Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/571 E. 2022/838 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALILAR :
VEKİLİ :
:
VEKİLLERİ :
:

BİRLEŞEN KONYA .. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN … ESAS … KARAR

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALILAR :
VEKİLİ :
:
VEKİLLERİ :

BİRLEŞEN KONYA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin … ESAS … KARAR SAYILI DOSYASI ( Önceki Esası: KONYA …ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’nin … ESAS … KARAR )

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALILAR :
VEKİLİ :
:
VEKİLLERİ :
:
DAVA : Alacak ve Cezai Şart

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
YAZIM TARİHİ : 26/05/2022
Davacı-birleşen dosyalar davacısı tarafından, davalılar-birleşen dosyalar davalıları aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 19/06/2019 tarihinde tesis edilen karara karşı davacı-birleşen dosyalar davacısının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılardan …. arasında 04/04/2000 tarihinde toplu ulaşımda kullanılan … ihalesi ana sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin feshedildiği 15/04/2005 tarihine kadar da bu sistemi davalılardan ….nin işlettiğini, toplu ulaşımdaki otobüslerde ….’ın kullanıldığını, her yolcunun bilet yerine elektronik kart okutarak yolculuk yaptığını, okutulan bu kartların kredi dolumunun ise bilet satış büfelerinden yapıldığını, kartını doldurmak isteyen yolcuların kredi ücretini ödeyerek, ödediği kredi kadar elektronik makineden kartlarına kredi yüklediklerini, yükleme yapan makinelerin aynı anda bankada kurulan bilgisayardan ve ana makineden kontrol edildiğini, bilet satış büfelerinden … nolu gişenin ise diğer davalılar …. ile … tarafından işletildiğini, Belediye teftiş kurulunun yaptığı incelemede … nolu gişenin 2003 yılı Eylül ayında ve 2004 yılı Kasım ayına kadar geçen dönem için banka hesabına yatırmış olduğu krediden daha fazla satış yaptığını, kredi miktarını aşan satış toplamının 850.974.000.000 TL. (850.974 YTL. = TL) olduğunu, belediye ile …. arasında yapılan sözleşmenin 11. maddesi, idari şartnamenin 18. maddesi ve teknik şartnamenin 15. maddesi gereğince bu sistemin güvenliğinden ihaleyi alan firmanın sorumlu olduğunu, yüklenici firma olarak …nin sözleşmeden doğan sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle davacı belediyenin zarara uğradığını, sözleşmenin 11. maddesi gereğince cezai şart ödemek zorunda olduğunu, davalılar hakkında Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’na …. hazırlık sırası üzerinden şikayetçi olduklarını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı belediyenin … nolu bilet satış gişesinde davacı belediyeye ödenen kredi miktarından daha fazla satış yapılarak, belediyenin zarara uğratılması nedeniyle 5.000 TL. ile sözleşmenin 11. maddesine ilişkin cezai şarttan doğan 5.000 TL. olmak üzere toplam 10.000 TL. alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

Birleşen Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar … ve … aleyhine alacak davası açarak, ihbar üzerine … nolu gişede yapılan denetimler sonucu … sistemi ile ilgili olarak 861.735,50 TL. dolandırıcılık yapıldığını, davalılar hakkında Konya … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, sonradan yapılan incelemelerde davacı belediyenin zararının 1.010.997,69 TL. olduğunun tespit edildiğini, davacı belediyenin … nolu gişedeki hileli satış işlemlerinden dolayı uğradığı 861.735,50 TL. zararın yasal faizi ile birlikte (davalılardan ….’nın sorumluluğunun 856.735,50 TL. ile sınırlı olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Birleşen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar …., … ve … aleyhine alacak davası açarak, …. nolu gişede yapılan denetimler sonucu … sistemi ile ilgili olarak 850.974 TL. tutarında … bilet kredi satışlarını aşan miktarda satış yapıldığının belediye müfettişlerince tespit edildiğini, davalılardan … sisteminin işletilmesi ihalesini alan ve bu sistemin güvenliğinden sorumlu olan şirket olduğunu, sözleşmenin 11. maddesi, idari şartnamenin 18. maddesi ve teknik şartnamenin 15. maddesi gereğince sistemin güvenliğinden … nin sorumlu olduğunu, bu şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacı belediyenin zarara uğradığını, diğer davalıların …. nolu gişeyi işlettiklerini beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı belediyenin zarara uğratılması nedeniyle 5.000 TL. ile sözleşmenin 11. maddesine ilişkin cezai şarttan doğan 5.000 TL. olmak üzere toplam 10.000 TL. alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…1-Davacının … E. sayılı asıl davasının, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan mülga 1086 s. HUMK’un 187 ve 194. maddelerine istinaden derdestlik gereğince açılmamış sayılmasına, 2-Davacının birleşen Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı davasının (gönderme kararı sonrası Mahkememizin … E. sırasını almış ve … E. sırası üzerinden verilen birleştirme kararı ile bu dosyamız ile birleştirilmiştir.) ispat edilememesi nedeniyle reddine, 3-Davacının birleşen Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. E. sayılı davasının ispat edilememesi nedeniyle reddine….” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-birleşen dosyalar davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından birleşen Konya …Asliye Hukuk Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasından dolayı derdestlik ilk itirazında bulunulduğunu, sonradan açılan mahkemenin … Esas sayılı dosya yönünden derdestlik itirazının yerinde olduğu belirtilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, Konya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında görev itirazının kabulü ile dosyanın görevli Konya Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, söz konusu kararın derdestlik itirazında bulunan tarafa duruşmada tefhim edildiğini ve kesinleştiğini, müvekkili belediye tarafından dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmadığını, müvekkili tarafından Konya …ATM … esas sayılı dosyası ile yeni bir dava açıldığını, bu nedenle yerel mahkeme tarafından … esas sayılı dosyanın derdestlik nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Konya ….Asliye Hukuk Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasının Konya … sliye Ticaret Mahkemesinin …. esasına kaydedilerek yeni kayıt edilen bu dosyanın Konya ….Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, Konya …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından verilen karara ilişkin itirazlarında ise; dosya kapsamında alınan 14.03.2013 tarihli bilirkişi raporunda müvekkil belediyenin zararının 850.974,00 TL olduğunun ve bu zararın davalılar tarafından tazmin edilmesi gerektiğinin açıkça belirtildiğini, ayrıca Konya … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında sanıklar … ve …’ın elkart sistemine müdahale ederek belediyenin zararına olarak 861.735,50 TL haksız kazanç sağladıklarının tespit edildiğini, yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı yaptıkları teknik ve hukuki itirazların dikkate alınmadan karar verildiğini, eksik ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle verilen davanın reddi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; asıl ve birleşen dosyalarda alacak ve cezai şart alacağına ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/02/2014 tarih 2013/17-585 Esas 2014/99 Karar sayılı ilamında “…6762 sayılı Ticaret Kanununun yürürlükte bulunduğu dönemde, aynı yerde kurulmuş bulunan Asliye Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin bir görev ilişkisi niteliğinde görülmüş olmasının uygulamada ortaya çıkardığı sakıncaların giderilmesi ve özellikle işlerde süratin sağlanması için iki mahkeme arasındaki söz konusu ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’nci maddesiyle yeniden düzenlenmiştir (11.10.1976 gün ve 5/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı gerekçesinden). Buna göre, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’nci maddesinde genel hükümlerden ayrık olarak yapılan düzenleme ile, Asliye Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü niteliğinde kabul edilmiş; münhasıran iki tarafın arzusuna tabi bulunmayan işler hariç olmak üzere, bir davanın ticari veya hukuki mahiyeti itibariyle iş sahasına girip girmediğinin yalnız ilk itiraz olarak öne sürülebileceği; itirazın varit görülmesi halinde, dosyanın gönderildiği mahkemenin davaya bakmaya mecbur olduğu, ticari bir davanın hukuk mahkemesinde, ticari olmayan bir davanın Ticaret mahkemesinde görülmesinin hükmün bozulması için yalnız başına kâfi bir sebep teşkil etmeyeceği belirtilmiş; anılan maddenin son fıkrasında “Vazifesizlik sebebiyle dava dilekçesinin reddi halinde yapılacak muamelelere ve bunların tabi olduğu m üddetlere dair usul hükümleri, iş sahasına ait iptidai itirazın kabulü halinde de tatbik olunur” denilmek suretiyle, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 193’üncü maddesine yollamada bulunulmuştur.
Görevsizlik ve yetkisizlik kararlarıyla ilgili olarak, davanın görevli ya da yetkili mahkemede yürütülmesine ilişkin usul işlemlerini ve bunların süresini düzenleyen 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 193/3’ncü maddesinde “Her iki halde, karara karşı temyiz süresinin sona erdiği veya Yargıtayın onama kararının tebliğ edildiği tarihten başlayarak on gün içinde yeniden dilekçe verilmesi veya yeniden çağırı kağıdı tebliği ettirilmesi gerekir.” hükmü öngörülmüştür.
Önemle vurgulanmalıdır ki, görevsizlik ve yetkisizlik nedeniyle davanın reddi halinde yapılacak işleme ve bunların tabi oldukları sürelere dair usul hükümleri, Türk Ticaret Kanunu’nun 5’nci maddesinin son fıkrası gereğince işbölümünden kaynaklanan gönderme kararlarında kıyas yoluyla uygulanırken; gönderme kararlarının, görevsizlik ve yetkisizlik kararlarından farklı özelliklerinin göz önünde bulundurulması zorunludur.
Nitekim, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 24.04.1967 gün 12/3 sayılı ve 11.10.1976 gün 5/5 sayılı kararlarında; Türk Ticaret Kanunu’nun 5’nci maddesine göre ileri sürülen iş sahası ilk itirazının kabulü ile gönderme kararı verilmesi üzerine, işe görevli mahkemede bakılabilmesi için yapılacak usulü işlemleri süre yönünden sınırlamış olan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 193/3 ncü maddesindeki on günlük sürenin hangi tarihte başlaması gerektiğinin tespitinde, gönderme kararlarının özelliklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği, ilke olarak benimsenmiştir.
Anılan İçtihatlarda, gönderme kararlarının verildikleri anda kesin oldukları vurgulandıktan sonra, nihai nitelikte olmalarına karşın müstakilen temyiz edilemeyip esası halleden hükümle beraber temyiz edilebilecekleri belirtilmiş; 24.04.1967 gün ve 12/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, gönderme kararlarının nitelikleriyle bağdaşmayacak şekilde masraf ve avukatlık ücretine hükmolunması halinde, kararın salt bu kısmının temyiz olunabileceği ve bu halde kararla birlikte yalnızca temyiz ve cevap dilekçesinin Yargıtay’a gönderileceği, dosyanın da karar gereği görevli mahkemeye tevdi edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Yine, 11.10.1976 gün ve 5/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, gönderme kararının az yukarıda sayılan özellikleri göz önünde tutularak, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 193/3 ncü maddesinde öngörülen 10 günlük sürenin, yüze karşı verilen ve usulünce tefhim olunan kararlarda kararın verildiği, gıyapta verilen kararlarda ise kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiştir. Görüldüğü gibi sorunun çözümünde; gönderme kararlarının, yukarıda açıklanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarına konu edilen ve özellikle, verildikleri anda kesin olma niteliğinin göz önünde bulundurulması gerektiği kuşkusuzdur.
Bu haliyle, temyizi kabil kararlar için öngörülen Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 161/1’inci maddesindeki “Müddet gün olarak tayin edilmiş ise tefhim veya tebliğ edildiği gün hesaba katılmaz” hükmünün; gönderme kararı üzerine 10 günlük başvurma süresinin hesabında uygulanması olanaklı değildir. Aksi düşünce, gönderme kararlarının niteliğine uygun olmadığı gibi, yasa koyucunun ticari işlerde süratin sağlanmasına yönelik amacına da aykırıdır.
Şu hale göre; işbölümü ilk itirazının kabulü ile gönderme kararı verilmesi üzerine, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 193’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasında yazılı 10 günlük sürenin hesabında, yüze karşı verilen ve usulünce tefhim edilen kararlarda, kararın verildiği günün nazara alınacağı; bir başka ifadeyle, 10 günlük yasal sürenin, gönderme kararının verildiği gün başlayacağında kuşku ve duraksama bulunmamaktadır.Bu görüşü Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.11.1989 tarih ve 1989/15-406, 598 sayılı Kararı da; Yukarda bahsi geçen her iki İçtihadı Birleştirmeye geniş yer verip, açıkladıktan sonra; “… mahkemece iş alanı ilk itirazının kabulü üzerine alınan 01.10.1986 günlü gönderme kararı, taraf vekillerinin yüzüne karşı verildiğine göre, HUMK.nun 193/3.maddesindeki 10 günlük süre bu tarihten başlar…” demek suretiyle, 10 günlük sürenin hesabında, kararın verildiği gününde sayılacağını vurgulayarak, doğrulamıştır.
Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu’nun 24.05.2006 gün ve E:2006/19-258, K:2006/313 sayılı ilamında da benimsenmiştir….” hususlarının belirtildiği,
Davacı … Belediye Başkanlığı tarafından davalılar …. ve … aleyhine açılan kredi miktarından fazla satış yapılarak uğradığı zararın tazminine yönelik açılan alacak davasında Konya …Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyasında davalı Promek …. iş bölümü itirazı kabul edilerek mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli Konya Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verildiği, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’nci maddesinin son fıkrasında “Vazifesizlik sebebiyle dava dilekçesinin reddi halinde yapılacak muamelelere ve bunların tabi olduğu müddetlere dair usul hükümleri, iş sahasına ait iptidai itirazın kabulü halinde de tatbik olunur” , 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 193/3’ncü maddesinde “Her iki halde, karara karşı temyiz süresinin sona erdiği veya Yargıtayın onama kararının tebliğ edildiği tarihten başlayarak on gün içinde yeniden dilekçe verilmesi veya yeniden çağırı kağıdı tebliği ettirilmesi gerekir.” hükümlerinin yer aldığı, davacının davalılara görevli ve yetkili mahkemede tebligat yaptırmadığı, bu nedenle bu davanın açılmamış sayılması gerektiği, davacı tarafından Konya ….Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında aynı davanın yeniden açıldığı, ilk derece mahkemesinin 25/03/2019 tarihli duruşmanın … nolu ara kararı ile “Konya …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. E. … K. sayılı dosyasında dosyanın iş bölümü itirazının kabulü ile Mahkememize gönderilmesine kararı verilmesine rağmen dosyanın Mahkememizde esas kaydı almadığı ve dosyanın Mahkememize gönderilmesi için tarafların talebinin gerekmediği anlaşıldığından; a)Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı dosyasının Mahkememiz esasına kaydına” karar verilerek dosyanın aynı mahkemenin …. Esas sayılı dosyasına kaydedildiği ve bu dosyanın aynı mahkemenin … esas sayılı dosyası ile birleştirildiği ve bu dosyanın … esas sayılı dosyası ile derdest olduğundan ve davalıların derdestlik itirazında bulunduklarından bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından davacı-birleşen dosyalar davacısının diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin davacı- birleşen dosyalar davacısının istinaf başvuru talebinin kabulü ile; 6100 sayılı HMK 353/1-a-5 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin usule aykırı olarak asıl dosya yönünden davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verdiği kararın kaldırılmasına, dava dosyasının taraflar arasındaki ihtilaf ile ilgili esasa ilişkin delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı-birleşen dosyalar davacısının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/06/2019 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı-birleşen dosyalar davacısı tarafından her bir dosya için ayrı ayrı yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacı-birleşen dosyalar davacısına iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı-birleşen dosyalar davacısı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Konya … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden tehiri icra talebi ile ilgili İİK’nın 36/5 maddesi gereğince yatırılan teminatın yatırana iadesine,
7-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/05/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

A.G