Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/520 E. 2020/439 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : …
NUMARASI : …

DAVACI : … (T.C. Kimlik NO: …)
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında … tarihinde tesis edilen tedbir kararına itirazın reddine ilişkin ara karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
TALEP: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili dosyanın 17.12.2019 tarihli 5. celsesinde; tedbir harcı eksikliğinin tamamlanabilir dava şartı olduğunu, tebligat yapılmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, harcın ikmal edildiğini ve tekrar aynı tedbir kararının verilmesini talep ettikleri, 20.12.2019 havale tarihli dilekçelerinde de ihtiyati tedbir karar harcının 1 kez yatırılacağına dair bir düzenleme bulunmadığını, var olduğu düşünülse bile bu dava şartının HMK 120/2 fıkrası gereğince tamamlanabileceğini, hukuki dinlenme haklarının bertaraf edildiğini, Harçlar Kanunu’nun 27.maddesinde harcın süresinde ödenmemesi halinde müteakip işlerin yapılmayacağına dair hüküm bulunduğunu belirterek, Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
İSTİNAF EDİLEN ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi, davacı vekilinin yeniden tedbir talebinde bulunması üzerine 07.01.2020 tarihinde verdiği gerekçeli ara kararıyla; davacı vekili tarafından 10.12.2019 tarihinde tedbir harcının dosyaya yatırıldığı tespitiyle; ihtiyati tedbir talebinin kabulüyle, Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin HMK 209. maddesi delaletiyle 389. maddesi gereğince tedbiren durdurulmasına, HMK 392. maddesi gereğince dava değerinin %20 si oranında teminat alınmasına, teminatın daha önce dosyaya yatırıldığı ve varlığını sürdürmesi nedeniyle yeniden teminat alınmasına yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Yukarıda özetlenen tedbir kararına karşı dava vekili tarafından 11.01.2020 tarihli dilekçeyle itiraz edilerek; Konya BAM 6. H. Dairesince teminat karşılığında takibin tedbiren durdurulmasına karar veriliği, yasal süre içerisinde teminatın yatırılması ve kararın infazının talep edilmesi gerektiği, davacının süresinde teminat yatırmaması nedeniyle tedbir kararının kendiliğinden kalktığı, daha sonra yeniden aynı konuda hüküm kurulmasının mümkün olmadığını, HMK da karşılığının bulunmadığını, davacının kendi kusuruyla teminat yatırmadığı. bununda kötü niyetli olduğunu ve süreci uzatmaya çalıştığını gösterdiğini, kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceğini dile getirip tedbir karanının kaldırılmasını istedikleri görülmüştür.
İlk derece mahkemesi 07.01.2020 tarihli gerekçeli ara kararına itiraz edilmesi üzerine 23.01.2020 tarihinde murafaa duruşması yaptığı ve tarafları dinleyerek, davalının ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine karar verdiği, aynı tarihli gerekçeli ara kararıyla; “HMK da ihtiyati tedbir kararının yerine getirilmediği takdirde yeniden talep edilemeyeceğine dair herhangi bir hüküm olmadığı, HMK 389. Madde kapsamında mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı hallerde ihtiyati tedbir kararı verilebileceği ve yine HMK 396. madde hükmü nazara alındığında durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verilebileceğine kanun cevaz verdiğinden, uygulanma imkanı kalmamış ihtiyati tedbir talebinin ve kararının yeniden talep edilebilmesinin ve karar verilmesinin yasaya ve usule aykırılık teşkil etmediği mahkememizce değerlendirildiğinden, ayrıca Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kaldırma kararının harç eksikliği nedeniyle usulden verilmiş olması, davacının bu kez gerekli harçları yatırarak yeniden tedbir talep etmiş olması da göz önüne alınarak 07.01.2020 tarihinde gerekçeli olarak belirtilen sebeplerle yeniden ihtiyati tedbirin kabulü yönünde ara karar tesis edilmiştir. Bu nedenlerle davalı itirazlarının REDDİNE dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı (ihtiyati tedbir kararına itiraz eden) vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması isteminin REDDİNE,…” şeklinde hüküm kurduğu görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili 04.02.2020 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; Dairemiz tarafından ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulması ve kurulan hükmün kesin olması nedeniyle, ilk derece mahkemesince aynı konuda yeniden hüküm kuramayacağı, dairemizce verilen tedbir kararına ilişkin teminatın süresinde yatırılmaması nedeniyle kararın kendiliğinden ortadan kalktığı, bu sonuca davacının kusurlu davranışıyla ulaşıldığını, kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceğini, tekrar tedbir talep edilmesinin davacının kötü niyetli olduklarını gösterdiğini ayrıca takibi sürüncemede bırakmayı amaçladıklarını, süreçte durum ve koşulların değişmediğini belirterek tedbir kararının kaldırılmasını talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati tedbir kararına ilişkin itirazın reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İcra İflas Kanunu’nun 72/3.maddesinde;“İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile tabin durdurulmasına karar verilemez. Ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmü getirilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 209.maddesinde ise;”1) Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir (karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. (2) Resmî senetlerdeki yazı veya imza inkâr edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz. (3) Senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senet hakkındaki sahtelik iddiasından etkilenmez ve gerektiğinde senet sahibi haklarının korunması için yeni tedbirler talep edebilir.” şeklinde yasal düzenleme mevcuttur.
Menfi tespit davası her ne kadar İİK’da düzenlenmiş ise de icra hukukuna özgü bir dava türü olmayıp maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden ve HMK’daki genel usul ve yargılama kurallarına tabi olan ve genel mahkemelerde görülen bir dava türüdür.
Dolayısıyla usul kuralları bakımından İİK’nın hükümleri ile yetinilmesi doğru olmayıp HMK’daki usul kurallarının ve yasal düzenlemenin dikkate alınması gerekmektedir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibe dayanak senetteki yazıya ve imzaya itiraz hususu HMK’nın 209. maddesinde özel olarak düzenlendiğinden yazı veya imza inkarına dayalı menfi tespit davalarında özel hüküm olan HMK’nın 209. Maddesine dayanılarak, HMK’nın 390/3.maddesinde; “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü göz önünde bulundurmak suretiyle, aynı yasanın 389 ve devamı maddeleri gereğince; tarafların ileride telafisi mümkün olmayan zararlarının önlenmesi için uygulamada ihtiyati tedbir kararı verilebilmektedir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi de 17.05.2012 tarih 2012/3644-8311 esas karar sayılı içtihadında İİK72/3 maddesine göre HMK 209. maddenin daha özel nitelikte olduğu, bonoda tahrifat yapıldığı iddiasında bulunulduğundan HMK 209. maddenin uygulanması gerektiğini içtihat etmiştir.
Somut olay değerlendirildiğinde; aleyhine tedbir istenen tarafından Konya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla, 20.09.2017 tarihinde, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapıldığı, takip işlemleri devam ederken 31.12.2018 tarihinde tedbir istemli işbu menfi tespit davası açıldığı ve bono miktarında ve tanzim tarihinde tahrifatla sahtecilik yapıldığı iddia edildiği, iddiaya ilişkin Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla, davalının sanık olduğu kamu davası açıldığı, kamu davasının hazırlık soruşturması aşamasında aldırılan Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü raporunda, senette tahrifat yapıldığı yönünde değerlendirmede bulundukları görülmüştür.
Davalı tarafından, davacı aleyhine, Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı ve davacının da takibe konu senedin sahteliğini iddia ettiği, bu nedenle davacının işbu menfi tespit davası açmakta ve takibin durdurulması için tedbir talep etmekte hakkı ve hukuki menfaatinin bulunabileceği ihtimali mevcuttur. Kanun koyucu 6100 Sayılı HMK’nın 390. maddesinin gerekçesinde, hukuki koruma tedbirlerinde ispat meselesi üzerinde durarak, tedbir talep edenin, davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi zorunda olduğunu belirtmiştir. Davacı tarafından dile getirilen sahtecilik iddiasına ilişkin Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla davalı sanık hakkında kamu davası açılması ve dosyanın hazırlık aşamasında aldırılan Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü raporunda, senette tahrifat yapıldığı yönünde değerlendirmede bulunmaları işbu dosyada yaklaşık ispatın bulunduğunu doğrulamaktadır. Davalı vekilinin istinaf dilekçelerinde dile getirdiği, takibe itiraz edilmemesi, satış aşamasına gelindikten sonra dava açılarak tedbir istenmesi itirazlarına hukuki bir geçerlilik atfedilmemiştir.
İşbu dosyadaki tedbire ilişkin verilen kararlar yukarıda ayrıntılı olarak özetlendiği üzere dairemizin iki adet kararına konu olmuştur. … Esas … Karar ve 03.05.2019 tarihli oy çokluğu ile verilen ilk derece mahkemesinin tedbir kararı verirken teminat almaması nedeniyle karar kaldırılmış ve %20 teminat alınarak ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Dairemizin ikinci kararı ise … Esas … Karar 05.12.2019 tarihli olup tedbir talep eden davacının, tedbir karar ve ilam harcını yatırmadığına dikkat edilmeden ilk derece mahkemesince tedbir kararı verilmesi nedeniyle karar kaldırılmış yeniden hükümle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Dairemizce verilen kararlar incelendiğinde esasa ilişkin kararlar olmadığı, usulü bir takım eksikliklerin bulunması nedeniyle karar ittihazına gidildiği görülmektedir. Verilen kararların kesin olması, aynı konuda tekrar tedbir talebinde bulunulmayacağına değil, karara karşı Yargıtay yolu kapalı olduğuna delalet etmektedir.
Herhangi bir şekilde hükmünü yitiren ihtiyati tedbir kararının, aynı koşullarla yeniden talep edilmesinde bir engel bulunmamaktadır. Çünkü tedbir kararı ara karar niteliğindedir. Geçici hukuki koruma sağlaması ve kesin hüküm teşkil etmemesi nedenliyle ihtiyati tedbir kararı, hakkın kötüye kullanılmaması şartıyla, her zaman talep edilmesi mümkündür.
İhtiyati tedbir talebinin takibe konu bonoda tahrifat suretiyle sahtecilik yapıldığı iddiasına yönelik olduğu, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin HMK’nın 209. maddesi delaleti ile HMK 389 ve devamı maddelerindeki düzenlemeler gereğince kabul edildiği anlaşıldığından, verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, HMK 394(2) maddesi uyarınca teminata ilişkin olarak yapılan bir itiraz da bulunmaması karşısında aleyhine ihtiyati tedbir istenenin istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince esasa ilişkin verilecek kararda değerlendirilmesine,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır