Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/54 E. 2022/433 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2019
NUMARASI : …. Esas – …. Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
YAZIM TARİHİ : 28/03/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında 25/06/2019 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde ve 02/11/2011 tarihli açıklama dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait …. plakalı araç sürücüsünün 07/07/2016 tarihinde saat 02:40 sıralarında,… Köprüsü altında seyri sırasında, plakasını belirleyemediği bir aracın aniden önüne geçmesiyle, bu araca çarpmamak için sert bir manevra yapmasıyla, çelik bariyerlere sürtmek durumunda kaldığını, bunun üzerine sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve aracın takla attığını, bundan dolayı müvekkilinin aracında maddi hasar meydana geldiğini, değer kaybına uğradığını, kazaya karışan …. plakalı aracın …. nolu kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza sonrasında müvekkilinin, araçta oluşan maddi hasar ve değer kaybı için davalı … şirketine başvurmasına rağmen netice alamadığını, açıklanan nedenlerle fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, meydana gelen trafik kazasında müvekkiline ait araçtaki maddi hasar, değer kaybı ve başkaca tüm zararlarının 6100 sayılı kanun 107. maddesi uyarınca toplanacak delillere göre (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 9.990,00 TL hasar bedeli 5,00 TL değer kaybı, 5,00 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 10.000,00 TL’nin) tespiti ile poliçede belirtilen miktar ve sorumluluk sınırları dâhilinde kalmak üzere olay tarihinden başlamak üzere avans faiziyle birlikte davalıdan tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı taraf 03/04/2018 tarihli dilekçesiyle talep miktarını 135.000,00 TL artırarak 145.000,00 TL’ye çıkarmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 07/07/2016 tarihinde kazaya karıştığı belirtilen …. plakalı aracın, müvekkili sigorta şirketi nezdinde …. nolu 31/05/2016-2017 vadeli Ticari Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, öncelikle davacı tarafın aracında meydana gelen değer kaybı talebi ile ilgili müvekkili sigorta şirketine başvurusu üzerine açılan hasar dosyasından yapılan değerlendirmede, değer kaybı talebi başvurusu öncesinde, aracın mülkiyet değiştirdiğinin tespit edildiğini, dolayısıyla mülkiyet değişikliği nedeniyle hasar talebinin reddedildiğini ve herhangi bir ödeme yapılmadığını, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olmasının gerektiğini, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşmeden kaynaklandığını, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalısının kusuru oranında olduğunu, değer kaybı hesaplanmasının, trafik sigorta genel şartları ek-1’de yer alan formüle göre hesaplanması gerektiğini, aracın öncesinden başka bir kazaya karışıp karışmadığının tespit edilmesinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “….davanın kabulüne; davaya konu …. plakalı araca ilişkin 145.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 25/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalı … ‘den, olay tarihi itibariyle geçerli araç başına maddi zarar klozu teminat limitiyle sınırlı olarak, tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının faize ilişkin fer’i nitelikteki taleplerinin reddine….” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği 07/07/2016 tarihi itibariyle aracın malikinin davacı şirket değil, aracı sözleşme karşılığı, kayden devrinde engel olduğu için alamayan ancak fiilen teslim alan ve aracı malik sıfatıyla kullanan araç sürücüsü …. olduğunu, sigortalı tarafından sigorta poliçesi tanzimi esnasında kabul edilen menfaat değişikliği klozu mevcut duruma uyarlandığı takdirde sigortalı aracın 27/04/2016 tarihinde satıldığını, poliçe tanzimi esnasında yanlış ve yanıltıcı beyanda bulunulduğunu, aracın sigortalı olduğu dönem içerisine denk gelen 07/07/2016 tarihinde aracın sürücüsü olan ….’nun müvekkili şirkete sunduğu yazılı ve imzalı beyanında araç malik ve sürücüsünün kendisi olduğunu açıkça beyan ettiğini, davacı tarafın taleplerinin öncelikle kaza anında var olduğu beyan edilen kasko sigorta poliçesinde belirtilen hasar bedelinin ödenmesi şartlarını kapsayıp kapsayamadığı konusunda sigorta hukukunda uzman bir bilirkişiden rapor aldırılmadan eksik inceleme ile sonuca varıldığını, yerel mahkemece makine mühendisinden alınan raporda talep edilen hasarın uzun süreli malik değişimi sebebiyle sigorta poliçesi kapsamına uygun olmadığı yönündeki görüşünün dikkate alınmadığını, davanın kabulü yönündeki kararın kaldırılarak, reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kasko poliçesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının kendisine ait …. plakalı araç sürücüsünün 07/07/2016 tarihinde saat 02:40 sıralarında, …. Köprüsü altında seyri sırasında, plakasını belirleyemediği bir aracın aniden önüne geçmesiyle, bu araca çarpmamak için sert bir manevra yapmasıyla, çelik bariyerlere sürtmek durumunda kaldığını, bunun üzerine sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve aracın takla attığını, bundan dolayı aracında maddi hasar meydana geldiğini, değer kaybına uğradığını, kazaya karışan …. plakalı aracın …. nolu kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza sonrasında aracında oluşan maddi hasar ve değer kaybı için davalı … şirketine başvurmasına rağmen netice alamadığını, açıklanan nedenlerle fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, meydana gelen trafik kazasında müvekkiline ait araçtaki maddi hasar, değer kaybı ve kazanç kaybının davalıdan tahsilini talep ettiği,
Kasko Sigortası Genel Şartlarının menfaat sahibinin değişmesi başlıklı C-5 maddesinde ise “Sözleşme süresi içinde, menfaat sahibinin ilgili mevzuata uygun olarak değişmesi halinde sigorta sözleşmesi menfaat sahibinin değiştiği anda kendiliğinden feshedilmiş olur ve feshin hüküm ifade ettiği tarihe kadar geçen sürenin primi gün esasına göre hesap edilir ve fazlası sigorta ettirene geri verilir. Sigorta sözleşmesinde menfaat sahibinin değişmesine rağmen poliçenin yeni malikle devamı hükme bağlanabilir.” denilmektedir. Bunun ne anlama geldiğinin tesbitine gelince; burada yeni bir hukuki tasarrufla sigortalının sigorta akdini yaptırmakla menfaatinin son bulması ve bu menfaatin sigortalıdan başkasına geçmesi anlamında bulunduğunu kabulde zorunluluk vardır. Diğer taraftan 2918 sayılı KTK.nun 20/d maddesine göre, tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devir işlemleri aracın motorlu taşıtlar vergisi borcu bulunmadığına dair belgenin ibrazı halinde araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi esas alınarak noterlerce yapılır. Noterlerce yapılmayan her çeşit satış ve devir işlemleri geçersizdir. Bu hüküm kamu yararı ve kamu düzeni amacına yöneliktir. Değinilen bu hüküm karşısında harici satış işlemi ile 3. kişinin araç üzerinde hukuken bir menfaatinin bulunduğunu kabul etmek mümkün değildir. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 13/09/2012 tarih 2012/3937 esas 2012/9276 karar sayılı ilamı) Sigortalı aracın davacı üzerine kayıtlı olduğu, davalı tarafın sigortalı aracın mülkiyetinin üçüncü kişiye geçtiğine yönelik iddiasının ispatlanamadığı, ayrıca; her ne kadar ilk derece mahkemesince davacının değer kaybı ve kazanç kaybı talebi ile ilgili değerlendirme yapılmamış ise de; karardaki eksikliğin kamu düzenine ilişkin olmaması, karardan sonra davanın taraflarının HMK’nın 305/A maddesi gereğince talepte bulunmaması, istinaf kanun yoluna başvuran tarafın sıfatı ve davalının istinaf sebepleri nazara alındığında; ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatiyle davalının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 9.904,95‬ TL harçtan peşin alınan 2.476,23 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.428,72‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince kararın dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
6- Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 24/03/2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır
(Muhalif)

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

MUHALEFET ŞERHİ: 6100 sayılı HMK 297/2 maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmünün yer aldığı, ilk derece mahkemesince davacının hasar bedeli hususunda karar verildiği halde değer kaybı ve kazanç kaybı talebi hakkında olumlu ve olumsuz bir karar verilmediği, bu nedenle usule uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunmadığı kanaatiyle, (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 06/11/2019 tarih …. Esas …. Karar sayılı ilamı) istinaf kanun yoluna başvuran davalının istinaf sebepleri incelenmeksizin re’sen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince usulüne uygun hüküm tesis etmek üzere dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Üye …
e-imzalıdır

A.G