Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/896 E. 2022/845 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/02/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … – T.C Kimlik No: …
2- … -T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
YAZIM TARİHİ : 25/05/2022
Davacı tarafından, davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında 10/02/2020 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete … kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile 14.10.2017 günü Azerbaycan Caddesinde seyir halindeyken karşı yönden gelen ve hatalı dönüş yapan … idaresindeki bisikletle çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkil şirket davalı tarafın kusurlu bulunması sebebiyle rucü hakkını kazandığını, bu meblağın ödenmesini talep ettiğini, karşı tarafça herhangi bir ödemenin yapılmaması üzerine davalı tarafa Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 14.136,20 asıl alacak ve 191,71 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.327,91 TL nin tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalıların borca itiraz ederek mevcut takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalıların itirazlarının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … ile bu davayı açmadan önce ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk yoluna gidilmediğini, bu nedenle davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddine, davaya dayanak yapılan kaza sonrasında tutulan trafik kazası tespit tutanağı gerçek kusur durumun yansıtmadığını, hukuka aykırı ve haksız yere açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Davacı tarafça dava açarken arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemediği gibi Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı, davacı vekili tarafından arabuluculuk son tutanağı aslı sunulduğu ancak, dava tarihinden sonra arabuluculuğa başvurduğu anlaşılmakla, davanın HMK’nun 115. ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine …” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; HMK m. 115/II’de sadece kesin süre kavramı kullanılmış olup belli bir süre öngörülmediğini, arabuluculuğun dava şartı olarak düzenlendiği 6325 sayılı yasa 18/A-II maddesinde dava şartındaki eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa bir haftalık kesin süre tanındığını, ancak mahkemece dava şartı yokluğu sebebiyle davalarının usulden reddedildiğini, bu durumda kararın hem HMK’ya hemde yerleşik uygulamalara aykırı olduğunu, yerel mahkemece tensip dahi düzenlenmeden arabuluculuk faaliyetleri sonlanmış ve görevli mahkemeye sunulmuş olduğundan dava şartı noksanlığının giderildiğini, yerel mahkemece tutanağın sunulması için taraflarına süre dahi verilmeden davanın reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme ilamının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanacağı, öte yandan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisi olduğu, göreve ilişkin düzenlemelerin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen inceleneceği, bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyeceği, başka bir anlatımla, yargı çevresinde asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için asliye hukuk mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekeceği. Buna karşılık, Kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, asliye hukuk mahkemesinin ticari olmayan bir davayı asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık halini oluşturacağı,
Davacı … şirketinin, davayı sigortalısının halefi olarak açtığı, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınacağı, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulandığı, öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verildiği, kazada kusurlu olan …’ın çocuk olduğu, tacir olmadığı, davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı, bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, ilk derece mahkemesi gerekçeli kararda davanın ticari dava olduğunu belirterek arabuluculuk dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verdiği, icra takibinin …’a velayeten anne ve babası olan … ve … hakkında yapıldığı, dava dilekçesinde davanın …’a velayeten davalılar hakkında açıldığının belirtilmemesinin sonuca etkili olmadığı, davacının davalıların Medeni Kanunun 369.maddesi gereğince sorumlu tutulmasını istemediği, Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kanun yolu incelemesinden geçmediği, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından davacının istinaf başvuru talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının görev yönünden kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2020 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/05/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G