Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/646 E. 2022/1838 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

DAVALI : … .
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İstirdat ve Manevi Tazminat

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
YAZIM TARİHİ : 04/11/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan istirdat ve manevi tazminat davasında 23/01/2020 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketten anlaşarak yem siparişi verdiğini, karşılığında Konya … İcra Müdürlüğünün … ve … esas sayılı takip dosyalarına konu bonoları verdiğini, davalı şirketin anlaşmaya uymayarak ürünleri teslim etmediğini, müvekkilinin bu sebepten dolayı ürünleri almaktan vazgeçtiğini ancak daha sonra davalı ile yapılan görüşmeler neticesinde davalının daha kaliteli ürün vereceğini vaad ederek müvekkilini ikna ettiğini, müvekkilinin bunun üzerine yeni ürünleri sipariş ettiğini ancak davalının yine ürünleri vaad ettiği tarihte teslim etmediğini, müvekkilinin davalı şirkette vermiş olduğu bonoların iadesi istemiş ancak davalı şirketin bonoları iade etmediğini, müvekkilinin defalarca bonoların iadesini istediğini, bonoların iptali için dava açmaya hazırlanırken bonoların tahsili için icra takibi başlatıldığını öğrendiğini, takip dosyaları ile müvekkilini menkul ve gayri mekullerine haciz konulduğunu, kamu görevlisi olarak çalışan müvekkilinin maaşına haciz konulduğunu, müvekkile ait aracın satış işlemlerinin başladığını çaresiz durumda kalan müvekkilinin araç satışını önlemek ve icra baskısı altında boncun tamamı olan 97.000,00TL’yi ödemek zorunda kaldığını, ürünleri teslim almamasına rağmen her birinde MALEN kaydı olan bono bedellerini ödemek zorunda kaldığını, ürünlerin teslim edildiğine ilişkin davalı ticari defterlerinde de belge mevcut olmadığını, bu durumun ticari defterlerin incelenmesinde ortaya çıkacağını, davalının ürün göndereceğiz diye müvekkilini kandırarak almış olduğu bonoları takibe koyduğunu, bedelsiz senedi tahsil ettiği gerekçesiyle de savcılığa suç duyurusuda bulunacaklarını beyanla her türlü talep ve dava hakları saklı kalması kaydıyla ödenen miktarın şimdilik 7.000,00 TL’sinin istirdatına, işlemiş ve işleyecek faizlerine, icra takibi nedeniyle ağır koşullar altında bırakılan müvekkili lehine 15.000,00 TL manevi tazminatın işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının belirsiz alacak davası açmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle öncelikle davasının usulden reddine karar verilmesini, müvekilinin davacıya yem sattığını, davacının almış olduğu yem bedellerini ödemediği için bonoların tahsili için icra takibi başlattıklarını, davacının da müvekkili ile yem alışverişini kabul ettiğini, bonolarda yazılı olan “MALEN” ibaresinin malın teslim alındığının delili olduğunu, davacının senetlerdeki bedel kaydının aksini ancak yazılı delille ispatlamak zorunda olduğunu, yazılı delile dayanmayan delilleri kabul etmediklerini, davacının ödemeleri yaparken hiçbir itirazı kayıt ileri süremediğini, davacının icra dosyasına vermiş olduğu taahhütle borcu kabul ettiğini, açılan icra ceza dosyasında da borçlu olmadığına dair bir beyanının olmadığını, davacının açmış olduğu davalarda iddia ettiği hususlara ilişkin bir beyanının olmadığını, borcu olmadığına dair menfi tespit davası da açmadığını, davacının icra dosyalarına konu tüm borçlarını ödediği şeklindeki beyanlarını da kabul etmedikleri, icra dosyalarındaki faizlerin alınmadığını, ödediği miktarın faizleri kapsamadığını ancak ödemiş gibi beyanda bulunduğunu bu beyanları ile kötü niyet ve haksız kazanç elde etme amacında olduğunu beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….TBK’nın 207/2 maddesine göre sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, satıcı ve alıcı edimlerini aynı anda ifa etmekle yükümlüdür. Bu ilkenin aksini iddia eden ispat yükü altındadır. Dava konusu bonoların ihdas nedeninin malen yazılı olması, bedelin mal teslimi suretiyle ödendiğine karine teşkil ettiğinden bu durumda davacının, karinenin aksine olarak malın teslim edilmediği iddiasını kesin delille kanıtlaması gerekir. Bono vasfındaki kıymetli evrakta, borcun ancak aynı değerde yazılı bir delille ya da kesin delil niteliğindeki yemin delili ile kanıtlanması gerekir. Dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmadığından ve davacının iddiasına konu ettiği malların teslim edilmediğini yazılı delille kanıtlayamadığından ve ayrıca mali bilirkişiye davalı şirketin ticari defterlerinin incelettirilmesi sonucu düzenlenen 06/01/2020 tarihli raporda davacının tanzim ettiği bonoların avans olarak alındığına veya bono bedellerinin ödendiğine ilişkin bir tespitte bulunulmadığından davanın reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Davacı müvekkilce, yem alışverişi sebebiyle davalı tarafa senet düzenlenmiş olduğunu, bu yemler kendisine teslim edilmediği için bonoların kendisine iadesi istendiğini ancak davalı şirket bonoları teslim etmeyip icra takibine başladığını, davalı taraf başlangıçta sehven takibe geçildiğini belirtmesine rağmen takibe devam etmiş ve gayrimenkul, araç ve maaş hacizleri ile kamu personeli olan müvekkili davacının itibarı ve onurunu zedelediğini ve mağduriyet yaşadığını, bedelin iadesi için istirdat ve manevi tazminat davasını açtığını, borçlu olmadığının tespiti istendiğini, açılan dava üzerine davalı tarafından ispat yükünün davacıda olduğu ileri sürülmüşse de taraflarınca zaten, iş bu senetlerin bedelsiz kaldığına dair davalı tarafın ticari defterlerine; müvekkilin iyi niyetinin suistimaline dair ise uzun yıllardan beri süregelen sorunsuz alışverişin, vadesinde yapılan ödemelerin belgelerine dayanıldığını, yalnız buna rağmen davalı şirket sürekli senetlerin malen kaydına dayanarak uyuşmazlığa konu yemlerin teslimini ispatlamaktan kaçındığını ve teslime ilişkin hiçbir delil ibraz etmediğini, davalı tarafın tüm itirazlarına rağmen taraflarınca delil olarak dayanılan davalı tarafın ticari defterleri bilirkişi tarafından incelendiğinde usulüne uygun tutulmadığı görüldüğünü ve davada bahsi geçen 4 bonodan 3 tanesinin kaydına dahi rastlanamadığını, iddialarının tamamının sunulan deliller ve en önemlisi bilirkişi raporu ile ispatlandığı davalarında davalı tarafa son duruşmadan önce yazılı beyanlarıyla yemin dahi teklif edildiğini ve itiraz edilmediğini, buna rağmen her türlü delil sunmaktan kaçınan davalı tarafın lehine davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığı halde ödediği meblağın istirdatına ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; istirdat ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafından takibe konulan bonolarda malen kaydının bulunduğu, bu kaydın mal teslimine karine teşkil ettiği, aksini davacının yazılı delillerle ispat etmesi gerektiği, davalı ticari defterlerinde takibe konu tüm bonoların kayıtlı olmamasının davacının iddiasının ispatı için yeterli olmadığı, davacının, malın teslim edilmediğini yazılı delillerle ispat edemediği, süresi içerisinde yemin delilini de dayanmadığı bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/11/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç