Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/902 E. 2022/918 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. …- …

İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … –
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/05/2022
YAZIM TARİHİ : 02/06/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile açılan ticari şirket davasında 30/01/2020 tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ve dava dışı aile bireyleri tarafından davalı şirketin 06/03/2000 tarihinde kurulduğunu, davacı ve dava dışı …’ın 10 yıl süreyle münferit yetkili şirket müdürü olarak atandıklarını, davalı şirketin bir aile şirketi olduğunu, davacının babası …’ın 2011 yılı temmuz ayı başlarında hiç bir haklı gerekçe olmadan davacıyı kaldığı bu şirkete ait yurttan kovduğunu, davacının diğer ortakların aldığı kararla şirket müdürlüğünden azledilmesini de sağladığını, dava dışı şirket müdürü ve davacının babası olan …’ın tek taraflı tasarruflarıyla davalı şirketi ve dolayısıyla davacıyı zarar ettirmeye çalıştığını, davacı pay sahibinin keyfi, haksız ve diğer ortaklardan farklı muameleye tabi tutulmasının, kâr payı dağıtılmayarak şirket ortaklarının açlığa mahkum edilmesinin, şirket imkanlarının davacı dışındaki diğer ortaklara tahsis edilmesini, şirket varlıklarının yanlış kullanılması ve israf edilmesinin davalı şirketin feshi için haklı sebepler oluşturduğunu beyan ederek, davalı şirketin haklı sebeplerle fesih ve tasfiyesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haklı sebeplerin gerçekleşmediğini, davacının yurttan kovulmadığını, kendisinin bırakıp gittiğini, şirketin kötü yönetilmediğini beyan ederek, öncelikle davanın reddine karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise TTK’nın 636/3. maddesi gereğince davalı şirketin feshi yerine davacı ortağın payının değeri ödenerek şirketten çıkartılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…1-Davacının davasının kabulü ile ; a) Davacının davalı … .’nin fesih ve tasfiyesine yönelik talebinin reddine, bunun yerine davacı …’ın, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil sırasında kayıtlı ….’nin ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, b) Karar kesinleştiğinde, davacı …’ın, davalı ….’deki %19,50’lik sermaye payına isabet eden 1560 HİSSESİNİN, davalı … ‘ye DEVRİNE, c) Davacı …’ın çıkma payı bedeli olarak 632.543,82 TL. alacağın, karar tarihi olan 29/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … .’den alınarak davacı …’a verilmesine….” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle bilirkişi raporlarınun usul ve yasaya aykırı olduğunu, rapora karşı beyanlarının mahkemece dikkate alınmadığını, özellikle ek rapor ile kök raporun bire bir kopyala yapıştır şeklinde tanzim edildiğini, yine bilirkişi raporu ile öz sermaye hesabı hatalı yapılmış olup şirket kayıtları incelemesi esnasında enflasyon düzeltme farkı değerlerinin hesaba katılmadığını, amortisman hesabının ne şekilde tespit edildiğinin rapor ile anlaşılabilir olmaması nedeni ile bilirkişi raporu ile hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğunu, demirbaş değeri olarak afaki bir şekilde 150.000 TL lik yanlış bir tespit yapıldığını, dosya kapsamında bulunan fatura ve belgeler ile 2012 yılında söz konusu demirbaşların bedeli için 24.840 TL ödendiğinin sabit olduğunu, araçlar için belirlenen değerlerin de gerçeği yansıtmadığını, 29.10.2019 tarihli davaya konu taşınmaz değerlemesini gösteren değerleme raporunun sayın mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, 22.03.2019 tarihli dilekçelerinin mahkemece hiç dikkate alınmadığını, yönelttikleri yemin teklifinin reddedildiğini, davacı asil ile şirket ortakları 1.derece yakın aile üyeleri olup, tüm taraflar akşam yemeklerini birlikte yemekte, beraber tatillere gitmekte iken, sayın mahkeme tarafından hatalı değerlendirme ile aile üyeleri arasında ihtilaf olduğu sonucuna varılmasının hatalı olduğunu, yine davacı asilin, davalı şirkete ait evde yıllardır kira ödemeden ikamet ettiğini, şirkete ait aracın yıllardır şahsi kullanımında olduğunu, torununun tüm okul masraflarının davalı şirket tarafından karşılanıp karşılanmadığı hususunun araştırılmadan karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, ayrıca yerel mahkemece nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını, hükmedilecek vekalet ücretinin maktu olması gerektiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, limited şirketin haklı nedenle feshi talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının haklı nedenle fesih talebinde bulunduğu, davalının ise davanın reddini talep ettiği, 6102 s. TTK’nin 636/3. maddesinde “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” hükmünün yer aldığı, doktrinde ve Yargıtay 11. HD’nin emsal içtihatlarında şirketin kötü yönetilmesi ve ortaklar arasında ciddi anlaşmazlıklar bulunması, şirketin kuruluş gayesini gerçekleştirmesinin imkansız olması, şirket varlıklarının yanlış kullanılması veya israf edilmesi, azınlığa karşı fiili veya manevi güç, baskı uygulanması, azınlığın meşru taleplerinin devamlı olarak reddedilmesi ve pay sahiplerinin şirketteki hareket kabiliyetinin ortadan kalkması, şirketin feshi açısından haklı sebep olarak örnek olarak sayıldığı, her ne kadar ilk derece mahkemesince davalı limited şirketin bir aile şirketi olduğu, davacı ile şirket ortak ve müdürü olan babası Vahit Yacan arasında ailevi geçimsizlikler bulunduğu, bu sorunların şirket işleyişine de yansıdığı, davacının da münferit yetkili şirket müdürü iken şirket ortaklar kurulu kararı ile müdürlük görevinin sonlandırıldığı, ancak bu ortaklar kurulu kararının Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/09/2015 tarihinde kesinleşen … E. … K. sayılı ilamı ile yok hükmünde olduğunun tespitine karar verildiği, davalı şirketin uzun zamandır kâr payı dağıtmadığı, bu sebeplerin bir bütün olarak davacı yönünden davalı şirketin fesih ve tasfiyesini isteme yönünden haklı sebep oluşturduğu sonucuna varılmış ise de; bunların şirketin feshi yönünden haklı sebep olmadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hukuka uygun olmadığı,
Kabule göre de; kararın gerekçesinde davacının şirketin feshini istemede haklı olduğunun belirtilmesi ve davanın kabulüne karar verilmesine rağmen; hüküm fıkrasında; davacının şirketin feshini istemede haklı olduğunun tespiti yerine, “Davacının davalı … i.’nin fesih ve tasfiyesine yönelik talebinin reddine” karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından davalının istinaf başvuru talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince; davacı talebiyle ilgili yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/01/2020 tarih … Esas … Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 10.802,26 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 10.802,27‬ TL peşin harçtan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 10.721,57 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince belirlenen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 793,15 TL keşif ve bilirkişi ücreti, 190,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 983,65 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
D) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 31/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G