Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/664 E. 2022/1876 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
YAZIM TARİHİ : 11/11/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 09/01/2020 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket ile davalı arasında bir şekilde ticari ilişki kurulduğunu, bu ticari ilişkiye istinaden müvekkili şirket tarafından davalıya çeşitli markalarda motosiklet ve bisikletin bir şekilde satışı yapılarak davalıya bir şekilde teslim edildiğini, bu satışlara ilişkin bir şekilde faturaların kesildiğini, uzun süre ödeme yapılmaması üzerine yaplan görüşmeler sonucunda ödeme yapılmaması üzerine müvekkilinin alacağının tahsili için Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin %25 hissesi sahibi olan …’ya, kardeşine, ablasına, yengesine, dava dışı …’a ödeme yaptığını iddia eden davalının iddialarının hukuken geçersiz olduğunu, ödeme yapmış olması halinde bile şirket yetkilisi olmayan kişilere yapılan ödemelerin hukuken kabul edilemeyeceğini, davalının başlatılan icra takibine kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının icra takibine yetki itirazının da yersiz olduğunu beyan ederek tüm hukuki hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle davalının icra takibine yapmış olduğu yetki itirazının kaldırılmasına, Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 85.626,70 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizine hükmedilmesine, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın talep ettiği alacağın 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu öncelikle zamanaşımı ve hak düşürücü süreler geçmiş olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili ve görevli mahkemenin Sivaslı mahkemeleri olduğunu bu nedenle de yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin beyanlarında açılan davayı kabul etmelerinin mümkün olmadığını, davaya konu satışa ilişkin olarak kesildiği iddia edilen faturaların davacı tarafından icra takibine sunulmayıp soruşturma dosyasına sunulduğunu, sunulan faturalar ile müvekkili şirketin defter kayıtlarına işlenmiş faturaların uyuşmadığını, müvekkilinin satışa ilişkin edimini yerine getirdiğini, müvekkilinin davacı şirkette çalışan … isimli kişi ile ticari ilişki kurduğunu, alınan 40 motosikletin ödemelerinin …’ın hesabına 26/10/2011 tarihinde 15.000,00 TL, 07/12/2011 tarihinde 10.000,00 TL olarak yapıldığını, yine bildirilen … hesabına 04/11/2011 tarihinde 18.000,00 TL ve değişik tarihlerde ödemeler yapıldığını, toplamda 76.000,00 TL’lik ödeme yapıldığını, müvekkili tarafından sipariş edilen 80 adet motosikletten 65 motosikletin tesliminin yapıldığını, 25 adet motosikletin teslim edilmediğini, müvekkili şirket tarafından çeşitli şekillerde yapılan ödemelerle toplam 110.500,00 TL ödendiğini, müvekkilinin alacağının olduğunu, davacının dava dilekçesi ve savcılığa vermiş olduğu şikayet dilekçesinin çeliştiğini, davacının kötüniyetli olduğunu beyan ederek davacının davasının reddi ile reddilen kısım üzerinden %20’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….davacı şirketin, kendi ortağının ve çalışanlarının şirket yetkililerinin bilgisi dışında şirketin malını teslim edip uhdelerine para geçirdikleri iddiası davacı şirket ile ortakları ve çalışanları arasındaki iç ilişki açısından bağlayıcı olup, yukarıda izah edilen nedenlerle bundan dolayı davalı alıcıya sorumluluk yüklenemeceğinden ve de dosya içerisine alınan ödeme makbuzları ve mali bilirkişilerce yapılan tespitlerle davalının davacıdan satın aldığı çeşitli markalardaki motosiklet ve bisikletlerin bedelinin tamamını ödediği anlaşıldığından, davanın reddi gerekmiş, davacının takibin başlatılmasında kötü niyetli olduğu sübuta ermediğinden aleyhine tazminata hükmedilmemiştir.” gerekçesiyle davanın reddine, yasal şartları oluşmadığından davacı aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı-borçlu tarafın davacı müvekkili şirket yetkilisinden izin ve talimat almaksızın usul, yasa ve Yüksek Yargı içtihatlarına göre eğer gerçekte bir ödeme yaptı ise davacı müvekkili şirket yetkilisi olmayan ve şirkette sadece % 25 hissesi bulunan … ve adı geçen kişinin kardeşi, ablası, yengesi ve dava dışı … isimli kişi de dahil vs kişilere ödeme yapmasının hukuken kabul edilemez bir durum olduğunu, eğer gerçekte böyle bir ödeme yaptı ise söz konusu ödemelerin davacı müvekkili şirketi bağlamasının hukuken mümkün olmadığını, zaten davalı-borçlu tarafın kendisinin davacı müvekkil şirket hesabına veya yetkilisine ödeme yapmayarak, eğer gerçekte var ise davacı müvekkili şirket yetkilisi olmayan ve şirkette sadece % 25 hissesi bulunan … ve adı geçen kişinin kardeşi, ablası, yengesi ve dava dışı … isimli kişi de dahil vs kişilere ödeme yapması açıkça kendisinin kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, açıklanan nedenlerden de davalı tarafın itirazının iptaline karar verilmesi gerektiğini, takibin yetkisiz icra dairesinde açıldığını iddiasının hukuka aykırı olduğu, TBK, İİK ve HMK ilgili hükümleri ile Yargıtay içtihatları gereği icra takibi ile eldeki dava yetkili mercilerde açıldığını, mahkemece aldırılan … tarihli bilirkişiyi red ettiklerini, yerel mahkemenin 11.04.2019 tarihli … nolu ara kararının dışına çıkarak, üzerine vazife olmayan, mahkeme hakiminin yasa ve Yüksek Yargı içtihatlarını gözeterek değerlendireceği hukuki konular hakkında, herhangi bir hukukiliği bulunmayan, objektiflikten uzak görüş ve tespitlerde bulunmasının bilirkişinin açıkça tarafsızlığına gölge düşürdüğünü, davalı tarafın cevap dilekçesindeki iddialarında ve yargılama aşamasında itiraz ettikleri bilirkişi raporunda geçen … isimli kişinin müvekkili şirketin hiç bir zaman çalışanı olmadığını ve hiç bir şekilde müvekkili şirketi temsile yetkisi de bulunmamakta olduğunu, mahkeme gerekçeli kararındaki “Davacı, dava konusu satıştan sonradan bilgi sahibi olduğunu, kendi ortağı dava dışı … ve eski çalışanı …’ın satılan malların bedelini hesabına aktarmadığını” şeklinde geçen tespiti anlamanın mümkün olmadığını, davanın başından itibaren ısrarla iddia ettikleri gibi … isimli kişi müvekkili şirketin hiçbir zaman çalışanı olmadığını, yargılama aşamasında gelen SGK kayıtları ile bu iddialarının doğrulandığını, mahkemece dava dışı … isimli kişiye davalı tarafça yapıldığı iddia edilen ödemelerin davacı müvekkili şirketi bağlamasının hukuken ve aklen mümkün olmadığını, yine davalının suç kastının olmaması, onu Türk Borçlar Hukuku, Türk Ticaret Hukuku ve diğer ilgili yasal mevzuat uyarınca ödemesi gereken borcunun da olmayacağı anlamına kesinlikle gelmediğini, ayrıca taraflar arasındaki ticari ilişki ve faturadan da anlaşılacağı üzere takip tarihi itibariyle borç miktarı, likit ve belirlenebilir (muayyen) durumda olduğunu, dolayısıyla %20 den aşağı olmamak şartı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldıırılarak asıl alacak olan 85.626,70 TL’ye yönelik itirazının iptali ile icra takibinin devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak olan üzerinden avans faizi işletilmesine, davalının icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre davacı tarafından davalı aleyhine 85.626,70 TL asıl alacak, 56.727,33 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 142.354,03 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının yetkiye ve borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, davacının davalının asıl alacağa yapmış olduğu itirazın iptali için işbu davayı açtığı, davalının davacı şirketten motosiklet satın aldığı, bu satın almalarda davacı şirket yetkilisi ile muhatap olmadığını, davacı şirkette ortaklığı bulunan … ile davacı şirkette çalıştığını söyleyen … isimli kişilerle muhatap olduğunu, onların söylediği hesaplara paraları yatırdığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelenmesi yaptırıldığı, bilirkişi raporlarına göre, …, …, …, … ve … nolu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, …, … , … ve … nolu faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, …, … ve … nolu faturaların ise davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı görülmüştür.
İtirazın iptali davaları icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı davalar olup, davacı icra takibinde borcun sebebini ” 28/12/2011 tarihli 50.521,70 TL tutarında asıl alacak” ve ”18/01/2012 tarihli 35.105,00 TL tutarında asıl alacak” olarak göstermiş ve kendi muavin defterinin davalıyla ilgili borç bakiyesini gösterir sayfasının suretini takip talebine eklemiştir. Fatura suretleri takibe eklenmemiştir.
Davacının incelenen ticari defterlerine göre …, …, … , …, …, …, …,… ve … nolu toplam bedeli 85.626,70 TL olan 9 adet fatura için icra takibi başlattığı anlaşılmaktadır. …, …, … ve … nolu faturalar davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı için bu faturalardaki malların davalıya teslim edildiğini davacı ispatlamalıdır.Davalının da davacı şirkete ödeme yaptığını ispat etmesi gerekir. Şirket yetkilisine yapılmayan ödeme şirketçe kabul edilmedikçe şirkete yapılmış sayılmaz. Davalının ticari defterlerinin incelenmesi sonucu alınan bilirkişi raporu ekinde davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan fatura suretlerinin de sunulduğu, söz konusu …, …, …, … ve … nolu faturaların kapalı fatura olarak düzenlendiği, fatura altında davacı şirkete ait kaşe ve kaşe üzerinde imza bulunduğu görülmüştür. Kapalı fatura, fatura bedelinin ödendiğine karine teşkil etmektedir.
Tüm bu nedenlerle …, …, … ve … nolu fatura suretlerinin davacı tarafından dosyaya ibrazının sağlanması ve bu faturalara konu malların davalıya teslim edilip edilmediği yönünde davacı delillerinin değerlendirilmesi, davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan …, …, …, …, … nolu faturaların asıllarını dosyaya ibraz etmelerinin taraflardan istenmesi, her iki tarafça sunulan faturalardaki kapalı olan faturaların belirlenmesi, farklılık durumunda davalının sunduğu …, …, … ve … nolu kapalı faturalardaki kaşe üzerindeki imzaların davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı yönünde inceleme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmadığından davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/01/2020 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/11/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç