Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/643 E. 2022/1830 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/06/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALILAR :1- …
:2- …
:3- …
:4- …
DAVA : Rücuen Tazminat

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
YAZIM TARİHİ : 08/11/2022
Davacı tarafından, davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan rücuen tazminat davasında 13/06/2019 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … vekili tarafından müvekkili şirket aleyhine emeklilik sebebiyle kıdem tazminatı alacağına yönelik olarak Konya … İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın kesinleştiğinin, karara istinaden müvekkili şirket aleyhine Konya … İcra dairesinin … Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibine başlandığını, icra takibine müstenit dosya borcu olarak toplam 15.809,33 TL ödendiğini, dava dışı …ın müvekkili şirkette toplam 6 ay 18 gün çalıştığını, emeklilik sebebiyle istifa ederek, iş akdini fesh ettiği ve kıdem alacağı tazminatına hak kazandığını, müvekkili şirketin son iş veren olması sebebiyle hükmüolunan alacak kaleminin tamamını ödemek zorunda kaldığını, Yargıtay yerleşik içtihatları uyarınca işçilik alacaklarının tamamından sorumlu olarak ödemiş olduğu miktarın davalı diğer şirketlerin dava dışı isçiyi çalıştıkları süre ile sınırlı olmak üzere onlara rücu etme hakkının doğdunu, dava dışı …’ın müvekkil şirketteki çalışma süresinin 11/11/2013-29/05/2014 tarihleri arasında olduğunu, müvekkili şirketten önce ihaleyi alan davalı şirketlerde dava dışı …’ın çalıştığını ve açıkladığı nedenlerle Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ödenen 15.809,33 TL’den müvekkili şirketin sorumluluk oranı belirlenemediğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL belirsiz alacağın davalılardan sorumlulukları oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra verdiği ıslah dilekçesi ile davalı … Ltd.Şti’ den 5.102,96 TL., davalı … Lti Şti ve …Ltd.Şti’den 566,97 TL., davalı … Şti’den 4.402,30 TL ıslah harcını yatırmış bulunduklarını ,davalarının 5000 TL’nin düşülmesi ile davalarının 10.809 TL olarak değerini attırdıklarını beyan ederek davalarının ve ıslah dilekçelerinin kabulünü talep etmiştir.

Davalılar tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davalı … Şti.’ye yönelik davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 4.081,12 TL’nin … Şti.’den alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı … Ltd. Şti.’ye yönelik davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 4.730,39 TL’nin … Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı … Şti. ve … Şti.’ye yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamında tazminat hesabının bilirkişice yapıldığını ve davalıların yargılama giderlerinden sorumluluğu da raporda gösterildiğini, rücu davasına esas olan işçilik alacakları davasının açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, davanın ihbar edilmesinin müvekkilinin asli yükümlülüğü olmadığını, açılan davada hukuki gerçeğe ulaşmak adına resen yapılması gereken hukuksal denetim, ilişkinin taraflarının, yani asıl işveren, alt işveren ve diğer çalıştıran işverenlerin davada yer almalarını ve kendi hukuklarını koruyacak açıklama ve ispat haklarını zorunlu kıldığını, aksi takdirde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkına ve 6100 sayılı Kanun’un 27. maddesinde öngörülen hukuki dinlenilme hakkına aykırılık teşkil edeceğini, buna göre, işçilik alacağı davalarına özgü olarak, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin söz konusu olduğu davalarda, davalı taraf yönünden bir çeşit şekli (usûlî) bakımdan mecburi dava arkadaşlığının mevcut olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, işçilik alacakları konulu davanın yalnızca asıl işveren veya alt işveren aleyhine açılması durumunda, davalı olarak gösterilmeyen asıl işveren veya alt işverenin veya diğer şirketlerin davanın teşmili için davacı tarafa süre verilmesi gerektiğini, verilen süre içinde, diğer dava arkadaşına teşmil edilirse davaya devam edilmeli, aksi halde dava sıfat yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, aslında bu davada yapılması gerekenin davacıya asıl işveren olan … Hastanesi ve diğer bu davanın davalılarına davanın teşmili için süre verilmesi, verilen süre içinde davanın teşmili halinde davaya devam edilmesi, aksi halde davanın müvekkili şirketin davalı sıfatı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken malesef hukuka aykırı olarak sadece müvekili aleyhine karar verildiğini, yine davada tüm taraflar için aynı mahiyette farklılık arzetmeyen bir adet karar verilmesine rağmen ayrı ayrı dört adet istinaf başvuru harcı ve istinaf karar harcı alınmasının hukuka aykırı olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda davacının dava dilekçesinde tüm davalılardan belirsiz alacak olarak 5.000,00 TL talep ettiği, daha sonra verdiği ıslah dilekçesiyle 5.000,00 TL’den ayrı olarak davalı … Ltd.Şti.’den 5.102,96 TL, davalılar …Ltd.Şti. ve … Ltd.Şti.’den 566,97 TL ve davalı …Şti.’den 4.402,30 TL talep ettiği, mahkemece, davacı vekiline dava açılırken talep edilen 5.000,00 TL’nin hangi davalılardan hangi oranda ya da hangi tutarda istendiğini belirtmek suretiyle talep sonucunun açıklanması için kesin süre verildiği, davacı vekilince 5.000,00 TL ile ilgili talep sonucunun açıklanmadığı görülmüştür. Bu durumda 5.000,00 TL’nin davalılardan eşit olarak talep edildiğini kabul etmek gerekir. Davacının davalılar ..Şti. ve …Şti.’den ortaklık olarak talepte bulunduğu da göz önüne alındığında davacının 5.000,00 TL’yi her bir davalıdan 1.667,00 TL olarak talep ettiği, buna göre toplamda davacının davalı … Ltd.Şti.’den 6.769,96 TL, davalılar ..Ltd.Şti. ve …Ltd.Şti.’den 2.233,97 TL ve davalı …Şti.’den 6.069,30 TL talep ettiği anlaşılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Dilekçesinin Reddi” başlıklı 346/(1). maddesinde; istinaf dilekçesinin, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkemenin istinaf dilekçesinin reddine karar vereceği düzenlenmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341.maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 2.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41.maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmiş, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiş, 2018 yılı değerleme oranına göre yapılan hesaplamaya göre 2019 yılı için istinaf kanun yoluna başvurma kesinlik sınırı 4.400,00 TL olarak belirlenmiştir.

İlk derece mahkemesinin karar tarihi 13/06/2019 olup, her bir davalı açısından reddedilen miktarlar 4.400,00 TL’den düşüktür. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na 6763 sayılı Kanun ile ilave edilen Ek-Madde 1 hükmü uyarınca karar tarihi itibariyle HMK’nın 341/2. maddesi gereğince miktar veya değeri 4.400,00 TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, HMK’nın 346. maddesi gereğince kesin olan karara ilişkin istinaf dilekçesi ilk derece mahkemesince reddedilebileceği gibi 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
Dava dosyasının incelenmesinde; reddedilen miktarlar nazara alındığında; davacı yönünden kararın kesin olduğu, istinaf kanun yolunun açık olmadığı, ilk derece mahkemesi hakiminin kanunla verilmeyen bir hakkı tanımak suretiyle hükme karşı istinaf kanun yolu açık olduğunu belirtmesinin, taraflara; yasayla verilmemiş bir hakkı (istinaf kanun yolunu) bahşetmeyeceği sonuç ve kanaatiyle davacının istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin HMK 352/1-b maddesi gereğince reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf kanun yoluna başvurma dilekçesinin REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 177,60 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan toplam 485,20 TL istinaf yoluna başvuru harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
7-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/11/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 352 ve 362/1.a maddeleri gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç