Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/873 E. 2022/297 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR : 1-… – (T.C Kimlik No: …)
2-… – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
YAZIM TARİHİ : 09/03/2022
Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası ile açılan Menfi Tespit davasında 18/12/2019 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacıların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında sunduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından Konya .. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı icra takip dosyası ile müvekkilleri aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığını, davalı tarafından müvekkilerine bonoların tanzim edildiği ya da başka bir tarihte 25.000,00 TL ödenmediği gibi müvekkillerinin de bu bonoya karşılık davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı ile müvekkileri arasında davalınının müvekkilerine para vermesini gerektirecek bir ticari ilişki bulunmadığını ayrıca davalının defter ve faturaları incelendiğinde müvekkilerine başkaca herhangi bir mal verilmediğinin açıkça görüleceğini ileri sürerek davanın kabulü ile müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %40 tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davasını yetkisiz mahkemede açtığını, menfi tespit ve istirdat davalarının takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceğini, yetkili mahkemelerin Konya Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafından davasında haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacıların ne icra dosyasına ne de işbu davada icra takibine konu bonolardaki imzalara itiraz etmediklerini ayrıca bononun geçersizliğine dair hiçbir beyanda bulunmadıklarını, davacı tarafın davasını yazılı delil ile ispatlaması gerektiğini savunarak öncelikle davının yetki yönünden reddine aksi takdirde davanın esastan reddine, davacılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yapılan yargılama sonucunda; “… Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili Davalı tarafından Konya .. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı icra takip dosyası ile müvekkilleri aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığını, davalı tarafından müvekkilerine bonoların tanzim edildiği ya da başka bir tarihte 25.000,00 TL ödenmediği gibi müvekkillerinin de bu bonaya karşılak davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davalının davalı ile müvekkileri arasında davalınının müvekkilerine para vermesini gerektirecek bir ticari ilişki bulunmadığını ayrıca davalının defter ve faturaları incelendiğinde müvekkilerine başkaca herhangi bir mal verilmediğinin açıkça görüleceğini ileri sürerek davanın kabulü ile müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %40 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ettikleri, davalı yanın yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz ettiği görülmektedir, mahkememiz dosyası arasına celp edilen Konya .. İcra Müdürlüğü’ne ait …. Esas sayılı dosya arasına ibraz edilen alacaklı vekilinin ve taahhütte bulunan borçlu …’ın müşterek imzalarının bulunduğu kabul ve taahhüt beyanında özetle; toplam 37.511,83 TL borcunu 01/11/2018 tarihinden 10/07/2019 tarihine kadar belirli aralıklarla ödeyeceğini beyan, kabul ve taahhüt ettiği, borcunun tamamını eksiksiz ödemeyi kabul ve taahhüt etiğini, icra taahhüdünün bütün hukuki ve cezai sorumluluklarını biliyorum ve kabul ediyorum dediği, durumun alacaklı vekiline bildirildiği, alacaklı vekilinin de borçlunun taahhüdünü aynen kabul ettiği, taahhüde uymamanın hukuki ve cezai mesuliyetinin borçluya bildirilmesini, ayrıca bu tarihten sonra işleyecek faizlerden ve bu tarihten sonraki faiz talebinden feragat ettikleri, alacaklı vekilinin taahhüdünün borçluya tefhim edildiğini, taahhüdü ihlalin hukuki ve cezai mesuliyetinin borçluya bildirildiği, borçlunun tekrar söz alarak biliyorum anladım, kabul ediyorum dediği, Yüksek Yargıtay H.G.K. 12/10/2016 tarih 2014/19-870;966 (takip kesinleştikten ve ihtiyati haciz kesin hacze dönüştükten sonra borçlunun özgür iradesi ile icra dairesine giderek iradi olarak borçlu kabul ve ödeme taahhüdünde bulunması halinde bunun haciz baskısı ve tehdidi altında yapıldığını kabul etmek olanaksızdır) emsal kararı da dikkate alındığında davacıların davasının reddine karar verilerek aynı zamanda ihtiyati tedbirin durma kararı verilmediği de anlaşılmakla şartları oluşmadığından davalının %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmediği….” gerekçesiyle davanın reddine, davalının %20 oranında kötü niyet tazminat talebinin de şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın bedelsiz bonolar ile takibe başladığını, davalı tarafından müvekkillerine nakdi olarak bir para verilmemiş olup müvekkillerinin de davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, zira taraflar arasında davalının müvekkillerine para vermesini gerektirecek herhangi bir ilişkinin de bulunmadığını, aradaki ilişkinin varlığını somut delillerle ispat etmesi gerekenin davalı taraf olduğunu ve davalı tarafın bu durumu ispat edemediğini, menfi tespit davalarında kural olarak hukuki ilişkinin varlığının ispat yükünün davalı/alacaklıda olduğunu, alacaklının hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumunda olduğunu, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Konya .. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı takip dosyasına konu bonoda keşidecinin davacı …, diğer davacı …’ün kefil olarak, imzalarının bulunduğu, keşide tarihinin 14/05/2017, vade tarihinin 15/06/2017, lehtarın davalı olduğu, bedelin “nakden” ahzolunduğu, takip konusu senette bono unsurlarının bulunduğu ve takibin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapıldığının sabit olduğu anlaşılmıştır.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir. ( Y.11. HD 2020/4423 E.-2021/5625 K. Sayılı ilamı)
Davacıların cevap dilekçesinde ve istinaf başvurusunda imza inkarında bulunmadıkları, sadece davalı alacaklının, kendilerine para vermesinin gerektirir herhangi bir ilişki bulunmadığı, ispat yükünün alacaklıda olduğu sebeplerine dayanıldığı, yukarıda belirtilen yargıtay kararı gereğince ispat yükü üzerinde olan davacıların borçlu olmadıklarını ispatlayamadıkları kaldı ki dava konusu icra takibinde icra dairesinde düzenlenen 14/09/2018 tarihli taahhütname ile davalı …’ın borcu kabul ettiği ve ödeme taahhüdünde bulunduğu, anlatılan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacılarının istinaf başvuru taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacıların istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2- Davacılardan ayrı ayrı alınması gereken 80,70 TL harçtan, davacılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar ve ilam harcının davacılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/03/2022 tarihinde oyçokluğu ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
(Muhalif)

M.Y.

MUHALEFET ŞERHİ: Harçlar Kanunu hükümlerine göre; yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (2. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (15. md.). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30’uncu madde hükmü uygulanır (16/4. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınır (21. md.). (1) sayılı tarifede yazılı nispi karar ve ilam harcının 1/4’ü peşin alınır (28. md.). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilâm harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. md.). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (32. md.). HMK 120/1. maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.

Dava dosyasının incelenmesinde; açılan davanın menfi tespit istemine ilişkin olduğu, dava sebebi nazara alındığında; davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, dava açılırken her davacının ayrı ayrı başvurma ve peşin harç yatırması gerekirken tek bir peşin harç ile tek başvuru harcının yatırıldığı anlaşılmıştır.
Dava açılırken davacılar adına tek başvuru ve tek eksik peşin harcın yatırıldığı, ilk derece mahkemesince bu şekilde yargılamaya başlandığı ve deliller toplanıp değerlendirildikten sonra kurulan hükümde aynı şekilde tek bir harç şeklinde değerlendirme yapıldığı, verilen hükme karşılık davacıların ilk derece yargılamasında olduğu gibi bir başvuru ve bir istinaf karar harcını yatırması nedeniyle dosyanın dairemizce HMK 344. maddesi gereğince gerekli harçların yatırılması için geri çevrildiği, geri çevirme üzerine istinaf harçları tamamlandıktan sonra dosyanın tekrar dairemize intikal ederek yukarıdaki esasa kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda; davacıların müştereken düzenleyerek davalıya verdikleri 25.000,00 TL’lik bononun davalı ve arkadaşları tarafından Konya .. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası aracılığıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlattıkları, borçlu davacıların davacı alacaklıya herhangi bir borcunun olmaması nedeniyle takibin iptaline ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettikleri, dava dilekçesinde dava değeri olarak bono değeri olan 25.000,00 TL olarak gösterildiği, bu değer üzerinden hesaplanan 1.707,75 TL nispi harcın 1/4’ü olan 426,93 TL peşin harcın ve dava tarihi itibariyle 31,40 TL’den ibaret başvuru harcının, iki adet davacı olması nedeniyle, 2 kere yatırmaları gerekirken, sadece 426,94 TL peşin harç ve 1 adet 31,40 TL başvuru harcı yatırıldığı, ilk derece mahkemesince alınması gereken harçların davacılara tamamlattırılmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulduğu, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince eksik harç giderilmedikçe müteakip işlemler yapılamayacağından, mahkemece Harçlar Kanunu’nun hüküm ve tarifeleri uyarınca, eksik nispi peşin harcı tamamlamak üzere davacılara süre verilmesi ve sonucuna göre işlem yapılmasından bahisle dosyanın HMK 353/1-a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, harç geliri zayine sebep olacak şekilde HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince karar ittihazına gidilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, istinaf incelemesi esnasında 6100 sayılı HMK’nın 344. maddesi gereğince harçların tamamlanması için geri çevirme kararı verildiği, davanın açıldığı esnada ise aynı harç eksikliğinin görülmemesinin, geri çevirme kararıyla iş bu çoğunluk kararı arasında tenakuz oluşturduğu, dairemizin …. E. …. K. 08/03/2022 tarihli kararında da belirtildiği üzere, dairemiz uygulamalarının, harç eksikliğinin tamamlanması lüzumu üzerine HMK 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırma kararı verilerek dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi olduğundan, çoğunluğun görüşüne katılmadığıma dair muhalefet şerhimden ibarettir.

Üye …
e-imzalıdır