Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/878 E. 2022/1004 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av. …-

DAVALI :
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
YAZIM TARİHİ : 08/06/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 16/01/2020 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kurumun … numaralı ”ticarethane” elektrik abonesi olduğunu, bu amaçla şimdiye kadar kullandığı elektriğe ilişkin tüm faturalarını zamanında ödemiş olup herhangi bir borcu bulanmadığını, bilindiği üzere kamuoyunda kısaca ” kayıp-kaçak bedeli” olarak bilinen ve haksız olarak tahsil edildiği düşünülen bu kalem için yakın tarihlerde çok sayıda davalar açıldığını, sonrasında ise çıkarılan yasa hükümleri ile bu kayıp kaçak için belli bir oranda tahsil edilmenin mümkün olduğu gerekçesiyle iş bu davaların sonuçsuz kaldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla davacının davalıya 01/01/2015-31/12/2015 tarihleri arasında hedeflenen orandan daha fazla miktarda kayıp kaçak bedelini fazladan tahsil etmesi nedeniyle, haksız olarak alınan bu bedele yönelik olarak şimdilik 1.000,00 TL’nin 31/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı taraf 13/09/2019 tarihli dilekçesiyle talep miktarını 3.369,96 TL artırarak 4.369,96 TL’ye çıkarmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 01/01/2015- 31/12/2015 tarihleri arasında müvekkilinin hedeflenen orandan daha yüksek miktarda kayıp kaçak bedelini fazladan tahsil ettiği iddiasıyla açılmış olan davanın haksız ve usule aykırı olduğunu, davacının tacir olduğunu, faturaya Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 34/son maddesi yada Türk Ticaret Kanunun 21/2 maddesi çerçevesinde itiraz etmediğini, fatura içeriğini kabul ettiğini, davacının taleplerinin bu nedenle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/7002 E. 2019/6042 K. Sayılı 02/07/2019 tarihli kararında ve 2018/5200 E. 2019/115 K. Sayılı ilamlarında” Kabule göre de; EPDK tarafından davacı şirketin aboneliklerinin bulunduğu bölgeler için belirlenmiş olan tarifeler yerine, yine aynı kurum tarafından belirlenen hedef kayıp-kaçak oranlarını hesaplamaya esas alan bilirkişi tarafından hazırlanan raporunun bölge adliye mahkemesi tarafından hükme esas alınması da doğru değildir.” karar verdiği görülmekle tariflere uygun tahsilat yapıldığından yersiz mahiyetteki davanın reddine….” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu ile ilgili EPDK tarafından önceden ‘hedeflenen kayıp kaçak oranları’nın her il ve bölge için belirlendiğini, yasal dayanağının da 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu 17/6-ç fıkrasında düzenlendiğini, kayıp maliyeti (=kayıp-kaçak bedeli), kurul (EPDK) tarafından belirlenecek olup bu belirlenen kıstas hedef oranı olup, dağıtım tarifelerinde asla bu oran geçilmemek kaydıyla tüketicilere yansıtılacağının belirtildiğini, davalarının can alıcı ve yasal dayanağının burası olduğunu, iddialarının, davalının, kurul tarafından belirlenen hedef oranlarından daha fazla bir miktarda, faturalara oran uygulanarak, kendilerinden haksız ve fazladan tahsilât yapmasına ilişkin olduğunu, davalı kurum bir müddet sonra hedef oranları faturalarda göstermeyerek bu hususu gözle görülür denetim dışına çıkarmış, bundan ayrıca kamuoyunda kayıp-kaçak bedeli artık tahsil edilemiyor, yasa çıktı vs. gibi oluşan algının arkasına saklandığını, yerel mahkemece resen yapılan araştırmada gayet basit olan davalarının bu hedef kayıp oranlarını geçmediği gerekçesiyle reddedildiğini, ancak eksik araştırma yapıldığını, teknik bir konu olan davalarında bilirkişi raporlarına itibar edilmediğini düşündüklerini, bilirkişi raporunun lehlerine olmasına rağmen davanın reddedildiğini, mahkemece EPDK’dan görüş alınmadan karar verildiğini, yerel mahkeme ile aralarındaki temel ihtilafın, Konya’daki herhangi bir tüketiciye uygulanacak hedef kayıp kaçak oranının hangisi olacağına yönelik olduğunu, mahkemece gerekçeye alınan Yargıtay 3.HD’nin ilgili içtihadının dava konusu olayla doğrudan doğruya bir ilgisinin bulunmadığını, davalı kurumunun ne oranda ve nasıl bir kayıp kaçak hedef oranı uyguladığını tam olarak açıklamadığını, açıklanan nedenlerle ret kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kayıp kaçak oranından fazla tahsil edilen miktarın istirdatı talebine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Dilekçesinin Reddi” başlıklı 346/(1). maddesinde; istinaf dilekçesinin, kanuni süre geçtikten sonra verileceği veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar vereceği,
Hukuk Muhakemeleri Kanununun “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341.maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 2.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41.maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmiş, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiş, 2019 yılı değerleme oranına göre yapılan hesaplamaya göre 2020 yılı için istinaf kanun yoluna başvurma kesinlik sınırı 5.390 TL olarak belirlenmiştir.
İlk derece mahkemesinin karar tarihi 16/01/2020 olup, istinaf istemine konu miktar ise 4.369,96 TL’dir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na 6763 sayılı Kanun ile ilave edilen Ek-Madde 1 hükmü uyarınca karar tarihi itibariyle HMK’nın 341/2. maddesi gereğince miktar veya değeri 5.390,00 TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, HMK’nın 346. maddesi gereğince kesin olan karara ilişkin istinaf dilekçesi ilk derece mahkemesince reddedilebileceği gibi 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
Dava dosyasının incelenmesinde; istinaf kanun yoluna başvuran davacının talep miktarı nazara alındığında; davacı yönünden kararın kesin olduğu, istinaf kanun yolunun açık olmadığı, ilk derece mahkemesi hakiminin kanunla verilmeyen bir hakkı tanımak suretiyle hükme karşı istinaf kanun yolu açık olduğunu belirtmesinin, taraflara; yasayla verilmemiş bir hakkı (istinaf kanun yolunu) bahşetmeyeceği sonuç ve kanaatiyle davacının istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin HMK 352/1-b maddesi gereğince reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin REDDİNE,
2- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/06/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 352 ve 362/1.a maddeleri gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G