Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/800 E. 2020/555 K. 22.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 17.08.2017 tarihinde satım sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme gereği davalı şirketin 10 çeşit sacı sözleşmenin 7.maddesinde belirlenen sürelerde temin ve teslim etmeyi, müvekkili şirketin ise buna karşılık KDV dahil olmak üzere toplam 249.326,00 USD ve 10.873 € bedeli ödemeyi kabul ederek sözleşme akdettiklerini, bu sözleşmenin 6.maddesinde; alıcının yani müvekkili şirketin KDV hariç bedelin %50’sini ödemesi halinde teslimatın sözleşmede belirtilen sürede gerçekleştirileceğinin hüküm altına alındığını, müvekkili şirketin sözleşme gereği KDV bedeli hariç bedelin yarısını hatta yarısından da fazlasını yine sözleşmede belirtildiği üzere ödediğini, bu ödemelerin 22.08.2017 tarihinde ikmal edilerek toplamda 100.000 USD ve 50.000 TL olmak üzere gerçekleştiğini, buna rağmen davalı tarafın sözleşmeye uymadığını, edimini yerine getirmeyerek temerrüde düştüğünü, davalı tarafın müvekkili şirketin edimini ifa etmesine karşın temin ve teslim etmesi gereken malzemeleri teslim etmediğini, bunun üzerine davalı tarafa 24.01.2018 tarihinde Konya … Noterliği’ne gönderilen ihtarname ile mezkur sözleşmenin haklı nedenle ve sözleşme maddelerine istinat edilerek feshedildiğinin bildirildiğini, ayrıca aynı ihtarname ile davalıdan; müvekkili şirketin davalı tarafa ödemiş olduğu 100.000 USD ve 50.000,00 TL’lik bedel, sözleşmenin 10.maddesi uyarınca teslimde gecikme olması halinde geciken hergün için ödenmesi gereken maddi zarar bedeli, temin ve teslimin yapılmaması nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zarar ve munzam zarar bedellerinin müvekkiline ödenmesinin talep edildiğini, davalı tarafın, bu ihtarnameye verdiği cevabında malzemelerin temininde gecikme yaşandığını kabul ettiğini ve fakat herhangi bir iadede veya ödemede bulunmadığını, belirterek; davalı tarafın dava miktarına yetecek miktarda (UYAP üzerinden menkul/gayrimenkul sorgulaması yapılarak ) varsa menkul ve gayrimenkul malları üzerine 3. Kişilere devir temlikini önlemeye matuf olarak taktiren teminatsız olarak bu talepleri uygun görülmediği taktirde uygun bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir/haciz konulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili şirketin ödemiş olduğu 100.000 USD’nin kur karşılığı olan 377.860,00 TL ve 50.000,00 TL olmak üzere toplam 427.860,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işlemiş olan ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşmenin 10.maddesinde teslimatta gecikme olması halinde geciken her gün için sözleşme bedelinin %0,20’si kadar bedelin davalı tarafından müvekkili şirkete ödeneceğinin hükme bağlandığını, davalının 10 çeşit sacı; 22.08.2017 tarihinde müvekkili şirketin edimini yerine getirdiği için bu tarihten itibaren sözleşmenin 7.maddesine göre en geç 10 hafta sonunda yani 01.11.2017 tarihinde tüm ürünleri teslim etmesi gerekirken teslim etmediğini, 01.11.2017’den bugüne kadar 100 gün boyunca teslimat yapmadığını, bu sebeple sözleşme gereği ödenmesi gereken sözleşme bedelinin %0,20’sine tekabül eden bedelin herbir gün için ayrı ayrı olmak üzere davalıdan tahsil edilmesinin gerektiğini, sözleşme bedelinin 249.326,00 USD ve 10.873,00 Euro’nun karşılığı olarak 993.062,00 TL olduğunu, sözleşme bedelinin %0,20’sinin günlük 1.986,00 TL’ye tekabül ettiğinden bu bedelin davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine karar verilmesini ve munzan zararın tespitine, ayrıca davalı tarafın edimini ifa etmemesi sebebiyle müvekkilinin ciddi bir zarara uğradığını ve bu zararın hale devam ettiğini, davalı tarafın basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, sözleşme ile yüklemiş olduğu edimini ifa etmediği gibi ödenen bedeli de iade etmediğini, müvekkilinin bu malzemelerin teslim edilmemesi sebebiyle işleri aksadığını, ticari faaliyetlerinin sekteye uğradığını, bu haseple bu zarara tekabül eden miktarın mahkemece tespit edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında imzalanan sözleşme gereğince sözleşmede yazılı ürünlerin bir kısmını teslim edildiğini, davacı yanın vermiş olduğu dava dilekçesinde bu durumun kabul edildiğini, sipariş edilen ve üzerinde anlaşmaya varılan ürünlerin bir kısmının ithal ve özel sipariş olması nedeniyle müvekkilinden kaynaklanmayan tamamen yurtdışı ithalatında yaşanan sıkıntılar sebebi ile gecikme yaşandığını, bu durumun davacı ile paylaşıldığını ve süreçten haberdar edildiğini, müvekkili şirketin sözleşmede yazılı malların bir kısmını teslim ettiği düşünüldüğünde ve sipariş edilen malların ithal ve özel kesim gerektiren ürünlerden olması da dikkate alındığında ve yurt dışında Türkiye’ye yaşatılmak istenen olumsuz durum göz önüne alındığında açılan davanın reddi ile bu durumun mücbir sebep kabul edilmesi gerektiğini, davacının talep kısmında munzam zarar talep etmesinin de yasa gereğince mümkün olmadığını, böyle bir zararı kabul etmemekle birlikte, alacak davasının sonuçlanıp kesinleştikten sonra ancak munzam zarar davasının ikame edilebilecekken aynı dilekçe ile bu davanın ikamesinin usul gereği mümkün olmadığını, bu sebeple bu davanın tefrik edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile 414.911,46 TL alacağın 30/01/2018 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının gecikme tazminatı ve munzam zarara yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.

ANKARA BAM 22. HUKUK DAİRESİNİN KARAR ÖZETİ: “5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un Ek 1.maddesinde, iki halde yetkili bölge adliye mahkemelerince yargı çevresinin değiştiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilemeyeceği düzenlenmiş olup bunlar, ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle yetkili olunması ile yargı çevresinin değiştirilmesinden önce istinaf incelemesinden geçen dosyalarla ilgili olarak yeniden istinaf incelemesine konu edilmesi halleridir.
Söz konusu düzenlemeden istinaf incelemesine konu edilen ilk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle yetkili olan Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucu her hangi bir eksiklik nedeni ile geri çevirme yapılmış olması, HMK’nin 353.maddesindeki kaldırma nedenlerinden birinin bulunması nedeni ile kararın kaldırılarak yeniden ilk derece mahkemesine gönderilmesi üzerine ilk derece mahkemesince kaldırma kararı gereğince yargılama yaparak yeni karar vermesi, ya da düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi üzerine Yargıtay temyiz incelemesi sonucu kararın bozulması halinin anlaşılması gerekmektedir.
Somut olayda da ilk derece mahkemesince davacının kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf isteminde bulunmuştur.
Bu itibarla, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere Konya Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesi için mahal mahkemesine geri çevrilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
KARŞI YETKİSİZLİK KARARI GEREKÇESİ: Dava dosyasının yapılan incelemesinde; davanın ihtiyati tedbir/haciz talepli olarak 08/02/2018 tarihinde açıldığı, ilk derece mahkemesince davacının ihtiyati haciz talebinin 13/02/2018 tarihli ara karar ile fazlaya ilişkin 198.600,00 TL talebin reddine, 427.860,00 TL alacağa yetecek kadar kısımların ihtiyaten haczine karar verildiği, verilen karara karşı davalının 23/02/2018 tarihli dilekçesi ile ihtiyati hacze itiraz ettiği, ilk derece mahkemesince 20/03/2018 tarihli ara karar ile itirazın reddine karar verildiği, bu karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurduğu, dava dosyasının itirazın reddine ilişkin ara kararının incelenmesi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesine gönderildiği, dairece yapılan istinaf incelemesi sonucunda; istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine 05/02/2018 tarihinde karar verildiği,
İlk derece mahkemesine gönderilen dava dosyası üzerinde yapılan yargılama sonucunda … tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verdiği ve bu karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulduğu, dava dosyasının yasal düzenleme gereğince istinaf incelemesi için yetkili ve görevli Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesine gönderildiği,
Ankara BAM 22. Hukuk Dairesince 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 136. maddesi ile 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri hakkında Kanuna ek 1. maddenin 1. fıkrasında: “Bölge Adliye Mahkemelerinin yargı çevresinin 25. madde uyarınca değişmesi halinde, bu değişikliğinin uygulanması durumunda Resmi Gazete’de belirlenen tarihten önce ilk derece mahkemelerince verilen kararların istinaf incelenmesinde, karar tarihi itibariyle yetkili bölge adliye mahkemelerince yargı çevresinin değiştiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilemez. Yargı çevresinin değiştirilmesinden önce istinaf incelemesinden geçen dosyalar, yeniden istinaf incelemesine konu edilmesi halinde de ilk incelemeyi yapan bölge adliye mahkemesince sonuçlandırılır.” düzenlemesi gereğince istinaf incelemesi yapması gerekirken; yetkisizlik kararı vererek Konya BAM’a gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine 17/02/2020 tarihinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu
Madde 22: (1) Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına herhangi bir engel bulunduğu yahut iki mahkeme arasında yargı çevrelerinin sınırlarının belirlenmesinde tereddüt ortaya çıktığı takdirde, yetkili mahkemenin tayininde, ilk derece mahkemeleri için bölge adliye mahkemelerine, bölge adliye mahkemeleri için Yargıtaya başvurulur.
(2) İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.
Madde 341: (1) İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
Madde 391: (3) İhtiyati tedbir talebinin reddi hâlinde, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.
694 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 136. maddesi ile 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri hakkında Kanuna ek 1. maddenin 1. fıkrasında: “Bölge Adliye Mahkemelerinin yargı çevresinin 25. madde uyarınca değişmesi halinde, bu değişikliğinin uygulanması durumunda Resmi Gazete’de belirlenen tarihten önce ilk derece mahkemelerince verilen kararların istinaf incelenmesinde, karar tarihi itibariyle yetkili bölge adliye mahkemelerince yargı çevresinin değiştiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilemez. Yargı çevresinin değiştirilmesinden önce istinaf incelemesinden geçen dosyalar, yeniden istinaf incelemesine konu edilmesi halinde de ilk incelemeyi yapan bölge adliye mahkemesince sonuçlandırılır.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ihtiyati tedbire ilişkin yasal düzenlemede belirtilen ilk derece mahkemesi kararlarına karşı kanun yoluna başvurulabileceği ve başvurunun incelenmesi usulü açıkça belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar ile Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin bu konudaki 2018/5987 esas 2018/8404 karar, 2018/4984 esas 2018/6682 karar, 2018/2547 esas 2018/4558 karar, 2019/988 esas 2019/1842 karar sayılı ilamları nazara alındığında; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … Esas … Karar sayılı kararına ilişkin istinaf incelemesi ile ilgili delilleri değerlendirmede Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin yetkili olduğu kanaatiyle dairemizin yetkisizliğine ve oluşan olumsuz yetki uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın merci tayini için karar verilmek üzere Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine re’sen gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Hakimler ve Savcılar Kurulunun 06/06/2018 tarih ve 217 sayılı kararı gereğince istinaf kanun yoluna başvuru incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden 6100 sayılı HMK’nın 352. Maddesi gereğince Dairemizin YETKİSİZLİĞİNE,
2- Ankara Bölge Adliye mahkemesi 22. Hukuk Dairesi ile Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi arasında oluşan olumsuz yetki uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın re’sen Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE, ,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır