Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/693 E. 2021/302 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …/… – …/….
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …/…
KARAR NO : …/..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP : ..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 01/11/2019
NUMARASI : …/… Esas – …/… Karar

DAVACI : … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.
VEKİLLERİ : Av. ..

MÜDAHİLLER : 1- . A.Ş.
VEKİLLERİ : Av..
2- .. San. Tic. A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. ..
3- .. A.Ş.
VEKİLİ : Av…
4- .. Tur. Hiz. San. Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av…
5-… San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. ..
6- .. .. A.Ş.
VEKİLİ : Av. ..
7- .. Malz. San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
8-… A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
9-…..Fuarcılık A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
10-…
VEKİLİ : Av. ..
11… Gıda Teks. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. ..
12- … A.Ş.
VEKİLLERİ : Av…
13- … A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. .
14- . A.Ş.
VEKİLİ : Av. .
İSTİNAF EDEN
MÜDAHİLLER :15- . T.A.Ş.
VEKİLLERİ : Av…
16-.. Bankası A.Ş.
VEKİLİ : Av….
17- ..Bankası A.Ş.
VEKİLLERİ : Av…
18-… A.Ş.
VEKİLLERİ : Av…
19- … A.Ş.
VEKİLİ : Av. .
DAVA : Konkordato

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/03/2021
YAZIM TARİHİ : 10/03/2021
Davacı tarafından Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin ../… esas sayılı dosyası ile açılan konkordato davasında 01/11/2019 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı, bir kısım müdahillerin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2012 yılında şahıs firması olarak kurulduğunu, şirketin her türlü motorlu taşıt yedek parça ithalat ve ihracatını yaptığını, şirketin ortaklık yapısının %100 oranında sahip olacak şekilde … tarafından kurulduğunu, şirketin 04/07/2016 tarih 9110 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığını, şirketin sermayesinin 500.000,00 TL olduğunu ve bu sermayenin hepsinin ödendiğini, müvekkili şirketin ülkenin bulunduğu durumlar nedeniyle olumsuz etkilendiklerini, müvekkili şirketin alacaklarını tahsil etmede güçlükler ve gecikmeler yaşadığını, borç ödemelerinde temerrüte düştüğünü, müvekkili şirketin vadesi gelen cari borçları, çekilen banka kredilerini ve diğer borçlarını ödeyemez hale geldiğini, ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya kaldığını, müvekkili şirketin borçlarını ödemekte zor duruma düştüğünü beyan ederek müvekkili şirket lehine 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesine, geçici konkordato komiseri atanmasına, şirkete karşı icra ve iflas yoluyla takip başlatılmasının engellenmesine, başlatılan tüm icra takiplerinin durdurulmasına, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerde malların muhafaza altına alınması ve satış işlemlerinin durdurulmasına, ihtiyati tedbir ve haciz kararlarının uygulanmamasına, mühlet içinde doğacak alacaklar için temlik işleminin hükümsüz sayılmasına ve mühlet içinde doğacak alacaklar için temlik işleminin hükümsüz sayılmasına ve mühlet içinde ödemelerin komiser denetiminde yapılmasına, şirket hesaplarında mevcut blokajların kaldırılmasına, mühlet içinde alacaklılar tarafından yapılabilecek takas ve mahsup işlemlerinin engellenmesine, teminat mektuplarının nakde dönüştürülmesinin engellenmesine, şirket malları üzerindeki mevcut muhafaza işlemlerinin hacizler baki kalmak kaydıyla kaldırılarak şirkete yedi emin olarak teslimine, ihtiyati tedbir yoluyla karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 02/11/2018 tarihli ara kararı ile; “2004 s. İİK.nin 287/1. ve 287/4. maddeleri gereğince, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil sırasında kayıtlı davacı … İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin bugünden itibaren geçerli olmak üzere 3 ay geçici mühlet verilmesine” komiser atanmasına ve borçlunun malvarlığını korumaya yönelik tedbirlere karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesince 23/01/2019 tarihli ara kararı ile; “2004 s. İİK.nin 289/3. maddeleri gereğince, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi’ne 23/01/2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1 yıl süreyle konkordato kesin mühleti verilmesine” karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Davacının davasının KABULÜ ile Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … İç ve Dış Ticaret Limited şirketi’nin (revize edilmiş haliyle) konkordato projesinin tasdikine,
2-Tasdik edilen Konkordato Projesi gereğince;
a) Kayıt altına alınmış adi alacak niteliğindeki anapara borçları için, konkordato komiserinin son raporuna ekli ödeme planında yazıldığı şekilde ve 30.04.2020 tarihinden itibaren ödenmeye başlanmak üzere, 3’er aylık vadelerle ve 16 taksitte davacı tarafından tamamen ödenmesine,
b) Konkordatodan etkilenen (adi) alacaklıların, adi alacaklarının anapara kısmı hariç, faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş sayılmalarına,
3-Konkordatonun tasdiki kararının, gerekçeli kararın kesinleşmesi beklenmeksizin, 2004 s. İİK’nin 308/c maddesi gereğince DERHAL bağlayıcı hale gelmesine,
4-Geçici ve kesin mühletin etkilerinin, Kanun’daki istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe (01/11/2019) kadar devam etmesine,
5-Bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olmasına ancak, 2004 s. İİK’nin 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 s. Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna olmasına,
6-Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere, mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların, (bu adi konkordatoda) konkordato şartlarına tabi olmamasına; aynı kuralın karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerli olmasına,
7-Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hale gelmesiyle, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizlerin hükümden düşürülmesine ancak, 2004 s. İİK’nin 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 s. Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna olmasına,
8-Borçlu tarafından, alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılacak vaadlerin hükümsüz olmasına,
9-Konkordatoya muvafakat etmeyen (adi) alacaklıların, borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhfaza etmesine,
10-Tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için alacaklılar kurulu veya kayyım tayinine yer olmadığına,
11-2004 s. İİK’nin 305/d maddesine istinaden, 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesi ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifası için, (davacı borçlunun malvarlığının yeterli olduğu anlaşıldığından) teminat alınmasına veya aranmasına yer olmadığına” karar verilmiştir.
İSTİNAF TALEP EDENLER VE SEBEPLERİ:
.. T.A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerçekçi ve somut olmayan konkordato projesinin onaylanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, konkordato komiseri tarafından hazırlanan 14/10/2019 tarihli rapora göre adi borçlar, rehinli borçlar ve mühlet içi borçlarında bulunduğu toplam borç miktarının 3.997.829,56 TL olarak hesaplandığını, şirketin bilançosu, komiser raporları incelendiğinde bu tutarı ödeyemeyeceğinin açık olduğunu, bu şirketin konkordato sürecinde olmasının hiçbir hukuki yararının bulunmadığını, mahkemece şirkete atanan konkordato komiseri tarafından hazırlanan 28/09/2019 tarihli alacaklılar toplantısı raporu incelendiğinde şirketin borca batıklık hesabının yapılırken tüm borçlarının ana para üzerinden hesaplandığını, İİK’nın 294. maddesinde rehinli alacakla faiz işletilebileceğinin belirtildiğini, raporda hesaplanan borca batıklık rakamının hatalı olduğunu, rehinli alacaklara faiz eklenmesi ile birlikte şirketin daha da borca batık olacağını, konkordato projesine kaydedilmiş alacak toplam tutarlarının dikkate alınmadığını, alacak miktarlarının düşük gösterildiğini, komiser tarafından tutulan tutanak ile konkordato projesinin onaylandığını, alacaklıların anapara tutarlarının dahi yanlış hesaplanarak dikkate alındığını, konkordato komiserinin iflas masasından farklı olarak alacağın kabulüne ya da reddine karar vermek gibi bir hak ve yetkisinin bulunmadığını, bu yetkinin mahkemeye ait olduğunu, gerekçesi dahi bulunmayan bir rapor ile maddi hukuk anlamında da kesinleşmiş bulunan çekişmesiz alacakların düşük yazıldığını, çekişmeli yerine konulduğunu, yok sayıldığını, davacının işbu davayı alacaklıların alacağına kavuşmasına engel olmak ve alacağı sürüncemede bırakmak amacıyla açtığını, davacının kötüniyetli olduğunu, konkordatonun tasdikini gerektiren şartların gerçekleşmediğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının işbu davayı alacaklıların alacağına kavuşmasını sürüncemede bırakmak ve zaman kazanmak amacıyla açtığını, şirket kaynakları ile orantılı alacaklılara zarar verme ihtimali olmayan ve başarı ihtimalinin mevcut olduğu konkordato teklifinde bulunulmadığını, müvekkili bankanın itiraza uğramış alacağı hakkında mahkemece karar verilmediğini, konkordato projesinin tasdik edilmesi için gereken şartların gerçekleşmediğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
…A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı firmanın müvekkili banka müşterisi olup çeşitli krediler kullanıldırıldığını, davacı tarafın işbu davayı alacaklıların alacağına kavuşmasını sürüncemede bırakmak ve zaman kazanmak amacıyla açtığını, mahkeme tarafından tasdik kararı verilen konkordato projesine firmanın ödemesiz dönemde iddia ettiği gibi işletme sermayesi yaratıp yaratmadığını irdelemediğini, bu husunun incelendiğinde konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olmadığının görüleceğini, davacı şirketin müvekkili banka ile borçlarının yapılandırılması hususunda herhangi bir girişimde bulunmadığını, buna rağmen alacağın 114.016,82 TL olarak bildirilmesine rağmen 71.710,09 TL alacağın firma tarafından kabul edilmiş olması nedeniyle banka alacağının çekişmeli hale getirildiğini, çekişmeli alacaklıların nisaba katılıp katılmamasının kabul edilip edilmemesine göre nisabın değişeceğini ve belki de projenin istenilen nisabı sağlamamasının da mümkün olabileceğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
… A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından davacı şirket arasında konkordato davasından önceki tarihlerde çeşitli kredilerin kullanıldırıldığını, konkordato komiserliği tarafından gerçekleştirilen alacaklılar toplantısında muttali olunan konkordato projesinde alacak miktarlarının daha yüksek olmasına rağmen projede 143.921,12 TL olarak belirtildiğini, alacak miktarlarının 175.394,06 TL olduğunu, davacının müvekkili bankaya olan borç miktarını düşük gösterme yoluna gittiğini, konkordatonun tasdiki için İİK’da aranan şartların gerçekleşmediğini, tüm borçlar için ana para üzerinden hesaplama yapıldığını, davacının mevcut durumunun borçlarını karşılamaya yeter miktarda olmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın finansal kiralama sözleşmesinden doğan borcunun devam ettiğini, İİK’nın 307. maddesine göre erteleme kararı verilebilmesi için gereken şartlardan biri de finansal kiralama konusu malın değer kaybından kaynaklanabilecek zarar, teminat altına alınmış olmasının arandığını, davacı tarafından böyle bir teminatın sağlanmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılarak bu talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İSTİNAF SEBEPLERİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; adi konkordato talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Konkordato bir borçlunun alacaklılarının kanunda öngörülen çoğunluğunun kabulüyle borçlarını belirli bir oranda ve/veya vadelerle ödemesini öngören, borçların yapılandırılmasını sağlayan bir cebri icra türüdür. Borçlu ile alacaklılar arasındaki bir çeşit sulh sözleşmesi niteliğinde olan konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan, dürüst borçluları korumak amacıyla getirilmiş bir müessesedir. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya indirim yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkanı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkanları da korunmuş olur (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 21/01/2020 tarih 2019/3021 Esas 2020/292 Karar sayılı ilamı).
Dava dosyası HMK’nın 26, 355 ve İİK’nın 285 ila 308. Maddelerindeki düzenlemeler nazara alınarak incelendiğinde; davacının dava dilekçesine İİK 286. maddesinde belirtilen belgeleri eklediği, aynı yasanın 287 ve 289. maddelerinde belirtilen geçici mühlet ve kesin mühlet verilmesi şartlarının mevcut olduğu, verilen kararların usulüne uygun olarak ilan edildiği, gerek geçici mühlet ve gerekse kesin mühlet içerisinde konkordato komiseri tarafından düzenlenen raporların dosya içerisine alındığı, alınan raporların dosya kapsamına uygun denetime açık mahiyette olduğu davacı borçlu şirketin borca batık olmadığı, davacı borçlu şirketin adi alacaklıların toplam alacak tutarının 2.604.597,47 TL, adi alacaklıların toplam sayısının 85, projeye kabul oyu verenlerin adi alacak tutarının 1.798.387,81 TL, kabul oyu veren alacaklı sayısının 69 olduğu, kabul oyu kullanan adi alacağın toplam alacak tutarına oranının % 69,05, kabul oyu kullanan adi alacaklıların toplam alacaklı sayısına oranının % 81,00 olduğu, bu şekilde adi alacaklar yönünden konkordato projesinin onaylandığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar sonucunda; istinaf talebinde bulunan müdahillerin, tasdik edilen konkordato projesinin uygulanabilir bir proje olmadığı, projenin gerçekleşme ihtimali bulunmadığı, projenin şirket kaynaklarıyla orantılı olmadığı, tasdik şartlarının mevcut olmadığı, projenin alacaklıların alacağına kavuşmasını geciktirme ve zaman kazanmaya yönelik olduğuna ilişkin soyut beyanlara dayalı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, mevcut delillere göre esastan reddi gerektiği,
Bunun yanında, çekişmeli alacakların alacaklılar toplantısında hesaba katılıp katılmaması ve hangi oranda katılacağı konusunda İİK’nın 302/6 maddesi gereğince, komiser tarafından mahkemeden karar almadığına yönelik istinaf sebebinin doğru olduğu, ancak; dairemizce resen yapılan hesaplama sonucunda, çekişmeli alacakların toplantıda temsil edilmeleri durumunda, Komiser raporunda projenin onaylanması yönünden verilen olumlu oy oranların da yaptığı değişikliğin İİK.nın 302. Maddesinde konkordato projesinin onayı için; gereken nisabı olumsuz yönde etkilemediği projenin onaylaması sonucunu değiştirmediği, bu hususa yönelik istinaf sebebinin de yerinde olmadığı,
Tartışılması gereken diğer bir husus davacı tarafından teklif edilen konkordato projesinin kamu düzenine aykırılık teşkil eden hükümler içerip içermediği ve eşitlik kuralına uygun olup olmadığıdır.
Yargı kararlarında ve doktrinde ortak görüş olarak alacaklılarca kabul edilen konkordato projesinin borçlu ile alacaklılar arasında varılan bir mutabakat metni olduğu, İİK’nın 285 ve devamı maddelerinde tenzilat konkordatosunda özellikle asıl alacaklardan belirli bir oranda fedakarlık yapılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, konkordato projesi ile ilgili eşitlik kuralının mutlak eşitlik olarak anlaşılmaması gerektiği, asıl alacakla ilgili belirli bir oranda feragat durumunda da çok olan alacaktan daha fazla, az olan alacaktan daha az fedakarlık yapılmış olacağından; somut olayda davacı borçlu tarafından teklif edilen ve alacaklılar toplantısı sonucunda İİK’nın 302. maddesinde belirtilen nisaplara uygun olarak kabul gören konkordato projesine göre, “Konkordatodan etkilenen (adi) alacaklıların, adi alacaklarının anapara kısmı hariç, faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş sayılmalarına.” ilişkin kararın kamu düzenine ve eşitlik prensibine aykırılık teşkil etmediği HMK.nın 26. maddesi gereğince teklif edilen ve alacaklılar tarafından kabul gören konkordato projesi doğrultusunda kurulan hükmün hukuka uygun olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından; ilk derece mahkemesinin konkordato projesinin tasdikine karar vermesi ile ilgili delilleri değerlendirme ve taktirinde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle; istinaf talebinde bulunan müdahillerin; istinaf başvuru taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Müdahiller.. A.Ş., … A.Ş.,… A.Ş. ile … T.A.Ş.’nin istinaf taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
B) …Kiralama A.Ş.’nin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin HMK’nın 349/2 maddesi gereğince Feragat nedeniyle REDDİNE,
1- İstinaf başvurusunda bulunan müdahillerden alınması gereken 59,30 TL harçtan her birinden peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL karar ve ilam harcının müdahillerden ayrı ayrı tahsili ile hazineye irad kaydına,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan müdahiller tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6- Kararın tebliğ işlemlerinin İİK’nın 164/1 maddesi ve HMK’nın 359/3 maddesi gereğince dairemiz tarafından resen taraflara tebliğine,
7- Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın İİK’nın 308/a maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 10/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan ..
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G