Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/826 E. 2022/1116 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
YAZIM TARİHİ : 05/07/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 30/01/2020 tarihinde tesis edilen davanın esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında tesis sözleşmesi adı altında sözleşme imzalandığını, müvekkilin sözleşmeye göre üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini ancak 2018 yılında ödenmesi gereken ücretin müvekkili şirkete ödenmediğini beyan ederek fazlaya dair her türlü talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilmiş bulunan ” Tesis Sözleşmesi” kapsamında ödenmesi gereken 100.000,00 TL’nin 2018 yılı Aralık ayından itibaren mevduata uygulanan en yüksek ticari faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan tesis sözleşmesinin yasal dayanağının 30083 Sayılı 01/06/2017 tarihli Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım yönetmeliği olduğunu, bu yönetmeliğin kaynağının ise 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu olduğunu, imzalanan tesis sözleşmesi gereğince 2018 yatırım yılı içerisinde bedelin ödenmesi öngörülmüşse de Elektrik Piyasası mevzuatı gereğince ödeme yapılması için EPDK’dan izin alınması gerektiğini, EPDK’nın ise tesisin … adına temini yapılmadan ödemenin yapılmaması gerektiğinin belirtildiğini, müvekkili şirketin devir ücreti ödemelerinde aracı bir rol üstlendiğini, ödenecek bedelin müvekkili şirketin uhdesinde bile bulunmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Davacı vekilinin 15/01/2020 tarihli dilekçesiyle müvekkil davacıya yargılama devam ederken, davalı şirket, 205.173,03 TL ödeme yaptığını, dava açıldıktan sonra davalının borcunu ödemesi nedeniyle her ne kadar dava konusuz kalmış olsa da vekalet ücreti ve masrafları yönünden davalarının devam ettiğini bildirmiştir.
(II) YARGILAMADA TOPLANAN DELİLLER
Dr. Öğr. Üyesi Hukuk Bilirkişisi …, Elektrik Mühendisi …, Elektrik Mühendisi … tarafından 09/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle, Davacı şirket ile davalı şirket arasındaki tesis sözleşmesi ve Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde davacı şirkete davalı şirket tarafından geri ödeme yapılması için gereken şartların oluşup oluşmadığının mahkemenin takdirinde olduğunu, mahkemenin söz konusu geri ödemenin şartlarının oluştuğu kanaatine ulaşması halinde tesis sözleşmesi kapsamında dava konusu tesis bedelinin 197.264,37 TL olduğu (2018 yılı için) görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Dr. Öğr. Üyesi Hukuk Bilirkişisi …, Elektrik Mühendisi …, Elektrik Mühendisi … tarafından 15/01/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle, Mahkemenin söz konusu geri ödemenin şartlarının oluştuğu kanaatine ulaşması halinde Tesis Sözleşmesi ve Kullanıcı Tarafından Dağıtım Varlığı Tesis Edilmesi kapsamında 2018 yılı … birim fiyatlarına dava konusu tesis bedelinin 197.264,37 TL olduğu (2018 yılı için) ve hesaplamalarda herhangi bir yanlışlık olmadığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi raporları usulüne uygun olarak taraf vekillerine tebliğ olmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı taraf dava dilekçesiyle, taraflar arasında tesis sözleşmesi adı altında sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre müvekkil şirket, 33 hatlık elektrik direği çekme işini yaptığını, müvekkilin sözleşmeye göre üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, davalının ödeme yapmadığını ve bu nedenle alacak talebinde bulunmuştur.
Davalı taraf ise, henüz yasal işlemlerin devam ettiğinden davacının bu aşamada ödeme talep yetkisi olmadığından davanın reddini dilemiştir. Mahkememiz dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yapmış ve dosya arasına almıştır. Alınan rapora göre, davalıının 197.264,37 TL alacaklı olduğu değerlendirilmiştir.
Mahkememizce taraflarca son oturumda sunulan beyana göre dava konusu alacağın ödendiği ve davanın konusuz kaldığı bildirilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir.
Somut olayda taraflar arasında imzalanmış tesis sözleşmesinin 9. Maddesine göre, 2018 yatırım yılında en fazla 12 taksitle ödeneceği kararlaştırıldığı, tesis sözleşmesine konu yerin geçici kabulünün 2014 yılında yapılmış olması, aradan geçen süre içinde davalının gerekli işlemleri tesis etmesi gerekli olduğu, ahde vefa ilkesi kapsamında davalı taraf sözleşme ile bağlı olduğundan, yönetmelik vasfındaki düzenlemenin tarafların arasındaki akit ilişkisine müdahale edemeyeceğinden yargılama gideri davalı üzerinde bırakılmıştır.” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmede davacının yönetmelik hükümlerine uymayı kabul ettiğini, mahkemece yanılgılı değerlendirme yapıldığını, mahkemece yönetmelik hükmünün sözleşmeye etki edemeyeceği belirterek sözleşme gereği müvekkilinin ödeme yapmakla yükümlü olduğunun belirtildiğini, taraflar arasındaki sözleşmede yönetmelik ve mevzuat değişikliklerinin tarafları bağlayacağına ilişkin de hüküm kurulmadığını, mahkemece sözleşmenin bu hükmünün dikkate alınmadığını, EPDK tarafından ödemelerin güncel fiyatlar üzerinden kamu yararı kararı alındıktan sonra ödenebileceğine dair değişikliğin tarafları bağlayacağının belirtildiğini, işbu davanın açılarak yönetmeliğin hiçe sayıldığını ve muacceliyet şartının gerçekleşmediğini, tarafların sözleşme ile uymayı kabul ettikleri yönetmelik değişikliği karşısında sözleşme hükümlerinin uygulanmasının talep edilmesinin normlar hiyerarşisine aykırı olduğun, mahkemece bu hususun da gözönünde bulundurulması gerektiğini, sözleşme yönetmelik değişikliklerinin uygulanacağı maddesi yer almasa dahi kamu tüzel kişisi olan EPDK tarafından çıkartılan yönetmelik, kamu hizmeti veren müvekkili ile davacı arasında yapılan özel sözleşmelere yine uygulanacağını, bunun sözleşme ile kararlaştırılmasının gerekmediğini, müvekkilinin ödeme yapmasının hukuken mümkün olmadığı ve bunun hatası ve kusurundan kaynaklanmadığı halde lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere konusuz kalma halinde maktu vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tesis sözleşmesinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraflar arasında yapılan bila tarihli “Tesis Sözleşmesi” ile Eğribayat 1TR ENH 15-16 numaralı direkler arasında tesis edilen direkten braşman alınarak davacıya ait ENH işi kapsamında, 33 hatlık elektrik direği çekme işinin yapıldığı, sözleşmenin 4.maddesinde ödemeye esas bedelin tespiti düzenlendiği, sözleşmenin 9.maddesinde; sözleşmenin 4. Maddesine göre hesap edilecek olan, geri ödemeye esas bedelin geri ödenmesi, 2018 yatırım yılından en fazla 12 ay eşit taksit ile yapılacaktır hükmünün bulunduğu, 26/02/2019 dava tarihine kadar sözleşme konusu ödemenin yapılmadığı, ilk derece mahkemesince uyuşmazlık hususunda bilirkişi raporu alındığı, dava açılmasından ve ilk duruşma yapılmasından sonra, davalı tarafça 30/12/2019 tarihinde 204.173,03 TL ödeme yapıldığı, ilk derece mahkemesince davanın konusu kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, anlaşılmıştır.
İDM kararında davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması davalı tarafça istinaf talebine konu edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331. maddesinin birinci fıkrasında, “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder” hükmüne yer verilmiştir.
Mahkemece tesis sözleşmesinin 9.maddesine göre 2018 yatırım yılından en fazla 12 taksitle ödeneceği kararlaştırıldığı, sözleşeme konu yerin geçici kabulünün 2014 yılında yapılmış olması, aradan geçen süre içinde davalının gerekli işlemleri tesis etmesi gerekli olduğu, ahde vefa ilkesi ve tarafların sözleşme ile bağlı olduğu gerekçesiyle, davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Davalı taraf, taraflar arasında yapılan 02/06/2014 tarihli “Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşmasının” 22.maddesi: “Bu anlaşmanın yürürlük tarihinden sonraki mevzuat değişiklikleri taraflar için bağlayıcıdır.” hükmü bulunduğu, ilgili yönetmelikte, EPDK tarafından ödemelerin güncel fiyatlar üzerinden kamu yararı kararı alındıktan sonra ödenebileceği, şeklinde değişiklik yapıldığı, bu değişiklik nedeniyle muacceliyet şartının henüz oluşmadığı, davacının ödeme yapılmasını isteyemeyeceği, davalı şirketin … adına temini için aracı olduğu bir işte, EPDK izni olmadan ödeme yapması da hukuken mümkün olmadığı, davanın açılmasında davalının hatası ve kusuru bulunmadığı, bu nedenle aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı sebebine yönelik istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Taraflar arasında imzalanan Tesis Sözleşmesinde tarih bulunmamakta ise de, bu sözleşmenin, 02/06/2014 tarihli “Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşması”nın eki olarak gösterilmiş olması nedeniyle bu tarihte yada bu tarihten önce yapıldığı, anlaşılmaktadır.
Davalının istinaf talebine konu ettiği “Enerji Piyasası Bağlantı ve Sistem Yönetmeliği”nin 21.maddesinde 29/09/2018 tarihinde yapılan değişiklikten sonra,
3.fıkra:
Bu durumda gerçekleşen yatırıma ait bedel, dağıtım şirketi tarafından bağlantı görüşünde verilen bağlantı talebinin karşılanabileceği tarihteki yıl içerisinde en fazla on iki aylık eşit taksitle, yatırımı yapan veya finanse eden gerçek veya tüzel kişiye, muhataba ulaşılamaması halinde tesisin bulunduğu yerdeki en yakın banka ya da PTT şubesine, hak sahip veya sahipleri adına yatırılarak ödenir. Dağıtım tesisinin geçici kabulünün, dağıtım şirketinin bağlantıyı karşılayabileceğini öngördüğü tarihten sonra yapılması halinde ödeme geçici kabulün yapıldığı tarihi takip eden yıl içerisinde yapılır. Söz konusu dağıtım tesisinin bulunduğu yerlere ilişkin kamu yararı, irtifak hakkı tesisi veya devir kararının veya orman kesin ve/veya ön izin belgesinin alındığı tarihte, geri ödemenin yapılacağı yıla kadar alınmamış olması halinde ise ödeme, bu kararların ve/veya ilgili resmi izinlerin alındığı yılı takip eden yıl içerisinde yapılır. Dağıtım şirketi ilgili dağıtım tesisini, varlık kayıtlarına ödemenin yapıldığı tarihte ekler.
Yönetmeliğin 21. maddesi 3.fıkrasında yapılan değişiklik, belirtilen karar ve belgelerin alınmasını gerektiren durumlarda dikkate alınacak olup, somut olayda taraflar arasında Tesis Sözleşmesi akdedilmiş olup, sözleşme konusu tesisinin tamamlandığı, sözleşmenin 9.maddesine göre de ödemelerin 2018 yatırım yılında yapılacağı kararlaştırılmıştır. Kaldı ki yargılama devam ederken yapılan ödemenin, 3.fıkrada yapılan değişiklikten kaynaklı şartların gerçekleşmesine bağlı olarak yapıldığına dair davalı şirketçe ileri sürülmüş bir iddia da bulunmamaktadır.
Anlatılan nedenlerle ilk derece mahkemesince davanın açıldığı tarihte tarafların haklılık durumu gözetilerek, 6100 sayılı HMK’nın 331.maddesi uyarınca davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde de herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı bu itibarla, davalının istinaf istemlerinin yerinde olmadığı ve istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğice esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince tebliğ işlemlerinin dairemizce yapılmasına,
6- Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 28/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

M.Y.