Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/692 E. 2021/430 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …/… – …/…
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …/…
KARAR NO : …/…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : ….
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/10/2019
NUMARASI : …/… Esas …/.. Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
İSTİNAF EDEN
MÜDAHİLLER : 1-..
VEKİLLERİ :Av. ..
2- T. ..
VEKİLLERİ : Av. …
3- …
VEKİLLERİ : Av. …
DİĞER MÜDAHİLLER : 4) …
VEKİLLERİ : Av. …
5) …
VEKİLLERİ : Av. …..
6) …
VEKİLLERİ : Av. …..
7) …
VEKİLLERİ : ….
8) ..
VEKİLLERİ : Av. ..
9) …
VEKİLİ : Av. ..
10) …
VEKİLİ : Av. …
11)…
VEKİLİ : Av. …
12) …
VEKİLLERİ : Av. ..
13) ,,,
VEKİLLERİ : Av. …
14) ..
VEKİLLERİ : Av. ..
15) ..
VEKİLLERİ : Av. … .
16) ..
VEKİLLERİ : Av. …
17) ..
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Konkordato

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/03/2021
YAZIM TARİHİ : 31/03/2021
Davacı tarafından Konya Asliye …. Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası ile açılan konkordato davasında 04/10/2019 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının ve müdahiller…. Bankası,…Bankası ve … istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 30 yıldır hırdavat ve nalburiye toptan pazarlama ve dağıtım ticareti yaptığını, şirket hakkında bu güne kadar hiçbir icra takibi yapılmadığını ve hiçbir borcunu geciktirmediğini, müvekkilinin resmi kuruma borcunun bulunmadığını, işlerinin iyi olması nedeniyle kirada oturduğu yerden yeni bir iş yeri binası satın alarak taşındığını, iş yerini satın alırken uzun vadeli kredi kullanarak borçlandığını, müvekkilin emtiası ve mal varlığının borçlarını fazlası ile karşılayıp ödemeye yettiğini, ticaretine halen devam etmekte, müşterilerine mal satışını sürdürmekte ancak tahsilatlarda sıkıntı çektiğini, ülkede yaşayan herkesin iktisadi istikrarsızlık yaşadığını, dövizde meydana gelen artış nedeni ile piyasada güven kaybı yaşandığını, bu gelişmelere bağlı olarak yeterli mal varlığına sahip olan şirketlerin dahi nakit sıkıntısı çektiğini ve müvekkili şirketin de bu olumsuz gelişmelerden etkilendiğini, vadesi geçen kısım alacaklırını alamamış, vadesi gelen borçlarını ödeyememekle karşı karşıya kaldığını, müvekkil şirket hakkında bir tane icra takibi başlaması halinde diğer tüm alacaklıların vadeyi bozup müvekkilinin üzerine yürümesinin kuvvetle muhtemel olduğunu, bu durumda şirketin ticaret yapamaz hale gelerek, mevcut malların değerinin çok altında satılacağını, şirketin mal varlığı toplamının 14.110.000,00 TL değerinde olduğunu, alacaklıların müvekkilinin bütün görüşme taleplerini reddettiğini, bütün alacaklılarını düşünen, bütün taahhütlerini yerine getirmek isteyen müvekkilinin kendisine imkan verildiği takdirde bu krizi atlatabileceğinden emin olduğunu, müvekkilinin konkordatonun mahkemece tasdikine ait kararın kesinleşmesinden başlayarak 24 ay içinde 6 aylık eşit taksit halinde faizsiz olarak borçlarını ödeyeceğini belirterek adi konkordato talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; “…1-Davacının davasının KABULÜ ile Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı .. .. … Nalburiye Ve Yapı Malzemeleri Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin konkordato projesinin tasdikine,
2-Tasdik edilen Konkordato Projesi gereğince ;
a) Kayıt altına alınmış adi alacak niteliğindeki ana para borçları için, tasdiki kararının kesinleştiği tarihi izleyen ilk 1 hafta içerisinde ödenmeye başlanmak üzere ve 2’şer ay arayla, 18 eşit taksitte (yani toplam 36 ayda) davacı tarafından tamamen ödenmesine,
b) Konkordatodan etkilenen (adi) alacaklıların, adi alacaklarının anapara kısmı hariç, faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş sayılmalarına,
3-Konkordatonun tasdiki kararının, gerekçeli kararın kesinleşmesi ile bağlayıcı hale gelmesine,
4-Geçici ve kesin mühletin etkilerinin, Kanun’daki istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe kadar devam etmesine,
5-Bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olmasına ancak, 2004 s. İİK’nin 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 s. Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna olmasına,
6-Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere, mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların, (bu adi konkordatoda) konkordato şartlarına tabi olmamasına; aynı kuralın karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerli olmasına,
7-Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hale gelmesiyle, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizlerin hükümden düşürülmesine ancak, 2004 s. İİK’nin 206/1. maddesinde yazılı imtiyazlı alacaklılar ile rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 s. Kanun kapsamındaki amme alacaklarının bundan istisna olmasına,
8-Borçlu tarafından, alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılacak vaadlerin hükümsüz olmasına,
9-Konkordatoya muvafakat etmeyen (adi) alacaklıların, borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhfaza etmesine,
10-Tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için alacaklılar kurulu veya kayyım tayinine yer olmadığına,
11-2004 s. İİK’nin 305/d maddesine istinaden, 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesi ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifası için, (davacı borçlunun malvarlığının yeterli olduğu anlaşıldığından) teminat alınmasına veya aranmasına yer olmadığına,
12-Alacakları itiraza uğramış olan alacaklıların, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren 1 ay içinde dava açabileceklerine,

13-Tasdik kararının 2004 s. İİK’nin 288. maddesi gereğince Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu Resmi İlan Portalında ilanı ile ayrıca geçici ve kesin mühletin bildirildiği ilgili yerlere müzekkere yazılmasına,
14-Konkordato komiseri …’nin görevinin (kararın kesinleşmesi beklenmeksizin) karar tarihi itibariyle (04/10/2019) son bulmasına, kendisinin karar tarihine kadar olan ücretinin davacı avansından ödenmesine,
15-Davacı tarafın, İİK’nın 307. maddesi gereğince, rehinli taşınmazların muhafaza ve satışının 1 yıl süreyle ertelenmesi talebinin reddine,
16-Davacı tarafın, İİK’nın 307. maddesi gereğince, rehinli aracın muhafaza ve satışının 1 yıl süreyle ertelenmesi talebinin reddine, …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF TALEP EDENLER VE SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından yapılan yargılama sırasında müvekkil şirkete kefil oldukları için alacaklı bankalar tarafından haciz kısacı altında bulunan … şirketi ile yine .. … Şirketi yetkilisi . … hakkında talep edilmiş olan mühlet ve tedbir talebi hakkında bir karar verilmediğini, bunun sonucu olarak, … şirketinin menkulleri haciz edilerek işyeri kapanmış ve ticari faaliyete son verildiğini, yine bu şirketin bankalarda bulunan tüm hak ve alacaklarına daha vadesi dolmadan el konulduğu için borçlarını ödeyemediğinden bir daha ticari faaliyette bulunma imkanı tamamen ortadan kaldırıldığını, … .. hakkında tedbir ve mühlet verilmediği için haciz tehdidi halen devam ettiğini, mahkemenin .. .. şirketi kefilleri …. şirketi ve … .. hakkında tedbir ve koruma kararı vermemesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece .. … şirketine ait işyeri hakkında İİK 307 madde gereğince satışının 1 yıl süre ile ertelenmesi talebinin reddedilmesinin dosya içeriğine aykırı olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunduğu,
… vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerçekçi ve somut olmayan konkordato projesinin onaylanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, konkordato projesinde kaydedilmiş alacağın toplam tutarının dikkate alınmadığını, olduğundan düşük gösterildiğini, davacının iş bu davayı açmaktaki amacının, alacaklıların alacağına kavuşmasına engel olmak ve alacaklarını sürüncemede bırakmak olduğunu, konkordato projesinin uygulanabilir olmadığı halde mahkeme tarafından tasdik edildiğini, konkordatonun tasdikini gerektiren şartların yerine getirilmediğini belirterek istinaf talebinde bulunduğu,
… T.A.O vekili istinaf dilekçesinde özetle; konkordato talebi yönünden yasanın aradığı ön koşul olan “iyiniyet” şartının gerçekleşmediğini, alacaklıların maddi hukuk bakımından sahip oldukları hakların kullanılmasını engelleyecek veya bu hakların özüne zarar verecek tedbirlere, üçüncü kiyilerin haklarını kısıtlayıcı nitelikte tedbirlere karar verilmesinin hukuka, kanuna, yerleşik Yargıtay içtihatlarına açıkça aykırı olduğunu, net işletme sermayesinin pozitif olmasının, işletmenin faaliyetine devam edeceği ve yükümlülüklerini zamanında yerine getireceğinin göstergesi olduğunu, projede müvekkili bankanın alacak rakamından, tenzilat yapılmasını kabul etmelerinin belirterek istinaf talebinde bulunduğu,
.. . . A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının sunmuş olduğu konkordato ön projesinin samimi ve gerçekleştirilebilir olmaktan uzak olduğunu, konkordatonun tasdiki için İİK’nun aradığı şartların gerçekleşmediğini, şartlar gerçekleşmediği halde yerel mahkeme tarafından konkordato projesinin tasdiki kararına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu ve zaman kazanma gayesi taşıdığını belirterek istinaf talebinde bulunduğu,
DELİLLERİN İSTİNAF SEBEPLERİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ;
Dava; adi konkordato talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Konkordato bir borçlunun alacaklılarının kanunda öngörülen çoğunluğunun kabulüyle borçlarını belirli bir oranda ve/veya vadelerle ödemesini öngören, borçların yapılandırılmasını sağlayan bir cebri icra türüdür. Borçlu ile alacaklılar arasındaki bir çeşit sulh sözleşmesi niteliğinde olan konkordato, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan, dürüst borçluları korumak amacıyla getirilmiş bir müessesedir. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. Borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya indirim yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkanı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkanları da korunmuş olur (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 21/01/2020 tarih 2019/3021 Esas 2020/292 Karar sayılı ilamı).
Dava dosyası HMK’nın 26, 355 ve İİK’nın 285 ila 308. Maddelerindeki düzenlemeler nazara alınarak dava dosyası incelendiğinde; davacının dava dilekçesine İİK 286. maddesinde belirtilen belgeleri ve usulüne uygun vekaletnamenin eklendiği, aynı yasanın 287 ve 289. maddelerinde belirtilen geçici mühlet ve kesin mühlet verilmesi şartlarının mevcut olduğu, verilen kararların usulüne uygun olarak ilan edildiği, gerek geçici mühlet ve gerekse kesin mühlet içerisinde konkordato komiseri tarafından düzenlenen raporların dosya içerisine alındığı, alınan raporların dosya kapsamına uygun denetime açık mahiyette olduğu, şirketin borca batık olmadığı, davacı borçlu şirketin adi alacaklıların toplam alacak tutarının 6.876.076,35 TL, adi alacaklıların toplam sayısının 44, projeye kabul oyu verenlerin adi alacak tutarının 3.975.342,06 TL, kabul oyu veren alacaklı sayısının 27 olduğu, kabul oyu kullanan adi alacağın toplam alacak tutarına oranının % 57,81, kabul oyu kullanan adi alacaklıların toplam alacaklı sayısına oranının % 61,36 olduğu, bu şekilde adi alacaklar yönünden konkordato projesinin onaylandığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar sonucunda;
Davacı şirket vekilinin; Dava dışı .. . ve .. şirketi adına herhangi bir konkordato talebi bulunmadığı gibi adı ve ünvanı belirtilenlerin mevcut yargılamaya usulüne uygun müdahale talebinde bulunmadıkları anlaşıldığından; mevcut deliller göre davacının dava dışı kişilere ve şirkete ait taşınmaz ile araç satışının bir yıl süre ile ertelenmemesine yönelik istinaf sebeplerinin dava dosyasındaki mevcut delillere göre yerinde olmadığı kanaatiyle; dava dışı kişilere yönelik istinaf talebinin usulden, kendi adına yapmış olduğu istinaf taleplerinin esastan reddi gerektiği,
Müdahillerin; konkordato projesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, alacakların eksik kaydedildiği, davacı borçlunun kötü niyetli olduğu, talebin zaman kazanmaya yönelik olduğu, tasdik edilen konkordato projesinin uygulanabilir bir proje olmadığı, gerçekleşme ihtimali bulunmadığı, davacı şirketin ekonomik mal varlığı nazara alındığında konkordato talep etme şartlarının bulunmadığı, İİK’nın 305. Maddesinde belirtilen tasdik şartlarının gerçekleşmediğine yönelik soyut beyanlara dayalı istinaf sebeplerinin, dava dosyasındaki mevcut delillere göre yerinde olmadığı,
Tartışılması gereken diğer bir husus davacı tarafından teklif edilen konkordato projesinin kamu düzenine aykırılık teşkil eden hükümler içerip içermediği ve eşitlik kuralına uygun olup olmadığıdır.
Yargı kararlarında ve doktrinde ortak görüş olarak alacaklılarca kabul edilen konkordato projesinin borçlu ile alacaklılar arasında varılan bir mutabakat metni olduğu, İİK’nın 285 ve devamı maddelerinde tenzilat konkordatosunda özellikle asıl alacaklardan belirli bir oranda fedakarlık yapılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, konkordato projesi ile ilgili eşitlik kuralının mutlak eşitlik olarak anlaşılmaması gerektiği, asıl alacakla ilgili belirli bir oranda feragat durumunda da çok olan alacaktan daha fazla, az olan alacaktan daha az fedakarlık yapılmış olacağından; somut olayda davacı borçlu tarafından teklif edilen ve alacaklılar toplantısı sonucunda İİK’nın 302. maddesinde belirtilen nisaplara uygun olarak kabul gören konkordato projesine göre, “Konkordatodan etkilenen (adi) alacaklıların, adi alacaklarının anapara kısmı hariç, faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş sayılmalarına.” ilişkin kararın kamu düzenine ve eşitlik prensibine aykırılık teşkil etmediği HMK.nın 26. maddesi gereğince teklif edilen ve alacaklılar tarafından kabul gören konkordato projesi doğrultusunda kurulan hükmün hukuka uygun olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından ilk derece mahkemesinin konkordato projesinin tasdikine ilişkin delilleri taktir ve değerlendirmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı nedeniyle müdahillerin istinafa başvuru taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı ve müdahillerin istinaf taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf başvurusunda bulunan davacıdan karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacından tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan müdahillerden ayrı ayrı alınması gereken 59,30 TL harçtan her biri tarafından yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL karar ve ilam harcının istinaf eden müdahiller .., …, ve … .. Bankasından ayrı ayrı alınarak hazineye irad kaydına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı ve müdahiller tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6- Karar tebliğ işleminin HMK’nın 359/son cümlesi gereğince dairemizce yapılmasına,
7- Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın İİK’nın 308/a maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 31/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Ç