzim yerinin olmaması nedeniyle kambiyo vasfında olmadıkları iddiasının da doğru olmadığını, keşidecinin açık adresinin ve idari birim olarak da Konya ilinin senetlerde yazılı olduğunu, bu nedenle senedin geçersizliğinin söz konusu olamayacağını, geçerli olan ve karşılığı müvekkiline ödenmemiş olan senetlerin cirolanarak diğer davalı bankaya verilmesinde herhangi bir kötü niyet olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacıların davalı … lehine … tanzim tarihli, 1.000,00’er TL. tutarlı 12 adet sıralı senedi düzenleyerek adı geçen davalıya verdiği, davalının da söz konusu senetleri ciro ederek diğer davalı bankaya verdiği, davalı bankanın vadesi geçen her bir senet için davacılara ödememe protestosu gönderdiği ve buna rağmen ödenmeyen senetlerin tahsili için …. tarihinde Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (yenileme sonrası … Esas) sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin davacılara … tarihinde tebliğ edildiği, davacıların söz konusu senetlerin ödendiğine dair dosyaya sunmuş oldukları, davalı …’un babası olan dava dışı … tarafından söz konusu senet borçlarına karşılık verildiğini iddia ettikleri ibranamenin … tarihli olduğu, ödeme emrini tebellüğ ettikleri tarihte söz konusu ibraname ellerinde olduğu anlaşılan davacıların yapılan takibe karşı yasal süreler içerisinde borcun ödendiğine ve borçlu olmadıklarına dair herhangi bir itirazda bulunmadıkları, … tarihinde bahse konu icra dosyası kapsamında davacı …’ın o tarihlerde sigortalı olarak çalıştığı işyeri sahibi dava dışı …’a maaş haciz müzekkeresinin tebliğ edildiği, söz konusu tebligattan bir ay sonra eldeki davanın açıldığı, davacıların dava konusu senetlerin ödenmiş olduğuna dair delil olarak sunmuş oldukları ibranamenin senet lehtar veya cirantalarından biri tarafından verilmediği gibi, hangi borca karşılık verildiğinin de belge metninden anlaşılamadığı, her ne kadar davacılar söz konusu senedin davalı … ve babası …’un ortak oldukları …Ltd. Şti.’den aldıkları mal karşılığında bu şirkete verdiklerini, bu nedenle ödemeyi de davalının şirket yetkilisi olan babasına yaptıklarını ve kendisinden ekte sundukları ibranameyi aldıklarını ileri sürmüşlerse de bu hususların ispatı sadedinde herhangi bir delil ibraz edemedikleri, senette lehtar veya ciranta olmayan üçüncü kişinin verdiği ibranamenin o senet için verilmiş olduğu kabul edilecek olsa dahi söz konusu borcu sona erdirmesinin hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili, mahkemece yeterli ve kapsamlı araştırma yapılmadan eksik inceleme ve isabetli olmayan bir gerekçe ile hüküm kuruduğunu, davalı … ile müvekkiline dava konusu senetlerin ödendiğine dair ibranameyi veren dava dışı …’un baba oğul olup, şirketin de yetkilisi olduğunu, davalılara verilen 12 adet senet bedeli ödendiği için … tarafından müvekkillerine … tarihi itibariyle çek ve senetten alacaklarının kalmadıklarına dair ibraname verdiklerini, senet bedelleri ödendiği halde senet asılları müvekkillere verilmediği için şirket yetkilisi …’dan yazılı belge alındığını, davalılara senetlerle birlikte çek de verildiğini ancak çeklerin karşılıksız olduğu iddiasıyla müvekkilleri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ancak mahkemece ibraname esas alınarak ödeme nedeniyle davanın düşmesine karar verildiğini aynı ibraname çekle ilgili hüküm ve sonuç doğurmuşken ibranamenin senetleri de kapsamasına rağmen mahkemenin ibranameyi muteber görmemesinin isabetli olmadığını ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … Bankası A.Ş. vekili, mahkemece davacının iddialarının haksız olmasına karar verilmesine rağmen taraflarınca talep edilen icra inkar tazminatına hükmedilmediğini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasını ve %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı tarafça, dava konusu takip ve takibe konu kambiyo senetlerinden dolayı davalılara borçlu olmadığının tespiti ile senetlerin kambiyo senedi vasfı taşımadığı ve zamanaşımı nedeniyle kambiyo senedi vasfını kaybettiğinin tespiti istemleri ile açılan işbu davada mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut olayda, davalı banka tarafından ihtiyati haciz kararı alınarak, … tarihinde, davacılar ile davalı … aleyhine bonoya dayalı olarak toplam 17.172,26 TL üzerinden takip başlatıldığı, bonoların … keşide ve farklı vade tarihli, keşidecisi davacı …, lehtarı davalı … olan, 1.000,00 ‘er TL bedelli 12 adet bono olduğu, davalı … tarafından davalı bankaya ciro edildiği, davalı banka tarafından vadelerinde ödenmemesi üzerine protesto çekilerek bonoların takibe konulduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça, dava ve takip konusu bonoların ödendiği ve bu nedenle bedelsiz kaldığı ancak davalı lehtar … tarafından kötüniyetli olarak davalı bankaya ciro edildiği iddia edilmiş, davalı banka tarafından iyiniyetli hamil olduğu, davalı … tarafından ise, davacının ödeme iddiasının yerinde olmadığı ve davacı tarafından ödeme yapılmadığı savunulmuştur.
Bononun ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olduğu, bağımsız borç ikrarını içerdiği, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davacının bononun bedelsiz olduğunu yazılı delille kanıtlaması gerektiği, davada ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, davacının öncelikle bonoların bedelsiz olduğunu, akabinde davalı bankanın bonoyu kötüniyetle iktisap ettiğini ispat etmesi gerektiği, davacının davaya konu bonoları ödediğini ispatlayamadığı, yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddinin yerinde olduğu, mahkemece davacının zamanaşımı itirazlarının ilk takip tarihi nazara alınarak reddine ara kararla karar verildiği, senetlerin zamanaşımına uğramadığı, senetlerde keşidecinin adresinin yazılı olması ve idari birim belirtilmesi nedeniyle kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı iddiasının da yerinde olmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin istinaf istemlerinin reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalı …Bankası A.Ş. vekilinin istinaf istemlerinin incelenmesine gelince ise, her ne kadar mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmamış ise de, menfi tespit davalarında İİK’nın 72/4 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilip, bu ihtiyati tedbir kararı icra dosyasında uygulanmışsa alacaklı yararına tazminata karar verilmesi gerektiğinden, dosyada verilmiş herhangi bir tedbir kararı bulunmadığından alacaklı lehine tazminata hükmedilmemesi de yerinde olduğundan davalı banka vekilinin de istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Yukarıda da açıklandığı üzere, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf istemleri nazara alındığında davacılar vekili ile davalı banka vekilinin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacılar vekili ile davalı .. Bankası A.Ş. vekilinin istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf başvurusunda bulunan davacı …’tan alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL karar ve ilam harcının davacı …’tan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı …’tan alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar ve ilam harcının davacı …’tan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı … Bankası A.Ş.’den alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL karar ve ilam harcının davalı … Bankası A.Ş’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6- İstinafa başvuranlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
7- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
8- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/12/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır